?>

Kitapları vefatından sonra çıkan şair: Yahya Kemal Beyatlı

Hayatı boyunca sadece dergi ve gazetelerde yazı hayatını sürdüren ve kitapları vefatından sonra yayınlanan şair-yazar, mütefekkir Yahya Kemal Beyatlı, vefatının 60'ncı senesinde yad ediliyor.

Kültür Sanat - 6 yıl önce

İSTANBUL - Ayşe Büşra Erkeç
"Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi, / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi, / Ta ki, yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et, çünkü bu son ordusudur İslamın /" gibi unutulmaz mısralara imzasını atan Yahya Kemal Beyatlı, Makedonya'nın Başkenti Üsküp'te, 2 Aralık 1884'te hayata gözlerini açtı.
Gerçek adı Ahmed Agâh olan Yahya Kemal, Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey ve şair Leskofçalı Galib'in yeğeni olan Nakiye Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Yahya Kemal Beyatlı, çocukluk yıllarını, Üsküp'te kaleme aldığı şiirlerine de yansıttığı Rakofça çiftliğinde geçirdi. İlköğrenimini özel Mekteb-i Edep'te tamamlayan Beyatlı, 1892'de Üsküp İdadisi'ne girdi. Aynı zamanda İshak Bey Camii Medresesi'nde Arapça ve Farsça dersleri alan Beyatlı, 1897'de ailesiyle birlikte Selanik'e taşındı.
Göçebe bir hayat yaşadı
1903'te Paris'e giden Beyatlı, çeşitli eğitimler alarak, Fransızca bilgisini geliştirdi. 1904'te siyasal bilgiler yüksek okuluna girdikten sonra "Jön Türkler" olarak da tabir edilen Genç Osmanlılarla ilişki kuran Beyatlı, Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet, Samipaşazade Sezai, Prens Sahabettin gibi dönemin ünlü kişileriyle tanıştı. Şefik Hüsnü ve Abdülhak Şinasi Hisar'la arkadaşlık kuran Beyatlı, 1912'de İstanbul'a döndü.
Usta yazar, 1913'te Darüşşafaka'da edebiyat ve tarih öğretmenliği yaptı ve Medresetü'l Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi. Mütarekeden sonra "Âti", "İleri", "Tevhid-i Efkâr", "Hakimiyet-i Milliye" isimli dergilerde yazı yazdı.
Arkadaşlarıyla "Dergâh" dergisini kuran Yahya Kemal, edebiyatçılığının yanı sıra, siyasi hayatıyla da aktif bir rol üstlenerek yazılarıyla Milli Mücadele'yi destekledi.
Bu esnada sanatla olan yakın ilişkisini her zaman sürdürerek Halkevleri Sanat Danışmanlığı yapan Yahya Kemal, 1949'da Pakistan Büyükelçisi iken emekli oldu ve hayatının son yıllarını İstanbul Beyoğlu'nda Pera Palas'ta geçiren usta yazar ve şair, rahatsızlanarak barsak kanaması tedavisi için 1957'de Paris'e gitti.
Doğumundan vefatına kadar sürekli göçebe bir hayat yaşayan ve aile kurmayan Beyatlı, bir arkadaşıyla hasbihali sırasında, "Ben evlenmedim, yalnızlığın acısını hâlâ çekiyorum." şeklindeki ifadesinde aktardığı gibi "göçebe ve yalnız" geçen bir hayatın verdiği hasret serencamını yazdığı şiir, nesir ve mektuplarına nakşetti.
Usta şair, tedavi için gittiği Paris'ten bir yıl sonra İstanbul'a dönerek, tedavisinin yapıldığı Cerrahpaşa Hastanesi'nde, 1 Kasım 1958'de hayata veda etti.
Beyatlı'nın edebiyat ve şiirle olan yolculuğu
Selanik yıllarında "Esrar" takma adıyla şiir yazmaya başlayan genç Yahya Kemal, İstanbul'da Tevfik Fikret ve Cenap Şahabeddin'in şiirleriyle tanıştı. "İrtika" ve "Mâlumât" dergilerinde "Agâh Kemal" takma adıyla Servet-i Fünun'u destekleyen şiirler yazdı.
Başta şiir olmak üzere 20. yüzyıl fikir, kültür ve sanat hayatının önemli simalarından olan Beyatlı, şiirleriyle olduğu kadar şiirle ilgili görüşleriyle de büyük yankı uyandırarak, Türk toplumunun Tanzimat'tan bu yana yaşadığı kimlik problemine şiirleriyle cevap üretmeye çalıştı. Sanatçının kendi milletinin dilini bulması gerektiği noktasındaki düşünce ve fikirlerini okuyucusuna aktaran Yahya Kemal, "Bu dil, ağzımda annemin ak sütüdür" mısrası, Türkçeye olan sevgisini ifade ettiği en meşhur mısraları arasında gösterildi.
Edebiyat ortamlarında sıkça konuşulmaya devam eden Beyatlı, 1918'de "Yeni Mecmua"da yayınlanan çalışmalarıyla ilgi odağı olmayı başardı. Daha sonra "Edebi Mecmua", "Şair", "Büyük Mecmua", "Şair Nedim", "Yarın", "İnci" ve "Dergah" gibi dergilerdeki şiirleriyle kendini yol gösterici olarak kabul ettirdi.
Vefatından sonra çıkan eserleri
Ebediyete intikalinden sonra yayımlanan "Kendi Gök Kubbemiz" ve "Eski Şiirin Rüzgarıyla" isimli kitapları iki bölüm halinde değerlendirilerek, Yahya Kemal'in şaheserlerini edebiyatseverlerle buluşturdu.
"Eski Şiirin Rüzgarıyla" adlı kitabındaki şiirlerden "Açık Deniz", "Itrî", "Erenköyü'nde Bahar", "Nazar", "Ses", "Çin Kâsesi" ve "Deniz Türküsü", şairin çok sevilen özel şiirleri olarak şiirseverler tarafından tanındı.
"Kendi Gök Kubbemiz" isimli kitabında yer alan şiirlerin temelinde ise "aşk" ve "İstanbul" şairi olarak görülen usta şair, "Ey talih! Ölümden de beterdir bu karanlık; / Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık; / Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et! / Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!" mısralarıyla biten "Vuslat" adlı şiirinde ise aşk ve sevgiliyle kavuşma anını örselemeden şiirine taşıdı.
Beyatlı'nın bitmeyen şiirlerinin bir bölümü ise "Bitmemiş Şiirler" adıyla yayımlandı.
Yahya Kemal'in vefatı sonrasında çıkarılan eserleri
Saf şiir anlayışının Türk edebiyatındaki iki önemli kurucu isminden biri olarak gösterilen Yahya Kemal Beyatlı'nın vefatından sonra 1961'de "Kendi Gökkubbemiz", 1962'de "Eski Şiirin Rüzgarıyla", 1963'de "Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş" ve 1976'da "Bitmemiş Şiirler" isimli şiir kitapları yayımlandı.
"Eğil Dağlar: İstiklal Harbi" 1966'da ve 1968'de yayımlanan "Siyasi Hikayeler" isimli kitaplarında Yahya Kemal, Türk edebiyatında büyük merhale teşkil eden şiirlerinden başka, makale, deneme, hatıra, tarih ve tefekkür yazılarını, edebi ve siyasi portrelerini bu kitaplarında ustaca ortaya koydu.
Usta yazar, 1971'de çıkarılan "Edebiyata Dair" isimli eserinde tarihi olayları hikaye tekniğiyle anlatırken, 1964'de basılan "Aziz İstanbul" isimli kitabında ise İstanbul'un semtlerini, tarihini, kültürünü edebi bir üslupla istikbale taşıdı.
1975'de çıkartılan "Tarih Musahabeleri", 1973'de "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasî ve Edebî Hatıralarım" ile yakın tarihe ışık tutan kitabının yanı sıra Beyatlı'nın, siyaset, felsefe ve sosyal hayata kadar her mevzuda kaleme aldığı yazıları ise 1977'de "Mektuplar ve Makaleler" isimli kitabında toplanarak okuyucularına ulaştırıldı.
Yahya Kemal Beyatlı'nın eserlerinin yayınlanmasında Nihad Sami Banarlı'nın ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nin önemli katkısı olduğu biliniyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Fotoğraf çeken fenomen çift uçurumdan düşerek öldü

2018-10-30 21:37 - Dünya

Cocu stadı terk etti

2018-10-29 04:02 - Spor

Aşık Veysel doğumunun 124. yılında anıldı

2018-10-25 17:02 - Çevre-Hayat

İstanbul Havalimanı açılışa hazırlanıyor

2018-10-29 18:12 - Gündem

Boğaziçi Film Festivali başlıyor

2018-10-25 19:32 - Kültür Sanat

Kocaeli’deki feci kazada ölü sayısı 5’e yükseldi

2018-10-28 03:02 - Asayiş

Fikret Orman: 'Evet mutsuzuz ama sonuçlardan dolayı mutsuzuz'

2018-10-24 20:32 - Spor

'Düdüklü tencere etin besin değerini koruyor'

2018-10-25 18:32 - Sağlık

FETÖ'nün TSK'daki 'mahrem imamlarına' operasyon

2018-10-31 00:17 - Gündem

Akhisarspor evinde güldü

2018-10-30 01:47 - Spor

İlgili Haberler

Köy okulları için beş kitap getirene Türk kahvesi ikram

12:13 - Kültür Sanat

'Tulumcu Filiz' 17 yıldır Karadeniz ezgilerini dinleyenleriyle buluşturuyor

12:07 - Kültür Sanat

Sanayi sitesinin ‘Bob Ross’u atölyesini sanat galerisine dönüştürdü

12:07 - Kültür Sanat

TRT ortak yapımı 'Karayazı' kısa filminin çekimleri tamamlandı

21:20 - Kültür Sanat

'Bir Ömrün Sonbaharı' filminin galası yapıldı

00:05 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Mısır'dan, Gazze'deki Filistinlilerin topraklarında kalması gerektiği vurgusu

15:37 - Dünya

DSİ ile yapılan su kullanım anlaşmalarına ilişkin esaslar düzenlendi

15:13 - Ekonomi

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten CHP Genel Başkanı Özel'in Filistin konusundaki sözlerine tepki

15:08 - Siyaset

Bakan Uraloğlu'ndan Sarıyer açıklarında sürüklenirken kurtarılan gemiye yönelik açıklama

14:52 - Gündem

Seferihisar'da deniz yaklaşık 200 metre çekildi

14:48 - Gündem