Bir zamanlar TARSUS

Gerçekler vardır…

Birden fazla. Birçok kavramın birleştiği gerçek. Her şeyiyle büyük bir potansiyel… 

Toprağın üstü ve altıyla dinamik bir coğrafya… 

Toprak” demek kifayetini ve manasını açıklayamaz.

Kuruluk, baltık-çaltıktan sonra büyük bir derya ve sırrı çözülemeyen bir toprak parçasıdır Çukurova

Zamanında bataklıktır. Sivrisinekten geçilmemiştir. 

Sonraki süreçte, coğrafi değişimlerle bataklık yerini Çukurova toprağına bırakır. 

Medeniyet ve ya uygarlık bakımından Tarsus, Çukurova’nın kozmopolit şehridir. Eski medeniyetlerden bir çok iz vardır.

Hazreti İsa’nın 12 havarisinden bir tanesi olan  St. Paul’un kuyusu bulunmakta. 

Hristiyanlığın kritik bir merkezi… Halen Tarsus’da yerli Hristiyan cemaat mevcut. 

Osmanlı’nın son dönemlerinde kurulan “Tarsus Amerikan Koleji” halen faaliyettedir. Ve yakın civarında Tarsus St. Paulus Kilisesi vardır. Kilisenin yukarısında ise Hazreti Danyal Peygamber’in kabri. 

Tarsus’un kuzey tarafına doğru da “Yedi Uyuyanlar Mağarası” var. 

Hak dininin kritik noktası da burası…

Anlayacağınız Tarsus merkezin altı resmen tarih ama deşmeye gelmez. 

Neden mi!..

Yakın zamanda Tarsus, 82 Evler Mahallesi’nde kaçak kazı yapanlar oldu. 

Araştırmacı ve olayla ilgilenen bir polis öldürüldü. Olayın derinleştirilmesi sonucu, cinayet ortaya çıktı. Lakin günlerce o sokakta ve o evin altındaki yeraltı çalışması güvenlik güçleri tarafından korundu. 

Çatılarda keskin nişancılar ve sokaklarda Özel Hareket mensupları görev aldı. Mahalleye giriş ve çıkışlar tutuldu.

Ama akılda hep şu sorular kaldı:

1- Hristiyanlığın kozmik odası Tarsus’da “Yeraltı şehri” diye adı çıkarılan “82 Evler”deki o konutta “St. Paul’un gizli İncili” mi bulundu? 

2- Kolluk kuvvetleri ve idari kuvvetler, 1 yıl boyunca neden mahallede sıkıyönetim uyguladı?

3- Evangelist, Protestan, Ortodoks ve Katolik camiasının “Üst AklıVatikan, Müslümanlar’a Barbanas İncili’nin (Az değişmiş ve çok eleştirel İncili) açığa çıkıp gerçeklerin ortaya çıkmasını mı istemiyorlar? Yeni tehdidin “St. Paul İncili” olmasından mı endişe ediyorlar? 

*

Çukurova, toprağıyla verimli oldu. 

Peki tarım faaliyetleri nasıl aktif oldu? 

Çukurova’ya hayvancılık hakimdi. O dönemler, sıcaklardan dolayı ve sivrisinekten geçilmediğinden, hayvancılıkla uğraşılıyordu. 

Sivrisinek öyle bir hal almıştı ki sıtmadan geçilmezdi. İnsanlığı kırıp geçiyordu. 

Çukurovalılar o dönem, 15 km kuzeyde hayvancılıkla meşguller. Bir çoğu daha rakım yüksek yerlerde hayvancılıkla meşgul. M. Kemal ATATÜRK o dönem, Hatay, Amik Ovası’ndaki Arap vatandaşları, Çukurova’ya getirir. Bu insanlara “Fellah” denir. “Çiftçi” anlamına gelir. Çukurova, Atatürk’ün tarımcılık girişimiyle hareketlenmiştir.

O dönemler, Tarsus’da yerli önderlerden Sadık Paşa’ya Tarsus arazileri teslim edilir. 

Şehrin önde gelenleriyle anlaşılır. 

Sadık Paşa’nın oğlu Şadi Bey döneminde Tarsus elektriğe kavuşur. 

Şadi Bey’in yurt dışından getirdiği motorlarla şehrin sokakları lambalarla ışıklanır.

Şadi Bey’in basma fabrikasındaki motorlardan şehre elektrik verilir.

Şehir aydınlanır.

Şu an Tarsus’da geleneksel Cuma Pazarı'nın kurulduğu yerdeki bacalar, zamanında şehrin diğer ileri geleni Rasim Dokur Bey’in dokuma fabrikasından kalmaktadır.

-Mustafa Kemal, Tarsus Ulu Camii avlusunda...-

Milli Mücadele sırasında Rasim Bey’in dokuma fabrikası Türk askerine üniforma diker. Hatta Cumhuriyet’le beraber M. Kemal ATATÜRK, Rasim Dokur’a iade-i ziyarete gelir. Para teklif edilir zamanındaki yardım için, lakin Rasim Bey kabul etmez; bunun üzerine M. Kemal Atatürk, jest olarak Rasim Dokur Bey’in evine misafir olur. 

Zaman ilerledikçe “Beyler” değişir Tarsus’da… 

Sonraki zaman “Menderesçiler”in dönemi!..

Tarsus’dan bir Kasım Ağa (bey) geçti. 

Kasım Ağa’nın “5-10 bin dönüm arazi sahibi” olduğu söylenir.

Kasım Ağa’nın kökeni Elazığ, Palu’dur.

Çukurova’nın insan kaynağında doğu büyük rol oynar. 

Kasım Ağa’nın eniştesi Rüştü Çetin, “61 Darbesi”nde Yassıada’da yargılanan bir senatördür.

Tarsus’un Adana ile büyük ticari bağlantıları vardır eski zamanlarda…

Adana Tuzla’dan, Karataş’tan beyler, merkezden yol güzergahı ile ilerleyerek Tarsus’a gelip alışveriş yaparlarmış. Develer kullanılırmış bu yolculuklarda.

Çukurova, kozmopolit gerçeklerin topraklarıdır. 

İncirlik Amerikan Üssü, Lions kulüpleri ve “Beyaz Çukurovalılar… 

Sormadan geçemem…

Siyonistler ve Evangelistler, Çukurova’da “faaliyet” mi üretiyor? Yoksa bu toprakları “Büyük İsrail” devleti için karargah olarak mı kullanıyor? 

Bildiğim tek şey şu: Amerikan uçaklarıyla İncirlik’ten kaç Türk evladı maddi  yetersizlikten dolayı devşirilmek üzere ABD’ye götürüldü.

Bizi kuşatan, içeriden de kalbi İsrail, mantığı ABD için atan elemanlar devşirip yetiştiriyor!... 

Çukurova kıyametin kopsa, sen ateşten  gömleğini çoktan giymişsin!..

Toprak kıyamet de olur, toprak zerre-şüheda da olur. 

Vesselam…

.

Muhittin Taha Çalık, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @TahacalikCal @dikgazete

...