Erdoğan, Türkiye'nin bugünü ve geleceği bakımından hayati öneme sahip özellikli bir mücadelenin yürütüldüğü dönemde yapılacak istişarelerin önemli olduğuna inandığını söyledi. Suriye meselesinin Türkiye için asla bir macera veya sınırlarını genişletme çabası olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Maalesef gerek siyasette gerek medyada gerekse diğer çeşitli platformlarda ülkemizin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin anlamını hala kavramayanların bulunduğunu üzüntüyle görüyoruz. Halbuki karşımızdaki manzara gayet açık ve nettir." diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin yaklaşık 40 yıl boyunca bölücü terör örgütü kullanılarak ağır siyasi, ekonomik ve insani maliyetlerle enerjisi tüketilen bir ülke olduğunu dile getirerek, ülkeyi bu kısır döngüden kurtarmak için pek çok yol denediklerini kaydetti. Terör örgütünü sahada varlık gösteremeyecek hale getirecek tedbirler aldıklarını, terör örgütünün istismar ederek vatandaşların kafasını bulandırdığı sorun alanlarını çözmek için tarihi adımlar attıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Demokratikleşme hamlelerinden büyük altyapı yatırımlarına kadar geniş bir yelpazede uzanan bu adımların olumlu neticesini de hamdolsun aldık. Geçmişi 1,5 asrı bulan pek çok hak, özgürlük, insani talep, geri kalmışlık sorunlarını birer birer çözerek Türkiye'yi 81 vilayeti ve 780 bin kilometrekare vatan toprağıyla bölünmez bir bütün haline getirdik.
Elbette bedeller ödedik, hedeflerimize ulaşmada gecikmeler yaşadık ama ülkemizin yere kapaklanmasına, yeniden eski günlere dönmesine asla fırsat vermedik." Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'yi içeriden çökertme girişimlerinin zirvesi olduğunu dile getirerek, buradan da netice çıkmayınca bu defa ülkenin güney sınırları boyunca bir terör koridoruyla kuşatılmaya kalkındığını anlattı. Gezi Parkı odaklı eylemlere değinen Erdoğan, "Çatımızın üzerine çıkmaya yeltendiler. Duvarlara merhume annemle ilgili haşa edepsizce, hayasızca sloganlar yazdılar. 500 metre ötede Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ni 3 gün, 3 gece işgal ettiler ve orada bira şişelerini, bira kutularını hep o dönemde topladık. Bütün bunları yaşadık.
"Verilen sözlerin çoğu tutulmadı"
"25 milyon avroyu direkt bize göndermesini söyledim"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'e "Böyle bir durum var. Sizin daha önce bana verilmiş büyük rakamlarla sözleriniz vardı. Şuraya gelin siz de destek verin, bir an önce burayı yapalım." dediğini belirten Erdoğan, şunları anlattı: "Söyleye söyleye en fazla 25 milyon avro vereyim, dedi. Biz onu da kabul dedik. Sonra Kızılhaç'a vereceğini söyledi. 'Kızılhaç'tan da Kızılay'a aktarılır.' dedi.
"Yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek durumda değiliz"
Erdoğan, 3,7 milyon Suriyeliyi ülkede barındırdıklarını dile getirerek, şimdi yeni bir göç dalgasını kaldıracak durumda olmadıklarını söyledi. Ayrıca İdlib'deki onca insanı rejimin insafına terk etmenin de ne tarihlerine ne kültürlerine ne de inançlarına sığacağını aktaran Erdoğan, "Mesela diyorlar ki; 'Sizin orada ne işiniz var? Şu anda Suriye tabii ki işgal altındaki topraklarını korumak durumundadır.' Bunu da çok açık net söyleyenlere söyledim. Dedim ki 'Kusura bakmayın biz oraya Esed'in davetlisi olarak gitmedik. Biz oraya Suriye halkının davetlisi olarak gittik ve Suriye halkı 'Tamam iş bitti.' demeden bizim oradan çıkma niyetimiz de yok. Bunu da bilmenizi özellikle istiyorum.' dedim" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesine değinerek, şunları anlattı: "Dün Sayın Putin'e de söyledim, 'Sizin orada ne işiniz var? Eğer siz üst kuracaksanız, üssü yine kurun ama şu anda orada siz, bizim önümüzden çekilin, bizi rejimle baş başa bırakın. Biz de rejimle gereğini yaparız.' Tabii ona da 'Biz çekildik.' diyemiyorlar.
İdlib'de, şu anda 3-4 milyon insanın yaşadığı yerde, her tarafın acımasızca yerle yeksan edildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "İdlib'deki ısrarla bu mücadeleyi sürdürmemizin arkasında işte bu yavruların, bu insanların oralardaki muhatap kılındıkları acımasız felakettir. Meseleyi sadece İdlib parantezinde değerlendirmek bizi yanıltabilir. Burada asıl bakılması gereken Türkiye'nin bütünüyle bir Suriye politikasıdır. Yani bunu etraflıca ele almamız lazım.
"Milletime soruyorum, terör örgütlerine teslim mi olalım?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?, sorusu aslında 'Türkiye terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olmalı.' önerisini bize tavsiye ediyorlar, bunların yaptığı budur. Buradan şimdi milletime soruyorum, terör örgütlerine teslim mi olalım?
Peki bizim evimizden, yurdumuzdan olduğumuzda gidecek bir yerimiz var mı? Kimileri Avrupa'yı, kimileri Amerika'yı, kimileri daha başka yerleri aklından geçirebilir ama milletimin herhangi bir ferdinin böyle bir durumda gitmeyi düşünebileceği hiçbir yer olmadığını biliyorum. Şahsen benim yok. Sizlerin de olmadığına inanıyorum. Öyleyse ülkemize, devletimize, vatanımıza sıkı sıkıya sahip çıkacak, bunların bekası için nerede, hangi mücadeleyi vermemiz gerekiyorsa verecek, hangi bedeli ödememiz gerekiyorsa ödeyeceğiz.
Ve şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak. Tabii bu vesileyle İdlib harekatımızda önceki gün vermiş olduğumuz 34 şehidimiz inanıyorum ki bu milletin vatan kılınması mücadelesinin zirve yaptığı noktalardır. 20 günlük hareket boyunca vermiş olduğumuz şehitlerin ailelerine şahsım, milletim adına baş sağlığı dilerken, milletimizin de başı sağ olsun diyorum." Erdoğan, bu kutlu mücadele için bütün bu adımların, bu milletin verdiği mücadelede alacağı mesafenin işaret fişekleri olduğuna inandığını belirterek, yaralı kahramanlara da acil şifalar diledi. Amaçlarının ülkeyi şehitler vermedikleri huzurlu, güvenli, müreffeh bir geleceğe taşımak olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bugün canımız dahil her şeyimizi ortaya koyacağız ki yarın bu hedefimize ulaşabilelim." dedi.
"Uğruna nice güneşler batsa da Allah'ın izniyle bu hilal hiçbir zaman inmeyecek"
Konuşmasında şehitleri, Mehmet Akif Ersoy'un "Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar/ O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar / Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor/ Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor" dizeleriyle anan Erdoğan, şunları kaydetti: "Uğruna nice güneşler batsa da Allah'ın izniyle bu hilal hiçbir zaman oradan inmeyecek. Hamdolsun şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz, bırakmayacağız. Şu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru, artık rejim unsuru da demeyelim, onların askerleri öldürülürken, aralarında 94 tank, 37 obüs topu, 28 çok namlulu roket atar, 17 zırhlı aracın da bulunduğu 300'e yakın araç gereç imha edilmiştir.
