Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 2019'dan bu yana yaptığımız beş toplantıda 91 karar aldık

ÇOK OKUNAN HABERLER
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 2019'dan bu yana yaptığımız beş toplantıda 91 karar aldık

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu'nun 2019'dan yaptığı beş toplantıda 91 karar aldığını, bu kararların yüzde 93'ünün sahada başarıyla uygulamaya geçtiğini bildirdi.

Ankara

Yılmaz, Grand Ankara Hotel'de düzenlenen "Hayat Boşluk Kabul Etmez Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi"ne katıldı.

Buradaki konuşmasında bağımlılıkla mücadeleyi, milletin bekasını ve toplumsal düzeni doğrudan ilgilendiren hayati bir öncelik olarak gördüklerini belirten Yılmaz, bu alanda yürütülen çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu gayreti ve sahadaki katkısını önemli bir zemin olarak değerlendirdiklerini ifade etti.

Yılmaz, devlet, kamu, sivil toplum ve akademinin bir araya gelmesinin çok daha etkin bir mücadele için çok daha güçlü bir zemin teşkil ettiğini kaydederek, bu alanda yürütülen çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu gayreti ve sahadaki katkısını çok önemli gördüklerini söyledi.

Bugünkü programın, farkındalığı artıran, iyi uygulamaları öne çıkaran, iş birliğini güçlendiren ve mücadelenin toplumsal ayağını genişleten etkili bir platform olacağına inandığını ifade eden Yılmaz, bağımlılık denen meselenin, tek bir davranışa ya da tek bir maddeye indirgenebilecek kadar dar bir alan olmadığına dikkati çekti.

????

"Politikalarımızı bütüncül bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çoğu zaman gündelik hayatın akışı içinde, fark edilmesi güç olan küçük adımlarla başlayan, zaman içinde bireyin iradesini törpüleyen bir alışkanlık kıskacına dönüştüğünü dile getirerek, "Toplumsal düzen içinde aykırı davranarak görünürde özgür davranıyor gibi görünen bazı bireylerin, bu bağımlılıklarla gerçekte özgürlüklerini yitirdiklerini ve maalesef hem kendileri hem toplum için büyük bedeller ödemek zorunda kaldıkları bir sorundan bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.

Tütün ve alkolün zararlarına değinen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Uyuşturucu maddelerle mücadelede karşılaştığımız çok katmanlı tablo söz konusu. Ayrıca dijital dünyanın kontrolsüz alanlarda büyüyen yeni tehditler ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu nedenle politikalarımızı herhangi bir bağımlılık türüne odaklayarak değil; bu geniş yelpazeyi aynı anda gören, risk faktörlerini erken aşamada tespit eden ve önlemeye odaklı bütüncül bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz. Bu sorunlara düçar olmuş kardeşlerimizi kurtarmak için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Fakat onun ne kadar meşakkatli ve başarı düzeyinin de ne ölçüde olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla aslolan insanlar böyle bir soruna sahip olmadan riskli grupları tespit edip, riski ortadan kaldırmamız."

"Riski yönetemeyen krizi yönetmek zorunda kalır" diyen Yılmaz, "Riskli grupları belirleyeceğiz ki bu riskleri azaltma imkanımız olsun." dedi.

Bu noktada eğitim kurumlarının önemine dikkati çeken Yılmaz, yeni teknolojilerle riskli çocukları, mahalleleri, okulları, haneleri tespit edip bunlarla ilgili çalışması gerektiğini vurguladı.

Yılmaz, risklerin iyi tayin edilmesi durumunda başarı şansını yükseltmiş olacaklarını söyledi.

"Hem ulusal hem yerel düzeyde ele alıyoruz"

Hem madde bağımlılıklarını hem davranışsal bağımlılıkları değerlendirdiklerini, önleyici adımlardan rehabilitasyona kadar tüm süreci hedef kitleler bazında risk faktörlerine odaklı bir bakış açısıyla hem ulusal hem yerel düzeyde ele aldıklarını anlatan Yılmaz, merkezi politikalarla yerel düzeydeki politikalar arasındaki ilişkinin çok iyi kurgulanması gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bağımlılıkla mücadelenin tüm boyutlarıyla yönetilmesi, güçlü bir iradenin yanı sıra, aileler ve sivil toplumun da katılımıyla işbirliğine dayalı topyekun bir mücadeleyi ve kesintisiz bir koordinasyonu gerektirdiğini söyleyerek, bu anlayışla ülke genelindeki çalışmaları Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu çatısı altında topladıklarını ifade etti.

Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu'nun Milli Eğitim'den İçişleri'ne, Adalet'ten Sağlığa kadar 12 Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu temsilcilerini içeren bir platform olduğunu anlatan Yılmaz, topyekun mücadele için Kurul çalışmalarında Yeşilay gibi sivil toplum örgütleri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversitelerle de yakın işbirliği yaptıklarını dile getirdi.

Yılmaz, Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulları ve altındaki teknik ekipleri oluşturduklarını aktararak, illerde ve ilçelerde risk analizi bazlı çalışmalarla, yerelin kendine özgü risklerini dikkate alan koruyucu ve önleyici çalışmalar yaptıklarını bildirdi.

Her toplantıda kurumların sahadan gelen ihtiyaçları aktardığını, alınan kararların ilerleyişinin değerlendirildiğini, risk alanlarının ortak akıl ile ele alındığını anlatan Yılmaz, "2019'dan bu yana yaptığımız beş toplantıda 91 karar aldık. Bu kararların yüzde 93'ü sahada başarıyla uygulamaya geçti. Elde ettiğimiz bu sonuç, devletimizin bağımlılıkla mücadelede ortaya koyduğu kararlılığın somut göstergesidir. Ancak yaptıklarımızı yeterli bulmuyoruz, değişen ve sürekli evrilen yeni nesil riskler karşısında özellikle sahada daha etkili sonuçları mümkün kılacak tedbirleri ve önerileri titizlikle ele almaya devam ediyoruz." diye konuştu.

"Çok yönlü bir mücadele yöntemi oluşturduk"

Kamu kurumlarının sağlık, güvenlik, sosyal hizmet ve eğitim alanlarındaki çalışmalarının güçlü bir çizgide buluşmasını sağlayan çok yönlü bir mücadele yöntemi oluşturduklarını dile getiren Yılmaz, "Bu modelin temel dayanağını 2024–2028 dönemini kapsayan üç ulusal strateji belgesi oluşturuyor: Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı, Tütün Kontrolü Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı." dedi.

Cevdet Yılmaz, bu stratejilerin, kurumların yıllık hedeflerine kadar uzanan takvimiyle 2028'e kadar tüm faaliyetleri bir çerçeveye oturttuğunu aktararak, böylece önleyici, koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici tüm adımların ortak bir yol haritası üzerinden ilerlediğini söyledi.

Sigarayı bırakma hizmetlerinden fiyatlandırma politikalarına, pasif etkilenimin önlenmesine kadar geniş bir yelpazede mücadele ettiklerini kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:

"Son bir yılda 478 yeni sigara bırakma polikliniğinin hizmete girmesiyle, ülke genelindeki merkez sayısı 1016'ya ulaştı. Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz; 2025 yılında 90 bin kutu ilacı vatandaşlarımıza ulaştırdık ve bu tedavi imkanlarından bugüne kadar 1 milyon 600 bin vatandaşımız istifade etti. ALO 171 hattı üzerinden yılın 11 ayında 339 binin üzerinde çağrıya cevap verildi. Bu hat, tütün bağımlılığıyla mücadelede en hızlı ve en erişilebilir danışmanlık kanallarından biri haline geldi."

"137 bini aşkın metruk binayı tespit ettik, bu yapıları yüzde 88 oranında kontrol altına aldık"

Uyuşturucu ile mücadeleyi, toplum sağlığını ve güvenliğini doğrudan etkileyen en kritik başlıklardan biri olarak ele aldıklarını kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Güvenliğini diyorum çünkü hapishanede olan insanların üçte birinden fazlası uyuşturucudan dolayı hapiste. Geri kalan suçların da kök sebeplerine inecek olursanız uyuşturucu veya bağımlılıkla ilişkisini görürsünüz. Bu konu bir güvenlik meselesi. Ama aynı zamanda ekonomik mesele elbette. Bunun oluşturduğu büyük kayıplar var. Sadece bu mücadeleyi yaparken harcadığımız kaynaktan bahsetmiyorum, insanı kaybediyorsunuz, en değerli varlık, en büyük servet. Yetişmiş, donanımlı, ülkesine fayda sağlayacak bir nüfusun zararlı etkilerde bulunur bir noktaya gelmesi en büyük ekonomik kayıplardan bir tanesi."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, son yıllarda sentetik maddelerde görülen küresel artışa rağmen Türkiye'de kullanımının düşük seviyelerde tutulmasının önemli bir başarı olduğunu belirterek, ancak bunun kararlı şekilde sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

Uyuşturucuya erişimi kolaylaştıran çöküntü alanlarını ortadan kaldırmak için yürütülen çalışmalar kapsamında 137 bini aşkın metruk binanın tespit edildiğini, bu yapıların yüzde 88 oranında kontrol altına alındığını bildiren Yılmaz, gençleri korumayı önceleyen "Önleyici ve Koruyucu Hizmet Modeli" ile okullar, mahalleler ve sosyal çevrelerin düzenli olarak tarandığını, öğretmenler ve aileler için risk işaretlerini tanıtan eğitim modüllerinin yaygınlaştırıldığını söyledi.

