Saraybosna
Bosna Savaşı'nda, 11 Temmuz 1995'te, dünyanın gözü önünde, Srebrenitsa şehrinde yapılan soykırımda hayatını kaybedenlerin yakınları, soykırımın üzerinden geçen 29 yıla rağmen o gün yaşanan acıları unutamıyor.
Srebrenitsa Soykırımı'nda babalarını, erkek kardeşlerini ve çok sayıda erkek akrabalarını; 3 yıl öncesinde ise Vlasenica'da eşlerini kaybeden kız kardeşlerden 58 yaşındaki Mulija Selimovic Hodzic ve ablası 60 yaşındaki Fatima Mekanic, savaş yıllarında yaşadıkları acı dolu günleri anlattı.
Hodzic, savaşın başladığı 1992'de, Vlasenica kentinde kocası ve 3 çocuğuyla yaşadığını; Sırpların, oturdukları bölgeye girmeleriyle büyük acılar yaşadıklarını söyledi.
Kocasının, kayınpederinin ve 4 kayınbiraderinin burada öldürüldüğünü ifade eden Hodzic annesi, babası, 2 erkek kardeşi ve gelinlerinin Srebrenitsa'ya kaçmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
Hodzic, Srebrenitsa'da amcasının 6 oğlundan 2'sinin güvenli bölgeye geçmeyi başardığını anlatarak "Amcamın torunları, eniştem ve teyzemin oğlu da orada öldürüldü. Annemin ve babamın kuzenleri ile çok sayıda komşumuz da soykırımda hayatını kaybetti." diye konuştu.
"Allah, Gazze ve Filistin'deki halkın yardımcısı olsun"
Srebrenitsa düştüğünde kendisinin çocuklarıyla Almanya'da mülteci olarak yaşadığını belirten Hodzic, "Almanya'dayken Srebrenitsa'da yaşananları televizyonda izledim. Çok zor anlardı. Tuzla'da yaşayan kız kardeşimle irtibattaydım. Kız kardeşim, Srebrenitsa'da hayatta kalmayı başaranların getirildiği bölgeye giderek orada annemi, gelinimizi ve çocuklarını buldu." dedi.
Hodzic, babasının ve erkek kardeşinin götürüldükleri yerde öldürüldüklerini ve toplu mezarlara gömüldüklerini duyduklarını anlattı.
Babasının ve erkek kardeşinin kemiklerinin 1996'da Zvornik'te ortaya çıkan toplu mezarda bulunduğunu belirten Hodzic, ikisinin de Potoçari Anıt Mezarlığı'nda defnedildiğini söyledi.
Hodzic, savaşta yaşananları halen unutamadığını dile getirerek "Potoçari'ye son gittiğimde babam ve erkek kardeşim için Yasin okudum. Beni bir şeyin orada kalmam için kendine doğru çektiğini hissettim. O hissi, sevdiklerini kaybetmeyenlerin anlaması ve kelimelerle anlatmak çok zor." ifadelerini kullandı.
Bugün Gazze'de yaşananları izlediğinde savaşta kendilerinin yaşadıklarını hatırladığını dile getiren Hodzic, "Yaşananlar çok üzücü. İzleyemiyorum bile. Çok zorlanıyorum, uyuyamıyorum. Allah, Gazze ve Filistin'deki halkın yardımcısı olsun." dedi.
"Rüyamda her zaman Çetniklerden kaçtığımı görüyorum"
Savaştan önce çok mutlu olduklarını belirten ve kocasını 1992'de kaybeden abla Mekanic de o dönemde iki kez Sırplara esir düştüğünü, kocasının ise Srebrenitsa'ya, askeri birlikle şehri savunmak için giderken öldürüldüğünü kaydetti.
Mekanic şöyle devam etti:
"Annemi ve kız kardeşimi bulduğumda, annem iyi durumda değildi. Kendini kaybetmiş gibiydi; bana sarılmadı, beni özlemediğini düşündüm ama babamın ve erkek kardeşimin Sırplar tarafından götürüldüğünü söylediler. Annem uzun bir süre uyuyamadı, Srebrenitsa'da yaşananları anlattığında neden uyuyamadığını iyi anlıyorum.
Savaştan önce babamız çalışıyordu, evimizde her zaman mutlu bir hava vardı. Her zaman o güzel anları hatırlıyorum. Rüyamda her zaman Çetniklerden kaçtığımı görüyorum. Her yıl cenaze namazları kılındığında, o gün yaşadıklarımıza geri dönüyorum. Her şeyi hatırlıyorum, çok zor."
Yaşadıkları acıları asla unutamadıklarını belirten Mekanic, "Evimizi yaktıklarında çok ağladım ama insanların öldürüldüğünü görünce evin hiçbir anlamı olmadığını gördüm." diye konuştu.
Mekanic, sokakta yürüyen yaşlıları gördüğünde babasını anımsadığını söyleyerek "Benim babam da öyle olabilirdi ama o artık yok." ifadesini kullandı.
Srebrenitsa'da ne oldu?
Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerce işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü.
Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı, 2007'deki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi.
Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.
Potoçari Anıt Mezarlığı'nda bugüne kadar 6 bin 751 kurban toprağa verilirken 250 kurban ailelerinin isteğiyle yerel mezarlıklara defnedildi. Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybeden ve cenazesine ulaşılamayan 1000'den fazla kişi bulunuyor.
Srebrenitsa soykırımının 29'uncu yıl dönümünde, 11 Temmuz'da, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 14 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı'na defnedilecek.