Dünyada şiddete varan aşırılığın önlenmesi amacıyla yerel yönetimler arasında Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde kurulan Güçlü Şehirler Ağı 1. Küresel Zirvesi’nin birincisi, 18 ülkeden 22 şehrin katılımıyla Antalya’da başladı. ABD Başkanı Barack Obama’nın inisiyatifinde, Birleşmiş Milletler himayesinde başta DAEŞ olmak üzere farklı biçimlerde şiddete varan aşırılığa karşı dayanıklılık ve sosyal dayanışmayı inşa etmek amacıyla belediye liderlerinin ve yerel yönetim uygulayıcılarının ilk küresel ağı olarak ortaya çıkan küresel bir oluşum olan Güçlü Şehirler Ağı Zirvesi Antalya Akra Barut Otel’de gerçekleştiriliyor. Zirveye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 18 ülkeden 22 şehrin belediye başkanı ve yöneticileri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’nın Türkiye’nin en güzel ikinci şehri olduğunu belirterek, Güçlü Şehirler Zirvesine ev sahipliği yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e teşekkür etti.
Çavuşoğlu, Jonhn Kerry’nin davet edildiğini ama yazılı mesajla katıldığını aktardı.
"DAEŞ’E 120 ÜLKEDEN SAVAŞÇI GELİYOR"
Şehirler ve küreselleşmenin insanlığa önemli fırsatlar sunduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Ekonomik gelişme, kalkınma, iletişim, bilişim. Aynı zamanda halklarımızın karşı karşıya kaldığı sınamalarla da yüz yüze geliyoruz. Yerel yöneticiler, hükümet olsun, uluslararası örgütler olsun bizlerin görevi dünyanın ortak değerleri daha iyi savunmak, halkların karşı karşıya kaldığı sınamalara karşı çözümle üretmek ve bu sorunları minimize etmektir.
Bugün yaşanan bir çevre sorununun sadece bulunduğu alanı etkilemediğini kaydeden Çavuşoğlu, "Bir yerdeki çevre, terör, yönetilemeyen bir ülke bunun yansımaları okyanus ötesine de geçebiliyor. İşte göç akımı, mülteci sorunu,uluslar arası terörizm, insan kaçakçılığı, uluslararası organize suç. Bunların ağına baktığımız zaman tüm dünyaya yayıldığını görüyoruz.
"GÖÇ ÖNCE TÜRKİYE’YE SONRA AVRUPAYA GEÇİYOR"
Suriye’deki sorunun çözülmemesi halinde DAEŞ gibi El Nusra gibi terör örgütlerinin yenilemeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Onları yensek bile yenileri ortaya çıkacaktır. 4 sene önce DAEŞ diye terör örgütü yoktu. El Kaide vardı. EL Şavab diye de terör örgütü yoktu. Bugün hepsi birbirine bağlı kedi aralarında netvork oluşturmuşlar, yıllardır çözemediğimiz Afganistan’daki Taliban ve benzeri terör örgütleri ile de işbirliği yapmaya başlamışlardır. Terörü ve bölgedeki sorunu çözemezsek o sorun yavaş yavaş bize geliyor.
"TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI ÇIKMALIYIZ"
Suriye’deki sorunun en önemli yansımalarından birinin terör olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Suriye’deki terör, ’Banane’ derseniz, geliyor Ankara’yı, İstanbul’u vuruyor. Pakistan’dakine banane derseniz gelir sizi vurur. Başka yere dağılır. Pakistan’daki soruna göz yumamayız. Bir de çifte standarttan uzak durmamız gerekiyor. Sonra bu terör örgütü geliyor, Paris’i, Bürüksel’i vuruyor. Paris’i vurduğu zaman hepimiz tepki gösteriyor yürüyoruz.
"İNSANLAR KATEGORİZE VE İZOLE EDİLMEMELİ"
Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Yaşadığımız şehirlerde terörle ve şiddete varan aşırılıklarla nasıl mücadele edeceğiz. Dışarıdan değil birde kendi şehirlerimizde bu akımları görüyoruz. Bu akımlar olmasa 120 ülkeden DAEŞ’e, El Nusra’ya veya rejime ya da Şii gruplara katılmak üzere yabancı savaşçılar gelir mi? Bunun sebebi ne, birbirlerini nasıl tetikliyor, ırkçılık antisemitizm, İslam karşıtlığı, Hristiyan karşıtlığı hepsi, her türlü aşırıcılığa, ayrımcılığa karşı çıkabiliyor muyuz. Bunu birbirini tetikleyen bir de terör var. Radikalizm, ikisi birbirinden besleniyor. Buna kim dur diyecek. Bu konuda en büyük rol kime ait. Burada en büyük görev yerel yönetimlere düşüyor. Bu akımlara karşı güçlü durmayı başarmalıyız.
"GÖÇMENLER ENTEGRE EDİLMELİ"
Göç akımının durdurulamadığını ifade eden Çavuşoğlu, “İnsanları bulunduğu yerde" tutamıyorsanız, çünkü orada sorun yaşarken duyarlı olmamışsınız ve size geliyor. Bu sefer oturup, ağlayıp, tepki göstermeye gerek yok. Çözümler üretmek gerekir. Bu insanları nasıl entegre ederiz. Entegre etmek asimile etmek değildir. Onarın kültür ve dinini koruyarak öğrenmesinin önünü açarak yaşadıkları ülkeye nasıl entegre edebiliriz. Eğer bir şehirde yaşayan insanlar uyum içinde farklılıkları zenginlik olarak görerek yaşamıyorlarsa sorunlar oradan başlıyor" dedi.
"GÖÇMENLERE EĞİTİM"
Mültecilerde eğitimin önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Dini eğitim de çok önemlidir. İslam’ı kullanarak, İslam adına hareket ettiğini söyleyen bu radikal gruplar, terörist gruplar İslam’ı temsil etmiyor. Bunlar teröristtir. Barış dini İslam’ı kullanarak, Allahu Ekber diyerek insanları öldürenler ne İslam’ı temsil edebilir, ne de insanlığı temsil edebilir.
"ANKARA GÜVENLİ DEĞİLSE LONDRA DA DEĞİL"
"Kalkınma konusunda duyarlı olmamız lazım" diyen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasında şu ifadelee yer verdi:." Türkiye olarak son 15 yılda çok yönlü bir dış politika izliyoruz. 39 Afrika ülkesinin başkentinde büyükelçiliğimiz var. THY 48 şehrine uçuyor. TİKA 14 ülkede ofis açtı. AFAD, Kızılay Afrika ülkelerinde aynı açılımı Latin Amerika’ya Asya Pasifik adalarına yapıyoruz. Sadece Türkiye’nin çıkarı için değil, bu ülkelerin çıkarı şehirlerin kalkınması için yapıyoruz.
"BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN MANTIĞI YANLIŞ"
"Benim teröristim iyi seninki kötü" anlayışını eleştiren Çavuşoğlu, "Onun ideolojisi bana yakın, terör örgütünden zarar gelmez anlayışı tehlikelidir. Bana dokunmayan yılan bir yaşasın, nasıl olsa beni hedef almıyor diye eğer kendimizi kandırıyorsak, yaşadığımız şehirdeki insanları kandırıyoruz demektir. O terör örgütü gelir sizi de vurur bizi de vurur.