İstanbul
Önceki adı "Yassıada" olan "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" 1960 darbesi sonucu oluşturulan hukuksuz mahkeme, hapis ve idamlarla hafızalarda yer edinmişti.
27 Mayıs 1960'taki askeri darbenin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes ve 2 bakan ile Demokrat Partililerin yargılandığı Yassıada, 2020 yılından bu yana "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" adıyla ziyaretçilerini o günlere tekrar götürürken, tarihin karanlık dönemine de ışık tutuyor.
Türk demokrasi tarihine kara leke olarak geçen 27 Mayıs darbesinin üzerinden 65 yıl geçti.
Darbeci askerler tarafından tutuklanan dönemin hükümet üyelerinin 19 farklı davadan yargılandığı Yassıada, 2020 yılında "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" ismiyle vatandaşların ziyaretine açıldı.
Darbenin acı izlerini taşıyan ada, yargılamaların olduğu dönemle ilgili günlere ışık tutarken ziyaretçilerini de tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Adada gezilebilen 17 farklı yapı, Türkiye siyasi tarihinin utanç sayfaları olan darbe, tutuklamalar ve yargılamaları gözler önüne seriyor.
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan başta olmak üzere Demokrat Partililerin yargılamasının yapıldığı mahkeme salonu adada en çok ilgi gören yer olurken, sanık sandalyelerinden, sanıkların savunmalarını yaparken kullandıkları mikrofona kadar birçok ayrıntı mahkeme salonu içerisinde yer alıyor.
"Hasan Polatkan Spor Salonu ve 27 Mayıs Müzesi"ne dönüştürülen salonda ise dava dosyalarının özetleri yer alırken, müzede ziyaretçilere, dönemin siyasi gelişmeleri ve Yassıada'da yaşananların anlatıldığı 13 dakikalık kısa film izletiliyor.
Adnan Menderes Müzesi'nde ise Türkiye'de ilk kez demokratik seçimle iktidara gelen Başbakan Menderes'in hayatına ve görev yaptığı döneme dair yaşananlar ile darbeciler tarafından tutuklanıp yargılandığı günlerdeki şartları ziyaretçilere anlatılıyor.
Menderes'in hapishane odası...
Müzede, güneş almaması için pencereleri tahtalarla kapatılan, bir yatak, masa, sandalye ve tek duvarlı bir tuvaletten oluşan Menderes'in hapishane odası yer alıyor.
Menderes'in Aydın'da doğduğu evin benzerinin bulunduğu müzenin duvarında, idam edilmeden önceki son sözleri ile Demokrat Parti'nin seçim sloganı olarak kullandığı "Yeter! Söz milletindir!" ifadesi yazıyor.
Adnan Menderes'in 17 Şubat 1959'da Londra'da sağ kurtulduğu uçak enkazının replikasına yer verilen müzede, Menderes ve Celal Bayar'ın 1950-1956 yılları arasında yurt içi ve dışı ziyaretlerine ilişkin Anadolu Ajansı'nın kaydettiği fotoğraflardan oluşan sergi de bulunuyor.
Adada yargılanan 592 milletvekilini temsilen, o döneme ait valizlerin konulduğu köşe, "Geriye Kalanlar" ismiyle sergileniyor. Açık alanda ise adada yargılanan siyasetçilere yönelik iletişim izolasyonu ve psikolojik işkencelerin aktarıldığı "Ulaşmayan Mektuplar Anıtı" yer alıyor.
Etrafı dikenli tellerle çevrili anıtta, Adnan Menderes ile eşi Berrin Menderes'in birbirlerine yazdığı mektuplar simgeleniyor.
Demokrasi Meydanı'nda Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun silüetleri görülürken, Zorlu'nun adı ayrıca 1200 kişi kapasiteli Fatin Rüştü Zorlu Camisi ile yaşatılıyor.
Demokrasi Feneri geçmişe ışık tutuyor...
Açık Hava Müzesi'nde, hukuk sisteminin yanlış ellerde olmasını ve demokrasinin geri planda kalmasını eleştiren eserlerle dönemin karanlık günleri anlatılırken, burada bulunan 24 metre yüksekliğindeki Demokrasi Feneri de demokrasi ışığını simgeliyor.
Adanın tepe noktasında, 492 metrekarelik alanda bulunan cam teras ise ziyaretçilere denizin üstünde yürüyormuş hissi veriyor.
Bizans döneminden kaldığı tahmin edilen ve restore edilen su sarnıcı da sergi alanı olarak hizmet veriyor. 9'uncu yüzyılda Bizans İmparatoru Theofilos döneminde inşa edilmiş kilisenin mahzeni olarak kullanılan yapı da aynı şekilde ziyaret edilebiliyor.
Adanın ilgi çekici bir diğer yapısı da 1859 yılında adayı satın alan Birleşik Krallık'ın İstanbul Büyükelçisi Henry Bulwer'in, 1864 yılında mimar Konstantin Dimadis'e sahilde inşa ettirdiği şato. Bulwer'in aynı yıl adanın ortasına ve en yüksek yerine inşa ettirdiği yapı da restore edilerek "Oramiral Sadık Altıncan Kütüphanesi" olarak kullanılmaya başlandı.
Adanın tarihçesi...
Müze Şefi Hasan Akpınar, adanın tarihinin 4'üncü yüzyıla dayandığını belirterek, Bizans İmparatoru Valens'in, Ermeni Başpatriği 1. Nerses'i sürgüne göndermesiyle adayla ilgili ilk kaydın oluştuğunu belirtti.
Akpınar, 1947 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığının, Mısır Hidivi'nin mirasçılarından adayı satın aldığını ve 20'den fazla yapı inşa ettirildiğini söyledi.
Günümüzde bu yapılardan sadece ikisinin eski eser olarak kaldığına işaret eden Akpınar, "27 Mayıs Müzesi o dönemde subayların ve erlerin, sportif ve içtimai faal gerçekleştirdikleri alan olarak tasarlanmıştır. Diğeri de şu an günümüzdeki Adnan Menderes Müzesi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı döneminde subay yatakhanesi olarak kullanılmıştır." dedi.
Akpınar, 27 Mayıs 1960 darbesi gerçekleştirildikten sonra Cemal Gürsel'in, Demokrat Partililerin Yassıada'ya nakledilmesi emrini verdiğini anımsatarak, "Burada Demokrat Partililer 11 aylık süreçte, 19 ayrı davadan yargılanmışlardır. Dava sonrasında 15 kişi hakkında idam kararı çıkmıştır. Fakat bu sayı sonrasında 4'e düşürülmüştür. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan hakkında idam kararı çıkmıştır." diye konuştu.
Celal Bayar'ın yargılandığı sırada 78 yaşında olması sebebiyle idam kararının müebbet hapse çevrildiğini dile getiren Akpınar, "Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu 16 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası'nda idam edilmiştir. Onlardan bir gün sonra, 17 Eylül 1961 tarihinde, saat 13.25'te, İmralı Adası'nda Başbakan Adnan Menderes idam edilmiştir." ifadesini kullandı.
Akpınar, yargılama süreci bittikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığının adaya geri döndüğünü ve 1961 yılından 1978 yılına kadar adadaki faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi.
Donanma Kuvvetleri Komutanlığının 1978 yılında Karamürsel'e taşınması dolayısıyla buradaki eğitim üssünün kapandığını ifade eden Akpınar, adanın 1978 yılından 1993 yılına kadar atıl bir vaziyette kaldığını belirtti.
Akpınar, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nin adaya geldiğini, 1995'e kadar eğitim-öğretim faaliyeti yaptıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 2013 yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası projesinin başlatıldığını söyleyen Akpınar, 14 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla da adanın ilk ziyaretçilerini almaya başladığını belirtti.
Akpınar, şu anda adada 3 kapalı müze, 1 açık müze, tarihi yapılar, Bizans zindanları, Kıyı Şato, Tepe Şato, Bizans Sarnıcı gibi yapıların yer aldığını aktararak, Kadıköy ve Karaköy iskelelerinden cuma, cumartesi ve pazar günleri adaya seferlerin yapıldığını dile getirdi.
Bu 3 günde, Karaköy Şehir Hatları İskelesinden saat 10.45'te, Kadıköy Yeni İskele'den de saat 11.10'da tekne kalktığını aktaran Akpınar, "Adamıza gelip rehber eşliğinde müzelerimizi gezebiliyor ziyaretçilerimiz. İlaveten bireysel bir şekilde gezmek isterlerse de adamızın broşürünü ziyaretçilerimize veriyoruz." dedi.
"Böyle görmek çok duygulandırdı"
Ziyaretçi Saime Sönmez, adayı görmek için Yalova'dan geldiğini söyledi.
Senelerdir duyduğu ve hissettiği şeylerin görselini görmenin kendisini çok duygulandırdığını ifade eden Sönmez, "Hep hayalini canlandırırdım, babam hep anlatırdı bunları. Onlar yaşamışlar. Ben hep yaşadım onların anlatmalarıyla. Ama böyle görmek daha çok duygulandırdı. Keşke isteyenler gelebilse de görebilse." diye konuştu.
Çocuklarıyla birlikte adayı ziyaret eden Uğur Bekir Dilek ise Adnan Menderes ve merhum arkadaşlarının yaşadığı zorlukları görmüş olduklarını belirterek, "Türk demokrasisine kara bir leke olarak sürülen bu 1960 darbesinin ne denli acı olduğunu yüreğimizden hissetmiş olduk. İnşallah temennimiz bundan sonra böyle süreçlerin yaşanmaması, ülkenin gerçek özgürlük ve hürriyetine kavuşmuş bir ülke olarak devam etmesi." ifadesini kullandı.
Salih Emre Dilek de burada Adnan Menderes'in neler yaşadığını öğrendiğini anlattı.
Adayı gördüğünde üzüldüğünü dile getiren İbrahim Asaf Dilek ise burada darbe döneminde yaşanan haksızlıkları gördüğünü ifade etti.