İstanbul
Yaklaşık 35 yıldır Kapalıçarşı'da altın ve gümüş mücevher tasarımı üzerine çalışan Sabri Demirci, dünya kupası heyecanı yaşayan Katar'daki koleksiyoncu ve ünlü takı mağazalarından özel tasarım sipariş aldı.
Demirci, gelen siparişler doğrultusunda 5 aylık bir ön çalışmanın ardından Katar'ın sembollerini işlediği, her birinde 200 grama yakın 18 ayar altın ve 4,5 kilo gümüş kullanılan kupaların da arasında olduğu birbirinden özel eserler ortaya koydu.
Altın ve gümüş kupaların bir kısmını Katar'a teslim eden Demirci, büyük beğeni alan tasarımlarının ardından yeni siparişler için yoğun çalışmalarını sürdürüyor.
Demirci, tasarım sürecini ve Kapalıçarşı'nın tasarım dünyasındaki özel konumunu anlattı.
Tasarımlar Katar sembolleriyle dolu ve tamamen orijinal
Demirci, gelen taleplerde, tasarım ürünlerinin "Katar'ı en iyi şekilde temsil etmesi" ve "tamamen orijinal olması"nın istendiğini belirterek, şunları anlattı:
"Katar'dan gelerek özel ürünler yapmamızı istediler. Biz de uzun çalışmalar sonucunda ürünler ortaya koyduk. Örneğin Katar'ın Dünya Kupası'nın resmi logosu sonsuzluk işareti, futbol topu, şahin pençeleri logonun üzerine bırakıyor. Logonun altında da Katar'ın haritası bulunuyor.
Haritanın üzerinde maçların yapılacağı stadyumlar ve illerin isimleri yazıyor. Zeminde de siyah mermer kullandık.
Siyah mermer de Katar'ın yeraltı zenginliklerini temsil ediyor. Tüm platformu da dört at taşıyor. Atlar da gücü, dayanıklılığı ve sadakati temsil ediyor. Bu semboller ve özel eserlerin ortaya çıkması için 5 ay kadar aralıksız yoğun bir çalışma yaptık."
Eserler için uzun bir süre de ön çalışma yapıldığını kaydeden Demirci, yeni bir ürün ortaya koymanın zorluğunu dile getirdi. Demirci, şöyle devam etti:
"Tüm eserleri, Katar'da çok sembolik bir yere sahip şahin üzerine kurduk. Sonra zaten dünya kupasının resmi topu ve sonsuzluğu ön plana çıkardık. İlk ürünün çıkışı her zaman sancılı oluyor.
Karşı tarafın beklentisini karşılamak her zaman kolay olmuyor. Ama neticede onlar da biz de son halinden çok memnun kaldık."
"Türkiye'deki el işçiliğinin dünyada eşi benzeri yok"
Demirci, Kapalıçarşı'nın dünyada tasarım anlamında özel bir yerinin olduğunu ve tasarımcılarının, zanaatkarlarının her zaman bu tarz özel çalışmalara imza attığını belirtti.
Kendisinin de dünyanın birçok yerine el işi ürünler gönderdiğini aktaran Demirci, "Çünkü bizler Kapalıçarşı'da çocukluğumuzda başladık bu işlere. Ustalarımızdan öğrendik. Ben 11 yaşında başladım bu işe. Bu işin atölyesinde yetiştik. Türkiye'deki el sanatlarımız ve el işçiliğimizin gerçekten dünyada eşi benzeri yok. Niye Kapalı Çarşı? Çünkü artık Avrupa'da el işi gerçekten yok artık. Avrupa'da el işi tasarımlardan ziyade fabrikasyon ürünler üretiliyor. Onun için el işinin yeri ayrıdır. Bu yüzden bizi tercih ettiler ve tercih ediyorlar. Biz de gereken ilgiyi gösterdik ve sonuçta böyle güzel ürünler ortaya çıktı." diye konuştu.
Demirci, ürünlerde kullandıkları altın ve gümüşlere ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"Aşağı yukarı futbol topu için 200 grama yakın, 18 ayar altın kullandık. Geri kalan da gümüş, 4,5 kilo da gümüş kullandık. En çok zorlandığımız da aslında altını işleme oldu.
Gümüş ağırlıklı bir atölye olduğumuz için o miktarda altını işlemekte zorlandık. İnce detay isteyen parçalar. Sonuçta herkes memnun kaldı. Koleksiyondaki ürünlere yeni ürünler gelecek. Her ürün tek."