Rusya ticarette alternatif rotasını oluşturdu
MOSKOVA
Rus ordusunun Ukrayna’da, 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı özel askeri operasyonların ardından Kiev tarafını destekleyen batılı ülkeler topyekün Rusya’ya ekonomik, ulaşım ve iletişim yönünden ambargolar başlattı. Bu ambargoların Rusya’yı gerileteceği, batılı ülkelere karşı çaresiz bırakacağına dair öngörüler vardı.
Ukrayna’daki çatışma devam ederken batılıların ambargosu da kaldırılmadı. Ancak Rusya, ticarette önemli reformlar gerçekleştirdi. Örneğin; ticarette batılı ülkeler ile işlem hacmi oldukça yüksek olan Rusya yüzünü Çin, Hindistan ve diğer ülkelere çevirdi. Aslında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı bu kararnameler başta dünya kamuoyu tarafından ciddiye alınmasa da 2025 yılında Rusya’nın bu ekonomik hamlelerinin faydalarını görüyoruz.
Vladimir Putin, batılılar tarafından uygulanan ambargonun ‘bumerang’ etkisine yol açacağını söylemişti. Vladimir Putin’in bu kararnameleri imzalamadan önce Rus ekonomi heyetiyle uzun bir hazırlık aşamasına geçtiğini anlıyoruz. Rus ekonomistlerin analizleri ve alınan kararlar yerini buldu.
Herhangi bir ülkenin ‘savaş ekonomisi’ üzerinden kar ettiğini söylemek çok zor. Örneğin; Ukrayna ekonomisinin borçlandığını ve para biriminin zayıfladığını görüyoruz. Ancak tüm ekonomik ambargolara rağmen Rus ekonomisinin güçlendiğini, Rus rublesinin de değerine değer kattığını görüyoruz.
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, yaptığı basın toplantısında Rusya’ya dost ülkelerin, Rusya’nın dış ticaretteki payının son üç yılda yüzde 46’dan yüzde 82’ye çıkarak 550 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Rus ekonomisi için gerçekten büyük bir başarı. Rusya, ticarette kendi alternatifini oluşturup, batılılara karşı yakın işbirliği oluşturduğu ülkelerle ticaretteki pastasını genişletti. Batılı ülkeler için ise dramatik olan durum, bu pastadan pay alamamaları oldu. Batı ekonomisi, gelişim yerine gerilerken Rus ekonomisi büyümesini sürdürüyor.
Rusya'nın 2025 yılına dair ticaret verileri, ihracatın bir miktar düşüş gösterdiğini ancak ticaret fazlasının devam ettiğini ortaya koyuyor.
Rusya'nın ihracatı, Nisan 2025'te 34.559 milyar ABD dolarından 33.060 milyar ABD dolarına geriledi. Ancak batılıların devasa ambargolarına rağmen bu rakamların stabil olduğunu, Rus ihracatı için bir kayıp oluşmadığını söyleyebiliriz. Rusya’nın ihracattaki en büyük gelirinin enerji sektöründe olduğunu hatırlatmakta yarar var. Ancak Rusya, Çin ile enerji işbirliğini arttırarak bu gelirleri koruma çabasında. Bu yıl Çin’in enerji anlamında talebi küçük bir miktar azaldı. Bu da Rusya’nın ihracat gelirlerinde küçük bir gerilemeye sebep oldu. Özetle, Rusya'nın 2025 yılındaki ticaret performansı, ihracatta bir miktar düşüş ve cari işlemler fazlasında daralma ile birlikte, dış ticaret dengesinin devam ettiğini gösteriyor. Ancak Batı yaptırımları ve enerji talebindeki dalgalanmalar, Rusya'nın ticaretini etkileyemiyor.
Rusya’nın önemli bir hamlesi de dış ticarette ulusal döviz kurunun kullanımına yönelik programları. Geçtiğimiz Mayıs ayında Rusya’nın Asya ülkelerine yaptığı ihracatta, rublenin kullanım oranı bir önceki aya göre 2 puanlık artışla yüzde 50,7’ye çıktı. Bu artış, bölgesel ticarette rublenin istikrarlı şekilde daha fazla tercih edildiğini ortaya koyuyor. Rusya’nın Kuzey ve Güney Amerika ülkelerine ihracatında rublenin oranı yüzde 51,9’a yükselirken, Okyanusya bölgesine yapılan ihracatta 3,1 puanlık artışla yüzde 94,2’ye ulaşıldı. Aynı dönemde Avrupa’ya yapılan ihracatta rublenin payı yüzde 2,3 azalarak yüzde 59,8’e, Afrika’ya yapılan ihracatta ise 14,3 puan düşüşle yüzde 84,6’ya geriledi. Ancak bu oranın Rusya’nın ulusal para birimiyle dış ticaret ilkesine engel olmayacağı da aşikar.
Batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle Moskova yönetimi, dış ticarette dolar ve avro gibi rezerv para birimlerinin yerine “daha az riskli” araçlar kullanmayı sürdürüyor. Rublenin kullanımındaki artış, bu stratejinin etkili olmaya başladığını ortaya koyuyor.
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde Rusya için şunu söyleyebiliriz. Tüm ekonomik saldırılara rağmen Rusya, aldığı tedbirler ve ticaret politikalarıyla ambargoları altüst etmiş, ekonomisini batılılardan daha dirençli hale getirmiştir.