Konya
Doç. Dr. Kılıç, hastanelerde doğan bebeklere K vitamini uygulamasının yapıldığını hatırlattı.
???? Türkiye'de uzun yıllardır yapılan bu uygulamanın, yeni doğan bebekleri erken ve geç hemorajik (kanama) hastalıklardan koruduğunu vurgulayan Kılıç, K vitamini reddinin ciddi riskler doğurduğunu dile getirdi.
Kılıç, K vitaminin karaciğerde üretilen pıhtılaşma faktörlerinin düzenli çalışmasını sağladığını belirterek, "Doğum sonrası dönemde beslenmenin yeterince oturmamış olması ve bağırsak florasının gelişmemesi nedeniyle K vitamini eksikliği görülebilir. Bu eksiklik doğum sonrası yapılan K vitamini enjeksiyonu uygulamasıyla giderilmekte, böylece bebeklerimiz kanama riskinden korunmaktadır." dedi.
Son yıllarda bazı ailelerin bu uygulamadan kaçındığına dikkati çeken Kılıç, "Doğumda yapılan K vitamini uygulamasından kaçınma eğiliminin, ne yazık ki her geçen gün yükselerek gittiğini müşahede etmekteyiz. K vitamini yapılmayan bebeklerde iç organlarda, ciltte, diş etlerinde veya gözde kanama görülebilir. Bu kanamaların en tehlikeli olanlarından biri ise beyin kanamasıdır. Bu durum ölümcül olabileceği gibi kalıcı sakatlıklara da neden olabilir." diye konuştu.
Konya'da beyin kanaması geçiren bebek yaşam mücadelesi veriyor
Kılıç, hastanedeki bir vakayı örnek göstererek, şunları kaydetti:
"Evde doğumu gerçekleştirilen 36 günlük bebek, bulantı, kusma, huzursuzluk ve nöbet geçirme şikayetleriyle hastanemize getirildi. Hastanın hikayesinde, doğumda K vitamini yapılmadığı öğrenildi. Bebeğin ilk değerlendirilmesinin akabinde nöbeti hemen durduruldu. Yapılan görüntüleme tetkiklerinin sonucunda yaygın beyin kanaması saptadık. Beyin cerrahisi bölümümüz tarafından ameliyatla kanama durduruldu. Hasta, ameliyat sonrasında çocuk yoğun bakım servisimizde entübe şekilde takip ediliyor ve halen hayati riski devam ediyor. K vitamini eksikliğine bağlı beyin kanamalarının ölümcül sonuçlara ve kalıcı hasarlara sebebiyet verme ihtimalinin olduğunu, çocuklarımızı korumamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Doğum sonrasında yapılan K vitamini uygulaması erken çocukluk döneminde görülen kanama hastalıklarından korunmak için oldukça etkili bir temel sağlık hizmetidir. Bu uygulamalardan kaçınmak oldukça büyük riskler taşımaktadır."
Dünya Sağlık Örgütünün, aşı kararsızlığı ve reddini insanlığı tehdit eden en büyük 10 sağlık probleminden biri olarak tanımladığını anlatan Kılıç, "Aşılar, insanlığın sağlığının korunmasında temiz su kadar katkı sağlamıştır. Aşı yapılmayan çocukların sayısı arttıkça toplum bağışıklığının azaldığını göz önünde bulundurmalıyız. Toplum bağışıklığı oranları düştükçe, aşı olan yavrularımızın da risk altına girme ihtimali söz konusudur." ifadesini kullandı.
Kılıç, Türk sağlık sisteminin köklü geçmişine vurgu yaparak, vatandaşlara devletin ve bilim insanlarının tavsiyelerine güvenmeleri çağrısında bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com