Adana
Merkez üssü Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki sarsıntıyı Adana'daki bazı sağlık çalışanları görev başında hissederken, kimileri de depreme evlerinde aileleriyle uykuda yakalandı.
Eş ve çocuklarını büyüklerinin yanına yerleştiren çalışanlar, günlerdir hastanelerde yaralıların tedavileri için özveriyle çalışıyor.
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli ortopedi asistanı Dr. Fırat Sever, AA muhabirine, o gece eşi ve çocuğuyla depremi hissettikten sonra sakin kalmaya çalıştıklarını söyledi.
Kendilerince önlem aldıklarını belirten Sever, şöyle devam etti:
"Depremde hemen yatağın kenarına geçtik ve sonrasında evi terk ettik. Artçı depreme merdivende yakalandık, hissetmedik. Arabaya binerek kendimizi bilinçsiz bir şekilde otobana attık. Geleceğimiz, aklımıza gelen tek yer hastaneydi. 10 dakika içinde hastaneye geldim. Bir ihtiyaçları var mı diye direkt acilde çalışan arkadaşlarımın yanına gittim. Depremin ardından ilk 40 saatim hastanede geçti. Hızlı bir şekilde hastalar gelmeye başladı. Ortopedi servisi ekibi olarak organize olduk. Bir kısmımız acile, bir kısmımız servis ve ameliyathaneye baktı. Artık günleri ve tarihleri takip edemiyorum, o günden bu yana hızlı bir şekilde çalışıyoruz."
Hastalarda en çok karşılaştıkları durumun ezilmeye bağlı sendromlar olduğunu aktaran Sever, tüm sağlık personelinin ellerinden geleni yaptığını dile getirdi.
"Deprem ne pandemiye ne de diğer afetlere benziyor"
Hemşire Süleyman Alper Gökçen de depremi hissedince eşiyle önce çocuklarını güvene almaya çalıştıklarını ve sarsıntının geçmesini beklediklerini belirtti.
Dışarı çıkmaya hazırlanırken artçı sarsıntı olduğunu kaydeden Gökçen, "Sonrasında başka bir hastanede hemşire olan eşimle görevimizin başına gelmek üzere yola çıktık. Çocuklarımızı da yanımıza alarak hastaneye geldik. O günden beri servislerdeyiz. Çocuklarımızı ailelerimizin yanına gönderdik. Biz günlerdir, vücudumuzun izin verdiği kadar burada hastalarımıza bakmaya devam ediyoruz, görevimizin başındayız." diye konuştu.
Depremzedelere yardımcı olduğu için mutlu olduğunu vurgulayan Gökçen, ellerinden geldiğince kendilerini psikolojik olarak sağlıklı tutmaya çalıştıklarını anlattı.
"Deprem ne pandemiye ne de diğer afetlere benziyor." diyen Gökçen, "Çünkü çocuk, yaşlı, genç dinlemiyor. Çocukların ameliyat öncesi hazırlıkları ve sonrasındaki bakımlarında çok zorlandık. Duygusal olarak zorlandık, iş olarak değil. 2 çocuk babası biri olarak çocuklar bizim hassas noktamız oldu. Hem çocuklardan uzak olmak hem de onları düşündüğüm için zorlandım." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com