SARAYBOSNA
Fatih Sultan Mehmed'in Bosna Hersek'i fethinin ardından ülkedeki Fransisken rahiplere özgürlük bahşettiği Ahidname'nin 554. yıl dönümü dolayısıyla Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da program düzenlendi.
Başkentteki bir otelde yapılan, çok sayıda davetlinin katıldığı "12. Ahidname Günleri" programı kapsamında, Fatih Ahidnamesi'nin birlikte yaşama kültürüne kattığı anlamlar ele alındı.
Program organizatörlerinden Bosfor Bosna-Türk Dostluk Derneği Başkanı Rizvan Halilovic, burada yaptığı konuşmada, Bosna Hersek ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bu yıl büyük gelişme kaydettiğini belirterek, iki ülke arasındaki dostluğun bir anlamda Ahidname'ye dayandığını söyledi.
Ahidname'nin insan hakları ve özgürlük konusunda son derece büyük önem arz ettiğine işaret eden Halilovic, "Osmanlı, sadece Bosna Hersek'te değil hüküm sürdüğü her yerde birliği sağlamıştır." dedi.
Saraybosna Belediye Başkanı Abdulah Skaka da Ahidname'nin Bosna Hersek'in yıllardır mücadelesini verdiği birlikte yaşama unsuruna katkı sağladığını belirtti.
Ödül Takdim Komitesi Başkanı Mirko Pejanovic, Bosna Hersek'in çok kültürlü yapısının Avrupa ve dünyada görülen "ender değerler" arasında olduğunu dile getirerek, Fatih'in 1463 yılında Bosna Hersek'i fethetmesiyle bahşettiği Ahidname'nin ülkenin çok dinli, çok kültürlü ve birden fazla halkı içerisinde barındırmasında tarihi bir an olduğunu aktardı.
Program kapsamında bu yıl Bosna Dostu Ödülü'nü Bosna Hersek'teki Türk Askeri Misyonu alırken, Altın Ahidname Ödülü ise siyasetçi Raif Dizdarevic, Saraybosna Üniversitesi Fransisken Teolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mile Babic ve Bosna Hersek Ordusu'nun emekli generali Jovan Divjak'a takdim edildi.
Ahidname
Fatih Sultan Mehmed'in Bosna Hersek'i fethinin ardından ülkedeki Fransisken rahiplere özgürlük bahşettiği Ahidname, tarihteki ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 1776 yılına ait ABD Anayasasından 313 yıl önce yayınlanmıştı.
Farklı dinlere mensup insanlara ibadet hakkı tanıyan Ahidname, 1948'de BM'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden 485, 1995'te kabul edilen Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Sözleşme'den de 532 yıl önce yayınlanması itibarıyla insan hakları alanında büyük önem taşıyor.