Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı'dan 8 bin 500 yeni istihdam müjdesi

Yumaklı, 4'üncü Tarım Orman Şurası kapsamında düzenlenen, "İklim Değişikliği Sürecinde Ormanlar Atölyesi" programına katıldı.

Sanayi devriminden bu yana teknoloji ve sanayileşmenin, insanların hayatını kolaylaştırırken, diğer taraftan çevre kirliliğine sebep olduğuna işaret eden Yumaklı, özellikle sera gazı salınımından, ekosistemin ve insanların negatif etkilendiğini söyledi. İklim değişikliği başlığı altında tüm bu konuları incelediklerini anlatan Yumaklı, "Dünyanın 21. yüzyılın sonuna kadar 4,5 derece daha ısınacağını düşünürsek, gelecek olan sorunların katlanarak bizleri etkileyeceğini de elbette unutmamak gerekir." diye konuştu.

İklim değişikliğiyle birlikte, sadece ormanlarda değil, tarımsal üretimin diğer alanlarında da zararlıların çok ciddi oranda arttığına dikkati çeken Yumaklı, ormanların da sürdürülebilir şekilde gelişiminin son derece önemli olduğunu ve bu konuda gayret gösterdiklerini dile getirdi.

Yumaklı, ormanların karbon yutak alanları olmasının, havadaki karbon miktarının azaltılması için önemli avantajlar sağladığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:

"Yeşil Vatan'ımıza bugünkü reel rakamlarla ayrılan kaynak, 200 milyar liranın üzerinde. Bu zaman diliminde 8 milyara yakın tohum ve fidan toprakta buluşturuldu. Bu sayede bugün 24,3 milyon hektarla dünyada önemli orman varlığına sahip ve bunu da geliştiren bir ülke olarak yer aldık. Kırsal kalkınmanın en önemli ayaklarından birisi de orman ve ormancılık sektörü, 57 projemiz var son 22 yılda 285 bin aileye 34 milyar liraya yakın hibe ve destek sağlanmış oldu. Ormanlardan sadece odun elde edilmiyor, odun dışı orman ürünlerinin de ekonomimize çok önemli katkısı var. Geçen yıl orman ürünleri sektörümüzün, 1,4 milyar dolar civarında ülkemizin ekonomisine katkısı söz konusu."

Yaklaşık 2 bin orman parkının, vatandaşların kullanımına açıldığını anımsatan Yumaklı, 129 ekoturizm rotasının bulunduğunu ve 2028 yılına kadar bu sayıyı 200'e çıkaracaklarını bildirdi. Orman yangınlarının yüzde 85'inin, insan kaynaklı olduğuna değinen Yumaklı, orman yangınlarıyla mücadele konusunda kabiliyetin ve kapasitenin son derece gelişmiş olması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin su atma kapasitesinin 27 uçak ve 105 helikopter ile yaklaşık 450 tona ulaştığını aktaran Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Arazöz sayısı 3 kat artışla 1766'ya, iş makinesi 6 kat artışla 831'e çıktı. Yine 2 bin 742 ilk müdahale aracı bulunuyor. Toplamda 14 insansız hava aracıyla birlikte Avrupa'da ilk, dünyada da ikinci ülkeyiz. 184'ü akıllı olmak üzere, 776 kuleden 7 gün 24 saat ormanlarımızı gözlüyoruz. 4 bin 796 yangın havuzu, 25 bin orman kahramanı ve yaklaşık 127 bin de gönüllümüz var. Dolayısıyla 'Yeşil Vatan'ı koruma anlamında daha güçlü bir savunma hattı oluşturmak, çok hızlı ve yıkıcı gelen iklim değişikliğinin orman yangınlarıyla mücadele kısmında daha etkili olabilmek adına buradan da bir müjdeyi paylaşmak istiyorum. 3 bin 105 yangın işçisi, 3 bin 477 destek personeli ve 150 mühendisin yer aldığı 8 bin 500 kişilik yeni ekip arkadaşlarımızı, ilerleyen aylarda kendi ekiplerimize katmış olacağız."

Yumaklı, 902 seviye gözlem noktasında, periyodik olarak ormanları hem varlık, gelişim ve biyoçeşitlilik anlamında, hem de sağlık anlamında izlemeye devam ettiklerini, buradan alınan verilerle risk haritaları oluşturulduğunu anlattı.

İklim değişikliğiyle mücadelede, iklime dirençli ormanlar oluşturmanın, devam eden çok önemli projeyle, ülke için önemli bir kazanım haline geleceğine işaret eden Yumaklı, şunları kaydetti:

"Özellikle kuraklığa, zararlılara ve erozyona karşı yerli türlerin kullanıldığı ağaçlandırma projelerinin yürütülmesi önemli. Son dönemde, dar alanlardaki yağışlar, taşkınların yanı sıra çok ciddi erozyon, heyelan gibi tehlikelere sebep olmaya başladı. Yangın ya da başka herhangi bir sebeple zarar gören ormanların, bir sonraki yılın sonuna kadar mutlaka ağaçlandırılması gerçekleşiyor, bunun ikinci bir alternatifi söz konusu değil. Bu konuda pek çok ülkeyle ormancılık alanında işbirliği anlaşmaları imzalıyoruz."

Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey de, iklim değişikliğinin özellikle seller, su taşkınları, kuraklık ve orman yangınlarıyla, her geçen gün çok daha fazla hissedilir hale geldiğini söyledi.

Ülkenin ormanlarının yarısından çoğunun, orman yangınları açısından 1. ve 2. derecede hassas alanlar olduğunu belirten Karacabey, hem teknik ve teknolojik, hem de personel bakımından anormal duruma göre hazırlıklarını sürdürdüklerini ifade etti.

Karacabey, ormanları tehdit eden iklim değişikliğinin olumsuz etkisinin, birçok zararlı organizmanın sayısının artmasına neden olduğuna işaret ederek, "Ülkemizin 54 farklı noktasında, her yıl yaklaşık 1 milyon faydalı organizmayı ormanlarımıza salarak, biyolojik olarak mücadele ediyoruz. Su kıtlığı, tüm bitkilerde olduğu gibi ağaçlarımızda da strese sebep oluyor. Ormanlarımızı sağlıklı halde tutarak, yangın ve böcek zararına karşı dirençli hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA