- 21-07-2018 05:09
- 2919
Türkiye’de gelenekselleşmiş Mason karşıtlığının, Vatikan merkezli Papalık projelerinin eseri olduğunu çoğu kimse bilmez.
Maalesef Türkiye’de “-Yahudilik eşittir Siyonizm eşittir Masonluk” gibi bir algı var ve bu algı, cehaletten besleniyor.
Oysa Masonluk birinci derecede İslam düşmanı değil Vatikan odaklı şirk diyebileceğimiz putperestlikten izler taşıyan tahripedilmiş, her papanın veya konsülün bir şeyler eklediği insan yapımı din karşıtı.
Masonlar, Teslis’e (Üçleme: baba/oğul/kutsal ruh) değil, tek bir yaratıcıya inanırlar ve Tevhidi bir akaide sahiptirler.
İşte o nedenle Masonluğa Kabul edilmek için ilk şart bir ‘Büyük Yaradan'a inanmaktır.
O’na evreni inşa eden manasında “Ulu Mimar” derler.
Mason, taş ustası demek.
Mason kelimesi, İngilizcedeki freemason kelimesinden türemiştir ve "hür duvar işçisi" anlamındadır.
Masonluğun inanç ve kültürel ritüellerinin geçmişini Çin´den Ortadoğu´ya, Eski Yunan´dan Şaman rahiplerine, eski Mısır´dan Avrupa´nın şövalye tarikatlarına kadar dünyanın çeşitli yer ve topluluklarıyla ilişkilendirmek mümkün.
Çünkü Masonik ritüellere bakıldığında bu kadim öğretilerin tamamının etkileri görülebiliyor.
TÜRKİYE’DE MASONLUK VE MASONLUK İNANCI...
Kurumsal anlamda Masonluk çok daha farklı.
Dünyanın pek çok ülkesinde dışa kapalı bir örgüt olarak etkinlik gösteren, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve dayanışma temeline dayalı, ilkeleri ve kuralları ancak üyelerince bilinen, üyeleri arasında büyük bir dayanışma bulunan, 6–7 üyeden oluşan ve lonca denilen bölümlere ayrılan, üyelerinin birbirlerini masonluğa özgü imlerle, simgelerle tanıdığı, gizliliğe önem veren bir tür örgüt, dernek olarak biliniyor.
Türkiye’de; Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin simgesel üç derecesinde faaliyet gösteren Özgür Masonlar Büyük Locası(Büyük Mason Mahfili), kısaca CLIPSAS adını taşıyan uluslararası nitelikli bir mason örgütü ile ilişkili.
CLIPSAS, 1961 yılında kurulmuş uluslararası mason ilişkileri örgütü.
Bu uluslararası örgütün, Fransızca tam adı şöyledir:
“Centre de Liaison et d’Information des Puissances Maçonnique Signataires de l’Appel de Strasbourg" (Strazburg Çağrısını İmzalayan Masonik Güçlerin Haberleşme Merkezi).
Kamuoyunda bilinenin aksine Masonlar dinsiz değildir, dinsiz hiç kimse mason locasına alınmaz.
Hiç kimsenin dinine, inancına ya da inançsızlığına, sosyo-ekonomik ve politik eğilim veya tercihlerine karışmama ve karışılmaması ilke edinilmiştir. (1)
Her ırktan ve dinden, iyi değerlere sahip herkese açık.
Nesebi gayri sahih olanların Masonluğa alınmadığını biliyor musunuz?
Kimilerine göre dünyanın yönetimi onların elinde, kimi araştırmacılar için ise İngiltere'de yolsuzluğun yayılmasında büyük rol oynuyorlar.
Masonların etrafında dönen suçlamaların merkezinde "gizlilik ilkesi" var.
Masonlar; kendilerine yönelik 'çok gizli bir örgüt’ suçlanmalarının nedenini, gördükleri baskı ve katliamlara bağlıyor.
En son yaşadıkları Nazi kıyımının gizliliği gerek kıldığını söylüyorlar.
Ellerindeki belgelerde, 1930'larda Nazilerin Avrupa'dagerçekleştirdiği kıyım sırasında 80 ve 200 bin arası hür masonunçalışma kamplarına mahkûm edildiğine dair kayıtlar mevcut.
Bu nedenle Mason locaları gizlilik esasıyla çalıştı.
Bu ihtiyatlı durum II. Dünya Savaşı'ndan sonra da organizasyon içinde yıllar boyunca kaldı. (2)
Masonluk, İskoçya’dan tüm İngiltere’ye yayılıyor.
İrlanda ve İskoçya'nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında peş peşe kuruldu.
Masonluk 1730'lu yıllarda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika'daki İngiliz kolonilerine ihraç edildi.
Ayrıca, İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pek çok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu.
Amerikan Devrimi'nden sonra eyaletlerde bağımsız ABD Büyük Locaları oluştu. (3)
Bugün bildiğimiz Masonluk, İskoçya kökenlidir.
İngiltere'nin Büyük Locası 1717’de kurulduktan sonra İskoçyaetkisi azalmaya başladı.
Masonluğun İskoç geçmişi ve etkisi yavaş yavaş unutuldu. (4)
Londra merkezli İngiltere Birleşik Büyük Locası (UGLE)’ye bağlı İngiltere ve Galler’de yaklaşık 6 bin 300 mason locası faaliyette.
Bu localara bağlı üye sayısı 200 bin civarında. (5)
PAPA, MASONLUĞU AFAROZ ETTİ… İNGİLTERE PRENSLERİ ÖNCE MASON SONRA KRAL OLDU...
Kamuoyundaki algının tam tersine Vatikan ile Mason Localarının arası limoni.
Her iki taraf da ellerine fırsat geçse birbirlerini bir kaşık suda boğar.
Bu kinleşme yeni değil, yüzyıllar öncesine uzanıyor.
1738’de Papa, masonluğu suçladı ve aforoz etti.
1782’de ise kral 2. George’un oğlu Cumberland Dükü büyük üstat oldu.
Galler prensi (sonradan kral 4. George) ve kardeşi (sonradan kral 4. William) 1787’de mason oldular.
Kraliçe Elizabeth ise (grand patroness) unvanı ile masonluğun koruyuculuğunu üstlenmişti.
Bu dönemde eski muhafazakâr işçi loncaları, yeni mason locaları haline dönüştürülüyor ve Katolik prensiplerden uzaklaştırılıyor, bir ölçüde dinsizleştiriliyordu.
İskoçyalı DR. James Anderson kendi adıyla anılan MasonlukAnayasası’nı hazırladı.
Anderson, Roma İmparatoru Augustus’tan bahsederken Hazretiİsa’yı şöyle tanımlar:
“Tanrı’nın Mesihi, kilisenin büyük mimarı onun zamanında doğmuştu.”
1813’de eski ve yeni mason grupları birleşince, bu tarihi önsöz, mason anayasasından çıkarıldı.
İngiliz Masonları, İsa’nın adını da yavaş yavaş metinlerden çıkardılar, sadece “Ulu Mimar” ifadesi kaldı ve bugünlere intikal etti. (6)
PAPALIĞA GÖRE HRİSTİYANLARIN AMANSIZ DÜŞMANI MASONLAR...
Papa 7. Pius, 1821 yılında “Ecclesiam” adıyla anılan bildirge yayınladı.
Karbonariler ile Masonluk arasında bağlantılar kurarak, bu gibi kişilerin amaçlarının, dinsel inançlardaki umursamazlığı yaygınlaştırmak, kendi görüşlerine uygun bambaşka bir din oluşturmak, böylece Kilise’nin kutsallığı üzerine kuşku kondurmak olduğunu ileri sürdü.
Bu bildirgeyi Papa 12. Leo’nun 1825 yılında yayımlanan “Quo Graviora” adlı aforozu izledi.
Nitekim 12. Leo 1829’da ölmüş; yerine geçen Papa 8. Pius aforozu güncellemişti.
