NİĞDE
Niğde'de yaşayan Zehra Eryaşar, doğuştan kas hastalığı nedeniyle dengesini sağlayamadığı için yürüyemeyen ve okumayı çok isteyen kızı Yezda Nur'u her gün kucağında okula getirip götürüyor.
Merkeze bağlı Ağcaşar köyünde yaşayan 26 yaşındaki Zehra ile Hüseyin Eryaşar çiftinin büyük kızları 7 yaşındaki Yezda Nur ve ortanca kızları 4 yaşındaki Azra, bedensel engelli doğdu.
Kas hastalığı nedeniyle bel dengesini sağlayamadıkları için yürüyemeyen çocuklarını Ankara ve Kayseri'de hastaneye götüren Eryaşar çifti, tedavi için yurt dışına gönderilen tahlil sonuçlarını bekliyor.
Yezda okula gitmeyi çok istediği için evlerinin yakınındaki Şehit Mustafa Memiş İlkokuluna annesinin kucağında gidip geliyor. Çocuğunu evden okula, okuldan eve taşımak zorunda kalan anne Zehra Eryaşar da kızının okumasını çok istiyor.
Anne Eryaşar, Yezda'nın okula ilk başladığında çok heyecanlı olduğunu söyledi.
Yezda'nın okumayı, kendisinin de onu okutmayı çok istediğini dile getiren Eryaşar, "İlk başta çok zorlandı, ağladı. Anaokuluna gitmek istemedi. 'Ben birinci sınıfa gideceğim' dedi ve başladı. Sınıf öğretmeni Raşit Bey'le iyi uyum sağladı. Yezda, Raşit öğretmenini sevdi, öğretmeni de Yezda'yı sevdi. Artık onu rahatça bırakıp gidebiliyordum. İlk başlarda 'Olmayacak mı acaba, yapamayacak mı?' dedik ama sonradan çok güzel okudu." dedi.
Günde birkaç kez Yezda için okula gidip geldiğini anlatan anne Eryaşar, şöyle konuştu:
"Bir akülü arabamız olsa kolay olur. Kendisi de teneffüslere çıkabilir, arkadaşlarıyla oynayabilir. Her teneffüs gelemiyorum, evde de engelli çocuğum var. Onlara da bakmak zorundayım. O da aynı kas hastası.
Babasıyla benden gelen genlerden dolayı oluyormuş. Erkek çocuklarda olmuyor ama kız çocuklarımızda oluyor. Sürekli fizik tedaviye getirip götürüyorum. Bu sene okula başladığı için fazla götüremedik. Okul tatil olunca oraya da başlayacak. Okutmayı çok istiyorum. Pes etmeyeceğiz. Yezda'yla sonuna kadar gideceğiz."
"Annesi hiç pes etmedi..."
Sınıf öğretmeni Raşit Gizligider de Yezda'nın annesinin kucağında okula ilk geldiğinde çok duygulandığını ifade etti.
Yezda'nın 9 aylık süreçte okumayı öğrendiğini anlatan Gizligider, şöyle konuştu:
"Arkadaşları da Yezda'ya çok yardımcı oldu. Teneffüste oyun oynadılar, bahçede elinden tutup yürüttük. Yezda'nın en sevdiği 'Yağ satarım bal satarım' oyununu oynadık. Yezda bende çok iz bırakan bir öğrenci oldu.
Yezda'daki azmi görünce hayata bir-iki sıfır geriden başlasak da azimle her şeyi yapabileceğimizi öğrendik. Bunu sağlayan annesine çok teşekkür ederim. Sabah okula getirdi, lavabo ihtiyacı için tekrar geldi, öğle yemeğine götürüp getirdi, okul bitiminde tekrar aldı.
Yani anneliğin ne kadar büyük bir duygu olduğunu annesi sayesinde yaşayarak gördüm. Annesi hiç pes etmedi ve Yezda'ya okuması için her zaman destek olacağını söylemesi beni mutlu ediyor."