?>

Oyunda oyun, sanalda kıyamet var!

Muhittin Taha Çalık

4 yıl önce

Oyun, bireysel davranışların, eylemsel biçimde, yaşsal argümanlar aracılığıyla belli bir silsilede etkisel olarak bireyi sürükleyici durumlara götürüşünün adıdır. 
Oyun, tek tip bir kalıpta incelenmemelidir. 
Oyunun ilk hitap ettiği kesim, bebeklik ve çocukluk yaşlarındaki küçük bedenlerdir. 
Küçük bedenleri, hem fiziksel anlamda geliştirmekte hem de tıbbi açıdan pozitif etkileri saptanmaktadır. 
Bebek, babanın onunla beraber halıda sürünmesine, emekleyici adımlarla bir oyun olarak algılaması, emziğiyle anne sütünden ayrılmaya giden yolda, onu bağdaştırıcı bir oyun aracı görmesi oyunun ve oyuncu yaşların temelini oluşturur.
Yaşın gerektirdiği algılama ve çözümleme serüveni, zihinsel gelişimin mesaj ve metod ile iletimi, davranışların beyin loblarıyla etkileşimi, yetenek ve kabiliyet ölçüsünde hayal mecrasının boyutu, beynin kimyasal salgılama gücü başlıca bebeklikten çocukluğa geçişin kazanışlarını oyun ve oyuncu birey portföyünde gözlemekteyiz. 
Çocuk yaşlarına dikkat çekmemizin sebebi oyunun, oyuncu kazanması bu dönemde gerçekleşir. 
Parklardan, mahalle aralarındaki sokak ve kaldırımlara, lunaparklardan, “AVM”lere ve çeşitli eğlence merkezlerine kadar oyunun birçok adresi vardır. 
Hayal gücünün birçok kalıba bürünmesi bu yaşlarda oyun ve oyuncu kişilikle olur. 
Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu en çok, oyuncu veya oyuna düşkün çocuklarda görülür. 
Çünkü onlar oyuna pür dikkattirler, hayallerindeki kahramanları kimi zaman bir hayal üstü kurulmuş senaryo misali akranlarıyla çizgi roman karakterlerinin yanında, kimi zaman da dijital oyun konsorsiyumu içinde savaşan bir ‘online karakter’ olarak göstermektedir. 
Tüm bunlar psikolog, “PDR” ve toplum bilimciler tarafından saptanmıştır. 
Tabii bu ruhsal ve psikolojik alt yapının yanında, toplumu ilgilendiren adli tıp vakaları gerçekleşmektedir.
Akla akdedilen hayvansı, dijital çağ simyacısı, aydınlatıcı sektede fonksiyonel bir Ant-irdeleyici; Oyuncu ütopyası ve kıyameti ile karşı karşıyayız. 
Sanalı, merkeziyetçi ütopyayı ruh haritalamasında girdaba götüren, hayatı irrasyonel ucubeye çeviren bir “Online” platformu var bugün hayatımızda. 
Dijital de vuku bulan sansasyonel eylemler, robotik bir nesli inşa ediyor!
Beyni solan zihinde kıyamet yaygın hale geliyor. Ölü ruh ve zihin de büyüyünce…
“Savaşçı, şaman, korsana hatta varlığı ortaya konmayan ruhsal- bedensel mahlukata kendini adapte eden bir heyecan kıskacında bulanlar var.”
Cinayeti, sanalda hayata oturtan, öldürmeyi de insanlığa hak görür hale geliyor!
Tam da bu bağlamda uçsuz kafada yok olmaya giden gençler ve çocuklar. 
Vahşi ruhlar, hayatı son noktaya getiriyor. 
Düşünce kültü ve sembolizmi bu noktada.
Mavi Balina” gerçeği ortada!
“Mavi Balina” oyunundan kurtulanlar anlatıyor: “Sanal ölüm tuzağı”
Oyun nasıl oynanıyor?
Bu oyuna, bir şekilde katılan kişilerden çoğunun, şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmesi isteniyor.
50 günlük bir süreyi kapsayan bu komutlar arasında derin olmayacak şekliyle kol ve bacakların kesilmesi, belirli bir süre boyunca kimse ile görüşülmemesi, yüksek sesli olarak müzik dinlenilmesi gibi aşamalar yer alıyor.
50. günün sonunda ise kişiye son aşama olan “yüksekten atlayarak ya da kendini asarak” intihar etme komutu veriliyor.
Mavi Balina” adlı oyunda, yönetici konumunda olan kişilerin, kişisel bilgilerini ele geçirdikleri kurbanlarına şantaj da yaptığı bu şekilde oyunda kalmaya zorladıkları ifade ediliyor.
Eğer tamamlamazsam annem ölecekti!..”
Ölümlü vakaların son aylarda giderek arttığı Hindistan'da, 17 yaşındaki bir kız, göle atlayarak intihar etmek üzere iken kurtarıldı.
Oyuna telefonu aracılığı ile katıldığını ifade eden kız, güvenlik görevlilerine “son aşama”yı yerine getirmek üzere olduğunu da söyledi.
Genç kızın, kendisini kurtaran polis memuruna, “Eğer görevi tamamlamazsam annem ölecekti” dediği belirtildi.
Temmuz ayı içerisinde 14 yaşındaki Manpreet Singh isimli bir Hintli çocuk da Mavi Balina isimli oyunu oynadığını arkadaşlarına söyledikten birkaç gün sonra intihar etmişti.
Oyunun sonu, zamanın doldu!..”
2015 yılında Rusya'da başlayan akımın kurbanları, çoğunlukla “daha kolay yönlendirilebilir18 yaş altı gençlerden oluşuyordu.
Ancak yıllar içinde, vakaların yaş aralığı da değişmeye başladı.
Haziran ayı içinde Arjantin'de kendisini bir su tankının üzerinden atmak isterken kurtarılan kişi 22 yaşında bir anneydi.
Genç kadının, kendisini kurtaran polislere, “Mavi Balina oyununu oynadığını” söylediği aktarıldı.
22 yaşındaki Arjantinli annenin intihara kalkışmadan önce, “Oyunun sonu, zamanın doldu” diye bir mesaj aldığını söylediği de ifade edildi.
Oyunun kurucusu 22 yaşındaki Philipp Budeikin, Rusya'da çıkarıldığı mahkeme tarafından 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak en az 15 intihar vakası ile ilişkilendirilen Budeikin'e verilen bu ceza, Rus kamuoyunda tartışma yarattı.

2016 yılı Kasım ayında tutuklanan, Budeikin, duruşmalardan birinde, toplumda temizlik yaptığını söyleyerek, kurbanlarını “biyolojik atıklar” olarak tanımlamıştı.
Oyunda oyun, sanalda kıyamet var!
Aman diyelim!
Vesselam!
.
Muhittin Taha Çalık, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI