IMF heyetinden Türkiye değerlendirmesi

Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti, Türkiye'nin bu yıl yüzde 2,9 büyümesini beklediğini açıkladı.

IMF, 4. Madde Görüşmeleri kapsamında, heyetinin Türkiye'deki ziyaretinin ardından bir değerlendirme raporu yayınladı.

IMF heyetinin raporunda, Türkiye ekonomisinin son dönemde çeşitli şoklarla başa çıkmasına karşın artan siyasi belirsizlik, düşen turizm gelirleri ve yüksek seviyedeki kurumsal borcunun durumu kötüleştirdiği belirtildi.

Türkiye ekonomisine ilişkin son gelişmelerin özetlendiği raporda, "Ekonomi, geçen yılki güçlü performansının ardından 2016’da yavaşladı. Büyümenin bu yıl zayıflayan iş güveni ile negatif iç ve dış şoklar nedeniyle yüzde 2,9'a gerilemesi bekleniyor. İşsizlik oranı yüksek ve artıyor. Kredi büyümesi ciddi derecede yavaşladı. Belirsizlikler, jeopolitik gerilimlerin yanı sıra 15 Temmuz’da yaşanan başarısız darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar nedeniyle arttı." ifadelerine yer verildi.

Raporda, enflasyonun biraz düşmesine karşın yüzde 5 hedefinin oldukça üstünde bulunduğuna işaret edilerek, "Enflasyonun 2016 ve 2017 yıllarında muhtemelen yüzde 8 civarında seyretmesi bekleniyor." denildi.

Cari açığın yüksek kalmaya devam ettiği belirtilen raporda, şu görüşlere yer verildi:

"Enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisi, zayıf turizm sezonunun etkisiyle dengelendi. Cari açığın Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranının 2016’da yüzde 4,5 olması bekleniyor. Ekonominin dış pozisyonu orta vadeli temellerle uyumlu seviyeden daha zayıf kalmayı sürdürüyor. Cari açığın 2017’de daha yüksek petrol fiyatları ve mali açık nedeniyle artması bekleniyor."

Raporda, yüksek seviyedeki dış finansman ihtiyacının şimdiye kadar bol küresel likidite sayesinde rahatça karşılandığı, buna karşın son dönemde kredi notunda yapılan indirimlerin dış finansman maliyetinin artmasına neden olduğu kaydedildi.

Raporda, politika tavsiyelerine yer verilirken, "temel zorluğun, ekonomide küçülme döngüsüne neden olacak aşırı bir yavaşlama yaşanmasının önüne geçilmesi olacağı" belirtildi.

Mevcut mali gevşemenin güvenilir bir orta vadeli konsolidasyon planıyla sürdürülmesi gerektiği kaydedilen raporda, mali harcamalarda gelecek yıl için öngörülen artışın, iç talebi dış dengesizlikleri artırmadan destekleyeceği, kamusal yatırımların da memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.

"Mevcut parasal duruşun, yavaşlayan ekonomiye karşın hala hedefin üstünde seyreden enflasyonu kontrol altına alması ve ek genişleme yapılmaksızın korunması gerekiyor" tavsiyesine yer verilen raporda, Merkez Bankasının parasal sadeleştirme girişimlerinin olumlu bulunduğu ifade edildi.

Lira likiditesinin başarısız darbe girişiminin ardından artırılmasının uygun olduğu ancak bunun kademeli olarak azaltılması gerektiği kaydedilen raporda, Merkez Bankasının rezervlerini güçlendirmeye devam etmesi önerisine de yer verildi.

Raporda, makroiktisadi önlemlerin döviz kurundan kaynaklanabilecek riskleri azaltmak için güçlendirilmesi, bu önlemlerin talep yönetimi için gevşetilmemesi gerektiği belirtildi.

İş gücüne yönelik yapısal reformların verimlilik ve katılımı artırmaya odaklanmasının önerildiği raporda, kıdem tazminatına yönelik düzenlemelerin hızlandırılması çağrısına da yer verildi.

İş dünyasının güvenini ve kamu kuruluşlarının kapasitesini artırmanın da önemli öncelikler arasında olduğu belirtilen raporda, sığınmacıların topluma entegrasyonu konusunda da, şöyle denildi:

"Ocak 2016’da Suriyeli mültecilerin çalışma iznine başvurabilmesine ilişkin yapılan yasal değişikliklere rağmen başvurular kısmen beceri uyumsuzluğundan düşük kalmıştır. Etkili bir iletişim stratejisi ile birlikte basitleştirilmiş bir başvuru süreci, mültecilerin kayıtlı istihdama katılımının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Uluslararası yardımların harekete geçirilmesi eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerine erişimi iyileştirebilir."

IMF, ekim başında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye'ye ilişkin 2016 büyüme beklentisini yüzde 3,3 olarak belirlemişti.