Papa 8. Pius, 1830 Aralık’ta ölünce, yerine seçilen Papa 16.Gregorius, aforoz bildirgelerine bir yıl ara verdi.
“Mirari” adıyla anılan bildirgesini 1832’de yayımladı.
Bu bildirge de diğerlerinin aynısıydı.
Ancak ilginç bir yakınması vardı.
Papaya göre, masonlar ve buna benzer örgütlerin üyeleri Kilise’nin sarsılmaz nitelikli ilahî otoritesine hunharca saldırıda bulunuyor ve din adamlarını dünyevi işlerle uğraşmak zorunda bırakıyorlar.
Durmadan gelişen şu özgürlük akımları ve yenilik eylemleri tüm toplumların başına büyük dertler açacağı için, Kilise, kendi sorumluluğunu bilerek bunlarla savaşmak zorunda kalıyor.
1846’da Papa 9. Pius’ın “Qui Pluribus” adlı bildirgesi Masonların, Hıristiyanlığın amansız düşmanları olduğunu yineledi.
Dinin, temel ve kutsal öğretilerinin insan uydurmacası olduğunu ileri sürerek Tanrı’nın varlığını yadsıdıklarınıbelirtiyordu.
Bu sapkın düşüncelere aman verilmeyip, bir an önce durdurulmasını istiyordu.
Bununla yetinmeyen Papa 9. Pius, 1865 yılında “Multiplices Inter” adıyla anılan bir bildirge daha yayınladı.
O tarihe kadarki aforozların, krallar ve diğer egemen güçler tarafından dikkate alınmadığından yakındı durdu.
İşte durum bu.
Dediğim o ki Vatikan; 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’yı sarmış olan savaşları, krallıkların giderek devrilmesini, Kilise’nin başına gelenleri hep Masonluğa bağladı.
Tüm bunların tek sorumlusu vardı: Masonlar. (7)
Masonlar ile Katolik Kilisesi arasındaki dostluk 1738'de Masonların aforoz belgelerinin imzalanmasıyla sonlandı.
Artık kiliselerde Masonların katıldığı törenler "annullo" iptal edilmiş sayılıyor.
Masonların aforozunu sağlayan ilk belge, Papa Clemente XIIzamanında 1738'de imzalanmıştı.
Vatikan'da o tarihten bu yana Masonların aforozu ile ilgili 3 binden fazla belge imzalandığı belirtiliyor.
Kardinal Kasper, 1974'de sadece kiliseye karşı çalışan Masonların aforoz edilmesi gerektiği üzerinde durdu.
Vatikan'ın II. Konsili ile aforoz meselesini çözen Masonlar, 1978'de Karol Wojtyla'nın Papa oluşu ile birlikte ağır bir darbe yediler.
Kardinal Seper'in yerini Wojtyla döneminde Ratzinger aldı. Katolik- Mason diyaloğu bir anda donduruldu.
Roma'da Alman ekolünden gelen kardinalle birlikte Alman piskoposu Joseph Stimpfle "aşılamayacak temel karşıtlık"bariyerini Masonlarla, Katolik kilisesinin arasına koydular.
Vatikan II. Konsili'nde kilise kanunlarından çıkarılan masonların aforozu kararı, Ratzinger'in yorumuyla yeniden yürürlüğe girdi.
Mason - Katolik kilisesi diyalogunu savunan Cizvit papazı Esposito'nun ikinci kitabının çıkması Katolik kilisesi tarafından engellendi.
Bu havayı hisseden piskoposlar Masonların tıpkı mafya suçluları gibi vaftiz törenlerine, ayinlere katılmasınıyasakladılar.
Kilise ve Masonlar arasında diyalogu savunan Cizvit papazlarından bazıları da tıpkı peder Caprile gibi geri adım atmaya başladılar.
Masonların "benim olan benim, senin olanı tartışabiliriz" mantığı ile hareket ettiğini öne sürdüler.
İtalya'daki en büyük Mason kuruluşu "Grande Oriente d'Italia"nin yeni gran maestrosu Gustavo Raffi, kiliseye mesaj göndermeye devam ediyor.
Grande Oriente d'Italia'nın Giannicolo semtinde bulunan "Vascello Villa"sının duvarlarında hala Papa'nın askerleri ile Garibaldi'nin Masonları arasında 1849 yılında gerçekleşen çatışmaların kurşun izleri var ama Mason locası reisi Raffi'ye göre "Masonlar ve papa askerlerinin savaştığı dönem sona erdi. (8)
Masonluğun merkezi İngiltere görülse de İngiliz kamuoyu Masonluk konusunda endişeli.
Masonlar da yerleşik sistemin kendileriyle uğraştığını düşünüyor.
İngiliz basınında yer alan bazı haberlerde, organize suç örgütlerinin Mason locaları aracılığıyla ülkenin yargı sistemine ‘görevini kötüye kullanan yetkililer’ yerleştirdikleri belirtiliyor.
Londra Emniyeti’nin (Metropolitan Polisi) 2002 tarihli ‘OperationTiberius’ adlı gizli raporunda yeraltı örgütlerinin Masonlar arasındaki bağlantılarını kullanıp İngiliz Polis Teşkilatı Scotland Yard’a ‘görevini kötüye kullanan’ yetkililer sızdırdıkları belirtilmişti. (9)
Bu ve benzeri iddiaların gündeme gelmesi üzerine; İngiltere'deki masonların lideri İngiltere Birleşik Büyük Locası Başkanı Dr.David Staples; ülkedeki üyelerinin emniyet teşkilatı içindeki reformu engelleyip kadın ve etnik azınlıklardan polislerin yükselişine set çektiği iddiaları reddettiği gibi, "ayrımcılığa neden olmadıklarını, ayrımcılığa uğradıklarını" söylemişti. (10)
Ülkedeki mason localarını çatısı altında toplayan İngiltere Birleşik Büyük Mason Locası (UGLE) bazı ulusal gazetelere “Artık Yeter”başlığıyla tam sayfa ilan verdi.
UGLE üst düzey yöneticisi David Staples imzasıyla yayımlanan ilanda, mason teşkilatıyla ilgili olarak İngiliz kamuoyunda süren tartışma dolayısıyla masonların “haksız yere damgalandığı” öne sürüldü. (11)
Masonlarla, Vatikan yani Papalık arasındaki güçler mücadelesinde taraf seçme gibi bir lüksümüz var mı bilemiyorum?
Ya İslam dünyasına düzenlenen Haçlı Seferleri ile milyonlarca insanın kanına giren, İslam Coğrafyasını tarumar eden etmekte olan Vatikan’ı tercih edeceksiniz ya da ülkemiz başta olmak üzere İslam aleminde her türlü musibetin kaynağı olduğu propagandası yapılan Masonlarla iyi geçineceksiniz?
Kırk katır mı kırk satır mı? Kararı sizler verin!
Bakınız:
1- https://www.mason-mahfili.org.tr/ombl/evrensel-bildirge/
2- https://www.haberturk.com/gizli-el-sikismalardan-defilelere-ingiltere-de-masonlugun-300-yili-1679517#
3-https://www.wikizero.com/tr/Masonluk
4-https://www.bbc.com/turkce/vert-tra-38320127
5- https://www.dunyabulteni.net/avrupa/ingiliz-parlamentosunda-mason-locasi-tartismasi-h416346.html
6- https://herseyosmanli.wordpress.com/2007/01/01/ingilterede-masonluk/
7- https://www.sabah.com.tr/yazarlar/taskin/2005/04/17/267_yillik_savas
8- https://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12289.0
9- https://www.bbc.com/turkce/basinozeti/2014/01/140113_basin_ozeti_131014
10- https://tr.sputniknews.com/avrupa/201801051031695956-ingiltere-masonlari-ayrimciliga-ugruyoruz/
11- https://www.karar.com/dunya-haberleri/masonlar-gazetelere-ilan-vererek-isyan-etti-damgalaniyoruz-749766
.
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
dikGAZETE.com