İngilizlerin eğittiği Rus hainler Avrupa'yı ateşe vermeye hazırlanıyor!

İngilizlerin eğittiği Rus hainler Avrupa'yı ateşe vermeye hazırlanıyor!

İngilizlerin eğittiği Rus hainler Avrupa'yı ateşe vermeye hazırlanıyor!

Rus hainlerin Ukrayna yanlısı Rus gruplardan oluştuğunu öncelikle belirtelim. İngiltere, Rusya karşısında uzun süredir sürdürdüğü jeopolitik mücadelenin "stratejik yenilgisi"ne yanıt olarak yeni bir provokasyon hazırlığında görünüyor. Londra yönetimi, sahadaki ve diplomatik alandaki kayıplarını örtbas etmek için Rusya’yı uluslararası alanda köşeye sıkıştırmayı amaçlayan yeni bir psikolojik ve istihbari operasyon sürecine girmiş durumda. Bu hamle, hem Ukrayna cephesindeki başarısızlıkların üzerini örtme çabası hem de Batı ittifakı içindeki zayıflayan liderlik rolünü yeniden tesis etme girişimi olarak okunabilir.

İngiltere’nin Rusya–NATO savaşını isteme nedenleri…

İngiltere’nin Rusya ile NATO arasında çatışma çıkmasını arzu etmesinin arkasında tarihsel, stratejik, ekonomik ve istihbari katmanlar var; birincisi; Londra’nın uzun vadeli kıta politikası, Avrupa’da hiçbir gücün tek hâkim olmasına izin vermeme ilkesine dayanıyor ve Rusya–Avrupa yakınlaşması bu geleneğe aykırı görülüyor.

İkincisi; enerji bağımlılığı ve finansal dengeler: Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz sağlayarak bazı Avrupa başkentlerini Washington’dan uzaklaştırma potansiyeli, City of London merkezli finans dünyasının çıkarlarıyla çelişiyor ve kriz ya da çatışma, bu liderliği korumaya hizmet ediyor.

Üçüncüsü; istihbarat ve propaganda alanındaki faaliyetler MI6 destekli operasyonlar, bilgi savaşı ve Rusya karşıtı algı yönetimi— Moskova’yı uluslararası kamuoyunda izole etmeyi amaçlıyor. Dördüncüsü; İngiltere sıklıkla ABD’nin Avrupa’daki operasyonel uzvu gibi davranarak doğrudan çatışmayı Washington yerine proxy yöntemlerle kışkırtma rolü üstleniyor.

Beşincisi; NATO’nun meşruiyet ve varlık gerekçesinin güçlendirilmesi: Yeni ya da tırmandırılmış bir cephe ittifakı yeniden canlı tutuyor ve savunma harcamalarını, politik bütünlüğü pekiştiriyor; son olarak iç politik avantajlar—ekonomik sıkıntılar, bölgesel ayrılıkçılık ve toplumsal kutuplaşma dönemlerinde dış düşman imajı hükümetleri konsolide etmeye yarıyor

Kısacası; İngiltere doğrudan savaş peşinde değil, savaşın stratejik sonuçlarını NATO’yu diri tutmak, Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını kırmak ve Batı eksenini korumak— hedefliyor, bu yüzden çatışmanın kıtada patlamasını kontrol altında tutacak provokasyon ve bilgi operasyonlarına yatırım yapıyor.

Geleneksel İngiliz “savaş bankerleri” mantığı — maliyeti küçültme ve NATO’ya yayma…

Geleneksel İngilizsavaş bankerleri” yaklaşımı, büyük çatışmaların doğrudan maliyetini Ada’nın omuzlarından indirmek ve bu maliyeti ittifak üyelerine yaymak üzerine kuruludur. Amaç, savaşın devlet bütçesi üzerindeki yükünü azaltırken finansal ve endüstriyel kazançları İngiltere merkezli tutmaktır.

Bu mantık, NATO ve diğer ittifak mekanizmalarını kullanarak savunma harcamalarını ve lojistik yükleri müttefiklere aktarmayı, City of London merkezli bankacılık ve sigorta sisteminin savaş finansmanı, tahvil ve sigorta araçlarıyla maliyeti özel sektöre kaydırmasını, silah ve savunma tedarik zincirlerini İngiliz firmaları etrafında konsolide ederek endüstriyel fırsatları maksimize etmeyi ve maliyet görünürlüğünü azaltacak diplomatik ve propaganda araçlarıyla kamuoyunu yönetmeyi içerir.

Bu yaklaşım, kısa vadede devlet bütçesini korurken, finansal aktörler ve savunma sanayii için kârlılık sağlar; orta ve uzun vadede ise ittifak bağımlılıklarını artırır ve Avrupa’daki enerji ve ekonomik bağımsızlık projelerine karşı direnç oluşturur. Temel hedef, savaştan doğacak stratejik faydayı korumak ve maliyeti görünmez biçimde müttefikler üzerine yayarken İngiltere’nin finansal ve politik pozisyonunu güçlendirmektir.

Aranan kan sözde Ukrayna yanlısı Rus hainler!

Rusya hem kendi kamuoyunu hem de Avrupa kamuoyunu, olası bir NATO–Rusya savaşına hazırlamayı amaçlayan bilgi ve psikolojik operasyonların zihinsel hazırlık aşamasına geçmiş görünüyor. Bu kapsamda, Rus Dış İstihbarat Servisi’nin (SVR) son açıklaması dikkat çekici. SVR, İngiltere’nin doğrudan desteğiyle, Ukrayna yanlısı bir Rus grubunun Avrupa’daki bir limana saldırı planladığını iddia etti.

Bu iddia, Moskova’nın yürüttüğü stratejik farkındalık ve tehdit algısı inşası sürecinde hızlandırılmış bir aşamanın ilk adımı olarak değerlendirilebilir. Rus tarafının ele geçirdiğini veya öngördüğünü ileri sürdüğü İngiliz planına göre, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri saflarında savaşan bir grup Rus vatandaşı, Avrupa’daki bir limana yönelik sabotaj eylemi gerçekleştirecek.

Planın detaylarına göre, söz konusu grup, Avrupa limanlarında bulunan bir Ukrayna Donanması gemisini ya da yabancı sivil bir gemiyi hedef alacak. Rus kaynaklarına göre, grubun üyeleri bu amaçla sabotaj eğitimi almak üzere İngiltere’ye gönderildiler.

İngiltere neden böyle bir planlama yapıyor?

Yabancı istihbarat kaynaklarına göre, Londra yönetimi bu tür bir provokasyonu, Ukrayna’ya devam eden askeri yardımları ve Avrupa’nın artan militarizasyonunu meşrulaştırmak için gerekli görüyor. Bu iddia, Batı kamuoyunda “Rus tehdidi” algısını diri tutmayı amaçlayan bir psikolojik operasyonun parçası olarak değerlendiriliyor.

Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR), sabotaj eylemini gerçekleştirecek grubun, Moskova’dan aldıkları emirler doğrultusunda hareket ettiklerini iddia edeceklerini öne sürdü. SVR’ye göre, Birleşik Krallık, olayın ardından Çin Halk Cumhuriyeti’ni (ÇHC) de hedef göstermek amacıyla, sabotajcıları Çin yapımı su altı ekipmanlarıyla donatmayı planladı.

Bu çerçevede İngiliz provokasyonunun iki temel amacı olduğu görülüyor: 1. Rusya’ya doğrudan sorumluluk yüklemek, 2. Çin’i itibarsızlaştırarak, Moskova-Pekin hattındaki stratejik ortaklığı zayıflatmak.

Londra’nın planına göre, Avrupa’daki bir limanda yabancı bir sivil gemiye yönelik saldırı düzenlenecek ve bu saldırı Rusya’nın üzerine yıkılacak. Böylece hem NATO içinde dayanışma tazelenecek hem de Çin’e karşı yeni bir suçlama zemini hazırlanacak.

Peki, İngiltere neden böyle riskli bir eyleme kalkışsın?

SVR’ye göre bunun arkasında, Londra’nın Rusya’yıstratejik olarak yenilgiye uğratma” hedefinde başarısız olması yatıyor. Moskova’nın dayanıklılığı ve Batı yaptırımlarına karşı direnci, İngiltere’nin yıllardır sürdürdüğü politikaları boşa çıkardı. Bu nedenle, Londrayenilginin rövanşını almak” için yeni bir provokatif senaryoyu devreye sokuyor.

Bu haberin patenti Ruslara ait!

Aslında bu tür haberler yeni değil. TASS Haber Ajansı, 16 Haziran 2025 tarihli “Ukraine, Europe plotting 'bloody provocations' against Russia — SVR” (Ukrayna ve Avrupa, Rusya’ya karşı ‘kanlı provokasyonlar’ planlıyor) başlıklı haberinde, Rusya Dış İstihbarat Servisi’nin (SVR) açıklamalarına yer vermişti. Habere göre; Ukrayna özel servisleri İngiltere istihbarat teşkilatlarıyla yakın işbirliği içinde çalışıyor.

