Diyabet Kaynaklı Yaralar Bitkisel Tedavi İle İyileşiyor
Gözbebeklerine bakılarak vücutta bulunan hastalıklar teşhis ediliyor; bel ve boyun fıtığı, baş ağrısı ve eklem rahatsızlıkları biyoenerji, manuel terapi ve bitkisel tedavi ile şifa buluyor.
Diyabetli hastalarının iyileşmeyen yaraları için de bitkisel çözümler ürettik.
2005 yılı Ağustos ayında bir inşaatta kaza geçiren şeker hastası bir sanayicinin (Ahmet L…) bütün vücudu yara-bere içinde kaldı. 10 gün hastanede tedavi edildi; ancak sağ bacağının diz altında açılan yara, şeker hastası olduğu için bir türlü iyileşemedi. 4 ay boyunca her gün hastanede pansuman yaptırmış ancak açık yara, giderek büyümüş ve birkaç ameliyat ile yaralar komple temizlenmiş. Bacağından alınan bir parça ile yara kapatılmış. Ancak daha sonra tekrar açılmıştı. 35 gün boyunca günde iki kere oksijen tedavisi seansına katılması sonucu kapanmaya başlayan yara, tekrar enfeksiyon kapmış ve açılmış.
Bitkisel tedavi ve biyoenerji tedavisi için geldiği zaman, sağ ayağına basamadığı için tekerlekli sandalye kullanıyordu. Dizinin altında, baldır kısmında kemiğe kadar derinleşen, bir yumruk girecek kadar geniş kötü kokulu bir yarası vardı. Sağ bacağı tamamen şişmişti.
İki yıl boyunca farklı sağlık kuruluşlarında tedavi gören; ancak bir netice alamayan bu hastamızın bacağındaki kronik yara, “tamamlayıcı tıp” denilen bitkisel tedavi yöntemleri ile iyileşti. Bacağı kesilme aşamasına gelmişken daha sonra koşu bandında spor yapacak kadar sağlığına kavuşan 57 yaşındaki hastamız, şeker oranının yükselmemesi için yine bitkisel bir diyet uyguluyor.
Yara tedavisinde günlük pansumanın çok iyi yapılması gerekiyor.
Bu hastamız, bize geldiğinde öncelikle şekerinin düşmesini sağlayacak bir diyet programı uyguladık; kendisi de yediği her şeyi kontrol edip sınırladı.
Yer elması suyu, yulaf suyu, keten tohumu gibi kandaki şeker oranını düşürecek bazı bitkileri de takviye olarak tüketmesini sağladık. 3 gün de hastanede yatıp, şeker ayarlaması yaptırmasını istedik.
Açık yaranın pansumanı için Türkiye’de bilinmeyen ve içeriğinde taze ceviz yaprağına kadar çok farklı bitkiler bulunan bitkisel ispirtoyu kullandık. Bununla, dönüşümlü olarak yara iyileştirici etkisi olduğu bilinen sinir otunu da uyguladık. Ayrıca mikropları öldürmek için yine Türkiye’de kullanılmayan bir alet ile “ultraton terapi” yaptık. Yarayı temizledikten sonra mikropları temizlemek için etkili olan kendi yaptığımız bitkisel merhemi yaraya sürdük. 2 ay boyunca günde üç kere bu şekilde tedavi edilen yara yerindeki kas ve damarlar yeniden güçlendi ve yara tamamen kapandı.