Batı Balkan ülkeleri yeni yatırım trendlerinin son durağı haline geliyor

Batı Balkan ülkeleri yeni yatırım trendlerinin son durağı haline geliyor

Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya, sahip oldukları potansiyellerin doğru kullanılmasıyla yabancı şirketlerin yeni yatırım trendlerini uygulayabileceği "son durak" olarak dikkati çekiyor.

Ankara

Kovid-19 salgınıyla ülkelerin daha çok tercih etmeye başladığı ve bir şirketin üretimini yakın yerlere konumlandırması anlamına gelen "yakın ülkelerden tedarik" (near-shoring) kavramı Batı Balkanlar için önemli bir yatırım aracı olarak değerlendiriliyor.

Diğer yandan karbon veya sera gazı emisyonunu azaltmayı hedefleyen karbonsuzlaştırma da bölgeyi yabancı yatırımlar için çekici hale getiriyor.

"Yakın Ülkelerden Tedarik ve Karbonsuzlaştırma Yatırımlarıyla Batı Balkanlar'ı Dönüştürmek" isimli araştırmayla konuya ışık tutan araştırmacı grubun lideri Viyana Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Enstitüsünden Branimir Jovanovic, AA muhabirine, bölgenin önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Kovid-19 salgını ve Ukrayna'daki savaşla beraber Avrupa ülkelerinin yatırımlarını konumlandırmak için farklı alternatifler aradığına işaret eden Jovanovic, "Batı Balkanlar ilk doğal seçenek olarak ortaya çıktı. Bölgenin yakın olması, maliyetlerin nispeten düşük olması ve kaliteli işgücüne sahip olması bölgenin en önemli özellikleri arasında yer aldı." dedi.

Jovanovic, bölgenin karbon emisyonunu azaltma alanında da hem yenilenebilir enerji hem de daha düşük emisyon oranlarına sahip fabrikaların inşası açısından avantaj sunduğunu belirterek bu alanda Batı Balkanlar'ın Avrupa Birliği'nin (AB) "Yeşil Mutabakatına" katkı sağlayabileceğini aktardı.

"Bölgede 'yakın ülkeden tedarik' halihazırda uygulanıyor"

Araştırmaya işaret eden Jovanovic, "Bulgularımız Balkanlar'da 'yakın ülkeden tedarik'in halihazırda uygulandığını gösteriyor zira bu alanda bölgede yatırım yapan birkaç şirketin hazırlık aşamasında olduğunu gördük. Yalnızca Karadağ üretimden daha çok turizme odaklı olduğu için bu alana dahil değil." diye konuştu.

Jovanovic, yenilenebilir enerji alanında da Kosova dışındaki bölge ülkelerinde yabancı yatırımların mevcut olduğunu belirterek araştırma kapsamında yapılan anketlerde şirketlerin bölgede karbondioksit emisyonunun azaltılması halinde yerel firmalarla daha fazla işbirliği yapmaya hazır oldukları yönünde görüş belirtildiğini söyledi.

Bölgenin "yakın ülkelerden tedarik" ve "karbon emisyonunu azaltma" trendlerini kullanarak hayat standartlarını yükseltebileceğini aktaran Jovanovic, bölgede ekonomik kalkınmanın da yüksek seviyelere ulaşacağını aktardı.

Jovanovic, bölgede 800 bin kişinin işsiz olduğuna ve "yakın ülkelerden tedarik" aracılığıyla bu sayının oldukça azalacağını belirtti.

"Batı Balkanlar, Avrupa pazarı için cazip"

Araştırmanın bir diğer yazarı Kosova Ticaret Odası Ekonomik Analiz ve Stratejik İletişim Departmanı Direktörü Muela İbrahimi de Kosova ekonomisinin Kovid-19 salgınından bu yana dış yatırımlar ve "yakın ülkelerden tedarik" konularında istikrarlı bir artış yaşadığını söyledi.

İbrahimi, Batı Balkanlar’ın Avrupa pazarlarına hızlı ve güvenli erişim sunması yüzünden tedarik zincirlerini azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak isteyen şirketler için cazip olduğunu ifade etti.

Bölgenin ve özellikle Kosova’nın iyi eğitimli, bilgi teknolojileri ve mühendislik gibi önemli alanlarda eğitim almış genç bir nüfusa sahip olduğunu belirten İbrahimi, bunun Kosova ve bölgeyi ileri teknolojik ve teknik beceriler gerektiren sektörlerde yatırım için cazip bir yer haline getirdiğini vurguladı.

İbrahimi, ayrıca AB ülkelerine kıyasla düşük üretim maliyetlerinin, bölgedeki yatırımcılara büyük bir rekabet avantajı, yüksek üretim ve hizmet standartları olanakları sağladığını kaydetti.

Onaylanan çevre koruma ve iklim değişikliği yasaları ile Kosova’nın hava kirliliğinin azaltılması ve doğal kaynakların daha sorumlu kullanılmasına yönelik gereklilikleri karşılama yolunda ilerlediğine işaret eden İbrahimi, “Bu politikalar, sadece ülkedeki yaşam kalitesinin iyileştirilmesi açısından değil aynı zamanda Kosova'nın yeşil ve sürdürülebilir tedarik zincirlerinin bir parçası haline gelerek Avrupa ve küresel pazara entegre olmasına yardımcı olmak açısından da önemlidir.” ifadesini kullandı.

Kosova’nın yenilenebilir enerji sektörünü geliştirme konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten İbrahimi, ülkenin geleneksel enerji kaynaklarına olan bağımlılığını bu sayede azaltabileceğini ve karbon emisyonlarını düşürme konusunda uluslararası standartları karşılayabileceğini söyledi.

Yaptıkları araştırmada, yabancı yatırımcıların karar verme sürecinde karbonsuzlaştırmanın kilit faktör olduğunu gösterdiğine dikkati çeken İbrahimi, “Kosova'nın karbonsuzlaştırma çabalarındaki rolü, bölgesel ve uluslararası işbirliğinin artması açısından çok önemlidir. Bu, yüksek çevresel standartlar arayan yabancı yatırımlar için daha rekabetçi ve çekici hale gelmesine yardımcı olabilir. Çalışmamız da bunu doğruluyor.” değerlendirmesini yaptı.

İbrahimi, Kosova’nın karbonsuzlaştırma yoluyla dış yatırımları çekmek ve yeşil ekonomiye geçiş konusunda taahhüdünü artırmak için önemli bir fırsata sahip olduğunu sözlerine ekledi.

"Bölge uzak şirketlerin ana varış noktası"

Kuzey Makedonyalı Ekonomi Uzmanı Visar Ademi ise Batı Balkanlar'ın Avrupa’nın bir parçası olması nedeniyle Avrupa’da satış yapmak isteyen Amerika'dan, Çin'den ve uzak ülkelerden gelen tüm şirketlerin ana varış noktasının bölge olduğunu ifade ederek “Birincisi, bu ülkelerin hükümetleri yabancı yatırımcılara çok maddi destek sağlıyor. İkincisi, işgücü Batı Avrupa ve Güneydoğu Avrupa ülkelerine kıyasla nispeten daha ucuz." dedi.

Yabancı yatırımcıların siyasi istikrar ve hukukun üstünlüğü gibi meselelere önem verdiğini vurgulayan Ademi, bunlar olmadığı takdirde şirketin malı, ürünleri, telif hakları, inovasyon haklarının tehlike altında kaldığını, bu iki ön koşulun karşılanması halinde iş gücü verimliliğinden bahsedebileceklerini söyledi.

Ademi, Kuzey Makedonya’daki yeni hükümetin yenilenebilir enerji ile yeşil enerjiye çok fazla yatırım yapılacağının sözünü verdiğini anımsatarak bunların nasıl bir etki yaratacağının henüz bilinmediğini kaydetti.

Bölgenin elektrik enerjisinde ekonomi, tüketim gibi meselelerdeki bağımlılığına dikkati çeken Ademi, bu yüzden ürün ve yaşam maliyetinin çok yüksek olduğunu, bunun da enflasyona ve satın alma gücüne yansıdığını vurguladı.

"Karbon emisyonunu azaltma süreci önemli"

Ademi, karbon emisyonunu azaltma sürecinin bölge için önemine işaret ederek AB’ye üyelik kapsamındaki kriterlerin sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik olduğunu; bu yüzden sadece endüstriyel üretim değil, aynı zamanda bireysel tüketim anlamında da karbondan arındırılma meselesinin önemli olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda 6 yıl içerisinde karbon emisyonlarını azaltma sürecinde somut adımlar atılması gerektiğine işaret eden Ademi, Kuzey Makedonya'nın veya bölgedeki herhangi bir ülkenin AB'ye üyeliğinin ekonomiye ve karbondan arındırma çabalarına etkisi hakkında şu ifadeleri kullandı:

“AB ile ticaret büyük ölçüde artacak, yerli firmaların rekabet gücü artacak, ihracat artacak çünkü biz AB’deki stratejik ortaklarına çok bağımlı bir ülkeyiz. Bir numaralı ticaret ortağımız Almanya, ardından Yunanistan, Bulgaristan ve tüm AB üyeleri geliyor. Ana hedefimiz AB çünkü oraya satıyoruz, oradan satın alıyoruz ve orada yabancı projeler aracılığıyla bilgi birikimi elde ediyoruz."

Dünya Bankasının 2023 yılı verilerine göre, Sırbistan yaklaşık 4,8 milyar dolar ile bölgede net doğrudan dış yatırım girişinde birinci sırada yer aldı. Arnavutluk yaklaşık 1,6 milyar dolar ile ikinci, Bosna Hersek yaklaşık 944 milyon dolar ile üçüncü, Kosova 913 milyon dolar ile dördüncü oldu. 2023’te yaklaşık 702 milyon dolar net doğrudan dış yatırım alan Kuzey Makedonya beşinci ve yaklaşık 525 milyon dolar ile Karadağ altıncı oldu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...