Geçen Salı günü, sessiz sessiz köşemde otururken, bu haberle yine sinir kat sayım arttı..
Erkeklerin koynundaki kadınlarına öyle bir göz diktiler ki ne yapacaklarını şaşırdılar artık!
Yeter cidden yeter! Aptal yerine koymayın bu toplumu.
Nişantaşı'nda bulunan bu güzellik (!) merkezi, "Eşinden boşanmış ya da boşanacak kadınlara yüzde 50 indirim" adı altında bir kampanya düzenliyor ve bunu şenlik havasıyla, güle oynaya anlatıp "çok mükemmel bir hizmet" yaptığını zannediyor.
Garip olan; TV kanalının spikeri de boncuk bulmuşcasına güle oynaya sunuyor haberi.
Yuvası yıkılan, çocuğu ortada kalan, aile sıcaklığı kaybolan kadına vereceğiniz mükâfat bir seans dudak dolgusu mu?
Bu, kadın istismarının alâsı değil midir?
Kadın naif idi hani?
Hani Peygamber diliyle "billur" denmişti, "aman dikkat et kırılmasın" denmişti.
Zaten ticari bir meta haline gelmiş olan kadınları, bugün de yaptıkları bu algı dolu haberler ile endüstriyel şekilde ruhsuzlaştırıyorlar ki;
Aman geri dönmesin!
Herkes ona özensin!
Boşanan kadın, "güzellik merkezleri"nde gezmeli çünkü!
Botoks yaptırır, dudak doldurtur, silikon taktırır evli olsa hangisini yaptırabilecek?
Hiç..
Bendeki de laf işte..
Eskiden, boşanan ya da kocası ölen kadınlar, iddet beklerken evlerinden çıkmaz, güzel giyinmez, dikkat çekmemeye çalışırlarmış. Çünkü yasları var, üzüntülüler, ne olursa olsun yuvaları yıkılmış. Başka zararlı gözleri üzerlerine çekmemeliler..
Ne kadar ahlâki ve edebî bir durum değil mi!
Şimdi ise sünnete ve dinimize taban tabana zıt şeyler yaptırılmaya çalışılıyor ümmetimin kadınlarına.
Boşandın mı!.. “Ohh çalsın sazlar, olmasın sabahlar…"
Türk toplumu, Osmanlı yıkıldığından beri en fena ifsad dönemlerinden birini yaşıyor ve bunun farkında bile değil.
Hipnoz olmuş bir halde, sürükleniyor..
Rabbim merhamet etsin..
.
Yağmur Mirzayeva, dikGAZETE.com