'Haccın nasıl yapılacağını Allah Resulü göstermiştir'

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Erul, "Son yıllarda bazı meslektaşlarımızın 'Haccın zamanını değiştirelim, yılın belli ayına dolduralım' gibi tekliflerini görüyoruz. Buna fıkıh, hadis usulü olarak katılmamız mümkün değil. Kur'an'ı öne sürerek hadis ve sünnet ile Peygamberimizin uygulamalarını devre dışı bırakarak hac yapmak mümkün değildir. Haccın nasıl yapılacağını Allah Resulü göstermiştir." dedi.

Basın mensuplarıyla Arafat bölgesinde bir araya gelen Prof. Dr. Erul, hac ibadeti hakkında AA muhabirinin sorularını cevapladı.

Erul, Kur'an-ı Kerim'de hac ile ilgili görevin nasıl yapılacağının ana hatlarıyla yer aldığını ancak haccın detayları ve nasıl yapılacağının daha çok Peygamber Efendimizin uygulamalarından anlaşıldığını vurguladı.

Hadis ve sünnetlerle ilgili yapılan tartışmaları eleştiren Erul, Kur'an'ın öne sürülerek hadis ve sünnetin devre dışı bırakıldığına dikkat çekti. Erul "Son yıllarda bazı meslektaşlarımızın 'Haccın zamanını değiştirelim, yılın belli ayına dolduralım' gibi tekliflerini görüyoruz. Buna fıkıh, hadis usulü olarak katılmamız mümkün değil. Kur'an'ı öne sürerek hadis ve sünnet ile Peygamberimizin uygulamalarını devre dışı bırakarak hac yapmak mümkün değildir. Haccın nasıl yapılacağını Allah Resulü göstermiştir." dedi.

Günümüzde hadis konusundaki tartışmalarda iki farklı uç görüşün olduğunu dile getiren Erul, "Bir tarafta sadece aklı esas alarak hadis ve sünneti öteleyen, ikinci plana iten bir kesim var. İslam'a hizmet edeyim derken neredeyse hadisin inkarına, hatta bu durum risaletin inkarına kadar gidiyor. Bir taraftan da halkı yönlendirmek adına nerede asılsız problemli rivayetler varsa bunları öne sürerek asrın idrakini zorlayan bir söylem geliştiriliyor. Bunu hadis ve sünnet adına yapıyorlar. Oysa bizim 14 asırlık muhteşem bir birikimimiz var. Binlerce kitap yazılmış. Sahih hadislerle uydurma hadisler ayrı ayrı belirtilmiştir." diye konuştu.

İki aşırı uçun bir biriyle tartışırken aynı zamanda bir birlerini desteklediklerini belirten Erul, şunları söyledi:

"Peygamberinizin uygulamaları, hadis ve sünnetleri olmadan biz sadece Kur'an'a bakarak haccı gerçekleştiremeyiz. 'Kur'an'da şeytan taşlamak yoktur, ben şeytan taşlamaya gelmem' demek, Peygamber Efendimizin uygulamalarını yok saymaktır. Bugün Kur'an'ı ileri sürerek önce hadisleri, arkasından sünnetleri inkar edip arkasından da 'Hz. Peygamberin görevi bu mudur' gibi tartışmalarla 'hadis ve sünnet olsa da olur olmasa da olur' şeklinde bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Bu kapıya araladığımız zaman hem ibadetlerimiz hem de İslam ahlakı zarar görmüş olur."

Hac ibadetinin toplumsal ve siyasal mesajına da dikkat çeken Erul, şunları kaydetti:

"Arafat'ta yapılan vakfenin farklı boyutları da var. Mesela Hz. Ömer halkın şikayetlerini dinliyor, gerekiyorsa valileri değiştiriyordu. Yani Hac ibadetinin toplumsal ve siyasal boyutları da vardı. Hac aslında dünya Müslümanları için en büyük zirve ve kongre durumunda. Keşke imkan olsa da yöneticiler de bireysel ibadetlerinin yanı sıra dünya Müslümanlarının hatta İslam dini evrensel bir din olduğu için dünyanın değişik bölgelerindeki mazlumların sorunlarını görüşebilse. Hatta keşke bilim adamları da burada bir araya gelse ve görüş alışverişinde bulunsa."

Kaynak: AA