İsrail, Gazze'de tarihi mirası da yok ediyor

ÇOK OKUNAN HABERLER
İsrail, Gazze'de tarihi mirası da yok ediyor

Fransız Yakın Doğu Enstitüsü araştırmacısı arkeolog Simon Brelaud, 1 yılı aşkın süredir İsrail'in saldırılarına maruz kalan Gazze Şeridi’nde, tarihi eserler ve arkeolojik sit alanlarının, Gazze tarihinin izlerinin yok edilmeye çalışıldığını belirtti.

Paris

Anadolu Ajansının (AA) "İsrail'in Gazze'ye Soykırım Saldırısı" başlıklı dosyasının yedinci ve son haberinde, AA muhabiri, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının bölgedeki tarihi yapıların ve arkeolojik sit alanlarının yıkımına nasıl yol açtığını ve bölgedeki kültürel soykırımın Gazzeliler ve bilimsel araştırmalar üzerindeki etkilerini ele aldı.

İsrail'in saldırıları sırasında Gazze'deki okullar, hastaneler ve konutlar ile kültürel ve arkeolojik yapılar ciddi zarar gördü.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosunun (PCBS) verilerine göre, Gazze Şeridi'nde 300 binden fazla yapı kısmen zarar gördü veya tamamen yıkıldı.

Gazze'de 60 bin 368 bina, 823 cami, 3 kilise, 136 okul veya üniversite tamamen yıkılırken 355 okul veya üniversite hasar aldı.

Bu yıkım, İsrail’in bölgede "kültürel soykırım" işlediği değerlendirmelerini de beraberinde getirdi.

Filistin'in eski Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Elias Sanbar, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen bir konferansta, İsrail'in Filistinlilerin kültürünü de yok etmek istediğini söyledi.

Arkeolog Simon Brelaud da İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaptığı kültürel yıkıma ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Brelaud, 2013'te kendisi gibi arkeologlardan oluşan bir ekiple Gazze'de kazılardan çıkarılan eserler üzerine çalıştığını belirtti.

Gazze'de bulunduğu süreçte kazılarda zorluk yaşandığını gözlemlediğini aktaran Brelaud, sahadaki mevcut durumla ilgili bilgileri bölgedeki Filistinli meslektaşlarından aldığını, onların da sahada bilgi edinmekte zorlandığını anlattı.

"Çoğu kişi gibi (Gazze'ye) gidemedim. Gazetecilik açısından durumun nasıl olduğunu biliyorsunuz." diyen Brelaud, arkeoloji çalışmalarının ne durumda olduğunu belgeleme hususunda ise sorun yaşadıklarını kaydetti.

Gazzeli tarihçi ve arkeolog Hayam al-Betar'ın, "İsrail'in saldırıları sonucunda tarihi alanlarının yüzde 95'inin etkilendiği" yönündeki değerlendirmesini aktaran Brelaud, bunun, söz konusu alanların çok fazla hasar gördüğü; tamamen veya kısmen yıkıldığı anlamına geldiğini ifade etti.

Bunların arasında tarihi alan ve binaların yanı sıra arkeolojik sit alanlarının da olduğunu kaydeden Brelaud, "(Bu alanların) Bazıları restore edilmiş, bazıları incelenmiş ve bazıları ise incelenmeyi bekliyordu. Bu tür alanlar yıkıldı veya hasar gördü." diye konuştu.

Tell es-Sakan arkeolojik sit alanı tamamen yıkıldı

Brelaud, Gazze ve Refah'ta yıkılan birçok arkeolojik sit alanı olduğuna işaret ederek "Belki de daha önemli bir alan olan Tell es-Sakan'ın tamamen yıkıldığı hatta mevcut işgalci güçlerce buldozerlerle tesviye operasyonları yapıldığı belirtiliyor." dedi.

İsrail ordusunun tünel aramak için de girişimlerde bulunduğu ve bombardımanların henüz incelenmemiş arkeolojik alanları da etkilediğini kaydeden Brelaud, "Bu, Gazze'de arkeolojinin geleceği için birçok soruyu gündeme getiriyor. Birçok durumda artık bu soruları gündeme getiremeyeceğiz ancak araştırmaların geleceğinin tamamen yok olduğunu gözlemleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Brelaud, Gazze'de yağmalanan müzeler olduğunu, birçok tarihi yapının ve kazı yapılmayı bekleyen bazı arkeolojik sit alanlarının da yok edildiğini kaydetti.

Fransız arkeolog, hasar gören bazı tarihi yapıların restore edilebileceğini ancak arkeolojik sit alanlarının sonsuza kadar kaybedildiğini vurguladı.

Brelaud, Gazze ve çevresindeki kentlerin, Filistin ve Orta Doğu'nun tarihi için son derece önemli olduğunu söyledi.

Öte yandan Fransız arkeolog, tütsü ticaretinin limanı olan Gazze'den Baharat Yolu'nun geçtiğini anımsattı.

Gazze'nin, tarihinin büyük bir diliminde zengin bir kent olduğuna dikkati çeken Brelaud, "Bu bilgi kayboluyor ve bu, Gazze halkının tarihi için çok önemli." diye konuştu.

"Bir yapıya bakarak Gazze'nin tüm tarihi boyunca yolculuk yapmış oluyorduk"

Brelaud, Gazze'de yüzölçümüne ve nüfusuna kıyasla birçok üniversitenin bulunduğunu ifade ederek bölgedeki eğitim seviyesinin yüksek olduğunun altını çizdi.

Arkeolog Hayam al-Betar'ın, bölgede yıkılan yapıları yeniden inşa veya restore etmek için yıllar gerekeceğini, bazı yapıların yeniden restore edilemeyeceğini belirttiğini aktaran Brelaud, şunları kaydetti:

"Gazze Şeridi'nde ziyaret edilen, son derece dikkati çekici 3 yapı vardı. Gazze'de bulunan eşyaların sergilendiği müze olan Paşa Sarayı... Tarihinin büyüklüğü nedeniyle son derece önemli bir yapı olan Gazze'nin Ulu Camisi olan Büyük Ömer Camisi, kiliseye ve ardından camiye dönüştürülen muhtemelen pagan bir tapınaktı. Sadece bir yapıya bakarak Gazze tarihinin büyük bir kısmında yolculuk yapmış oluyorduk. Gazze'de son derece önemli bir diğer yapı, Aziz Hilarion Manastırı'ydı; doğrudan bombalanmamış, bu bir istisna, muhtemelen çevredeki bombardımanlar nedeniyle hasar aldı."

Brelaud, Gazze'de insanlar gibi tarihi mirasın da hayatta kalmasının önem taşıdığını belirtti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER