Etkinleşen Türkiye, Beytullah’ta son durum

Küreselleşme…

Güçlüler tanımlıyorlar…

Adı ne olursa olsun “Küreselleşme”nin, insanlık açısından büyük sonuçları var. 

En önemli sonucu dünyanın her yerinden haberdar oluyoruz. 

Tabiî duyduğumuz olaylar ve sonuçlar objektif değil. 

Medya, özelde sosyal medya, elbette algıyı yönetenlerin kontrolünde.

Dünyayı bilelim ki daha zor ve kötü günler bekliyor.

Esasında geçmiş bundan daha iyi değil.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın insanlık üzerinde yaptığı tahribat ve yıkımı düşünün.

İlkinde devletimiz ve topraklarımız paramparça edildi.

İkincisinde tüm Avrupa yerle bir.

Düşünün, koca Devlet-i Aliye yerle bir.

Baş düşman İngiltere. Ama ardından İngiliz Muhipleri Cemiyeti yani İngiliz Sevenler Derneği kuruluyor. İngiliz Mandası istiyorlar.

Müslümanlar tarafından kurulan yıkıcı cemiyetlerin başında:

Manda ve himaye taraftarı Wilson Prensipleri Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti, bölücü nitelikli Kürt Teali Cemiyeti… Tabii "Kavm-i Sadıka" dediğimiz Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin kurdukları derneklerden söz etmiyorum bile…

İngiliz Muhipleri’ni kuran Molla Sait diye bir adam, arkasında da İngiliz bir Papaz var. FETÖ de papazlarla iş tutmuyor muydu? "Dinler arası diyalog" oyunu ile…

İlginç, Suud’ların dedeleri de yurdumuzu bölerken İngiliz casusların yetiştirdiği Vahhâbi’lerle hâreket etmediler mi?

İnsanlık Düşmanlarının fiili savaş meydanı, İslam Coğrafyası şu anda.

Neden mi?

İslâm, tevhîd Dini; İslâm, küresel şirkin dayatma ve yanıltmalarını yıkacak sağlam kaynaklara Kur’an ve Sahîh sünnete sahip.

Tabiî onlar insanlığa da düşman.

İslâm’da bırakın biyolojik harbi, kimyasal harp, Muharebe sahasını aşacak nükleer bir silah dahî haram.

Ya onlar!

Onlarda sadece kendi menfaatleri var.

Dünyayı saran düşmanlıkları ilk değil!

Farklı zamanlarda farklı virüs, bakteri, çekirge sürüleri vb. yayarak insanlığa zarar verdiler.

Biz, şu ana kadar hep düşmanı, düşmanın yaptıklarını yapacaklarını konuştuk.

Biz neler yapmalıyız?

Konuşmuyoruz…

Biz kimiz?

Biz, öncelikle İslâm Toplulukları ve Ümmetiz.

Peki, Ümmet olarak bir şeyler yapabiliyor muyuz?

Maalesef hayır!

O zaman, daha iç çemberle hareket etmeliyiz.

"İç çember"de kimler var?

Türkiye’yi merkez ve öncü kabul eden, Türkiye ile hareket eden devletler..

Bunlar, başta Pakistan, Katar, Azerbaycan olmak üzere, Türk Devletleri ile Balkan Devletleri’nin bir kaçı..

Ekonomisi veya Ordusu küçük olan devletlere de verebildiğimiz kadar yanımızdalar. Yani “Boş çuval dik durmaz” misali..

Çuvalın dik durmasının da bedeli ağır…

Vererek elde edeceğimiz çevre bir kısmı.

Türkiye, özellikle 15 Temmuz sonrası, kendi kararlarını daha özgür veriyor.

Bu arada, gerek sınırötesi operasyonlarındaki kararlılık, gerek ekonomimize yapılan dış müdahalelere gösterdiği tepki, gerek son virüs kargaşasında aldığı önlemler, yurtdışındaki vatandaşlarını, hatta diğer ülkelerin vatandaşlarını da askeri uçaklarla aldırması, ülkemizin artık birinci sınıf olduğunun göstergesi.

Bakın Avrupa bitti.

Gerek tedbirler, gerek sağlık, gerek ilaç, çözüm imkânları ile durumu ortaya çıktı.

Avrupa rüyası bitmiştir.

Ülkemiz açısından bu kararlı ve güçlü resme rağmen hâlâ sosyal medyada iletişim gruplarında felâket telâllığı yapanlar var.

Bunlara biz de zaman zaman alet oluyoruz.

Nasıl mı?

Son bariz örnek, Suriye’deki şehid sayılarında oldu ya da Libya’da bulunan askerlerimizin durumları ile ilgili konular; bugünlerde de virüsle ilgili..

Azîz Milletim!

İnsanlığın artık bu virüs, başına açılmış bitmez bir belâ.

Hepimizin başına gelecek görünüyor bu belâ.

Dilerim çözüm ve tedavisi bulunur ve insanlık sonrasında ucuz atlatır.

Bu belâyı, insanlığın başına musâllat edenler bilin ki devletimize güvensizliği sosyal medya aracılığı ile pompalayanların arkasındaki karanlık güç.

Vaktiyle, Irak’ı kimyasal silahları olduğu yalanı ile işgal edenler, Alaska’da çektikleri petrole bulanmış deniz kuşunu "Basra’da" diye haber yapanların başında zamanın İngiltere Başbakanı Tony BLAİR şimdi nerede? 

Rothschild/Rockefeller aileleri ve onlarla hareket eden CFR/Bilderberg gibi yapıların başında şu anda Tony BLAİR…

Türkiye’de bu adamlarla kim hâreket eder?

SOROS ile Gezi Eylemlerinde kim vardı?

Bilderberg Toplantıları’na kim gider?

İngiliz Krâliyet Ailesi ile kim ya da kimler yakın?

Cevaplarını, vicdan sahibi herkesin bilebildiği olaylar ve insanlardan doğru sonuçlar çıkartalım.

Devletimize güvensizliği yayanların eline ne geçiyor acaba?

Herşey kaba siyaset değil.

Devlet Anadır, babadır; bu vasfı ile "Milli Güç Unsurları"ndan biridir. Milletimizi bağlayan değerlerden biridir. Bunu tüketmek kimin işine gelir? Sadece ihanetin işine gelir.

Bu süreçte camilerin kapalı olması acı verdi; ancak Beytullah dezenfekte edilip, tüm İslâm Ülkeleri’nden seferberlik ilan edilip, virüssüz, gönüllü 5–10 bin tavaf ekibi gitmeliydi.

Onlar orada kalmalı ve her gün 24 saat tavaf etmeliydiler.

Beytullah nöbet ve tavafı, kuşlara kalmamalıydı…

En çok Kâbe’nin yalnız kalmış resmi üzdü beni. Biliniz…

Türk Milleti, dört temel üzere töresini bina etmiştir. 

Dini İslâm, Milli gelenek ve terbiye, Vatan Sevgisi ve Devlet ebed, müddet” dediği devlet. 

VATAN, MİLLET, DİN ve DEVLET.. Bu değerleri siyaset için yıpratan herkes mes’uldür. 

Biliniz…

.

Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com

-Strateji ve Yönetim Uzmanı-

...