BEYRUT
Filistinli Muhenned Ömer, mülteci kampında yaşadığı Suriye'de patlak veren iç savaş nedeniyle altı yıl önce sığındığı Lübnan'da açtığı berber salonunda resim kabiliyetini sergiliyor.
Ömer'in (23) Beyrut'un güneyindeki Filistin mülteci kampı Burc el-Baracne'deki berber salonu ilk bakışta berberden daha çok bir sanat galerisini andırıyor. Siyaset, spor ve sanat dünyasından yerel ve uluslararası birçok ünlünün portreleri ve kara kalemle çizilen resimlerinin bulunduğu berber dükkanı Ömer'in sanat atölyesi niteliğini de taşıyor.
Kampa geldiği ilk günlerde içinde bulunduğu zorlu şartların yanı sıra işsizlik ve fakirlikle mücadele eden Ömer, 6 yaşından itibaren keşfettiği karikatürle başlayan ve sonrasında portre çizimine dönüşen resim yeteneğine yönelmeye karar verdi.
Psikolog, ressam ve berber
Şam Üniversitesi Psikoloji Bölümünü bitiren Ömer "Üniversitede aldığım psikoloji eğitiminden resim ve berberliği birleştirirken çok faydalandım. Aslında bu üç birleşim müşterinin ne istediğini anlamamı sağladı. Belki de bu sayede resim ve berberliği birleştirmeyi başardım." dedi.
Müşterilerin istediği resimleri önce portre şeklinde kağıda aktardığını belirten Ömer, daha sonra çizimi tıraş makinesi ve ustura yardımıyla müşterilerin saçına işlediğini belirterek, "Saçın yapısına göre portredeki resimleri 3 boyutlu şekilde aynen grafiti gibi işliyorum. Şu sıralarda 4 boyutlu resimleri müşterilerin saçlarına uygulamaya çalışıyorum." diye konuştu.
Saça işlenen portreler ayrıntı içerdiği için tıraş esnasındaki en küçük hatanın bütün portreyi etkileyebildiğini vurgulayan ve bu nedenle azami dikkatle çalıştığını dile getiren Ömer, dikkat ve el kıvraklığının çok önemli olduğunu söyledi.
"Şam'daki sanat galerilerinde çizimlerimi sattım"
Sanatını geliştirmek için çok çaba harcadığını dile getiren Ömer, "Amacıma ulaşmak çok yorucu oldu. Küçük yaşlardan itibaren Şam'da sanat galerilerini ve festivalleri dolaşarak çizimlerimi satmaya çalıştım." dedi.
Genç yaşlardan itibaren eserlerinden elde ettiği gelir sayesinde plastik sanatlara ilgisi daha da artan Ömer, ailesinin iki yıl önce kamptan ayrılıp Hollanda'ya gittiğini hatırlatarak sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Şu an önemsediğim tek şey kendimi daha da geliştirerek uluslararası alanda tanınan bir sanatçı olmak. Kampta yaşayanlara saygım sonsuz ancak Avrupa ülkeleri gibi sanatta boyutları zorlayan, sanatta çılgınlığı takdir eden ülkelere gitmek en büyük hayalim."