"AMATEM ve ÇEMATEM merkezlerinin sayısı bugün 144'e çıktı"

Tedavi ve rehabilitasyon kapasitesinin de önemli ölçüde güçlendiğini belirten Yılmaz, "2014'te 30 olan AMATEM ve ÇEMATEM merkezlerinin sayısı bugün 144'e çıktı. Yatak kapasitesi 712'den 1582'ye yükseldi. Buradaki başarı oranı nedir? Rakam vermek istemiyorum, çok çok düşük. Bunu yükseltmemiz gerekiyor." dedi.

Yılmaz, tıbbi tedavi sonrasında aynı ortamlara çocukların, gençlerin tekrar gönderilmesi durumunda çalışmaların büyük bir kısmının boşa gittiğini söyledi.

Bağımlı Hastalar İçin Rehabilitasyon (BAHAR) modelinin 20 merkezde uygulanması, bireyin topluma yeniden güvenli bir bağ kurmasını mümkün kılan önemli bir çalışma olduğunu dile getiren Yılmaz, "Sivil toplumun da burada önemli bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu kurumlardan çıkan kardeşlerimizi farklı bir sosyal ortama kavuşturmak ve o tedaviyi kalıcı kılmak çok kıymetlidir." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma Hattı ise yılın ilk on ayında 34 bini aşkın çağrıya cevap vererek vatandaşlara kesintisiz iletişim imkanı sunduğunu belirtti.

"Dijital risklerin tanınmasını sağlayan yeni modüller hazırladık"

Cevdet Yılmaz, bağımlılık konusunu maddi türlerle sınırlı görmediklerini, dijital oyun, sosyal medya, çevrim içi kumar ve kontrolsüz internet kullanımı gibi davranışsal bağımlılık alanlarını da ciddi bir şekilde ele aldıklarını anlatarak, Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Strateji Belgesi'nin, farkındalık çalışmalarından güvenli dijital ortama, eğitim modüllerinden erken uyarı mekanizmalarına kadar uzanan kapsamlı çerçeve sunduğunu söyledi.

Bu çerçevenin sahada güçlü karşılık bulması için özellikle çocuklar ve gençler üzerinde yoğunlaşan koruma hattı oluşturduklarını aktaran Yılmaz, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı ve Okul Bağımlılıkla Mücadele Programı kapsamında içerikleri güncellediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerin dijital riskleri tanımasını sağlayan yeni modüller hazırladıklarını, bu programlarla hem farkındalığı artırdıklarını, hem de riskli davranışlara yönelik erken müdahale kapasitesini güçlendirdiklerini belirtti.

Dijital dünyanın çocuklar üzerinde oluşturduğu baskıya karşı güvenli internet uygulamalarının yaygınlaştırıldığını, sosyal medya platformlarındaki zararlı içeriklere yönelik denetim ve bildirim mekanizmalarının geliştirildiğini belirten Yılmaz, çevrim içi kumar ve benzeri yasa dışı mecralara erişimi sınırlandıran teknik altyapıyı sürekli güncellediklerini, hukuk çerçevesinde etkili bir takip mekanizması işlettiklerini söyledi.

Rehberlik araştırma merkezleri, sağlıklı hayat merkezleri ve Yeşilay danışmanlık birimleri üzerinden verilen eğitimlerle ebeveynleri desteklediklerini, aile içi iletişimi güçlendiren çalışmalar yaptıklarını kaydeden Yılmaz, bu sayede dijital ortamda ortaya çıkan yönlendirmelerin çocuklar üzerinde oluşturduğu kırılganlığı azaltmayı, gençleri kendi hayatlarını şekillendirebilecek sağlıklı bir iradeye kavuşturmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Yılmaz, TBMM bünyesinde oluşturulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu'nun siber zorbalığa karşı etkili denetim mekanizmalarının kurulması, dijital okuryazarlık eğitimlerinin etkili hale getirilmesi gibi bir çok çalışma olduğunu söyledi.

"Eylem Planı'nda 7 öncelik belirledik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumarla mücadelede son bir yıl içerisinde çok önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Yılmaz, bu konuda bir eylem planı oluşturduklarını ifade etti.

