Malatya
İlçenin Boğazlı Mahallesi'nde yaşayan Gül, 1960'ta katıldığı bir düğünde kemençeye ilgi duymasıyla enstrüman çalmayı öğrenmeye karar verdi.
Zor şartlar altında biriktirdiği parayı Bursa'da askerlik yapan ağabeyine gönderen Gül, kısa süre sonra ağabeyinin de desteğiyle ilk enstrümanı olan kemençeye kavuştu.
Zamanla saz çalmayı da öğrenen Gül, 1970'lerde 6 arkadaşıyla birlikte bir müzik grubu kurdu. İlk olarak düğünlerde çalan grup üyeleri, daha sonra resmi törenlerde de sahne aldı.
Grubun hayatta kalan tek üyesi olan Gül, enstrümanları torunlarına ve yakınlarına öğretmeyi amaçlıyor.
Gül, zor şartlar altında müzik hayalini gerçekleştirdiğini ve bir daha bırakmak istemediğini söyledi.
Müziği çok sevdiğini aktaran Gül, şöyle konuştu:
"Zor şartlar altında kendi çabamla müzik öğrendim. Evde ve yaşamda birçok zorluk çektik. Evimizde soba bile yoktu. Hep birlikte bir evin içinde yaşardık. 20 yaşında müzikle uğraşmaya başladım. Bir düğüne gitmiştim, davul ve zurna çalıyorlardı. Orada onları dinledim ve 'bu işi yapacağım' dedim. Evimiz düzgün olmadığı için bulduğum herhangi bir yerde çalıyordum. Abim Bursa'da askerdi, müzik aletini oradan getirttim.
Yavaş yavaş başladım, zaman zaman telleri kırıldı, tel bile bulamadım. O dönemde hayvanların bağırsaklarından tel yapardık. Babam saz ve kemençe yapardı, nasıl yapıyor diye izlerdim. Babam hep, 'başka kimse heves etmedi ama bu oğlum benden iyi öğrendi' derdi. Türkü söyleyen birini görünce taklit edip öğreniyordum."
"Köyleri gezer müzik yapardık"
Gül, müzikle uğraşmaya ömrünün yettiği kadar devam edeceğini belirtti.
Kurdukları 6 kişilik grupla birçok resmi ve özel programda müzik yaptıklarını dile getiren Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
"Müzik için dışarıya çıkınca 45-50 gün boyunca eve gelmezdik. Ben kemençe çalardım, kuzenlerim de vardı. Gruptakiler arasında en çok ben yaşadım. En fazlası 80 yaşına kadar gelebildi ve gruptan geriye sadece ben kaldım. 1970'lerde kurduğumuz grupla 15 yıl müzik yaptık. Köyleri gezip müzik yapardık."