?>

'Yassıada benim için zulümdür'

27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Yassıada'da kalp krizi geçirerek vefat eden İstiklal Savaşı gazisi ve DP Afyonkarahisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşı'nın oğlu Şehabettin Yiğitbaşı, o dönem yaşadıklarını anlattı.

Gündem - 7 yıl önce

Afyonkarahisar
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Yassıada'da kalp krizi geçirip vefat eden İstiklal Savaşı gazisi ve Demokrat Parti (DP) Afyonkarahisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşı'nın oğlu Şehabettin Yiğitbaşı, "Yassıada benim için zulümdür, büyük bir lekedir, yanlış bir harekettir." dedi.
27 Mayıs darbesi sonrası adada kalp krizi geçirip vefat edince cenazesi Yassıada Komutanlığı nezaretinde İstanbul Eyüp Kabristanı'na defnedilen İstiklal Savaşı gazisi ve DP Afyonkarahisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşı'nın 82 yaşındaki oğlu Şehabettin Yiğitbaşı, o dönemde yaşananları AA muhabirine anlattı.
Konuşması sırasında zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Afyon Kocatepe Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı, babasının henüz 18 yaşındayken Birinci Dünya Savaşı'na katıldığını söyledi.
Hem dedesi hem de babasının aynı anda harpte olduklarını belirten Yiğitbaşı, şöyle devam etti:

"Sultanahmet Meydanı'nda Anadolu'dan gelen askerleri toplamışlar. Dedem bakmış ki Gazi orada. Sarılmışlar, en fazla yarım saat konuşmuşlar. Sonra birbirlerini kaybetmişler. Savaşın sonlarında babam asteğmen olarak görev yapıyor. Babam erlerin listesine bakıyor, orada dedemin adı var. Hemen varıyor, baksa ki babası çamaşır yıkıyor. İkinci karşılaşmaları böyle. Dedem terhis olduktan 3 ay sonra vefat ediyor."
"Bir yerde katledildi babam"
İstiklal Harbi başlayınca tekrar askere alınan babasının İzmir'e kadar birçok cephede savaştını anlatan Yiğitbaşı, "Çok başarılı oluyor, madalya alıyor. TBMM'nin kararıyla 'gazi' unvanı veriliyor. Memlekete dönünce çiftçilik ve ticaretle uğraşıyor. Çok zeki bir adam. Bürokraside görev alıyor, cemiyet işlerine giriyor. Türk Ocağını kuruyor Bolvadin'de ve başkanlığını yapıyor." diye konuştu.

Yiğitbaşı, babasının, Demokrat Parti kurulunca ilçe başkanı olduğunu, 1950 seçimlerinden itibaren 10 yıl milletvekilliği görevinde bulunduğunu dile getirdi.
Babasının Meclis'te yaptığı çalışmalara dikkati çeken Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mason cemiyetinin, emir erliğinin kaldırılması, haşhaş üretiminin serbest bırakılması gibi değişiklik teklifleri vermiş. Her subaya bir emir eri verilirdi, yani uşak gibi bir şey, o da kabul edildi. Sonra bunun intikamını aldılar. 27 Mayıs'ta çok büyük işkence gördü. Kültürlü, çok dindar bir adamdı. Dini konularda büyük hizmetleri oldu. Ezanın Arapça okunmasının serbest bırakılması için verilen 4'lü tekliften birisi babamındı.

Vefat ettiğinde 63 yaşındaydı. İktidarda askerler vardı. Çok sıkıntısını çektik. Benim çektiğim şahsi sıkıntılar çok önemli değil ama bir yerde katledildi babam. Bir emir geldi, 'Cenazede yakın akrabası 15 kişi bulunacak.' denildi. Eyüp'te bir mezar yeri verildi. Babamın vefatından 10 gün evvel izin aldık, Kasımpaşa Asker Hastanesinde yatıyordu. Oraya kaldırmışlardı. 5-10 dakika izin verdiler, o zaman görüştük. Çok ağır hastaydı, çok zor konuşuyordu, zor bakıyordu. Hemen hemen hiç konuşamadık."
Yiğitbaşı, "Yassıada'ya hiç gitmedim. Gitmeyi çok isterim ama sağlığım el vermiyor. Yassıada benim için zulümdür, büyük bir lekedir, yanlış bir harekettir." ifadelerini kullandı.
"Çok kimsenin canı yanmıştır"
Babasının 11 ay Yassıada'da kaldığını belirten Yiğitbaşı, şöyle konuştu:
"İhtilalin o günkü kadrosu, hepsini birden hiç sormadan evlerinden alıp, 'Anayasayı çiğnediler, şöyle böyle.' diye Yassıada'ya götürdü. Babam soruşturma geçiriyor, dosyasında hiçbir şey bulamıyorlar. 'Hangi suçtan götürüldü?' derseniz, yani suç çok ama aslı yok. Siyasetten böyle bir travma yaşadık. Şimdi bunun çok büyük bir hata olduğu anlaşılıyor ama üstünden şimdiye kadar 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz geçti. Bugün çok daha iyi durumdayız. Allah huzurumuzu bozmasın. Bu olay çok büyük bir tecrübedir ama çok pahalıya mal olmuştur. Çok kimsenin canı yanmıştır. Çok büyük haksızlık olarak tarihe geçmiştir. Bunun en son tecrübesi 15 Temmuz. İçindeydik, hep beraber yaşadık. Milletimiz artık bir daha böyle bir şeye müsaade etmeyecek."
Normal siyasi faaliyetler sürerken, önceden büyük hazırlıklar yapılarak bir darbenin gerçekleştirildiğine işaret eden Yiğitbaşı, "Maalesef 27 Mayıs, takip eden darbelerin de ana kaynağı, referansı olmuştur. Türkiye bundan çok büyük zarar görmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Zehir tacirlerine darbe: 7 gözaltı

2019-05-07 13:02 - Asayiş

Tarlada bulduğu taşın gök taşı olduğunu iddia etti

2019-05-08 20:02 - Gündem

Küçük Furkan'ın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumuna getirildi

2019-05-06 20:52 - Asayiş

Beşiktaş'ın borcu açıklandı

2019-05-11 16:42 - Spor

'Yassıada benim için zulümdür'

2019-05-13 14:32 - Gündem

Piyasalar siyasi gelişmelere odaklandı

2019-05-07 12:37 - Ekonomi

Haydarpaşa Lisesi’nde unutulmaz anlar

2019-05-07 13:47 - Gündem

Pelin Yüce Falay: “Gençlerimiz bizi gururlandırdı”

2019-05-09 12:52 - Spor

Guaido Venezuelalı muhalifleri yine sokağa çağırdı

2019-05-10 10:32 - Dünya

Serbest piyasada altın fiyatları

2019-05-08 16:47 - Ekonomi

İlgili Haberler

Fatih'te gıda zehirlenmesi şüphesiyle ölen anne ve 2 çocuğunun kaldığı otel mühürlendi

11:37 - Gündem

İSKİ'den İstanbul'da musluklardan çamurlu su akmasına ilişkin açıklama

01:17 - Gündem

Emine Erdoğan, İstanbul Aile Vakfı temsilcileriyle bir araya geldi

22:31 - Gündem

Beyoğlu'ndaki metro inşaatında iskele çöktü, bazı işçiler yaralandı

22:32 - Gündem

Şehit Hava Pilot Yarbay Gökhan Korkmaz İstanbul'da son yolculuğuna uğurlandı

17:28 - Gündem

Günün Manşetleri

Fatih'te gıda zehirlenmesi şüphesiyle ölen anne ve 2 çocuğunun kaldığı otel mühürlendi

11:37 - Gündem

İmalat sektöründe çalışan sayısı son 5 yılda yüzde 26 arttı

11:33 - Ekonomi

Özbelsan Sivasspor'da hedef "play-off potası"

11:28 - Spor

Emtia piyasalarında tarife ve arz-talep endişeleri fiyatlandı

11:22 - Ekonomi

Trabzonspor'da Edin Visca, bu sezon süre alamıyor

11:17 - Spor