?>

'Bugün edebiyata ve kültüre yatkınlık biraz aksadı'

Gazeteci, yazar Azak, "Şimdilerde roman tefrikaları pek neşredilmiyor gazetelerde. Sanıyorum dedikodu, spor ve siyasi çekişmeler ön plana çıktığı için. Edebiyata, kültüre yatkınlık biraz aksadı gibi geliyor." yorumunda bulundu.

Gündem - 7 yıl önce

İSTANBUL

Gazeteci, yazar Gürbüz Azak, Türk sinemasının zayıf bir dönemden geçtiğini ifade ederek, "Bir, iki imzayı ancak alkışlayabiliriz. Dökülüyor sinemamız. Kendimize dönmemiz şart. Din alimlerimiz, sanatkarlarımız neden dizi, film olarak ele alınmaz? İnşallah bunları yapan biri çıkar, birilerinin kulağına gider." dedi.
Bu yıl "Hayatı Edebiyatla Kuşatmak" ana temasıyla ziyaretçilerini ağırlayan "37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı"nın etkinlikleri kapsamında Damla Yayınevi tarafından "Türkiye'de Tefrika Romancılık" başlıklı oturum düzenlendi.
Yönetimini Mehmet Nuri Yardım'ın üstlendiği, TÜYAP İstanbul Fuar Merkezi'nin Büyükada Salonu'nda gerçekleştirilen konuşmada, yazar ve senarist Üstün İnanç ile Gürbüz Azak konuşmacı olarak yer aldı.
"Tefrikaların yerini bugün diziler aldı"
Üstün İnanç, tefrikaların Batı kaynaklı olduğunu, Osmanlı Devleti zamanında, Tanzimat dönemi sırasında yazılmaya başlandığını söyledi.
Cumhuriyet kuruluşunun ilk yıllarında tefrikaların popüler bir dönemde olduğuna işaret eden İnanç, "Tefrikaların maliyeti o dönem düşüktü. Tefrikalar içerisinde en çarpıcısı ise 1940'lı yıllarda Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu'nun yazdığı 'Kara Davut'tu. Vakit gazetesinde yayınlanıyor ve o kadar ilgi görüyordu ki daha sonra gazete kalmıyor, yayınevinin kapısına bir gazeteyi alabilmek için millet üşüşüyordu." diye konuştu.
İnanç, tefrikanın bir dönem misyonu olduğunu ve en az 3 ay gazetede yayınlanmaya devam ettiğini belirterek, bugün tefrikaların yerini dizilerin aldığını belirtti.
"Bugün edebiyata ve kültüre yatkınlık biraz aksadı"
Tefrika romancılığı hakkında araştırmalar yapan gazeteci, yazar Gürbüz Azak ise 10'a yakın farklı gazetede çalıştığını aktararak, meslek hayatında tefrika konusunda bazı şaşkınlık içeren olaylara şahitli olduğunu söyledi.
Azak, tefrikaların yayınlandığı dönemde okurların gazeteyi sadece tefrika romanlar için satın aldığı bilgisini vererek, şunları anlattı:
"Benim kayınpederim de Çatalca'daydı. Bir gün gecikse gazetesi kıyameti koparırdı. Bu tefrika alışkanlığının bir de getirisi vardı. Ünlü romancılar yazdıkları kahramanlık, aşk romanlarını önce gazetelerde tefrika ettirirlerdi ve 200 gün süre gibi yayınlanır, piyasada tanınır sonra kitabı neşredilirdi. Tefrika konusunda daha sonra bir gelişme oldu. Gezi tefrikaları çıkmaya başladı. Yazar Esat Mahmut Karakurt, Rusya'ya gitmiş ve uzun uzadıya da orayı anlatmıştı. Sonra Hürriyet Gazetesi'nin yazarı Hikmet Feridun Es, Afrika ülkelerini dolaştı ve senelerce gazetede aktardı. Sonra İngiltere, Londra ve Hollywood olarak yazılar devam etti. Ben de ilk kez Hollywood'u Hikmet Es'in tefrikalarından öğrenmiştim."
Kore Savaşı sırasında da tefrikalarda kahramanlık hikayelerinin yer aldığına dikkati çeken Azak, "Şimdilerde roman tefrikaları pek neşredilmiyor gazetelerde. Sanıyorum dedikodu, spor ve siyasi çekişmeler ön plana çıktığı için. Edebiyata, kültüre yatkınlık biraz aksadı gibi geliyor." yorumunda bulundu.
Azak, bugün tefrikaların yerini alan dizilerin fotokopi gibi birbirinin aynısı olduğu değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dizilerin öncelikle Anadolu'nun bitmez, tükenmez bir hazine olduğunu çözmeleri lazım. Böyle vurdulu, kırdılı, hasetli, kaçmalı, kovalamalı kolay diziler yerine defalarca seyredilebilecek, klasik musiki gibi her seferinde zevk alınabilenecek, biyografik diziler yapmak lazım. Söz gelimi mesela ressam İbrahim Çallı'nın, hayatı bir sinematografiktir. Dünya çapında bir dizi olabilir. Ege'de Kurtuluş Savaşı sırasında efelerin yanında kahraman hanım efeler de vardır. Bunların da filmini yapmak lazım. Cazibeleri vardır bu hikayelerin seyirci mutlaka bulur. Yeter ki sağlam bir rejisör, aklı başında bir senarist olsun."
Konuşmasında Türk sinemasına da değinen Gürbüz Azak, "Türkiye'nin en büyük gelmiş, geçmiş rejisörü Metin Erksan'dır. Avrupa'da bile şanımızı duyuran büyük bir adamdır. Benim yakın dostumdu. Şu an Türk sineması çok zayıf. Bir, iki imzayı ancak alkışlayabiliriz. Dökülüyor sinemamız. Kendimize dönmemiz şart. Din alimlerimiz, sanatkarlarımız neden dizi, film olarak ele alınmaz? İnşallah bunları yapan biri çıkar, birilerinin kulağına gider." temennisinde bulundu.Muhabir: Aişe Hümeyra Bulovalı
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

İran Dışişleri Bakanı Zarif’ten ABD’ye sert terör eleştirisi

2018-11-10 00:57 - Dünya

'Drift' yapan sürücüye 5 bin 10 lira ceza

2018-11-14 19:42 - Gündem

General Mobile GM 9 Pro Uzun Kullanım Testi - UKT

2018-11-15 09:02 - Teknoloji

Trabzonspor'da Burak ve Onur kadro dışı bırakıldı

2018-11-13 00:32 - Teknoloji

Tek donörden iki hastaya karaciğer nakli

2018-11-10 19:32 - Sağlık

Endonezya'da heyelan: 7 ölü

2018-11-11 16:32 - Dünya

Adı var ama kendisi tezgahlarda yok

2018-11-14 19:12 - Ekonomi

'Uluslararası toplum Kaşıkçı cinayetini unutmuş görünüyor'

2018-11-08 18:23 - Dünya

Putin, TürkAkım doğal gaz boru hattı töreni için gelecek

2018-11-14 22:07 - Gündem

Afrika'nın kilidi, Malta

2018-11-13 18:07 - Dünya

İlgili Haberler

Bodrum'da sağanak etkili oldu

20:42 - Gündem

Güven Artırıcı Önlemler Uygulama Planı kapsamında Yunan heyetten Türkiye'ye ziyaret

19:13 - Gündem

İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 85'e çıktı

19:03 - Gündem

İstanbul'da makas atan otomobil devrildi

18:32 - Gündem

Danıştay, talep olmadan yapılan EYT emekliliğini hukuka aykırı buldu

16:28 - Gündem

Günün Manşetleri

ABD medyası: Trump, 18 Kasım'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ni ağırlayacak

20:47 - Dünya

Bodrum'da sağanak etkili oldu

20:42 - Gündem

Epstein mağdurlarından Giuffre anılarında başka isimlerle ilgili iddialara da yer verdi

20:37 - Dünya

Emniyet Genel Müdürlüğü personeline 100 bin lira promosyon ödenecek

20:22 - Ekonomi

Mehmetçik Kosova'da eğitim alanındaki desteklerine devam ediyor

20:18 - Dünya