Mardin'de 3 kuşak bir arada unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık işini yapıyor

Mardin'de 3 kuşak bir arada unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık işini yapıyor

Mardin'de eski çarşıda dededen kalma dükkanda üç kuşak bir arada bakırcılık yapan Özcan ailesi, unutulmaya yüz tutmuş mesleği yaşatmaya çalışıyor

Mardin

Mardin'de yaşayan 70 yaşındaki Nihat Özcan, 15 yaşında babasından öğrendiği bakırcılığı önce oğlu Sadettin (48), sonra torunu Muhammed Enes Özcan'a (15) öğretti.

Baba, oğul ve torun eski çarşıda dededen kalma dükkanda, bakırdan tas, tava ve tencere gibi ürünleri yaparak satıyor.

Babasıyla başladığı mesleğe oğlu ve torunuyla devam eden Nihat Özcan, aile olarak yaklaşık 80 yıldır aynı dükkanda bakırcılık yaptıklarını, bu işi torununun da sürdürmesini istediğini söyledi.

Mesleğe 15 yaşında başladığı mesleğini oğlu ve torunuyla birlikte sürdürmenin gururunu yaşadığını anlatan Özcan, "55 yıldır baba mesleğini yapıyorum. Oğluma ve torunuma da öğrettim. Onlarla birlikte bu işi yürütüyoruz. Dükkanda, bakırdan Mardin tasları, tava ve tencere yapıyoruz. Bakırda pişirilen yemekler daha lezzetli ve sağlıklı oluyor." dedi.

"Eskiden çarşıda 150 dükkan çalışırdı"

Kente gelen turistlerin dükkanda bakır kapların yapımını izlediğini dile getiren Özcan ziyaretçilerin çok beğendikleri ürünleri satın aldığını aktardı.

Çırak bulmakta sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Özcan, "Eskiden çarşıda 150 dükkan çalışırdı. Koro halinde çekiç sesleri gelirdi. Kayseri'den Trabzon'a kadar her yere bakır sevkiyatı olurdu. Şimdilerde eskisi gibi iş yok. Şu an o sesler kalmadı. Sessiz sedasız bir çarşımız oldu." diye konuştu.

"Mesleği babamdan sonra ben, benden sonra oğlum devam ettirecek"

Sadettin Özcan da 8 yaşından itibaren babasıyla dükkana gelmeye başladığını, şimdi de babası ve oğluyla işi yürüttüğünü anlattı.

Dededen kalma mesleği sürdürdüklerini belirten Özcan, "Bu mesleği babamdan sonra ben, benden sonra oğlum devam ettirecek. Bakır Mardin için çok önemli. Bizim kültürümüzdür, sanatımızdır. Devam ettirmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

Bakırın düz levha olarak fabrikadan geldiğini ve kendilerinin aşama aşama şekil vererek çeşitli ürünler yaptıklarını aktaran Özcan, kimi ürünlerin bir günde, bazılarının da bir haftada bittiğini söyledi.

Özcan, parmakla gösterilecek kadar az sayıda usta kaldığını, ailece bu işi devam ettirdiklerini, mesleğin sürekliliğinin olmasını istediklerini dile getirdi.

"Her sabah babam ve dedemle dükkana geliyorum"

Muhammed Enes Özcan da eğitimine açık lisede devam ettiğini, 2 yıldır dedesi ve babasını izleyerek bakırcılığı öğrenmeye başladığını belirtti.

Özcan şöyle konuştu:

"Bakıra ilgim küçüklükten beri var. Babamla sürekli çarşıya geliyordum. Yavaş yavaş izleye izleye öğrendim. Her sabah babam ve dedemle dükkana geliyorum.

Çalışmaya başlıyoruz. Gün içinde bakır tabaklar, sürahiler ve tavalar yapıyoruz. Ayrıca düz levha üzerinde de işleme yapıyoruz. Bu işi seviyorum."

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...