Türk Dünyası ve İslâm Âlemi Dayanışma Platformu, Fatih Camiinde Cuma namazında buluşuyor

ÇOK OKUNAN HABERLER
Türk Dünyası ve İslâm Âlemi Dayanışma Platformu, Fatih Camiinde Cuma namazında buluşuyor

Türk Dünyası ve İslâm Âlemi Dayanışma Platformu, Kazakistan’daki son gelişmeler üzerine Fatih Camiinde Cuma namazı sonrasında basın açıklamasında bulunacak

Türk Dünyası ve İslâm Âlemi Dayanışma Platformu, çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu ile birlikte Kazakistan’daki son gelişmeler üzerine Fatih Camiinde Cuma namazı sonrasında basın açıklamasında bulunacak. Platform tarafından konu ile ilgili yapılan açıklama şöyle:

TÜRK DÜNYASI VE İSLÂM ÂLEMİ DAYANIŞMA PLATFORMU 

BASIN AÇIKLAMASI

A -GENEL

1. Basın Açıklaması yeri ve Zamanı

2. 14.OCAK CUMA NAMAZI Çıkışı Saat:14:00 Fatih Camii

Basın Açıklaması’na katılan STK

KIZILELMA PLATFORMU

KARDEŞİNLE OL TÜRKİYE GRUBU

ANESİAD, ANADOLU ESNAF SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

OSMANLI TURAN TEŞKİLATI

ASDER, ADALETİ SAVUNANALAR DERNEĞİ

TÜRKİSTAN BİRLİĞİ DERNEĞİ

ADALET PLATFORMU

TÜRKİYE AİLE BİRLİĞİ

TÜRKMENİSTAN TÜRKİYE DAYANIŞMA PLATFORMU

ÖZBEKLER BİRLİĞİ

CAN AZERBAYCAN KARABAĞA ÖZGÜRLÜK GRUBU

DÜNYA ÇOCUK HAKLARI DERNEĞİ

İYİLİK İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

KENGEŞ EĞITIM VE YARDIMLAŞMA DERNEĞI

KAFKASDER ÇEÇEN KAFKAS MUHACIRLERI YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞI

TÜRKISTAN ELLERI EĞITIM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞI

İSMAIL GASPIRALI KIRIM EĞITIM VE KÜLTÜR DERNEĞI

AFGAN-TÜRK DOSTLUK KONSEYI DERNEĞI

SURIYE TÜRKMEN DERNEKLER FEDERASYONU

TÜRKISTAN ELLERI EĞITIM KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞI

SÜRGÜNDEKI DOĞU TÜRKISTAN HÜKÜMETI

DOĞU TÜRKISTAN EĞITIM VE YARDIMLAŞMA DERNEĞI

TÜRKISTAN ELLERI EĞT. ARŞ. DERNEĞI

AVRASYA FEDERASYONU

DOĞU TÜRKISTAN KADINLAR KOMITESI

ULUSLARARASI ASILSIZ ERMENI İDDIALARIYLA MÜCADELE DERNEĞI (ASİMDER)

ULUSLARARASI SIIRT TARIH VE TANITIM DERNEĞI (USTTAD)

3. Genel Kurallar ve Taşınacak Afiş/Dövizler

a. Basın açıklamasının maksadı Kardeş Ülke Kazakistan’a destek vermek, uluslararası konjonktürde Kazak Türkleri’nin yalnız olmadığını duyurmaktır. Ayrıca, Kazakistan’da güven ortamının oluşturulması ve ekonomik anlamda destek olunmasını en üst düzeyde teklif etmektir.

b.Meydanda maksadı dışında slogan atılmayacaktır. Aşağıda pankartlarda yazılacaklar dışında slogan atılmayacaktır.

c. Ellerde Türkiye ve Türk Devletleri teşkilatı Üyesi ülke bayrakları olacaktır. Farklı ülke vatandaşı katılan olursa onlar kendi ülke bayrakları ile Basın Açıklamasına gelebilirler.

d. Taşınacak Dövizlerde yazılacaklar:

KAZAKİSTAN ATAYURTTUR, VATANDIR.

KAZAKİSTAN’IN YANINDAYIZ.

TÜRK DÜNYASI KAZAKİSTAN İLE OMUZ OMUZA.

TÜRKİYE-KAZAKİSTAN EL ELE.

ATAYURT KAZAKİSTAN’A, ANAYURT’TAN BİN SELAM

KAZAKİSTAN’DA BİRLİK, TÜRK YURTLARINDA BİRLİK

NE İNGİLTERE, NE ABD, NE ÇİN.. HER ŞEY VATAN İÇİN.

BEŞLİ ÇETENİN TÜRKİSTAN KUŞATMASINA HAYIR. 

B- Program İçeriği

1. Kurân-ı Kerim Okunması 

a. (Fetih Süresi: 1-7. Ayetler) ve Meâlinin arzı.

Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. ﴾1﴿

Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin. ﴾2-3﴿

O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾4﴿

Bütün bunlar Allah'ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır. ﴾5﴿

Bir de, Allah'ın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir! ﴾6﴿

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾7﴿

2- Türkiye ve Kazakistan’ın Millî Marşlarının çalınması

3- Basın Açıklaması

Mefkûresinde Birlik ve Beraberlik olan, İslâm Coğrafyası’nın ve Mazlum İnsanlığın Ümidi Büyük Türk Milleti..

Adriyatik’ten Japon Denizine,

Finlandiya’dan Hindistan’a…

Gittiği her coğrafyaya barış, adalet ve medeniyet nurları götüren Büyük Türk Milleti’nin tarihin en derininden bugüne dâima bağımsız kalmış boylarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti Halkına ve Yöneticilerine…

Uluslararası emperyalizmin yeni bir kaos ve fitne alanı oluşturmasından endişe ettiğimiz Atayurdumuz, Hoca Ahmed Yesevi Dedemizin yurdu, Orta Asya’daki en büyük Vatanımız Kazakistan’ımızın halkına ve yöneticilerine…

Hâsılı Aziz Türk Milleti.

Türklerin, Türk Devletler Topluluğu’nu kurarak birlikte hareket etme gayretleri İngiltere ve ABD başta olmak üzere Batı'yı, Rusya'yı ve Çin'i çok rahatsız etmiştir.

Türk Cumhuriyetleri'ndeki alfabe ve dil birliği gayretleri dahi kardeş cumhuriyetleri hedef haline getirmektedir.

Medeniyet Coğrafyamızdaki tüm devletlerimiz ki halkının tamâmına yakını Müslüman’dır, yabancı istihbarat servislerinin, içerimizdeki işbirlikçi kuklaları, bir kısım medya organları, sosyal medya gurupları ve değişik vâsıtalarla yurtlarımızdaki güven ortamımızı her anlamda kaybettirilerek ülkelerimizi adeta patlamaya hazır hale getirmektedirler.

Maâlesef yönetimlerden de kaynaklanan rahatsızlıklar, ekonomik güçlükler, sosyal adaletsizlik gibi görünür sorunlar da vatandaşları devlet ile karşı karşıya getirebilmektedir.

Ancak, sebebi ne olursa olsun, yağma, talan ve cinayete dönüşen hiçbir hareket masum değildir.

Kazakistan’da halkın sabrını taşıran aşırı zam oranları insanları sokağa dökmüştür. Görünen sebep budur.

Olayların bastırılmasında ölü sayısı tahminin çok üzerine çıkmasına rağmen olaylar güçlükle durdurulmuştur. 

Kazakistan Ordusu ve Emniyet Mensuplarından bir kısmının yağmacılarla hareket ettiği söylenmektedir. Biz bunları Gezi Olayları’ndan ve 15 Temmuz’dan biliyoruz.

Kazakistan, Rusya'yı yardıma çağırmıştır. 

Türk Millî Tarihi’ne bakınız. Kazakistan’ı kuran atababalarımıza bakınız. Tamâmı gücünü kendi halkından alarak hareket etmiştir. Kendi halkında karşılığı olmayan yönetimlerin sonu başarısızlık, ülkenin âkıbeti karanlıktır. Bu itibarla mevcut yönetim, katılımcılığı esas alan yeni reform ve düzenlemeleri ivedilikle yapmalı, sosyal adaleti her anlamda tesis etmelidir. 

Kazakistan’ımızın bölgesindeki ve Türk Dünyası üzerindeki saygın yeri korunmalıdır.

Türkiye Kamuoyunda bazıları tarafından Rus Birliklerinin Kazakistan’a girişi sırf ABD karşıtı pozlarda alkışlanmaktadır. Bu gaflettir.

Münevver Milletim…

Büyük resme bakınız.

Aslında; İngiltere ve ABD, Batı Cephesi’nden uzaklaştırmak için Rusya'nın yönünü Doğu’ya çeviriyor. Doğu’da peşkeş ve yağma için sunulan topraklar kâdim Türk Topraklarıdır. Üzerinde Türk Devletler Teşkilâtı’nın üye ülkeleri yaşamaktadır. Anlaşılan Kazakistan’ın başına gelenler diğer Türk Devletleri’nin de başına gelebilir. Türkmenistan, anti-demokratik uygulamaları gerekçe gösterilerek uzun zamandır ABD ve Batı medyasının hedefindedir.

Batı’nın demokrasi çığırtkanlığının sonuçlarını Irak ve Libya başta olmak üzere çevremizde görüyoruz.

Arap Baharı diye gafletle alkışlanan olayların geldiği nokta ortadadır. Artık güney komşumuz ABD ve Batı’dır.

Bâzı hâinler aynı Arap Baharı gibi bir Türk Baharı beklediklerini apaçık ABD’den uzun zamandır söylemektedirler. Topraklarımızdaki kökü dışarıda olan FETÖ, DEAŞ, SOROS Organizasyonu STK ve yapılar, muhtevâsı belirsiz selefî, sûfî akımlar gibi organizasyonlara müsamaha gösterilmemelidir. Kazakistan’da gerek dışarıdan emir alan, kontrol edildiği bilinen FETÖ ve bâzı Selefî gurupların ki bir kısmı da Kazakistan Vatandaşı değil, silahlı olaylarda etkili olmuşlardır. Bunları şu ana kadar himâye eden, yönlendiren, kullanan, işbirliği yapan kamu görevlileri de ivedi tespit edilmelidir. Bu yapılırken Türkiye’de 28 Şubat Süreci’nde olduğu gibi ideolojik hesap yapılmamalıdır. 

Esas olan Milletimizin din ve vicdan hürriyetine saygı ve destektir. İstismar edip, Millî menfaatlerimizi ve iç güvenliğimizi tehdit edenlere de fırsat verilemez. 

Azîz Türk Milleti!...

Büyük Devletimiz Türkiye’nin fedakâr yurttaşları…

Ferâsetli Kazakistanlı Kardeşlerimiz…

Bize düşen nedir?

Öncelikle ülke içinde Millî birlik ve beraberliğin, Vatanımıza muhabbetimizin, devletimize sahip çıkmamızın önemini kavrayarak uyanık olmalıyız. Dış güçlerin yapmak istediği kötülüklerin boyutları tahayyül sınırlarımızın çok üzerindedir.

Bizler bu basın açıklamasına imza koyan STK olarak aşağıdaki tedbirlerin gerek Türkiye Cumhuriyeti gerek Kazakistan Devleti ve halkı için ivedilikle alınması gerektiğini düşünüyor, arz ve teklif ediyoruz.

TBMM Kazakistan Gündemi ile ivedi toplanmalıdır. Bu çağrımız sadece iktidarı paylaşan siyasilere değildir. Muhalefet partileri de bu konuda adım atmalıdır.

TBMM’nce alınacak bir kararla Türk Devletleri Teşkilatı göreve çağrılmalıdır. Türk Devletler Teşkilatı ülkelerinden her seviyede Barış ve Arabulucu Elçileri oluşturularak derhal Kazakistan’a gönderilmelidir. 

Ayrıca, Türk Dünyası Dönem Başkanı olarak Türkiye’nin girişimlerini yetersiz buluyoruz. 

Türkiye Kazakistan’ın iç dinamiklerini, tehdit unsurlarını, jeopolitik durumunu çok iyi bilmektedir. Biz Kazakistan’da iç huzurun bozulmasından endişe ediyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin ivedilikle Türk Devletleri Teşkilatı Ülkeleri’nden oluşturacağı bir istişare heyetini Kazakistan’a göndermesini bekliyoruz.

Ayrıca neden hala Türkiye’den siyasi ve bürokratlardan (sivil-asker-içişleri-sağlık kurumlarından) oluşacak bir heyet Kazakistan'a gitmiyor? Sizce de Kazakistan’da kamusal yapılanmada diğer Bağımsızlığını yakın zamanda kazanan devletler gibi sorun yok mu? 

Kazakistan Olayları Türk Dünyası devletleri için bir barış ve Ani Müdahale Gücü’nün gerekliliğini şart hale getirmiştir. 

Aksakal ilan ettiğimiz kişi yerine Türk Tarih ve Medeniyetini çok daha iyi bilen, Türk Dünyası’nda sahada olmasa bile entelektüel çevrelerde karşılığı olan biri hem koordinatör olarak görevlendirilmeli hem de süratle ilgili devletleri bir heyetle dolaşarak ivedi Barış ve Âni Müdâhale Gücü oluşturulmalıdır. 

Teşkilat ülkeleri üst karargahının coğrafi konumu itibâri ile Özbekistan’da oluşturulmasını uygun değerlendirdiğimiz bu kuvvete birlikler tahsis etmelidir. NATO’da örnekleri vardır. Komutanı Türk Devletleri Dönem Başkanı ülke ile koordineli değişmeli, karargahındaki subayların kadro görevleri sabit olmalıdır.

Mehmetçiğimizin ve Ayyıldızımızın dünya üzerinde etkisi en çok da İslam Halklar üzerindeki tesiri bilinmektedir. Afganistan bunun en canlı misâlidir. Mehmetçik Kazakistan’da olayları en kansız ve barışçı yatıştıracak güçtür. Mehmetçik de tıpkı Azerbaycan Karabağ’da olduğu gibi Rus Birlikleri ile birlikte Kazakistan’da da bulunmalıdır. Dışişleri ve Savunma diplomasisi zannediyoruz hâlâ Cumhurbaşkanımızın herşeyi tekbaşına düşünmesini ve maalesef genel bürokrasinin aymazlığındaki mazereti yani tâlimat ve emir bekliyorlar. Biz bu konuda Türkiye, Türk Dünyası ve İslâm Âlemi kamuoyu olarak somut adımlar bekliyoruz.

Kazakistan'ın bölünmesini ve her türlü özerklik taleplerini kabul etmiyoruz. Bizce de Büyük Türk Milleti olarak Rusya'daki Türk Cumhuriyetleri'nin hakları iade edilmelidir.

Diplomasi ve Psikolojik Harp/harekât unsurları olarak, Rus Medyasına karşılık bizim medyanın da bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. 

Kazakistan'a "UYAN KAZAKİSTAN" ve "MİLLÎ BİRLİK" çağrısı yapılmalıdır. Bir daha bu kötü günlerin yaşanması, Kazakistan’a iç güvenliğini, bağımsızlığını ve geleceğini kaybettirebilir. Dolayısı ile Kazakistan’ın huzur ve güven ortamını tekrar tesisi için vereceği tüm emek ve gayretleri destekliyoruz.

Biz Kazak Türkleri’nin ve Kazakistan Devleti’nin dâimâ yanındayız. Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kazakistan Cumhurbaşkanı’na verdiği desteği yerinde buluyoruz.

Diğer Türk Cumhuriyetleri'nde de Türkiye dahil benzer olaylar yaşanabilir. Halkımız ve Milletimiz bilinçlendirilmelidir. 

Rusya'nın davet edilmesi yerine Kazakistan Halkı sorunlarını kendisi ve kardeşleri ile yani Türk Devletleri Teşkilatı ile çözmelidir. Hükümetler bu konuda gerekli diplomatik tedbirleri almalıdır.

Manda ve himaye kabul edilemez. Bu Millî şiar hâline getirilmez ise, bağımsızlık gider. Türk İstiklal Harbi ve Türkiye Cumhuriyeti bu şiarla kurulmuştur. Örneklik diğer Türk Halkları’na da anlatılmalıdır.

Kazakistan’da da geçmişte diğer Türk Cumhuriyetlerine benzer, Devlet Başkanı ve çevresinin rüşvet, hırsızlık vb. söylentileri, ihâleler, yurtdışına para kaçırma, usülsüz ihâleler, kamu malları ve gelirleri üzerinden uluslararası ortaklıklar gibi şâibeler dolaşmaktadır. Bu tarz şâibeler bile devletlerimiz ve Münevver Milletimize yakışmayan konulardır. Biz “Devlet-Millet malı, yetim malı.” diyen bir terbiyeden geliyoruz. Kazakistan’da yaşanan yıkım ve acı hepimize ders olmalıdır.