Rus istihbaratının kurgusuna göre, bu ortaklık yalnızca bilgi paylaşımıyla sınırlı değil; sahada yürütülen sabotaj faaliyetlerinin planlamasında da İngiliz uzmanların parmağı bulunuyor. Aynı tarihte yayımlanan TASS haberinde, Ukraynaİngiltere işbirliğinin başka bir senaryosuna da değinilmişti: “Kuzey Avrupa ülkelerinden gelen işbirlikçilerin yardımıyla, uluslararası deniz yollarına sabotaj amacıyla yerleştirildiği iddia edilen Rus yapımı çapa mayınlarının Baltık Denizi’ndekazara’ avlanması.”

SVR kaynakları bu iddiayı şöyle yorumluyor:

Yıkıcı eylemler, genellikle aynı kalıba göre gerçekleştiriliyor. İngiliz tarafı, sabotaj eylemlerine operasyonel destek sağlarken; SBU (Ukrayna Güvenlik Servisi) veya GUR MO (Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü) personeli ve ajanları doğrudan eylemci olarak devreye giriyor. Bu mekanizma, Bryansk ve Kursk bölgelerindeki demiryolu hatlarına yönelik son terör saldırılarının yanı sıra, 1 Haziran’da Rus Hava-Uzay Kuvvetleri’ne ait havaalanlarına yapılan saldırılarda da kullanıldı.”

Rus tarafına göre bu “yıkıcı eylemler”in temel hedefleri şunlar: Ukrayna’daki çatışmayı tırmandırmak, ABDRusya müzakere sürecini sekteye uğratmak, Beyaz Saray’ı Kiev’e tam kapsamlı askeri destek vermeye ikna etmek.

Moskova’dan gelen bu tür “alarm” ve suçlamalar yeni değil. Geçtiğimiz hafta SVR, bu kez Polonya’da olası bir provokasyon ihtimaline dikkat çekti. Rus istihbaratına göre;provokasyon senaryosu Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü tarafından Polonya istihbarat servisleriyle ortaklaşa geliştirildi.”

İddiaya göre, Rusya ve Belarus özel kuvvetleri kılığına girmiş bir sabotaj ve keşif grubunun Polonya’ya sızması planlanıyor. Bu senaryo, Polonya’nın kritik altyapı tesislerine sahte bir saldırı düzenleyerek, Moskova’yıistikrarsızlık yaratmakla suçlamayı ve NATO’yu doğrudan askeri karşılık vermeye zorlamayı amaçlıyor.

SVR, söz konusu grubun gerçekte Ukrayna adına faaliyet gösteren “Rus Özgürlük Lejyonu ve “Kalinovski Alayı mensuplarından oluştuğunu iddia ediyor. Bu iki yapı, Rusya tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılmış durumda.

Rus hainlerin vuracağı olası Avrupa limanları…

SVR ve TASS kaynakları, Ukrayna yanlısı Rus grupların Avrupa’daki limanlara sabotaj düzenlemeyi planladığını iddia ediyor. Planın kapsamı, Ukrayna Donanması’na ait veya yabancı sivil gemilere yönelik sabotajları içeriyor; dolayısıyla hedef seçimi stratejik önceliklere göre şekillenecektir. Avrupa’daki limanlar, Rusya-Ukrayna savaşında kritik lojistik ve enerji hatları üzerinde konumlandığı için bu tür eylemler için tercih edilebilir.

Baltık Denizi bölgesinde Gdańsk (Polonya), Rostock ve Lübeck (Almanya) gibi limanlar, Ukrayna’ya yapılan askeri ve insani yardım sevkiyatlarında kullanılıyor. SVR kaynakları, Baltık’takazara avlananRus mayınlarına dikkat çekiyor. Kuzey Denizi’nde Rotterdam (Hollanda) ve Antwerpen (Belçika) Batı Avrupa’ya yönelik lojistik ve askeri geçişlerin kilit giriş noktaları olarak stratejik öneme sahip; İngiliz istihbaratıyla ilişkilendirilen iddialar bu limanları risk altında gösteriyor.

Akdeniz’de Marsilya (Fransa) ve Trieste (İtalya) gibi limanlar, Ukrayna’ya yapılan lojistik ve insani yardım akışında ve AB’nin enerji ile tedarik zinciri açısından önemli rol oynuyor. Bu yüzden Akdeniz limanları da olası hedefler arasında sayılıyor.

