Beyrut
Lübnanlılar, 4 Ağustos Salı günü Beyrut Limanı'nda meydana gelen büyük patlamanın şokunu atlatmaya çalışıyor.
Ülke tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşayan Lübnanlılar, tahıl ürünlerinin yanı sıra gıda ve ilaç temininde de büyük bir depo görevi gören Beyrut Limanı'nda deprem etkisi yaratan şiddetli patlamanın yol açtığı yaraları yavaş yavaş sarmanın yolunu arıyor.
- "Her şey saniyeler içinde gerçekleşti, deprem bile böyle olamaz"
Beyrut Limanı'nın yanı başında yer alması hasebiyle patlamadan en çok etkilenen Cımmize Mahalesi sakinlerinden 50 yaşındaki Jorget Kenan, patlamanın meydana geldiği ilk anları gözyaşları içinde anlattı.
İlk başta duyduklarını silah sesleri olarak algıladıklarını belirten Kenan, şunları söyledi:
"İlk ses korkunçtu, ateş açılmış gibi her tarafı tozlar kapladı. Ne olduğunu öğrenmek için kalkmak istedim ancak şoka girdim. Ben oğluma, oğlum da bana bakarak donduk kaldık. Her şey saniyeler içinde gerçekleşti, deprem bile böyle olamaz. O sırada patlayan camlar üzerimize dağıldı.
Oğlumla birbirimize sarıldık ve gözlerimizi kapattık. Gözlerimizi açtığımızda her tarafı toz kaplamıştı, birbirimizi göremiyorduk. Oluşan toz bulutu nedeniyle evde hiçbir şey görünmüyordu, her taraf yıkıldı kaldı."
Beyrut dışında kırsalda oturan kızının, haberi duyduğunda kendilerinden umudunu kestiğini aktaran Kenan, "Kızım patlamanın şiddetini öğrendiğinde bizlerin enkazdan çıkarılamayacağını düşünmüş." diye konuştu.
Hala patlamanın şokunu üzerinden atlatamadığı görülen Kenan, gözyaşları içinde "Büyük bir felaketti. Allah korusun." dedi.
"Bizi kurtaran bir mucizeden başka bir şey olamaz"
Cımmize bölgesinde küçük bir dükkan işleten 40 yaşındaki Leyla Murad da patlama öncesinde uçak sesi duyduğunu ve kısa süre sonra o büyük patlamanın gerçekleştiğini söyledi.
Hayatını kaybedenlerin ve yaralananların sayısının oldukça çok olduğunu ancak Allah'ın yardımıyla kendilerinin kurtulduğunu dile getiren Murad, şöyle konuştu:
"Önce uçak sesi duydum, sonrasında ise patalama oldu. Olay birkaç saniye içinde gerçekleşti. Elektrikler kesildi ve dükkandaki her şey üzerimize düştü. Öncelikle bizlere bir şey olmadığı için durmadan Allah'a şükrediyorum. Bizlere küçük şarapnel parçaları isabet etti ancak bizi kurtaran bir mucizeden başka bir şey olamaz."
"Bir vatandaştan yardım alarak anne ve babamı hastaneye kaldırdım"
Beyrut Limanı çevresi sakinlerinden George Huri ise patlama sırasında evde olmadığını ancak anne ve babasına ulaşmak için anında eve geldiğini belirtti.
Patlamanın yarattığı şokun derecesini ifade edemede kelimelerin kifayetsiz kaldığını söyleyen Huri, "Telefon hatları kesildiğinden ailemle iletişim kuramadım. Hemen eve doğru yola koyuldum ancak meydana gelen yıkım, yollardaki ölü ve yaralılar nedeniyle ulaşamadım.
Yıkım büyüktü, evim sadece duvarsız kaldı, ailemi enkazın altından kurtardım. Bir vatandaştan yardım alarak anne ve babamı hastaneye kaldırdım. Annemin durumu iyi, ancak yoğun bakımda tedavisi süren babamın durumu kritik." şeklinde konuştu.
Binanın önünde çaresizce birinci kattaki evine bakan Huri, "Evlerimiz yıkıldı. Tek çaremiz artık yollarda kuracağımız bir çadıra sığınmak kaldı." dedi.
Lübnanlılar, yaralarını sarmaya çalışıyor
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm Beyrut'u sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Başkent Beyrut'ta yaşanan şiddetli patlamadan en çok etkilenen limana yakın yerleşim yerlerindeki enkazlar, gönüllülerin yardımlarıyla kaldırılmaya çalışılıyor.
Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan, söz konusu patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 154'e yükseldiğini, yaralı sayısının da yaklaşık 5 bin olduğunu açıklamıştı.
Beyrut Valisi Mervan Abbud da Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlamanın yol açtığı zararın 10 ila 15 milyar doları aşabileceğini belirtmişti.
Kaynak: AA