’’Mülteci sorunu’’ açıklaması

’’Mülteci sorunu’’ açıklaması

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, yaşanan mülteci sorununa ilişkin olarak, "Biz yaklaşık 2 senedir güvenli bir bölge diyoruz Suriye’de. Neden güvenli bir bölge diyoruz? Bu insanları güvenli...

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, yaşanan mülteci sorununa ilişkin olarak, "Biz yaklaşık 2 senedir güvenli bir bölge diyoruz Suriye’de. Neden güvenli bir bölge diyoruz? Bu insanları güvenli bölgeye yerleştiremez miydik? Tabii gönüllülük esasıyla. Orada imkanlar sağlayamaz mıydık? Sağlardık. Güvenliğin olmadığı yerde insanlar yaşayabilir mi? Dolayısıyla bu sorun devam ettikçe insanlar kendi yaşadıkları şehirleri, ülkeleri terk ediyorlar" dedi.
AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, parti genel merkezine girişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "Bugün çok sayıda göçmen Edirne’den Yunanistan’a geçerek Almanya’ya ulaşmak üzere hareket halinde. Şu anda sınıra yakın noktada bekleyişlerini sürdürüyorlar. Bununla ilgili son bilgiler nedir?" sorusuna Çavuşoğlu, "Gerek Türkiye’de, gerekse komşu ülkelerde yaşayan mültecileri ve Suriye içinde 8 milyondan fazla yerinden edilmiş insanlar, toplamda 12 milyondan fazla insan, maalesef Suriye ve Irak’ta yaşadığı şehirleri terk etmek zorunda. Suriye’deki savaş ve Irak’taki istikrarsızlık beşinci yılına girdi. Halen orada zulüm devam ediyor. Rejimin insanları katletmesi, bir de ortaya çıkan terör örgütleri, insanlar hem rejimden hem DAİŞ gibi terör örgütlerinden kaçıyor. Bu insanlar sığınacak yer arıyor. Türkiye, 2 milyon Suriyeli ve Iraklı kardeşimizi yıllardır misafir ediyor, elimizden gelen her türlü desteği de veriyoruz. 250 binden fazla insan kamplarda yaşıyor ve bu kampların standartları da gerçekten Avrupa’daki sığınma yerlerini görüyoruz, maalesef utanç verici bir durum. Türkiye’deki kampların şartları ise gerçekten dünyada örnek gösterilen standartta. Irak’ta da 3 tane kamp kurduk, yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş insan orada yaşıyor. Bu insanların geleceği ne olacak? Bir taraftan Suriye ve Irak’taki sorunu çözelim diyoruz. 5 yıldır çağrıda bulunuyoruz, fakat kararlı adım, doğru dürüst bir strateji yok, sonuç odaklı bir strateji yok. Bir gün Esad’la, bir gün Esad’sız çözüm. Ertesi gün başka ne olabilir, her gün bakıyorsunuz mültecilerden rahatsız olan ülkelere her gün farklı bir tutum sergiliyorlar. Bir gün söylüyorlar, ’5 yıl önceki tavsiyelerinizi dinlemediğimiz için üzgünüz’, ertesi gün başka bir şeyle ortaya çıkıyorlar" karşılığını verdi.
"Biz yaklaşık 2 senedir güvenli bir bölge diyoruz Suriye’de" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Neden güvenli bir bölge diyoruz? Bu insanları güvenli bölgeye yerleştiremez miydik? Tabii gönüllülük esasıyla. Orada imkanlar sağlayamaz mıydık? Sağlardık. Güvenliğin olmadığı yerde insanlar yaşayabilir mi? Dolayısıyla bu sorun devam ettikçe insanlar kendi yaşadıkları şehirleri, ülkeleri terk ediyorlar. Libya’da, diğer taraftan Yemen’de evini terk eden insanlar var. Peki bu insanların geleceği ne olacak? Türkiye’de 5 senedir biz bu insanlara en iyi şekilde ev sahipliği yapıyoruz. Çalışma hakları tanıdık, eğitimle ilgili destekler veriyoruz. Fakat,Türkiye’de 500 binden fazla eğitim çağında Suriyeli var. Biz, bunların yaklaşık ancak üçte birine eğitim verebiliyoruz. Geriye kalan 350 bin civarındaki gencin geleceği ne olacak? Tüm bu sebepler bu insanları göçe zorluyor. Daha iyi bir gelecek için arayışlara sürüklüyor. Bu kadar insan Akdeniz’in, Ege’nin ortasında öldü. Bu insanlar bu riski niçin göze alabiliyorlar. Evlerini terk etmenin yanında, denizin ortasına nasıl atıyorlar kendilerini? Bir gelecek için, çocuklarının geleceğini kurtarmak için. İşte, o gün bir bebek, bir çocuk babasının elinden kaydı gitti, boğuldu ve cesedi kıyıya vurdu. Ondan sonra dünya uyanmaya başladı. İlla uyanmak için bunu görmek mi lazım?" diye konuştu.

"TERÖRLE İLGİLİ MÜCADELEDE DE HEP BİRLİKTE HAREKET EDERSEK BAŞARIRIZ"
Çavuşoğlu, "İşte bugün İstanbul’da da toplanan Suriyelilere bizim insanımızın yaklaşımıyla Avrupa’dakilerin yaklaşımı. İşte ayağına çelme takanlardan, yiyecek dağıtırken bile o insanları aşağılayan tutumla bizim insanımızın tutumları arasındaki fark da görülüyor. Diyoruz ki burada bunlara daha iyi bir gelecek sağlayalım, eğitimini de sağlayalım. Peki Türkiye’ye gelen uluslararası örgütlerden yardım miktarı ne kadar? 417 milyon dolar toplamı, BM üzerinden, ülkelerden gelen. Orada yardım etme, burada yardım etme. Sonra onların gelişine karşı çık. Ne olacak peki durum? Mültecilerle, göçmenlerle ilgili ve terörle ilgili bir olgu var. Eğer, siz gidip o terör örgütünü olduğu yerde yok etmezseniz DAİŞ olduğu gibi, zamanla terör örgütü size gelir. Şimdi, DAİŞ tüm dünyaya yayılmaya başladı, Batı ve Avrupa ülkeleri dahil. Türkiye de en büyük hedeflerden bir tanesi sınır komşusu olduğu için. Göçmenler ve mülteciler için, eğer o insanların evlerini terk etmek zorunda kalan insanların sorunlarını yaşadığı ülkede ve şehrinde çözmezseniz, bu çevre felaketi de olabilir, bir diktatör rejim de olabilir, ekonomik sıkıntılar da, terör de olabilir, sebebi ne olursa olsun eğer yerinde çözmezseniz o insanlar size gelir. Şu anda Batı’nın karşılaştığı durum da aynen budur. Mülteciler Türkiye’den ve Akdeniz’in her bölgesinden Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. Tabii ki en çok da kalkınmış ülkelere gitmeye çalışıyorlar. Bu sorunun çözümü için hep birlikte hareket etmemiz lazım. Terörle ilgili mücadelede de hep birlikte hareket edersek başarırız. Göçmen ve mültecilerin sorunları sadece uluslararası örgütlere ve insan hakları örgütlerine bırakmadan duyarlılık gösterip çözmek istersek o insanlar evlerini terk etmek zorunda kalmaz, o insanlar kendilerini denizin ortasına atmaz. Kaçakçıların eline düşmez, çocukları ve aileleriyle bu şekilde yollara düşmez" açıklamasında bulundu.
Sınırda bekleyen göçmenler için ne gibi adımların atılacağının sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Bu olağanüstü bir durum, normal bir uygulama değil. Bu konuda nasıl bir çare bulunur ilgili bakanlıklarımız gerekli çalışmaları yapıyor. Bu insanlara nasıl yardımcı olabiliriz, buna önem vermemiz lazım. Bu işin insani boyutunu ihmal etmememiz lazım" diye konuştu.
(İHA)
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...