Doç. Dr. Yiğit'e göre Afrika'da sömürgecilik bitmedi, sadece şekil değiştirdi

Doç. Dr. Yiğit'e göre Afrika'da sömürgecilik bitmedi, sadece şekil değiştirdi

Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yiğit, Afrika’da sömürgeciliğin yalnızca tarihsel bir olgu olmadığını, bugün darbelerden kültürel hegemonya araçlarına kadar farklı yöntemlerle sürdüğünü söyledi.

İstanbul

Afrika'da sömürgecilik ve askeri darbeler üzerine araştırmalar yapan Doç. Dr. Yiğit,
sömürgeciliğin yalnızca Afrika tarihi için değil, dünya tarihi açısından da büyük bir kırılma olduğuna dikkati çekti.

????

Sömürgecilik olmadan dünya tarihinin konuşulamayacağını belirten Yiğit, "Sömürgeciliğin açtığı gedik o kadar büyüktü ki, her şeyi değiştirdi." dedi.

Yiğit, sömürgecilik sürecinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’yı dar ve bereketsiz topraklara sıkıştırmasıyla başladığını belirterek Avrupalıların böylelikle yeni coğrafyalara yöneldiğini söyledi.

Afrika’nın bütün sömürgecilik faaliyetlerinin tam ortasında bulunduğunu ifade eden Yiğit, “Fakat Hindistan ya da Orta Doğu kadar zenginliğiyle bilinen bir coğrafya olmadığı için sömürgecilik için bir ilk hedef olmadı Afrika.” diye konuştu.

Sömürgeciliği dini söylem, medenileştirme misyonu, ekonomik çıkarlar ve kültürel hegemonyadan oluşan dört temel eksen üzerinden değerlendiren Yiğit, bu anlayışın bugün de sürdüğünü vurguladı.

Yiğit, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “Biz olmasaydık, Cezayir diye bir yer olmazdı.” sözlerini hatırlatarak, bunun kolonyal dönemin medenileştirme söyleminin bugünkü yansıması olduğuna dikkat çekti.

Batı'nın sömürgecilik tarihiyle var olduğuna dikkati çeken Yiğit, "Batı'nın tarih anlatısından etkilenenler, oranın tedrisatından geçenler, oranın üstünlüğüne inanmıştır. Halbuki Batı dediğimiz şey nihayetinde sömürgeciliğin kanlı tarihiyle var olduğu için insanlar, o büyük metropollerin asfaltlarının altındaki kan denizini görmek istemiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Yeni sömürgeciliğin en önemli boyutu zihinsel ve kültürel sömürü

İkinci Dünya Savaşı sonrası klasik sömürgeciliğin yeni biçimlere evrildiğini belirten Yiğit, “Birisi kafasını kaldırsın darbe olur, başka bir yerde iç savaş çıkar. Etnik rekabet ve etnik siyaset sürekli teşvik edilir.” ifadelerini kullandı.

Yeni sömürgeciliğin en önemli boyutunun zihinsel ve kültürel sömürü olduğunu vurgulayan Yiğit, “Batı'nın eğitim sisteminden geçenler, onun üstünlüğüne inandırıldı. Oysa Batı dediğimiz şey, sömürgeciliğin kanlı tarihiyle var oldu.” diye konuştu.

Yiğit, ister eski ister yeni sömürgeciler olsun, meseleye çok boyutlu yaklaştığını vurgulayarak bunların “mutlak bir iktidar” istediklerini kaydetti.

Sadece siyaseti ya da ekonomiyi yönetmekle yetinmeyip kültürü de yönetmek istediklerine değinen Yiğit, “Kendi benliğinizi de yönetmek isterler. Zaten medenileştirme misyonunun ortaya çıkış nedeni de bu. 'Senin bedenin bana yetmez, ruhunu da yönetmek istiyorum.' der aslında.” tespitinde bulundu.

Yeni sömürgeciliğin bugün dil, medya, teknoloji ve kültür üzerinden sürdüğüne işaret eden Yiğit, “Diliniz, kültürünüz kontrol ediliyor. Televizyon kanalları, haber ajansları, internet siteleri üzerinden hegemonya kuruluyor. Teknoloji ve istihbarat boyutu da işin içinde.” değerlendirmesini yaptı.

"Hakim söylem değişmeli"

Yiğit, hakim söylemin sömürge mirası olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Hakim söylemi belirlemek, hakim söylemi yontamamak çok büyük bir problem. Afrikalıların aktör olması için özne olması için son derece gerekli. Sadece onlar için değil bizim için de önemli.”

Afrika’daki sorunların yalnızca dış güçlerle açıklanamayacağını belirten Yiğit, kıta elitlerinin de sorumluluk taşıdığını aktardı.

Yiğit, “Aslında sorumluluk sahibi elitlerdi fakat suçlanan, toplumlar oldu. Elitler Batılıların oyununa gelerek etnik siyasete ve çatışmalara katkı sundular.” dedi.

Türkiye’nin Afrika’daki rolünü de değerlendiren Yiğit, “Türkiye, eski ve yeni sömürgecilere alternatif bir özellik taşıyor. Afrikalılar Türkiye’nin insani yardımlarını unutmadı. Türkiye her seferinde yeni bir boyut ilave etti. Önce diplomasi, ardından ekonomi, şimdi de güvenlik işbirliği.” diye konuştu.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...