Devletlerimizde demokrasi, insan hakları, adalet, gelir dağıtımında denge ve ahenk gibi asrın gereği toplumsal çözümler sağlanmalıdır. Devlet, Milletin fedakârlığı, çalışkanlığı ve erdemi üzerinde yücelir. Burada temel motivasyon kaynağı, Vatandaşların memnuniyetidir. Kazakistan başta olmak üzere Türk Devletleri Teşkilatı üyesi kardeş ülkelerde devletlerimizin kurumsal yapısının oturtulmasını bekliyoruz.

Türk Devletler Topluluğu Ülkeleri arasındaki bağlar, karşılıklı bağımlılıklar oluşturularak geliştirilmelidir. Ortak Tarih, Ortak Eğitim Kurumları, Ortak Askeri İlişkiler, Birlikler, Tatbikatlar, tâlimname ve ders kitaplarına değin her seviyede yapılacak işler var. 

Kamu/özel ortak şirketler kurulmasını bekliyoruz.

Ortak amaçlar için çalışacak STK kurulmalıdır. Mevcut STK karşılıklı şubeler açmalıdır. 

Kazakistan’da büyük maddi kayıplar ve tahribat söz konusudur. Türkiye ve diğer Türk Devletleri gerek hükümetler gerek STK olarak yardım kampanyası düzenlenmeli ve Kazakistan’daki felâketin yaraları birlikte sarılmalıdır.

Kazakistan’ımızda bunca yaralar açılırken, medyanın üç maymunu oynaması kabul edilemez. 

Yapay gündemler, erken seçim, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı, İBB'deki görevlendirmeler bu ülkenin gündemi olamaz. İlgili kurumlar gereğini yapar. 

Yapay gündemlerle halkımızın meşgul edilmesini art niyetli bulduğumuzu apaçık ifâde ve beyan ediyoruz. Âdeta narkoz etkisi yapan ve halkı bıktıran bu tartışmalara da ivedilikle son verilmelidir. Ötekileştirme kısa dönemde siyasi çıkar ve menfaat oluşturabilir ancak orta ve uzun dönemde en büyük bölücüğe sebep olur. Mahzurları görülmelidir. Düşünün Karabağ Zaferi’nin 1. Yıldönümü dahî kutlanmadı ülkemizde. Medyanın bu sorumsuz davranışına ve yapay gündemlerle toplumu tüketişine itiraz ediyoruz. 

Halkımız Uluslararası oldu bittilere karşı uyanık tutulmalıdır. Bekâ, Devlet, ebed-müddet mülahazası canlı tutulmalıdır. Gezi Olayları, 15 Temmuz Darbe girişimi fâilleri hâlen aramızdadır. Siyasetin sessizliği, medyanın mevcut tutumu anlaşılır değildir. Bu konuya özellikle de halkımızın fitne ve sosyal aldatmalara karşı uyanık tutulmasının gerekliliğini kamuya ve STK’na hatırlatmayı borç biliyoruz.

Bu faaliyetlerin gerek ülkemizde, gerek kardeş devletlerde planlı yönetilmesi için Psikolojik Harp/Harekât Faaliyetlerini yönetecek Cumhurbaşkanlığı’na bağlı MEDENİYET DEĞERLERİ MERKEZİ, MGK’na bağlı bu konularda akademik eğitim verecek, yurtdışına gidecek kamu personeli dahil eğitecek bir MEDENİYET DEĞERLERİ AKADEMİSİ’nin ivedilikle kurulması gerektiğini arz ediyoruz. 

Sonuç olarak sebebi ne olursa olsun, Kazakistan’da akan kan, karmaşa, kaos tekrar yaşanmamalıdır. Bölgenin istikrarsızlaştırılmasının sonuçlarını Arap Ülkesi kardeşlerimizin çektiği ıstıraplarda gördük. 

Emperyalizmin Kazakistan’ımız ve diğer kardeş ülkelerde yeni kaos alanları oluşturmasına müsâade etmeyeceğiz.

Devletimiz, Siyasi Partiler, medya ve STK üzerine düşeni yapmalıdır.

Sosyal medya duyuru ve paylaşımları ile durumu kurtarma çabaları Türk Dünyası başta olmak üzere, İslâm Dünyası’nın ve Mazlum İnsanlığın Ümidi olan Türkiye Devleti’ne de insanına da yakışmamaktadır.

Kazakistan’da şehit olan güvenlik kuvveti mensubu kardeşlerimize, halktan katledilen masumlara Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailelerine ve Kazakistan Halkına başsağlığı diliyoruz.

İlgililer ve vicdan sahibi tüm yurttaşlarımıza çağrı yapıyoruz..

Ne yapıyoruz?

Buyrun!..

Biz hazırız.

TÜRK DÜNYASI VE İSLÂM ÂLEMİ DAYANIŞMA PLATFORMU

İstişâre Heyeti Sözcüsü

E. Yb. Halil MERT

4- Uzaktaki Gardaşıma Şiirinin her iki Türk Lehçesinde Okunması

UZAKTAKİ KARDEŞİME

"Bu şiir, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşına atfen, Büyük şair Mağcan Cumabay tarafından Kazakistan'da 1918-1919 kışında yazılmıştır." 

Uzakta ağır azap çeken kardeşim
Solmuş laleler gibi kuruyan kardeşim
Etrafını sarmış düşman ortasında
Göl gibi gözyaşı döken kardeşim 

Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim
Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim
Hor bakan, yüreği taş, kötü düşman
Diri diri derini soymuş kardeşim 

Ey Pirim! Değil miydi Altın Altay
Anamız bizim? Bizlerse birer tay
Bağrında yürümedik mi serazat
Yüzümüz değil miydi ışık saçan ay? 

Alaca altın aşık atışmadık mı?
Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?
Anamız olan Altayın ak sütünden
Beraber emip, beraber tadışmadık mı? 

Akmadı mı bizim için dupduru bulak
Şarıldayıp, gürül-gürül dağdan inerek
Hazırdı uçan kuş, kopan yel gibi
Dilesek bir bir atlar, tıpkı Burak 

Altay’ın altın günü nazlanarak
Gelende sen pars gibi bir er olarak
Akdeniz, Karadeniz ötelerine
Kardeşim, gittin beni bırakarak 

Ben kaldım yavru balaban, kanat açamam
Uçsam diye davransam bir türlü uçamam
Yön bulduran, yol gösteren can kalmadı
Yavuz düşman koyar mı şimdi beni vurmadan 

Kurşunlar genç yüreğime saplandı
Günahsız temiz kanım su gibi aktı
Kansız kalıp kuruyup bayıldım
Karanlık hapse sıkıca kapattı 

Görmüyorum gece gezdiğimiz ovayı
Gündüz güneşi, gece gümüş nurlu ayı
Nazlı nazlı ipek kundaklara sarmalayıp
Bizi büyüten altın anam Altay’ı 

Ey Pirim! Ayrıldık mı ulu bütünden?
Dağılıp yılmayan yağan oklardan
Türk’ün pars gibi yüreği varken
Korka kul mu olduk düşmandan sinen 

Kudrete hamle eden Türk’ün canı
Gerçekten hasta mı, bitti mi hali?
Ateşi söndü mü yürekteki, kurudu mu
Kaynayan damarındaki atalar kanı 

Kardeşim sen o yanda, ben bu yanda
Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza
Layık mı kul olup durmak? Gel gidelim
Altay’a, ata mirası altın tahta…

Alıstağı Bavrıma

Alısta avır azap şekken bavrım
Kuvargan bayşeşektey kepken bavrım
Kamagan kalın javdın ortasında
Köl kılıp közdin jasın tökken bavrım

Aldındı avır kaygı japkan bavrım
Ömrince jafa körgen jattan bavrım
Tüksiygen yüregi tas javiz jandar
Tiridey terin tonap jatkan bavrım

Apırmay emes pe esi altın Altay
Anamız bizdi tapkan; asav tayday
Bavrında jürmep pedik salıp oynak?
Jüzimiz emes pe edi jarkın ayday

Alalı altın saka atıspap pek?
Tebisip bir tösekte jatıspap pek?
Altayday anamızdın ak sütinen
Birge emip, birge demin tatıspap pek?

Altaydın altın küni erkeletip…
Kelgende jolbarıs bop, jana er jetip.
Ak teniz, Kara teniz arjagına
Bavrım meni tastap kaldın ketip!

Men kaldım jas balapan, kanat kakpay
Uşam dep umtılsan da damıl tappay
Jön silter, jol körseter jan bolmadı
Javız jav koysın ba meni endi atpay?

Korgasın jas jürekke oğı battı
Künesiz taza kanım suvday aktı
Kansırap elim kurıp esten tandım
Karangı abaktığa berik japtı

Körmeymin keçe jürgen kır, saydı da
Kündiz kün, tünde kümis aydı da
Ardaktap, çin jibektey orayga orap
Ösirgen altın anam Altaydı da

Apırmay, ayrıldık ba kalın toptan
Şayılıp kaytpaytuğın javgan oktan
Türiktin jolbarıstay jüreginen
Şını men korkak kul bop javdan bukkan?

Şark urıp erkke unıtılgan türik jannı
Şını men avırdı ma bitip halı?
Ot sönip jürektegi, kurıdı ma
Kaynagan tamırdağı ata kanı?

Bavrım! Sen o jakta, men bu jakta
Kaygıdan kan jutamız. Bizdin atka
Layık ba kul bop turiv, kel keteyig
Altayga, ata mirası altın takka

MAĞCAN’A CEVAP

"Bu şiir, Büyük şair Mağcan Cumabay'a Türkiye'den    80 yıl gecikmiş bir cevap ve vefa borcunun ifasıdır"   2002 Şubat  

Uzaktan azabımı bilen kardeşim
Sevgisiyle gözyaşımı silen kardeşim
Özü amansız düşman ortasında
Gönlünü derdime bölen kardeşim 

Ağır kaygılarla doldum kardeşim.
Kuruyup Lale gibi soldum kardeşim.
Taş yürekli düşmanı sen hep bilirdin.
Ben şimdi haberdar oldum kardeşim 

Ortak anamız idi, Altın Altay
O bir Tulpar idi, bizler birer tay
Bağrında şimşek gibi çakardık
Karşımızda sönük kalırdı, gün ve ay

Alaca altın aşık atıştık elbet
Tepişip bir döşekte yatıştık elbet
Altay gibi bir ananın ak sütünden
Beraber emip, beraber tadıştık elbet. 

Bizim için dupduru bulaklar aktı.
El attığımız yerde şimşekler çaktı.
Emrimizdeydi uçan kuş ve kopan yeller
Bindiğimiz atlar tıpkı buraktı. 

Bir gün ortak hayatın süresi doldu.
Tanrı emriyle sefer mukadder oldu.
Bedenim Akdeniz–Karadeniz arkasında
Yüreğim Altın Altay’da kaldı. 

Bilirim öksüz kalıp kanat açamadığın
Uçmaya davransan da uçamadığın
Yön bulduran, yol gösteren can olmayınca
Düşman kurşunlarından kaçamadığın 

Sana değen kurşun, bana saplandı
Günahsız kanımız birlikte aktı
Toprağa düşen kan, onu yurt kılar
Bizi ayrılıp, bölünmek yaktı. 

Ben de hasretim, gezdiğimiz ovaya
Gündüz güneşe, gece gümüş nurlu aya
Bizi ipek kundaklara sarmalayıp
Bağrında büyüten anamız Altay’a 

Ulu bütünden ayrılıp uzağa düştük.
Tarihin kazanında yıllarca piştik.
Dağılıp yılmadık yağan oklardan
Yiğitlik suyunu biz özünden içtik. 

Kudrete hamle eden Türk canı
Ne hasta düştü, ne de tükendi hali
Sönmedi yüreklerdeki ateş
Kurumadı damardaki atalar kanı 

Kardeşim, sen o yanda, ben bu yanda
Kudret doğmaz ayrı ayrı yatanda
Gücü-kuvveti toplamak gerek
Atalardan miras ortak vatanda. 

FEYZULLAH BUDAK

5. Kazakistan, Türkiye ve diğer İslam Aleminde şehit olan kardeşler ve büyüklerimiz için dua edilmesi

.

dikGAZETE.com

ÇOK OKUNAN HABERLER