Ülkelerin savaşta aldığı pozisyonlar da hedef seçimini etkileyebilir. Özellikle Polonya’nın Ukrayna’ya doğrudan desteği, burada bulunan liman ve sınır altyapısını daha savunmasız ve dolayısıyla potansiyel hedef haline getirebilir. Almanya ve Hollanda, Batı Avrupa’nın lojistik ve finans merkezleri olarak hem askeri sevkiyat hem de enerji güvenliği açısından kritik kabul ediliyor. Fransa ve İtalya ise Akdeniz üzerinden yürütülen lojistik operasyonlar ve NATO’nun bölgesel hazırlıkları açısından kilit öneme sahip.

Bu iddialar Baltık (Gdańsk, Rostock, Lübeck), Kuzey Denizi (Rotterdam, Antwerpen) ve Akdeniz (Marsilya, Trieste) limanlarının, lojistik ve enerji hatlarını kesmeye yönelik stratejik nedenlerle olası sabotaj hedefleri olarak öne çıktığını belirtiyor.

Türk limanları hedef olur mu?

Görüştüğüm birkaç uzman askeri stratejistin konu hakkındaki değerlendirmesi oldukça kısa cevab içeriyor, “evet olabilir fakat olasılık düşükten orta düzeye kadar”. “Nasıl yani” diye sordum. Aldığım cevabı paylaşıyorum.

Hedef seçimi ve saldırının uygulanabilirliği hem stratejik hem de siyasi maliyetler nedeniyle sınırlı kalma eğilimindedir. Türkiye, Moskova ile Kyiv arasında dengeli bir pozisyon izlediği için limanlarına yapılacak açık bir sabotaj, fail açısından yüksek tırmanış maliyeti doğurur.

Öte yandan denizde gizli operasyonlar, yanlış bayrak kullanımı veya denizaşırı milis gruplar aracılığıyla sınırlı sabotaj eylemleri gerçekleştirilebilir; özellikle failin görünürlüğü azaltmak ve inkâr edebilmek istediği durumlarda bu seçenekler tercih edilebilir.

Hangi limanlar daha fazla risk taşıyabilir?

Ambarlı/İstanbul, Mersin, İskenderun, İzmir (Alsancak) ile Karadeniz kıyısındaki Samsun ve Trabzon, ticari hacimleri ve jeostratejik konumları nedeniyle daha fazla ilgi çekebilir. Bu limanlar hem lojistik hem de enerji akışları açısından değerli olduklarından sabotaj planlayanların hedefi haline gelebilir; fakat Türkiye’nin sahadaki kapasitesi ve siyasi maliyet ihtimalleri, riski düşürür.

Risk faktörleri şu unsurlara bağlıdır: Failin kimliği ve amacı (devlet destekli bir aktör mü, gönüllü bir grup mu yoksa üçüncü taraf bir aktör mü), tırmanış maliyeti (Ankara’ya karşı doğrudan eylem geniş diplomatik ve askeri karşılıklar doğurur) ve gizlenme/inkâr imkânı (deniz ortamı hibrit tehditler için uygun zemin sağlar). Bu belirleyiciler, olası saldırı türünü ve hedeflenme derecesini büyük ölçüde etkiler.

Genel değerlendirme ve önerilere gelince; Türkiye limanlarına yönelik sabotaj olasılığı sıfır değil; büyük ölçekli, doğrudan saldırılar düşük ihtimalli, küçük ölçekli veya gizli sabotaj eylemleri ise orta ihtimal dahilindedir. Alınması gereken genel önlemler arasında liman idareleri ile uluslararası ortaklıklar çerçevesinde istihbarat paylaşımı, deniz trafik takibi, giriş-çıkış denetimlerinin güçlendirilmesi ve hibrit deniz tehditlerine karşı uyarı kapasitesinin artırılması sayılabilir.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmis Kaynakça

https://tass.com/politics/1973777

https://government.ru/en/department/112/

https://www.kommersant.ru/doc/8098124

https://ria.ru/20251006/svr-2046615668.html

https://www.vedomosti.ru/politics/news/2025/10/06/1144583-svr-london-vzbeshen

https://www.newsweek.com/russia-may-be-in-phase-0-of-preparation-for-nato-war-10840927

https://understandingwar.org/research/russia-ukraine/russian-offensive-campaign-assessment-october-6-2025/

https://www.adnkronos.com/internazionale/esteri/russia-attacco-nave-londra-news-oggi_1wyu0JhqvIGr90kAK9riJY

https://www.ilmessaggero.it/schede/guerra_mondiale_fase_zero_russia_nato_scintilla_quando_puo_esplodere-9112410.html

https://francais.rt.com/russie/125825-service-renseignement-exterieur-russe-accuse-kiev-de-preparer-une-provocation-en-pologne/amp

...