?>

Mısır-BAE'nin Libya'nın geleceğine yönelik tutumu Hafter ile uyumlu

Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu Libya'da dış müdahaleler tart��şılırken, uzmanlar, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in tutumunun, Kahire ve Abu Dabi yönetimleriyle uyumlu olduğunu ifade ediyor.

Dünya - 5 yıl önce

İstanbul
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame daimi ateşkesin sağlanması amacıyla Libya'daki her iki tarafın da müzakere konusunda gerçekten istekli olduğuna inansa da iki tarafın da silah ambargosunu ihlal ettiğini, paralı askerlerin yanı sıra silahın kara ve hava yoluyla ülkeye akıtılmaya devam ettiğini düşünüyor.
Libya'da kalıcı ateşkesin sağlanması amacıyla atılan uluslararası adımlar kapsamında Cenevre'de 5+5 formatında askeri komite toplantılarının ilk turu 3-8 Şubat tarihlerinde düzenlendi.
Toplantıdaki askeri komitede, uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti'nden (UMH) 5, Hafter'in liderlik ettiği Libya Ulusal Ordusu'ndan da 5 isim yer aldı.
Uluslararası toplum, Libya'da askeri çözümü imkansız olarak değerlendirirken ülkede çatışan iki taraf, Nisan 2019'dan bu yana ülkedeki krize siyasi bir çözüme bulmak için ateşkes yapılmasını ve BM gözetiminde doğrudan görüşmelerin gerçekleşmesini birden fazla kez kabul etti.
Ancak iki tarafın tutumunda farklılıklar bulunuyor.
UMH, Hafter'in aksine uluslararası toplumun görüşünü büyük ölçüde kabul ediyor. Hafter ise siyasi çözümdeki tutumunu, 10 aydır saldırılar düzenleyen ancak başarılı olamayan birliklerinin askeri konumundaki gelişmelere göre belirliyor.
Uzmanlar, Hafter'in tavrının, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Libya'nın geleceği ve oradaki yönetim şekline ilişkin görüşüyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu ifade ediyor.
Libya krizinin çözümü çerçevesindeki uluslararası görüşmeler
Hafter, 12 Ocak'ta Türkiye ve Rusya'nın geçici ateşkesin uygulanması davetine icabet etmesine rağmen ateşkes belgesini imzalamayı reddetmiş ve belgeyi imzalamadan Rusya'dan ayrılmıştı.
Moskova'daki toplantıdan yaklaşık bir hafta sonra Almanya, Libya'da savaşan iki taraf arasında ateşkesi sağlamak ve Libya krizine uluslararası müdahaleyi azaltmak amacıyla 19 Ocak'ta kapsamlı uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı.
Cenevre'deki toplantıda ise Libya'da savaşan taraflar yüz yüze gelmedi. Selame'ye göre, bu toplantıyla "sürdürülebilir ve kalıcı bir ateşkesin nasıl organize edileceği konusundaki bakış açılarındaki boşlukları doldurmak" amaçlanıyordu.
Libya'daki BAE ve Mısır varlığı
BM yetkililerine göre, Hafter, Mısır, BAE, Ürdün ve Rusya dahil olmak üzere birçok ülkeden çok yönlü destek alıyor.
Basında çıkan bazı haberlere göre Mısır ve BAE, Hafter birlikleriyle üçlü toplantılar düzenlemeye devam ediyor. Haberlerde, toplantıların, siyasi ve askeri açılardan Libya dosyasında üçlü hareketin belirleyicilerin tartışıldığı ifade ediliyor.
Libya'da BAE'ye ait insansız hava araçları mevcutken, Mısır da Hafter güçlerinin kabiliyetini güçlendirmek için hamleler yapıyor.
Buna ilaveten ülkeye daha fazla Rus ve Sudanlı paralı askerler getiriliyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu olanları "Libya'ya silah tedarik edilmesinin ihlali" şeklinde değerlendiriyor.
Fransız "Intelligence Online" sitesi tarafından 30 Ocak'ta yayımlanan raporda, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in Ocak ayının 2'nci yarısında Hafter güçlerini, 3 bin ton savaş teçhizatı ile desteklediği aktarılmıştı.
ABD'li gazetelerde de son zamanlarda, yetkili makamların sağladığı kolaylıkla Mısır üzerinden BAE'den Libya'ya onlarca hava seferinin yapıldığı ve bu seferlerde Hafter güçlerini destekleyen silahın ve mühimmatın yer aldığı ortaya çıkarıldı.
BAE'nin ülkedeki büyük rolünden bahseden Batı medyasındaki haberlere göre, Libya'da UMH'nın denetimi altındaki bölgelerde sivillere ölümcül baskınlar düzenleyen İHA'ların Abu Dabi'ye ait olduğu belirtildi. Haberlerde, Libya'da çatışmaların patlak vermesinden bu yana BAE, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan'ın Hafter güçlerinin yanında yer aldığı kaydedildi.
Selame ise 30 Ocak'ta BM Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) konuşmasında hem Mısır hem de BAE'nin ülkelerindeki krizin körüklenmesinde rolleri olduğunu ifade ederek, BMGK'ya iki ülkenin yargılanması çağrısında bulundu.
BMGK'ya bağlı Uzmanlar Komitesi'nin raporunda, "BAE, zırhlı araç, hava savunma sistemi, İHA'lar, lazer mermisi tedarikiyle 11 kez Hafter güçlerine yardım sağladı. Buna ek olarak 29 Ocak'ta Sudan Dışişleri Bakanlığının açıkladığı üzere BAE'li bazı şirketler, Sudanlı gençleri, bilgileri olmadan Libya'ya gönderdi." ifadelerine yer verildi.
Aynı raporda, Mısır makamlarının da son yıllarda Libya'nın doğusu ve batısındaki hava saldırılarına katıldığı ve ekipman sağladığına yer verildi.
Kahire ve Abu Dabi'nin ilişkileri
Mısır ve BAE, Hafter'e desteklerini, Libya ve bölgedeki siyasi İslami gruplara yönelik savaşları bağlamında değerlendiriyor.
Mısır'ın seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı merhum Muhammed Mursi'nin 2013'te BAE ve Suudi Arabistan desteğiyle görevinden alınmasından bu yana Kahire ve Abu Dabi yönetimlerinin artan stratejik ortaklıkla birbirine bağlandı.
Ocak ayının ortalarında, Abu Dabi Veliahtı yeni bir Mısır askeri üssü açılışına katıldı. Bazı haberlerde, bunun BAE desteğiyle olduğu ve bölgesel ve uluslararası nüfuz çatışmalarına sahne olan bölge ve Kızıldeniz'deki Mısır'ın kapasitesini güçlendirilmesiyle ilgili olduğu belirtildi.
Son birkaç haftadır BAE'nin Mısır'la koordinasyon halinde askeri yardımlarındaki artış, Trablus savaşında Hafter birliklerinin başarılı olmasıyla Abu Dabi'nin hedefine ulaşmasını sağlayabilir. Bu durum, uluslararası toplumun ve Libya dosyasındaki etkin güçlerin BAE'nin askeri çözümde başarısız olduğuna ilişkin kanaatlerine rağmen böyle olabilir.
Gözlemciler, Mısır'ın, "Libya'da askeri çözümün imkansız olduğunu benimseyen ve siyasal İslami hareketlere alan tanımaması şartıyla siyasi süreci seçmeyi tercih eden uluslararası toplumun bakışıyla hem fikir olduğu" eğiliminde. Ancak Mısır, sınırlarındaki bu tür hareketlerin, gelecekte birkaç yıldır Kahire yönetimi ile savaşan silahlı İslami hareketler tarafından desteklenebileceğini düşünüyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Erdoğan: Askerimize yapılan saldırı Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır

2020-02-05 17:54 - Gündem

Bolivya'nın eski lideri Morales siyasi sığınmacı olduğu Arjantin'de AA'ya konuştu

2020-02-07 17:59 - Genel

Ateşkes amaçlı Libya konulu siyasi müzakereler 26 Şubat'ta başlayacak

2020-02-06 23:39 - Gündem

Yabancı öğrenciler 4 dilden ezgilerle gönüllere dokunuyor

2020-02-12 17:22 - Çevre-Hayat

30 ilde eğitime kar engeli

2020-02-10 01:18 - Eğitim

Mısır-BAE'nin Libya'nın geleceğine yönelik tutumu Hafter ile uyumlu

2020-02-12 17:27 - Dünya

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca uçak kazasında yaralananları ziyaret etti

2020-02-08 02:02 - Gündem

Anadolu Efes, Zalgiris'i mağlup etti

2020-02-07 02:51 - Spor

ABD Vuhan'dan üçüncü tahliye seferini gerçekleştirdi

2020-02-09 10:32 - Dünya

'İdlib'e askeri olarak müdahale edeceğimizi sanmıyorum'

2020-02-12 10:32 - Dünya

İlgili Haberler

Baas rejimi döneminde adı dahi anılamayan Hama Katliamı'nın üzerinden 43 yıl geçti

11:27 - Dünya

İsrail'in Gazze Şeridi'nde 471 gün devam eden soykırımında 738 cami ve 3 kilise yerle bir oldu

10:37 - Dünya

ABD'de hava ambulansı düştü

10:27 - Dünya

Hamas, esir takasının dördüncü turunda Gazze'deki İsrailli 3 esirden 2'sini Kızılhaç'a teslim etti

10:23 - Dünya

Venezuela'da 6 ABD vatandaşı serbest bırakıldı

09:33 - Dünya

Günün Manşetleri

Fenerbahçe'nin 6. Sırp oyuncusu Ognjen Mimovic

11:38 - Spor

KOSGEB'in KOBİ'lere sağladığı finansal desteğin üst sınırı 10 milyon liraya çıkarıldı

11:32 - Ekonomi

Baas rejimi döneminde adı dahi anılamayan Hama Katliamı'nın üzerinden 43 yıl geçti

11:27 - Dünya

Çiftlere "14 Şubat'ta kapıda kalmayın" uyarısı

11:22 - Ekonomi

Konyaspor'da 6 maçlık galibiyet hasreti sona erdi

11:18 - Spor