Çankırı
İlçeye yaklaşık 13 kilometre uzaklıktaki Akçalı köyünde yöre sakinleri tarafından tarla, bağ, bahçe, altyapı çalışmaları sırasında bulunan küp, mezar stelleri (mezar dikilitaşları), su oluğu, sütun parçaları ve başlıkları, Çankırı Müze Müdürlüğünce köy tüzel kişiliğine zimmetlendi.
Taşımalı eğitime geçildiği için kullanılmayan eski okul binası, 2011 yılında kültürevine dönüştürüldü. Küp ve diğer buluntular, kültürevinin bahçesinde sergileniyor.
???? Çankırı Karatekin Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi'nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Uğur Demirbağ, köydeki eserleri inceledi.
Demirbağ, köydeki eserlerin Roma ve kısmen Helenistik Dönem'e ait parçalar olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.
Okul bahçesinde farklı buluntuları bir arada gördüklerini dile getiren Demirbağ, "Küpün Roma Dönemi'ne ait olduğunu tahmin ediyoruz. Milattan sonra ikinci, üçüncü yüzyıl olduğu düşünülüyor. Yapılan araştırmada çünkü aynı küpten Çorum bölgesinde de olduğu görülüyor. Boyunun 1,5-2 metre arasında, başlık kısmının yaklaşık 50 santimetre çapında bir küp olduğunu görüyoruz. Bunun dışında mezar stelleri yer alıyor. Bunların da yine Helenistik Dönem'e tarihlendirildiğini tahmin ediyoruz çünkü aynı örneklerin o dönemde de yapıldığını düşünüyoruz." diye konuştu.
Çerkeş Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Cam ve Seramik Programı'nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Bozdemir de eserlerin yapısal özellikleriyle ilgili araştırma yaptığını söyledi.
Yaklaşık 2 metre uzunluğundaki küpün çömlekçi çarkında şekillendirilmiş olabileceğini anlatan Bozdemir, şöyle devam etti:
"Ama tabii çömlekçi çarkında şekillendirilen küçük çanak çömlekler gibi değil de daha çok biz sucuk tekniği diyoruz, fitil veya sucuk tekniği. İnce ince açılan çamurlar, daha çok yılan gibi diyeyim, katmanlar üst üste eklenerek, döndürülerek yavaşça elle şekillendiriliyor. Büyük form olması sebebiyle bu yöntem kullanılmış olabilir diye düşünüyorum. Üzerine baktığımızda zaten yakından incelerseniz kum gibi partiküller görünüyor. Onlar da muhtemelen çamura mukavemet kazandırması için eklenmiştir. Bu bölgede günümüzde olduğu gibi geçmiş medeniyetlerde de tarım yapılmaktaydı. Tabii günümüzdeki gibi saklama kapları olmadığı için böyle büyük küpler 'tahıl konteyneri' olarak kullanılmış. Tabii bunlar gıdayı ısıdan, nemden, haşerelerden korumak, daha uzun ömürlü olmasını sağlamak amacıyla toprağa gömülüyordu."
"Eserler kaybolmasın, gelecek nesillere aktarılsın diye buraya topladık"
Köyde 2009-2019 yılları arasında muhtarlık yapan Hulusi Taş, eski köy okulunu kültürevi olarak düzenlediklerini belirtti.
Okul bahçesinde eserleri korumaya çalıştıklarını dile getiren Taş, "Bu arkada gördüğünüz küp yeni yerleşim yerleri açılırken altyapı çalışmaları sırasında ortaya çıktı. Diğer taşlar ise eski köy yerleşimi yerimiz şimdiki yerde değil, iki kilometre açıktaydı. Orada bağ bahçe çalışmaları sırasında bu taşlar ortaya çıkmış. Biz de bunları topladık. Geçmişten gelen tarihi eserler kaybolmasın, gelecek nesillere aktarılsın diye buraya topladık." dedi.
Eserlerin 2011 yılında bir araya getirildiğini belirten Taş, "Burası eski Roma yerleşim yerlerinden biriymiş. Tarih boyunca toprak altında kalmış. Biz bunların öncelikle koruma altına alınmasını istiyoruz. Bunun dışında turizme kazandırmak istiyoruz. Gelecek nesillerimizin geçmişte kullanılan bu malzemeleri görmesini istiyoruz. Köyümüze turizm yoluyla bir katkı sağlamasını bekliyoruz. Bu konuda Kültür ve Turizm Müdürlüğünden, İl Özel İdaresinden destek bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Köy muhtarı Adil Şahin de eserlerin sergilendiği alanı güvenlik amacıyla sürekli kontrol ettiklerini söyledi.
Şahin, çevre düzenlemesi yapılması gereken alanın kamera sistemiyle korunmasını istediklerini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com