Burada dünyada büyük bir finansal yapılanmanın söz konusu olduğunu, Türkiye'nin de bundan etkilendiğini belirten Yılmaz, "Bu kapsamda bir eylem planı oluşturduk. Kamuoyuyla bunun detaylarını paylaşmadık ama ilgili tüm kurumlarımıza her biri hangi işi yapacaksa o konudaki sorumluluklarını gösteren eylem planlarını ilettik. Sadece dijital ortamda bu ortamı engelleyici faaliyetleri değil, işin finansal tarafına da dikkatle baktık. Çünkü yasa dışı bahis, kumar meselesini en iyi takip edeceğiniz yer finansal akımlar. Mali Suçları Araştırma Kurulu'nu (MASAK) bu çerçevede görevlendirdik. MASAK'ın yaptığı çalışmalarla bu yasa dışı bahis, kumar konularında önemli adımlar attık." diye konuştu.

Eylem Planı'nın Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile yürürlüğe konulduğunu belirten Yılmaz, "Tüm kurumlarımıza ödevlerini iletmiş olduk. Bunun sonuçlarını şimdiden görüyoruz." dedi.

Yılmaz, Eylem Planı'nda 7 öncelik belirlediklerine işaret ederek, "Elektronik haberleşmede teknik tespit ve müdahaleden finansal sistemde önleme ve denetime, kolluk ve adli kapasitenin güçlendirilmesinden cezai müeyyidelerin caydırıcılığına, toplumsal farkındalık ve bağımlılıkla mücadeleden reklam ve tanıtım düzenlemelerine ve uluslararası iş birliğinin geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazede bu eylem planını hayata geçiriyoruz." ifadelerini kullandı.

Bağımlılıkla mücadelenin geniş bir toplumsal sorumluluk alanı oluşturduğunu, kamu kurumlarından özel sektöre ve sivil topluma uzanan güçlü bir işbirliğini gerektirdiğini kaydeden Yılmaz, toplumsal gelişimin ve kalkınmanın dinamik bir gücü haline gelen sivil toplumun bu kapsamda kapasitesinin güçlendirilmesi, kamu, özel sektör ve STK'lar arasındaki işbirliğinin ve iletişimin artırılmasının mücadeleye önemli faydalar sağladığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sivil toplum kuruluşlarının, sahadaki güçlü varlıkları, toplumsal duyarlılıkları, insana odaklı yaklaşımları ve gönüllülük esasına dayalı çalışmalarıyla sahada önemli bir fark oluşturduğunu dile getirdi.

"Bağımlılıkla mücadelede daha güçlü bir küresel işbirliği hattı kurmamıza imkan sağlıyor"

Yılmaz, ülkenin dört bir yanında fedakarca çalışan dernekler ve gönüllülerin kimi zaman bir gencin hayatına dokunduğunu, kimi zaman bir ailenin kapısını çaldığını, kimi zaman da toplumu kuşatan güçlü farkındalık çalışmalarıyla sahada etkili bir dönüşüme öncülük ettiğini anlattı.

Farkındalık eğitimlerinden danışmanlık hizmetlerine, gençlere yönelik koruyucu programlardan rehabilitasyon sonrası sosyal uyum çalışmalarına uzanan bu geniş çerçevenin, kamu politikalarını sahada güçlendiren çok değerli bir ortaklığa dönüştüğünü ifade eden Yılmaz, bu ortaklığın gücünü artıran en önemli değerin toplumumun dayanışma kültürü olduğunu vurguladı.

Ailenin, mahallenin, okulun ve gönüllü teşebbüslerin kurduğu destek halkalarının bireyi yalnız bırakmayan, kırılganlıkları azaltan ve bağımlılığa karşı koruyucu bir sosyal ağ oluşturan güçlü bir yapı ortaya çıkardığını kaydeden Yılmaz, "Bu zirve, ülkelerin deneyimlerini, bilimsel birikimlerini ve sahadaki uygulamalarını ortak bir zeminde buluşturarak bağımlılıkla mücadelede daha güçlü bir küresel işbirliği hattı kurmamıza imkan sağlıyor. Farklı ülkelerden uzmanların, akademisyenlerin, gönüllülerin ve saha çalışanlarının katkıları; yeni yöntemlerin geliştirilmesine, iyi uygulamaların paylaşılmasına ve mücadeleye dair ortak bir anlayışın oluşmasına katkıda bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Bağımlılıkla mücadelenin süreklilik talep eden bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Yol haritamız net, irademiz sağlamdır. Güç birliği içinde çok daha etkili sonuçlar alacağımıza inancımız tamdır." dedi.

Programda Hayat Boşluk Kabul Etmez Bağımlılıkla Mücadele ve Eğitim Derneği Başkanı Dr. Mustafa Uzun, Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da birer konuşma yaparken, bağımlılıkla mücadeleyi kazanmış Deniz Rahimoğlu ise mücadele hikayesini anlattı.

Programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tebrik telgrafı gönderdi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER