Ankara
Geo News haber sitesine göre, Pakistan Başbakanı İmran Han, "Keşmir" meselesinde hükümetinin duruşunu, halkla paylaşmak adına televizyonlardan konuya ilişkin açıklamada bulundu.
Ülkesinin, Keşmir konusunda "kararlı" bir yön almasının zamanının geldiğini vurgulayan Han, "Pakistan, Keşmir konusunda her türlü yolu deneyecek ve Pakistan halkı, Keşmir halkını son nefesine kadar destekleyecek." ifadesini kullandı.
Han, iktidara geldikleri günden bu yana Hindistan ile diyalog kurmak adına çok çaba gösterdiklerini, Yeni Delhi yönetiminin ise Pakistan aleyhine iddialarda bulunmak için fırsat kolladığına vurguladı.
Han'dan "RSS" uyarısı
Hindistan'ın 5 Ağustos'ta verdiği mesajın, ülkenin yalnızca Hindulara ait ve diğerlerinin ise ikinci sınıf vatandaş olduğunu belirten Han, iktidardaki Hindistan Halk Partisi'nin (BJP), Ulusal Gönüllü Organizasyonu (RSS) adlı ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin de üyesi olduğu örgütün ideolojisini benimsediğini aktardı.
Han, RSS'in bir zamanlar ülkede "terör örgütü" olarak nitelendirildiğini hatırlatarak, "Bu, aynı zamanda Mahatma Gandhi'yi öldüren ideolojiydi." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkenin ilk Başbakanı Jawaharlal Nehru'nun ölümünden sonra aşırı Hindu milliyetçisi RSS'in ideolojisinin Hindistan'da zemin kazanmaya başladığını ifade eden Han, örgütün Babri Cami'nin yıkımından, Gujarat'taki Müslüman katliamından ve Hindu milliyetçilerinin Müslümanlara yönelik nefret suçlarından sorumlu olduğunu belirtti.
Han, RSS'in Hinduların yüce olduğuna ve ideolojilerinde Müslümanlara nefretle baktıklarına dikkati çekerek, liderlerinin ırkçı ve faşist fikirleri takip ettiklerini vurguladı.
"Modi tarihi bir hata yapıyor"
Pakistan'ın ideolojisinin Kur-an'ı Kerim'e dayandığını ifade eden Han, azınlıkların korunması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Han, Modi'nin "tarihi bir hata" yaptığının altını çizerek, Hindu milliyetçisi liderin bu hareketiyle "Keşmir'in özgürlüğüne yol açtığını" vurguladı.
Hükümetinin kampanyasının Keşmir'in özgürlüğünü kazanana kadar devam edeceğini dile getiren Han, medyanın konunun küreselleşmesinde yardımcı olduğunu ve ilk kez Batı medyasının Hindistan'ı eleştirdiğini belirtti.
Uluslararası topluma "nükleer savaş" uyarısı
Han, Keşmir konusundaki tartışmanın savaşa yönelmesi konusunda uluslararası topluma uyarıda bulunarak, her iki ülkede de nükleer silah olduğuna işaret etti.
Böyle bir savaş çıkması durumunda kimsenin kazanamayacağını kaydeden Han, "Bu sadece bölgeyi yıkmakla kalmayacak, tüm dünya bunun sonuçlarıyla karşı karşıya kalacak." ifadesini kullandı.
"Keşmir'in elçisi gibi hareket edeceğim"
Han, eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na kadar, "Keşmir" konusunda ülkesinde her hafta 30 dakikalık etkinlik olacağını bildirerek, cuma günü Pakistan halkının Keşmirlilerle dayanışmasını göstermek adına 12.00-12.30'da sokağa çıkacağını belirtti.
Hindistan'ın Cammu Keşmir'in özel statüsünü sona erdirmesinin, BM kararlarına aykırı olduğunu anımsatan Han, bu durumun Hindistan'ın kendi anayasasına, Nehru ve ulusun babası Mahatma Gandhi'nin verdiği sözlere dahi aykırı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Han, BM Genel Kurulu'nda konuşacağı ve "Keşmir" meselesini vurgulayacağı bilgisini paylaşarak, "Keşmir'in elçisi gibi hareket edeceğim." dedi.
Hindistan Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırdı
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini 5 Ağustos'ta iptal ederek, bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış, Cammu Keşmir'i iki birlik toprağına ayırmıştı.
İngiltere'den bağımsızlığın kazanıldığı 1947'den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
Seçim kampanyası döneminde yaptığı konuşmalarda Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılacağına dair söz veren Modi liderliğindeki milliyetçi Hindistan Halk Partisi hükümeti, bağımsızlık sonrası bölgeye tanınan otonom yapıyı verdiği kararla ortadan kaldırarak, Cammu Keşmir'in ayrıcalıklı konumuna son vermişti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1948'den itibaren aldığı kararlarda, Keşmir'in askerden arındırılması ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan ise BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.