Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen Konfederasyonu Uluslararası "İşin Geleceği Tehditler ve Fırsatlar" Konferansı ile Genel Merkez Hizmet Binası açılışına katıldı. Memur-Sen'in heyecanına, gururuna ortak olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın ve Memur-Sen yönetimine teşekkür etti, açılışını yaptığı yeni genel merkez binasının hayırlı olmasını diledi. Konumuyla müştemilatıyla içerisindeki imkanlarıyla Memur-Sen'e yakışan bu eserin kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, ayrıca 2 gün sonra yapılacak Memur-Sen'in 6'ncı Genel Kurulunun da sendika ve ülkedeki tüm kamu görevlileri için hayırlara vesile olması dileğinde bulundu. Genel kurul toplantılarının değişim, yenilenme ve muhasebe dönemleri olmalarının yanı sıra aynı zamanda güven tazeleme vasıtaları da olduğuna değinen Erdoğan, 6. Genel Kurul'da belirlenecek hedeflerin Memur-Sen için, ülkedeki sendikal çalışmalar için gelecek 4 yılda yol gösterici olacağını aktardı.
Şair, mütefekkir, muallim Akif İnan Ağabey sadece şiirleriyle, fikirleriyle değil aynı zamanda aksiyoner bir lider olarak bizlere hep örnek olmuştur. Sadece kuru bir öğretmenlik, yazarlık, şairlik yapmamıştır." diye konuştu. Akif İnan'ın, "İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır" anlayışına uygun olarak son nefesine kadar ülkenin ve milletin istikbali için mücadele ettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Akif İnan, sendikayı sadece memurların hak ve hukukunu savunan bir çatı olarak değil milli bir diriliş hareketi, evrensel bir özgürlük hareketi olarak da tasavvur etmiştir.
"Hep kritik rol oynadı"
Sırtını vesayet odaklarına dayayan sendika ağalarının siyasetçilere ayar verdiği o kötü günler hamdolsun sizlerin desteğiyle artık geride kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de ideolojik sendikacılığın yerini temel hedefi emekçilerin hak ve imkanlarını güçlendirmek olan yeni bir sendikal anlayışın aldığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "AB sürecimize destek veren, Kudüs'ün hakkını savunan, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, kritik dönemlerde vesayetçiler yerine mili iradenin yanında saf tutan Memur-Sen, ülkemiz için önemli bir kazanımdır.
Ben tüm Memur-Sen ailesine çalışanlarımızın haklarını savunmada gösterdikleri gayretin yanı sıra Türkiye'de milli iradenin, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin yerleşmesine verdikleri destek için de şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum." Memur-Sen'in her türlü vesayete karşı yürüttüğü mücadeleyi takdirde karşıladıklarını özellikle belirtmek istediğini dile getiren Erdoğan, sendikanın bu özgür ve özgün tavrının gelecek dönemde güçlenerek devam edeceğine inandığını vurguladı.
"Biz hiçbir zaman yapılacak bu zulümlere tribünden seyirci olmayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
Ama Memur-Sen camiası mensupları yerlerinde dimdik durmalı ve kendilerine 'Hadi bakalım sendikanı değiştir, şuraya geç' diyenlere karşı da o dik duruşuyla diklenmeden yerini korumalıdır." Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 100. kuruluş yıl dönümünün kutlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haziran ayında Cenevre'de düzenlenecek 100. yıl zirvesine, eğer programım el verirse ben de katılmayı arzu ediyorum.
Bu zirveye hazırlık mahiyetinde gördüğüm, 'İşin Geleceği, Tehditler ve Fırsatlar' konferansının başarılı geçmesini temenni ediyorum. Teklif, tenkit ve tespitleriyle konferansa katkı sunacak tüm katılımcılara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı. Konferansa katılmak için 107 ülkeden gelen misafirlerin Türkiye'yi ilk elden tanıma fırsatı bulacağını belirten Erdoğan, "İnşallah Türkiye'yi, Türk milletini ve demokrasi mücadelesini çok yakından görme imkanı bulacaksınız.
"Hangi başlığı atarsanız atın Türkiye dimdik ayaktadır"
Erdoğan, Türkiye'nin son yıllarda, uluslararası boyutu da olan çok yönlü bir karalama kampanyasına maruz kaldığını belirterek, şöyle devam etti: "Şu anda ülkemdeki ekonomik durumla alakalı batı dünyasının belli kesimleri, tüm medya organlarıyla adeta ekonomimizi çökmüş, bitmiş gibi göstermenin gayreti içerisine giriyor. Ne yapsanız yapın, hangi başlığı atarsanız atın, Türkiye dimdik ayaktadır ve güçlenerek de yoluna devam edecektir.
Şu anda ülkemizdeki durum ortadadır ve güçlü bir şekilde güçlenerek yoluna devam etmektedir." Türkiye aleyhinde yürütülen kampanyanın asıl sebebinin, Suriye, Filistin, Yemen ve Mısır konularındaki duruşu ile yükselen İslam düşmanlığı konusundaki duyarlılığı olduğunun farkında olduklarını bildiren Erdoğan, "Küresel adaletsizlikler konusunda biz sesimizi yükselttikçe saldırıların da dozu artıyor.
"Bunlarda dürüstlük yok ama yalan bol"
Türkiye'nin, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken doğru dürüst bir destek almadan şu ana kadar 35 milyar dolar harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği'nin söz verdiği halde bize gelen sadece 1 milyar 750 milyon avrodur. Verdikleri söz, 6 milyar avrodur. Bunlar böyle, bunlarda dürüstlük yok ama yalan bol. Onlar öyle yapacak, biz doğrusunu yapacağız.