Türkiye'nin etrafındaki kuşatma kalkacak ve herkes bize destek vermek için seferber mi olacak? Yoksa Suriye içinde tuttuğumuz sorunların daha biz soluklanmadan peşimizden sınırlarımıza dayandığını mı göreceğiz? Cesaretlenen terör örgütleri ve rejim yeniden şehirlerimizi, topraklarımızı tacize, bombalamaya, işgale mi yeltenecek? Türkiye'yi kendilerince yola getirdiğini düşünen güçler, karşımıza yeni dayatmalar, taleplerle mi çıkacak?" Bütün bunlar olurken gün boyu sürekli liderlerle görüşmelerinin olduğunu aktaran Erdoğan, "Ana muhalefetin başı hariç. O arama lütfunda bulunmadı. Neymiş 'Ben onu arayacakmışım.' Ben seni niye arayayım ya? Dünya bizi arıyor, sen de bizi ararsın biz de sana bütün detaylarıyla her şeyi veririz. Aklı ve vicdanı olan herkes için bu soruların cevabı bellidir. Milletimiz kendi zihninde ve yüreğinde bu meseleyi çözdüğü için mücadelemize kayıtsız, şartsız destek veriyoruz. Böyle olduğu için de biz kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" dedi.
"Ne Rusya ne ABD sözlerini tutabildi"
"Kapıları bundan sonraki süreçte de kapatmayacağız"
"Türkiye ekonomik sıkıntılarını çözme yolunda kararlı adımlarla ilerliyor"
Konuşmasında, Türkiye'nin 2018'de de tarihinin en sinsi saldırılarından birine maruz kaldığı ekonomik sıkıntılarını çözme yolunda kararlı adımlarla ilerlediğini belirten Erdoğan, "Her gelen veri, toparlanma dönemini geride bırakıp yeniden yükselişe geçtiğimizi tekrar tekrar teyit ediyor." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Türkiye'nin batacağı, biteceği söylenen 2019'u neredeyse yüzde birlik büyümeyle kapatarak şom ağızlılara hak ettikleri dersi verdik" dedi.
"Suriye'de tüm sınır hattı boyunca güvenli bölge oluşturmak için çalışmalar devam ediyor"
Erdoğan, Suriye'de tüm sınır hattı boyunca 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeyi bilfiil oluşturmak için şu anda çalışmalarının devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu: "Barış Pınarı Harekatı bölgesinin sağındaki ve solundaki bölgelerde bize verilen sözlerin tutulmadığını, terör örgütünün serbestçe faaliyet gösterdiğini biliyoruz.
"İdlib'de mutabakatlara uyulmadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'de de mutabakatlara uyulmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Rejim neredeyse yüz bin defa ateşkesi bozduğu halde bunu asla gündeme getirmeyenler, kendi topraklarını savunan muhalifleri terörist gibi gösterip saldırılarına gerekçe yapıyor. Sivil yerleşim yerleri insafsızca yerle bir edilip, masum insanlar öldürülürken seslerini çıkarmayanlar, bizim huzuru koruma çabalarımıza ateşle karşılık veriyorlar.
"Kapıları kapatmayacağız"
Aylar önce, "Bu böyle giderse biz kapıları açmak zorunda kalacağız." dediklerini hatırlatan Erdoğan, "Rahatsız oldular, inanmadılar bizim bu söylediklerimize. Biz de dün ne yaptık? Kapıları açtık, şimdi bu sabah itibarıyla yaklaşık 18 bin oldu, kapıları zorlayıp geçenler. Ama bugün 25-30 bini bulabilir. Biz bu kapıları bundan sonraki süreçte de kapatmayacağız. Bu devam edecek." dedi. Avrupa Birliği'nin sözünü tutması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz bu kadar mülteciye bakmak, onları beslemek durumunda değiliz. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz o zaman siz de buradan bir paylaşımda bulunacaksınız. Bulunmadığınız takdirde biz bu kapıları açarız. Hep yaptığımız gibi yine kendi göbeğimizi kendimiz kesecek, bu mücadeleyi öyle veya böyle mutlaka başarıya ulaştıracağız.
"Her gelen veri, yeniden yükselişe geçtiğimizi teyit ediyor"
"İşte biz içeriden dışarıdan, 'Battık, bittik, yıkıldık, şu bu...' Bunların hepsini söylüyorlar değil mi? Böyle bir dönemde biz bu mücadeleyi sürdürüyor muyuz? Sürdürüyoruz. Herhangi bir yerden en ufak bir destek geliyor mu? Yok gelmiyor. Ama biz elhamdülillah maddi imkanlarımızla maddi gücümüzle bu yola devam ediyoruz. İşte Türkiye 2013 yılından beri yaşadığı 2018 yılında da tarihinin en sinsi saldırılarından birine maruz kaldığı ekonomik sıkıntılarını çözme yolunda kararlı adımlarla ilerliyor. Her gelen veri, toparlanma dönemini geride bırakıp yeniden yükselişe geçtiğimizi tekrar tekrar teyit ediyor." Turizmde 2019 yılının rekorla kapatıldığını belirten Erdoğan, turist sayısının 52 milyona yaklaştığını kaydetti. Turizm gelirlerinin 35 milyar dolar bandına çıktığını vurgulayan Erdoğan, "Bu yılın ocak ayında da yeni bir rekora imza attık. Ülkemize ocak ayında gelen yabancı turist sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16'dan fazla artarak 1,8 milyon kişiye ulaştı. İnşallah bu yıl, toplam 58 milyon turist, 41 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz." dedi.
"Şom ağızlılara hakkettikleri dersi verdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın da 2019'da yüzde 2,2 artarak 180,7 milyar dolara yükseldiğini bildirdi. Buna ilave olarak hizmet ihracatının da 54 milyar doları bulduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Turizmde ve ihracatta yakaladığımız bu başarı sayesinde 2019 yılını 1,7 milyar dolar cari fazlayla kapattık. Sanayi üretimimiz aralıkta yüzde 8,6 artarak, ciddi bir sıçrama yaptı. Aynı şekilde perakende satış hacmi de yüzde 11 ile olumlu ivmeyi devam ettirdi.
"Rakamlar tartışmasız ekonomide başarının ifadesi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gelişmelere paralel olarak ekonomiye olan güvenin beş aydır istikrarlı bir şekilde artmaya devam ettiğini bildirdi. Şubat ayında ekonomik güven endeksinin 97,5'e, kapasite kullanım oranının ise yüzde 76'ya yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu rakamlar tartışmasız bir şekilde ekonomide başarının ifadesidir. Hep birlikte kriz bekleyenleri hüsrana uğratan bir yeniden yükseliş hikayesini yazdık, yazıyoruz. Birbiri ardına gelen olumsuz gelişmelere rağmen yakaladığımız bu güçlü ivmeyi devam ettirmekte kararlıyız." diye konuştu. Bu yıl için hedeflenen yüzde 5 büyüme oranı hedefinin aşılacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Eğer yüzde 6 müjdesini verirsek şaşırmayın. Nitekim uluslararası kuruluşlar da ülkemizin büyüme oranıyla ilgili tahminlerini revize etmeye, yükseltmeye başladı. Yavaş yavaş bizim hedefimize doğru yaklaşıyorlar. Gerçi o kadar güncelledikten sonra herkes tahmin eder." dedi. "Bizi izlemeye devam etsinler" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu duygularla milletvekili olarak geçmişten bugüne, ülkemize ve milletimize verdiğiniz hizmetler için şükranlarımı sunuyorum. İnşallah sizlerle birlikte daha çok yol yürüyecek, daha çok işler yapacak, daha çok büyük başarılara birlikte imza atacağız. Tabii bütün mesele, birliğimizin, beraberliğimizin korunmasıdır. Bu birliği, bu beraberliği dağıtmaya çalışanlar her zaman olabilir.
Bu tür yanlış yollara sapanlar, zaten bedelini de onlar ödeyeceklerdir. Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, anlayışıyla bu yolda devam edeceğiz." Toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya ve eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman da katıldı.