Japon Harakirisi Küresel Pazarları Sarstı
‘Seppuku’ iç organların dışarı çıkmasını sağlayan bir tür Japon intihar adetidir. Seppuku ayrıca harakiri olarak da bilinir. Japonya Merkez Bankası (BoJ) geçtiğimiz hafta aldığı kararla adeta harakiri yaparak piyasalarda şok etkisi yarattı!
BoJ, 31 Temmuz’da gerçekleştirdiği toplantıda, politika faizini 15 baz puan artırarak yüzde 0,25'e çıkartılacağını, devlet tahvili alımlarının ise 2026'nın Ocak-Mart dönemine kadar yaklaşık yarı yarıya (19 milyar USD) düşürüleceğini duyurdu. Faiz kararının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan BoJ Başkanı Kazuo Ueda, ülkede artan fiyatların tüketimi etkilediğini söyledi. Ueda, ekonomiye dair ileride gelecek verilerin beklentileri karşılamaması halinde ilave faiz artırım kararları alabileceklerini de aktardı.
Bu açıklamaların ardından geçtiğimiz Temmuz ayında 161 seviyelerinin üstünü test ederek 1990 mali kriz seviyelerine çıkan Dolar/yen paritesi, BoJ’un açıklamalarının ardından değer kaybederek ilk 3 günde 142 seviyelerine kadar geriledi.
Piyasalara ikinci şok ise, BoJ kararından iki gün sonra 2 Ağustos Cuma günü açıklanan ABD istihdam verileri ile yaşandı. Açıklanan verilere göre; istihdam artışının Temmuzda beklentilerin oldukça altında kalması ve işsizlik oranının yaklaşık son 3 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından ABD ekonomisinin gücüne ilişkin endişelerle küresel piyasalar sert bir darbe daha aldı.
Finansal piyasalarda yaşanan bu sarsıntının gelişim sürecini, Japon asıllı türev piyasaları uzmanı Adam Khoo şöyle özetliyor;
“Birçok trader düşük faiz oranlarıyla Japon Yeni (JPY) borçlanarak, bunları ABD dolarına çeviriyor ve bunu ABD hisse senetlerini satın almak için kullanıyordu. BoJ faiz oranlarını yükselttiği için JPY, USD karşısında önemli ölçüde güçlendi. Bu değer kazancı carry trade oyuncularını zor durumda bıraktı.
Sadece ödünç aldıkları JPY için daha yüksek faiz ödemek zorunda kalmayıp, aynı zamanda büyük forex kayıpları da yaşadılar. Ellerindeki USD varlıkları, ödünç aldıkları JPY'ni geri ödemek için yeterli olmayınca hisse satışına geçildi. Bu durum söz konusu işlemlerde büyük bir kayba neden oldu.
Akabinde teminat çağrılarıyla karşı karşıya kalan traderlar, USD toplamak için ABD hisse senetlerini sattı ve JPY'ne geri dönerek, yüksek faizli kredilerini geri ödediler.
Bu durum ABD hisse senetleri üzerinde daha fazla satış baskısına ve robot işlemlerin artarak sat vermesine yol açtı. Orta Doğu'daki savaşın tırmanması ve ABD'deki siyasi belirsizlik de korku ve paniği arttırmaya yetti.”
Şahinleşen BoJ ve küresel piyasalarda artan resesyon endişeleriyle Japonya'da Nikkei 225 endeksi, yüzde 12,40 ile 1987'den bu yana en büyük düşüşünü kaydetti. Nikkei 225 endeksi yüzde 12,40 düşerek 31 bin 458 puana gerilerken, bu düşüş 1987'de yaşanan “Kara Cuma”dan bu yana yaşanan en büyük kayıp olarak kayıtlara geçti.
Japon devi Mitsubishi UFJ Financial Group Inc. ve Sumitomo Mitsui Financial Group Inc. son üç işlem gününde yaklaşık 100 milyar dolar piyasa değeri kaybetti. Küresel piyasalar, haftaya tarihi bir düşüş baskısıyla başlarken söz konusu olumsuz seyir, Avrupa ve Amerika'ya da taşındı.
Japonya'nın beklenmedik faiz kararı, yatırımcıları ani bir şekilde değer kaybeden varlıklar ve belirsizlik içinde kaybolmuş stratejilerle karşı karşıya bırakırken bu gelişme, sadece Japonya'nın değil, tüm finansal sistemlerin sağlamlığı üzerinde önemli bir sınav niteliği taşıyor.
“Küresel piyasalar bu karmaşadan nasıl çıkacak” ve “yatırımcılar bu krizden nasıl dersler çıkaracak” gibi sorular zamanla netlik kazanacak. Ancak şimdiden, Japon harakirisi, uluslararası finans dünyasında uzun süre konuşulacak bir dönüm noktası olarak hafızalarda yerini aldı.