"Bizi asıl rahatsız eden örtülü yalanın hakikati perdelemesi"
Türkiye'nin muhacirleri yolun ortasında bırakmayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Milletimiz iradesine, bağımsızlığına, hak ve özgürlüğüne sahip çıktıkça eski alışkanlıklarını devam ettirmek isteyenlerin rahatsızlığı derinleşiyor. Her ikisi de azılı birer terör örgütü olan PKK'lı ve FETÖ'cü unsurların öncülük ettiği iftira furyasına ne yazık ki ülkemiz içindeki kimi sendikalar da lojistik destek veriyor.
Bizi birkaç marjinalin iftirası değil, hiçbir araştırma yapılmadan, iddialar teyit edilmeden, muhataplarına sorulmadan Türkiye karşıtı her türlü habere her türlü propagandaya prim verilmesi rahatsız ediyor. Bizi rencide eden, masumiyet karinesinin ülkemiz söz konusu olduğunda hemen rafa kaldırılmasıdır. Oysa biz kimseden ayrıcalık, iltimas beklemiyoruz. Bizim böyle bir derdimiz yok. Muhataplarımızdan sadece ilkeli, tutarlı ve hakkaniyetli davranmalarını istiyoruz.
Ülkemizdeki uygulamalarla ilgili gündeme gelecek her türlü konuda soru işaretlerini gidermek için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzun bilinmesini istiyorum." Seçim maratonunu başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye'de 31 Mart seçimleri demokrasi şöleni havasıyla gerçekleştirilmiştir.
Elbette bir takım tartışmalar, görüş farklılıkları olmuştur. Ama bu durum demokrasimizin bir kez daha başarıyla işlediği gerçeğinin teslimine engel değildir." diye konuştu. Dünyada, Türkiye gibi bir katılım oranına sahne olan bir başka ülkenin adeta bulunmadığına işaret eden Erdoğan, yüzde 85'e varan oldukça yüksek bir katılım oranıyla yapılan seçimlerin hayırlara vesile olmasını diledi. Amerika'da bile seçimlere katılım oranının yüzde 50'nin altında kaldığına dikkati çeken Erdoğan, seçim günü sandığa giderek iradelerini yansıtan, demokrasiye sahip çıkan tüm vatandaşlara şükranlarını sundu. Gerek katılım oranının yüksekliğinin gerekse seçim sonuçlarının demokrasinin kalitesini artırdığına olan inancını ifade eden Erdoğan, "Demokrasimize verilen bu güçlü destek, Türkiye'nin istikbali, milli iradenin perçinlenmesi adına gerçekten tarihi bir kazanımdır." dedi.
"Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona erdi"
Türkiye'nin son 6 yılda Gezi olaylarıyla başlayan 17-25 Aralık girişimi ve "çukur eylemleri" ile bir üst aşamaya çıkan pek çok saldırıya, provokasyona, anti demokratik girişime muhatap olduğunun altını çizen Erdoğan şöyle devam etti: "15 Temmuz askeri darbe teşebbüsü, tarihimizin en büyük ihanetlerinden biridir. 251 insanımızı şehit verdiğimiz, 2 bin 193 vatandaşımızın gazi olduğu bu alçak girişimi, milletimizin cesareti ve kahramanca direnişi sayesinde akamete uğrattık.
"YSK noktayı koyduğu zaman, bizim için de mesele bitmiştir"
Seçim kanunu çerçevesinde yapılan hak arama mücadelelerinin, demokrasinin bir imkanı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Kimse hak arama mücadelesine girdi diye, bu hak arama mücadelesini verenleri kalkıp da hakaretle eleştirme yoluna gidemez.
Olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz? Biz de sonuna kadar bu mücadelemizi vereceğiz. Yüksek Seçim Kurulu, noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir. Ondan sonra yola devam." Seçim sürecindeki ve sonrasındaki tartışmaların milli çıkarların ve hassasiyetlerin önüne geçmesine izin vermediklerini, vermeyeceklerini belirten Erdoğan, "Siyaset, milletin maslahatını, kendi menfaatinin önüne koymayı gerektirir. Türkiye'nin bekası vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği her türlü politik hesabın üstündedir." ifadelerini kullandı.
"Asıl gündemimize odaklanmamız şarttır"
Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir." değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, gelecek 4 buçuk yıllık süreçte gayelerinin, milletin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak, devletin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmak olduğunu bildirdi. Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken Türkiye'nin ihtiyacı olan yapısal reformları da hayata geçirmeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, savunma sanayi, ihracat ve turizmde yakalanan ivmeyi diğer alanlarda da gerçekleştireceklerini anlattı.
"Aynı dayanışmayı sergilemeye ihtiyacımız bulunuyor"
Şimdi ise yüzde 68'e ulaşmış bir Türkiye var. Hedef çok daha ilerilere ulaşmak." diye konuştu. Kuruldukları günden beri hep gücünü milletten alan ve gücü de sadece millete hizmet yolunda kullanan bir kadro olduklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daima ortak akla, ortak vicdana, milletimizi bir araya getiren ortak değerlere vurgu yaptık. Hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden siyaset yelpazesindeki herkesle Türkiye ortak paydasında buluşmanın mücadelesini verdik.
"Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz"
Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız. Gençlerimizin, memurlarımızın, işçilerimizin, çiftçi sanayici, esnaflarımızın sorunlarını çözmek ancak bu şekilde mümkün olacaktır." dedi. Herkesin bu yönde çaba göstereceğine inandığını dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, özellikle ülkenin medarı iftiharı Memur-Sen'den bu süreçte çok büyük gayretler ve fedakarlık beklediğini söyledi.