6’lı Masa olarak gündeme gelen Millet İttifakı 3 Mart GİB toplantısının ardından Meral Akşener’in; "Üzülerek söylüyorum ki 6'lı masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Ne kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız. Şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edildi." ifadelerini kullandı ve 6’lı Masa’dan ayrılma kararı aldı.
Bu açıklamaların ardından İyi Parti üyelerinin, parti üyeliklerinden istifa etmesi, sosyal medyanın gündemine oturdu. Akşener’e tepkiler çığ gibi büyüdü.
6 Mart’ta toplantıya katılmayacağını belirten Akşener’i; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Akşener’in evinde düzenlenen toplantı ile ikna çabaları başlamış oldu. Akşener; İmamoğlu ve Yavaş’ın Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını istedi. Bu konuyu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ileten Belediye Başkanları olumlu cevap alması ile birlikte Akşener, sert açıklamalarına rağmen tekrar ‘Masa’ya geldi.
Aylarca açıklanmak bilmeyen aday, 6 Mart’ta açıklanarak nihayete ermiş oldu. Şimdi herkesin aklında aynı soru olduğunu düşünüyorum.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun, geçmişte bir SGK’yı bile yönetememişken ülkeyi yönetmesini nasıl bekleyeceğiz?
Başörtüsüne “bir metrelik bez parçası” diyen birinden İslam’a gelecek zararı nasıl kaldıracağız? Selahattin Demirtaş’ın “Biz daha başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen terör örgütü PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin eski Başkanı’nın içeride suçsuz yere yattığını savunan kişiden, terörle ve teröristlerle mücadeleyi nasıl bekleyeceğiz?
“S-400’ler ne işimize yarayacak” diyen bir Cumhurbaşkanı adayı ile ülkemizi dış kuvvetlere karşı nasıl savunacağız?
Ve devam eden soruların daha fazlası da yorum da sizlerin.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski bir röportajından yaptığı şu açıklamayı da hatırlatmak isterim:
“Bir partinin genel başkanı, Cumhur Başkanı adayı olmamalıdır. Bir partinin genel başkanı, Cumhur Başkanı adayı olursa velev ki seçildi, nasıl gidecek namusu ve şerefi üzerine yemin edecek? Ben tarafsız olacağım diye.
Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu? Tarih huzurunda ve büyük Türk milleti önünde diyeceğim ki tarafsız davranacağım. O zaman demezler mi kardeşim tarafsızsan sen nasıl falan partinin üyesisin?”
Avrupa ülkelerinin bile istemediği adam Recep Tayyip Erdoğan bu yola yine dik duruşu ve 19 senenin verdiği özgüven ile sağlam adımlarla Cumhur İttifakı olarak adaylığını ortaya koydu. Avrupa devletlerinin senin aktif olarak görev yapan Cumhurbaşkanı’nı istemiyor ve karşısındaki en güçlü adayı savunuyorsa emin olmak lazım ki doğru yolda ilerleyen bir Başkanımız vardır.
Bu seçim, son ve önemli seçim cahil görüşlerle “bu adam gitsin de kim gelirse gelsin” mantığı ile hareket edersek büyük kayıplar bizimle olacaktır.
Allah ülkemiz için en hayırlısı hangisi olacaksa sandıktan hakkıyla onun çıkmasını nasip etsin.