TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: (UAD kararı) İnsanlık vicdanının tarihi zaferi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: (UAD kararı) İnsanlık vicdanının tarihi zaferi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Yüksel, Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin danışma görüşünün "insanlık vicdanının tarihi bir zaferi" olduğunu söyledi.

Lahey

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) danışma görüşünün açıklanmasının ardından Lahey'deki Barış Sarayı önünde açıklama yaptı.

Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına dair danışma görüşünü açıkladı

Türkiye'nin TBMM Hukuk Heyeti olarak Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın eşgüdümü içerisinde bu süreci başından itibaren çok yakından takip ettiğini belirten Yüksel, "Bugün de Lahey'de adaletin safında yer aldık." dedi.

????

UAD'nin danışma görüşünü "insanlık vicdanının tarihi bir zaferi" şeklinde nitelendiren Yüksel, "Filistin halkının meşru hakları teyit edildi, İsrail'in işgal altındaki topraklarda yürüttüğü uygulamaların uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukukuna, uluslararası insan haklarına açıkça bir ihlal olduğu tespit edildi." diye konuştu.

Yüksel, Türkiye'nin ilk başta eş sunucu olarak BM Genel Kurulu'ndan konunun UAD'ye taşınmasını sağladığını hatırlatarak, "Ardından hem yazılı hem sözlü beyanlarımızla aktif biçimde bu karara katılım sağlamış olduk." ifadesini kullandı.

UNRWA milyonlarca Filistinli için yaşamsal kurum

UAD'nin bugün açıkladığı danışma görüşünün odağında, UNRWA'nın faaliyetlerinin kısıtlanması meselesinin yer aldığını bildiren Yüksel, şunları kaydetti:

"UAD, işgal altındaki Filistin topraklarında yürütülen insani yardım faaliyetlerinin engellenmesini, uluslararası hukukun ve insancıl hukukun açık ihlali olarak açıkça değerlendirmiştir. UNRWA yalnızca bir yardım kurumu değildir, milyonlarca Filistinlinin eğitimden tutun da sağlığa, gıda ve barınma hakkına erişimini sağlayan yaşamsal bir kurumdur Filistinliler için."

Yüksel, UNRWA'nın engellenmesinin sivil nüfusa yönelik dolaylı ama sistematik bir saldırı anlamına geldiğini vurgulayarak, "Aslında doğrudan da bir saldırı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir." dedi.

Yaklaşık 13 bin yerel çalışanıyla UNRWA'nın Filistin'de ve çevre ülkelerde faaliyet gösterdiğini belirten Yüksel, "(UNRWA) Bölgenin en geniş ölçekli insani yardım ağına sahiptir. Ajansın okulları, hastaneleri ve dağıtım merkezleri, Gazze'deki insani yaşamın son halkası niteliğindedir." diye konuştu.

Yüksel, UNRWA'nın faaliyetlerinin askıya alınması sebebiyle milyonlarca Filistinlinin açlık, hastalık ve yoksulluğun pençesine itildiğine işaret ederek, "Bu boşluğu doldurmak için Gazze İnsani Yardım Vakfı gibi girişimlerde bulunulmuş olsa da insani yardımın yerini alan bir dağıtım mekanizması görüntüsü altında gerçekte yardımın bir silah haline getirildiği bir sistemi işletmiştir İsrail." ifadesini kullandı.

Bombaların susması adaletin tecelli ettiği anlamına gelmez

Türkiye'nin, UAD kararını 10 Ekim 2025'te ilan edilen ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve Gazze'de insani dengenin yeniden kurulması bakımından son derece kıymetli gördüğünü belirten Yüksel, ancak ateşkesin varlığının, hukuksuzluğu ortadan kaldırmadığını vurguladı.

Yüksel, "Bombaların susması, ki aslında ateşkesten sonra dahi 100'e yakın masum Filistinli Gazze'de öldürüldü, adaletin tecelli ettiği anlamına gelmez. İki yılı aşkın süredir devam eden yıkımın, binlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan saldırıların ve insani yardımların kasten engellenmesinin hesabı mutlaka ama mutlaka sorulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

UAD'nin açıkladığı tarihi kararın, bu süreci destekler mahiyette olmasının hem ateşkesin kalıcılığı hem de sahadaki insani denge açısından belirleyici bir rol oynayacağını ifade eden Yüksel, Türkiye'nin UAD'deki bütün süreçleri cezasızlık algısının kırılması ve adaletin yerini bulması amacıyla yakından takip etmeye devam edeceğini kaydetti.

Küresel adalet anlayışının güçlendirilmesi için tarihi dönüm noktası

Yüksel, bu sürecin yalnızca Filistin halkının haklı davası açısından değil, aynı zamanda küresel adalet anlayışının güçlendirilmesi ve uluslararası hukukun bütünlüğü açısından da tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Ayrıca Yüksel, UAD'nin soykırım davası sürecini hızlandırmasının ve işlenen suçların cezasız kalmaması açısından hayati önem taşıdığını hatırlattı.

Adalet tecellisinin yalnızca mağdurlar için değil, uluslararası hukukun güvenilirliği açısından da zorunlu olduğunu belirten Yüksel, "UAD'nin bugün ortaya koyduğu bu görüş, bu karar, soykırım suçunun tüm unsurlarının araştırılması, maddi ve manevi unsurlarının araştırılması ve faillerin adalet önünde hesap vermesi yönündeki beklentiyi güçlendirmiştir." dedi.

Yüksel, soykırım davası sürecinin süratle sonuçlandırılması ve tüm faillerin uluslararası hukuk önünde hesap vermesinin önemine değinerek, "Bu adım yalnızca Filistin halkına değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlara verilecek en güçlü cevap olacaktır. Cezasızlık sona erdiğinde adaletin dili yeniden evrensel bir anlam kazanacaktır." ifadesini kullandı.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...