?>

Beden ülkesinin sınır muhafızları

Dr. Bekir Tok

4 yıl önce

Vücudu bir ülkeye benzetirim birçok yazımda. 
Yine bu örnek üzerinden hastalıkların yönetiminde yapılan yanlışlıklardan bahsedelim.
Beden ülkesinin sınırlarını cilt, solunum sistemi, duyu organları, genital organlar ve ağızdan makata kadar sindirim sistemi oluşturur. 
Sınır, muhafızsız olur mu?
Olmaz tabi ki… 
Bu bölgelerde muhafızlık yapan sınır boyları; bizim yıllarca mücadele ettiğimiz, kasıtlarını ve niyetlerini yanlış anladığımız mikroorganizmalardır. 
Elbette insanların iyisi kötüsü olduğu gibi onların da iyileri-kötüleri bulunmakta ve bu dengeyi kişinin, bedenine ve sıhhatine verdiği önem belirlemektedir. 
Sıhhatine değer veren, sağlığına doğru müdahaleler ve kararlar ile yön verenlerin sınır muhafızları da iyi olmaktadır. 
Böylece fırsatçı ve zararlı mikroplar kendilerine daha az yaşama alanı bulabilmektedir.

Bu muazzam dengelerle yaratılmış mikro anlamda dev beden ülkesinin en tehlikeli sınırları bağırsaklardır. 
Çünkü en işlek, giriş çıkışların en fazla olduğu, güvenliğin en üst düzeyde tutulması gerektiği alandır bağırsaklar. 
Şu unutulmamalıdır ki, bağırsak florası; diğer tüm sınır noktalarının belirleyicisidir. 
Yani bağırsak florası düzelmeden ne idrar yolları, ne cilt mantarları, ne genital enfeksiyonlar ne de kulak-boğaz florası düzelir. 
Ya bir de kısır döngüye sokuyorsak bu floraları?
Nasıl mı?
Anne karnında bebek sterildir. 
Hiçbir mikroorganizma yaşamaz. 
Doğum kanalından geçerken ilk temel florasını anneden alır. 
Bu temel, anne sütü ile sağlamlaşır. 
Bu yüzden anne sağlığı ile bebek sağlığı birbirine yakındır.
Özellikle ilk aylar, bebeğin florasının en hassas olduğu dönemlerdir. 
Sezeryan doğum, mama kullanımı, erken antibiyotik kullanımı, kimyasal takviye, deterjan, bebek bezleri, ilaçlar vb etkilenimler floranın kalitesini süreç içerisinde etkileyen en önemli unsurlardır.
Enfeksiyon durumlarında acele antibiyotik kullanmak, kurunun yanında binlerce kat yaşın da yanmasına böylece flora kalitesinin düşmesine, dolayısıyla da bağışıklığın zayıflayıp, kısır döngü içerisinde hastalıkların, ardı arkasına gelmesine sebep olur.

.

Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI