Sanskritçede “döngü ve girdap” anlamına gelen çakralar, Hint felsefesi ve bazı Asya kültürlerinde insan vücudunda bulunan metafiziksel veya biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak kabul edilmektedir.
Beden ve ruh arasındaki dengeyi kuran çakralar, duygularımızı da şekillendirme görevine sahiptir. İç dünyamız ile dış dünyamız arasındaki "kapı" olarak nitelendirebiliriz.
Nasıl “fiziksel bedenimiz” cildimiz, kas sistemimiz, dokularımız, organlarımız gibi farklı katmanlardan oluşuyorsa, enerji bedenimiz de aynı şekilde "zihinsel, ruhsal, duygusal" katmanlardan meydana gelmektedir.
Çakralar vücudumuzun enerji düğüm noktalarıdır.
Bedenimizde ana çakralar ve mini/minör çakralar olmak üzere birçok enerji noktası bulunmaktadır.
Mini/minör çakralar akupunktur noktalarıdır. En çok bilinen ve kullanılan ana çakralar 7 tanedir.
1- Taç/tepe çakra, Sahasrara: Spiritüel benlik, yüksek benliği ifade eder. Anahtar kelimesi “anlıyorum".
2- Alın, üçüncü göz çakrası, Ajna: Önsezi, öngörü algıları ifade eder. Anahtar kelimesi “görüyorum".
3- Boğaz çakrası, Vishuddha: İletişim, ifade, vizyon, doğruluğu ifade eder. Anahtar kelimesi “konuşuyorum".
4- Kalp çakrası, Anahata: Sevgi, aidiyet, şefkat, şifa, huzuru ifade eder. Anahtar kelimesi “seviyorum".
5- Mide çakrası, Solar plexus: Yaşam gücü, güvenlik, ego ve nefsi ifade eder. Anahtar kelimesi “yapıyorum".
6- Sakral çakra, Swadisthana: Yaratıcılık, hayat kaynağı, kimliği ifade eder. Anahtar kelimesi “hissediyorum".
7- Kök çakra, Muladhara: Temel ihtiyaçlar, hayatta kalmayı ifade eder. Anahtar kelimesi “ben'im".
1. 2. ve 3, çakralar eril enerji, 5. 6, ve 7. çakralar ise dişil enerji çakralardır. Enerji girişi ve çıkışı çakralar tarafından kontrol edilmektedir. Çakralar birleşince auramızı oluşturur.
Alt çakralar; fiziksel benlik ve hayatta kalma ile ilişkili temel içgüdüleri yönetmektedirler.
Üst çakralar düşünce ve bilinçle bağlantılı zihinsel özellikleri ve duyguları yönetmektedirler.
Alt ve üst çakraları birbirine bağlayan “Kalp"tir. Yaşam kalitesini artırmak için çakralar kullanılır.
Her bir çakra, kendine has belirli bir frekansta titreşim yaydığı için kendine özel bir rengi vardır. 7 ana çakra gökkuşağının 7 farklı rengini temsil etmektedir.
Her bir çakra, çeşitli hormonel sistemdeki salgı bezleri ile yakından ilgilidir. Enerji alanlarındaki dönüş yönlerine göre açık ya da kapalı halde bulunabilirler.
Çakralarımız insanın gündelik deneyimleri, yaşanmışlıkları ve anına etki eden, maruz kaldığı her bir duygu ve düşünceden kolaylıkla etkilenebilirler.
Çakraların dengesi, biz farkına varmadan yanlış bir şekilde hizalanabilir veya tıkanabilir. Böyle durumlarda sağlığımızda, duygularımızda, düşüncelerimizde, ruhumuzda ve genel olarak yaşantımızda küçük-büyük rahatsızlıklara sebebiyet verirler. Çakraları beslenme, aromaterapi, renkler ve doğal taşlar ile dengelemek mümkündür.
Hint felsefesine göre baş bölgemizde pozitif bir akım bulunurken, omurga kemiğinin bitiminde yani kuyruk sokumunda negatif akım bulunmaktadır. Bu iki kutup arasında dolaşan elektrik gücü “hayat"ı temsil eder.
Yaşamak ve hayat kalitesini artırmak için; kuyruk sokumunda, muladhara (kök çakra) yakınında, yılan gibi kendi üzerine üç kez çöreklenen, uyuyan “Kundalini”yi yani negatif enerjiyi uyandırıp, onu omurilik boyunca (Sushumna Nadi), tepe çakrada (Sahasrara) bulunan pozitif akımla birleştirmek gerekir.
Bu enerjilerin birleşme olayı, sabır ve azimle uygulanan nefes egzersizleri (Pranayama), yoga duruşları (Asanalar) ve meditasyonlar -ibadetler- sayesinde gerçekleştirilebilir; ‘Kundalini'yi uyandıranların sayısı oldukça azdır.
Kundalini atağı enerjinin aktif olmuş halidir. Kundalini enerjisini yukarı doğru yönlendirirken, omurga boyunca sıralanan enerji merkezlerini teker teker delerek çıkar, tepe çakra yani pozitif enerji ile birleşince beden sanki elektrik akımına kapılmış gibi sarsılır. Böylece mutluluğun en üst hazzını yaşayan kişinin, ermişliğe yükseldiği kabul edilir.
Bu hale ulaşan “erenler”, karşısındaki kişinin düşüncelerini okuyabilir ve ileriyi görme yeteneği elde etmiş olurlar. Kötü şartlar altında uyandırılan ‘kundalini’ tehlikeli olabilir. Uygulayanın ruhsal dengesini bozabilir.
Çıplak gözlerle auramızı görmesek de onun varlığını bilmeli ve korumalıyız.
“Tasavvufta çakralar” da tüm sırları ile birlikte haftaya sizlerle.