TBMM
Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından sosyal medyada, "Kadına şiddet ve çocuk istismarı suçlarının infaz indiriminden yararlanacağı" iddiasıyla bir kampanya başlatıldığı değerlendirmesinde bulunarak, "Bu kara propagandaya karşı MHP ve AK Parti'li yetkililerden cevap gecikmemiş, bizzat kanun teklifi metni ve komisyon tutanakları ile tartışmaya yer vermeyecek şekilde gerçekler ortaya konulmuştur. İP'in iftira ve yalanı bütün boyutlarıyla gözler önüne serilmiştir." ifadesini kullandı.
Bülbül, MHP ve AK Parti gruplarının ortak imzasıyla hazırlanan, infaz düzenlemesini içeren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında yaptığı yazılı açıklamada, 2 Nisan'da TBMM Adalet Komisyonunda başlayan görüşmelerde özellikle HDP sözcülerinin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçların da kanun teklifi kapsamına alınması yönündeki taleplerinin, komisyon faaliyetini uzatma, hatta bloke ederek akamete uğratma teşebbüslerine kadar vardığını ifade etti.
CHP sözcüsünün, pakete destek vereceklerini ancak silahlı eyleme katılmamış terör örgütü üyelerinin, terör propagandası suçunu işleyenlerin, terör örgütüne yardım yataklık yapanların ve Türk Ceza Kanunu'nda devlete karşı silahlı isyan maddesi gereğince hüküm giyenlerin de paketten yararlanması gerektiğini ifade ettiğini aktaran Bülbül, İYİ Parti milletvekillerinin ise nitelikli cinsel suçları işleyen yetişkinlerin infaz indiriminden faydalanacağı konusunda tereddütleri olduğunu, İnfaz Kanunu madde 107’den bunu anladıklarını ifade ettiklerini söyledi.
Bülbül, İYİ Parti'nin bu değerlendirmesi üzerine komisyonda AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı, Ankara İnfaz Savcısı ve Adalet Bakanlığı üst bürokratlarının söz alarak; cinsel suçlarda gerek çocuklar gerekse yetişkinler yönünden herhangi bir şekilde infaz süresinde indirim olmadığını, bu kişilerin denetimli serbestlikte bir defaya mahsus 3 yıllık artıştan faydalananların da dışında tutulduğunu, bu hususta Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107 ve 108'inci maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirttiklerini kaydetti.
Yapılan bu açıklamalardan İYİ Parti milletvekillerinin, tatmin olduklarını söyleyerek teşekkür ettiklerini de belirten Bülbül, "İfade ettiğimiz şekilde gerçekleşen 18 saatlik görüşmeden sonra; Komisyonda kabul edilen kanun teklifi ile ilgili olarak özellikle İP Genel Başkanı tarafından bir iftira kampanyası başlatılmıştır.
'Kadına şiddet ve çocuk istismarı suçlarının infaz indiriminden yararlanacağı' yalanıyla sosyal medya üzerinden başlatılan bu kara propagandaya karşı MHP ve AK Parti yetkililerden cevap gecikmemiş, bizzat kanun teklifi metni ve komisyon tutanakları ile tartışmaya yer vermeyecek şekilde gerçekler ortaya konulmuştur. İP'in iftira ve yalanı bütün boyutlarıyla gözler önüne serilmiştir." değerlendirmesini yaptı.
Bülbül, infaz sürelerinin indiriminden ve denetimli serbestlik sürelerinin bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıla çıkarılmasından yararlanamayacak hükümlülülere ilişkin kanun teklifindeki düzenlemlere dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Saymış olduğumuz bu değişiklikler ile birlikte 11 ayrı kanunda değişiklik öngören kanun teklifinin spekülasyonlardan ve provokasyonlardan uzak olabilmesi için azami gayret gösterilmiş, milli ve toplumsal hassasiyetler azami ölçüde gözetilmiştir.
Cezaevlerinin mevcut durumu sürdürülebilir değildir. Birçok risk ve birçok tehlikeli senaryodan bahsedebilmek mümkündür.
Küresel ölçekte dünyayı ve ülkemizi etkileyen salgın hastalığın meydana getirmiş olduğu ilave hassasiyetlerde göz önüne alındığında, Genel Kurul gündemine gelecek olan infaz paketi, yalnızca cezaevinden tahliye olacaklar veya izinli ayrılacaklar açısından değil cezaevinde kalmaya devam edecekler açısından da son derece önemlidir.
Bu açıdan kanun teklifinin ivedilikle yasalaşması herhangi bir şekilde siyasi hesaplaşmalara malzeme yapılmaması ülkemiz ve milletimiz açısından hayati önem arz etmektedir."
Kaynak: AA