İstanbul
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, "Türkiye'nin gelecekte yine güçlü bir ülke olmaya devam etmesini istiyorsak, o zaman nüfusumuzun ne durumda devam ettiğini, dinamiklerini çok iyi kavramamız, çalışmamız lazım." dedi.
Bilal Erdoğan, Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi Oditoryumu'nda düzenlenen "Aile Yılında Veli Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, bu senenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Aile Yılı" ilan edildiğini anımsattı.
????Yaklaşık bir ay kadar önce Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nı sivil toplum kuruluşları olarak ağırladıklarını belirten Erdoğan, Bakan'ın kendilerine Aile Yılı'nın neden önemli ve Türkiye için kritik olduğunu anlattığını dile getirdi.
Bilal Erdoğan, Türkiye'nin doğurganlık oranının 2001'de 2,38 iken, 2024 sonunda 1,48 olduğunu anlatarak, "Gerileme yaklaşık yüzde 40. Bu gerilemenin çoğu son 10-12 yılda oluyor. Dünya Bankası'nda çalıştığım dönemde bu istatistiklere çok bakardım. Doğurganlık oranının bu kadar hızlı düştüğü başka bir ülke olduğunu tahmin etmiyorum. İnanılmaz bir şeyi yaşadık, niye yaşadık, bunu gerçekten anlamamız, çalışmamız lazım." ifadelerini kullandı.
2100 yılında Türkiye'nin nüfusunun ya 50 milyon ya da 100 milyon olacağını vurgulayan Erdoğan, "Bu işi toparlayabilirsek, yeniden 20 yıl önceki noktaya dönebilirsek, Türkiye'nin nüfusu 2100 yılında 100 milyon olur. Yani kendini yenileyen, makul bir artış seviyesinde giden, genç nüfusunu diri tutabilen bir ülke oluruz. Aksi takdirde bu 1,48 böyle devam eder, 1,46 olursa, 1, 44 olursa, Türkiye 75 yıl sonra 50 milyonluk bir ülke olacak." diye konuştu.
Bilal Erdoğan, Türkiye'nin nüfusunun azalırken aynı zamanda yaşlanacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye nüfusunun çoğu yaşlılardan oluşacak. 2100 yılını konuşalım, 50 milyon nüfusumuzun belki yarısı 65 yaşın üzerinde olacak. Bu demektir ki kararları yaşlılar verecek. Cumhurbaşkanımız seçilme yaşını önce 30'dan 25'e, sonra 18'e indirdi. Gençlerin siyasete, karar alma süreçlerine katılmasını amaçladı. Kendisinin çok gençken başladığı siyasete gençlerin katılmasını yıllardan beri teşvik etti. Gençlerin Meclis'e girmesini, belediye başkanı, belediye meclis üyesi olmasını teşvik etti. En genç kabineler, en genç parti merkezi yürütme kurulları Cumhurbaşkanımız tarafından hep kuruldu. Ama böyle devam edersek artık kararları gençler değil yaşlılar verecek."
"Bir ailede kaç çocuk olduğu nüfusu belirliyor"
Yakın zamanda "Emeklilikte yaşa takılanlar" diye bir vakanın yaşandığını anımsatan Erdoğan, gençlerin, kendi aleyhlerine olan bu durumun farkında olmadıkları hususunu daha önce hep dile getirdiğini kaydetti.
Bilal Erdoğan, "Türkiye'nin gelecekte yine güçlü bir ülke olmaya devam etmesini istiyorsak, o zaman nüfusumuzun ne durumda devam ettiğini, dinamiklerini çok iyi kavramamız, çalışmamız lazım. Aile bunun merkezi. Yani sonuçta bir ailede kaç çocuk olduğu nüfusu belirliyor." diye konuştu.
Gençlerin ilerde eğitimci, kanaat önderi, karar vericiler olacağının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ülkenin geleceği için eğitimi tasarlarken, inanıyorum ki Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de bunun gayretini içinde barındırıyor, kendi kimliğimizi, kültürümüzü, mirasımızı daha güçlü bir sahiplenişi hedef olarak benimsiyor. Ailenin, demografinin ne kadar önemli olduğunu, geleceğin dünyasında zulme karşı duracak, barışı temin edecek bir milletin varlığının ne kadar önemli olduğunu sizler gelecekteki eğitim tasarımınızda mutlaka güçlü bir şekilde var etmelisiniz."
Bilal Erdoğan, gençlerin sadece kendi geleceği için değil, çocuklarının da geleceği için düşünmesi gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu ülke güçlü bir ülke mi olacak, bu ülkede kararlar gençler tarafından mı, yaşlılar tarafından mı belirlenecek, bunu çok iyi değerlendirmeniz lazım. Yani '1 çocuğumuz mu olsun, 2 çocuğumuz mu olsun, 3 çocuğumuz mu olsun?' diye konuşurken Cumhurbaşkanımız 20 senedir '3 çocuk, 3 çocuk, 3 çocuk.' dedi. Çoğu alaya aldı, gülüp geçti. Ama ciddiye almayanlar bugün ne hale geldiğimizi sorguluyor. Şu anda Etnospor Kültür Festivali'ni yapıyoruz. Orada da hep şu mesajı vermeye çalışıyoruz; Gelenek ailede yaşar, aktarılır, devam eder. Bir milletin, bir ülkenin kimliğiyle geleceğini kurması için aile kurumunun güçlü olması gerekir. Eğer ailede anne-baba gelenek göreneği, kültürü yaşamazsa çocuklarına da aktaramaz. Bu durumda çocuklar hangi kültür içine doğmuş olur? Dışarıdan empoze edilen, kültür emperyalizminin üzerine baskıyla böyle taarruzla getirdiği kültür neyse onun. İnşallah bu Aile Yılı çerçevesinde kendi kimliğimizle geleceğimizi nasıl kuracağız, bunu da konuşma fırsatı olur."
Sempozyuma, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, veliler ve öğrenciler katıldı.
Farklı oturumların yapılacağı sempozyum yarın sona erecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com