4. Nesil Savaş içerisindeyiz
4. Nesil Savaş içerisindeyiz
- 23-12-2021 05:04
- 3044
- 23-12-2021 05:04
- 3044
Anadolu jeopolitik konumu ile akışkan bir coğrafyaya sahip. Bu topraklar doğudan batıya batıdan doğuya birçok milletin, imparatorlukların geçiş güzergahı oldu.
Anadolu’da hüküm sürenler çok geniş alanları yönettiler.
Şimdilerde binyıla yakın bu coğrafyada varoluşumuz ile birlikte Ortadoğu, Türkistan, Akdeniz ve Afrika’da “Oyun Kurucu” olmamız bazı çevreleri ürkütüyor.
Bizi çökertmek ve bu topraklardan sürmek isteklerini her platformda dile getiriyorlar.
Çok farklı alanlarda devam eden saldırıların bir kısmını sivil vatandaş olarak görüyor ve yaşıyoruz.
İnsanoğlunun var olduğu dönemden itibaren çatışmalar başlamış, günümüze kadar devam etmiştir.
Savaş/harp; ülkeler, hükümetler, ittifaklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı mücadeledir.
Modern savaşlar; Avrupa’da 30 yıl süren Mezhep Savaşlarını sonlandıran 1648'deki Vestfalya Barışı ile başladı. Vestfalya Antlaşması ile Ulus Devletler kurulmuş; kurulan bu devletler de düzenli ordu sistemine geçtiler.
Modern dönemde savaşları sınıflandıran Amerikalı stratejist askerler yeni bir kavramı gündeme getirdiler.
William S. Lind, Albay Keith Nightengale (USA), Yüzbaşı John F. Schmitt (USMC), Albay Joseph W. Sutton (USA), Yarbay Gary I. Wilson (USMCR) tarafından 1989 yılında Deniz Piyadeleri Gazetesinde yazdıkları "Savaşın Dğişen Yüzü: Dördüncü Nesile Doğru" (İngilizce:The Changing Face of War: Into the Fourth Generation) başlıklı makalelerinde tanımlama yaptılar.
Makalede; 1648’den başlayan günümüze kadar devam eden süreçte savaşlar 4 gruba ayrılarak incelenmiştir.
1. Nesil Savaş: 1648’den 1860 yılına kadar devam etti. Düzenli ve disiplinli ordular cephe hattı boyunca klasik manada düşman orduları ile çarpıştı. Bu savaşlarda ağızdan doldurmalı yivli tüfekler ve sahra topları kullanıldı. Savaş geniş ve düz arazilerde yapıldı. İnsan gücü ve süngülü çatışmalar savaşın seyrini değiştiren faktörler arasındaydı. Bu savaşlarda ilk defa askeri üniformalar kullanıldı. Yine askeri törenler icra edildi.
2. Nesil Savaş: 1789 Fransız Devrimi ve 18. Yüzyıl Sanayi Devrimi ile başlayan süreç askeri sistemi de etkilemişti.
Makinalı tüfeklerin icadı ve uzun menzilli topların kullanımı savaşların seyrini değiştirdi. Fransa uzun menzilli topları kullanmış, Fransızların "Topçu fetheder, piyade işgal eder" sözü doktrin olarak kabul edildi.
Ordu Komutanı bir orkestra şefi gibi ordusunu yönetir konumda idi.
Savaşlar geniş arazilerde yapılsa da göğüs göğüse çarpışmadan ziyade düşman askerini daha çok kayba uğratmak, toptan sindirmek amaçlı uzak mesafelerden düşman hatlarına saldırıldı.
19. yüzyıl Amerikan İç Savaşı, Çanakkale Savaşı ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğindeki 1. Dünya Savaşı’nı örnek olarak verebiliriz.
3. Nesil Savaş: Almanya tarafından geliştirilen bu sistemin temelini taktik ve manevra stratejisi oluşturdu. Savaş kültürü değişince, birlikler toptan emir yerine insiyatif kullandılar.
Düşmanın zayıf noktaları tespit edilerek; hızlı manevra ile arkadan kuşatılarak birlikler imha edildi. Bu dönemde küçük askeri gruplar düşman birliklerine sızarak savaş taktikleri uyguladı. Vietnam Savaşı, 1967 Arap/İsrail 6 Gün Savaşı, Kıbrıs Savaşı, İran/Irak Savaşı, 1991 Körfez Savaşı 3. Nesil Savaşlara örnek olarak verebiliriz.
4. Nesil Savaş: 1648’den sonra en radikal değişim bu dönemde yaşandı.
Bu dönemde konveksiyonel ve teknolojik silahlar ile kuşanmış askerler orduların elinde hazır bekletildi. Bu sistemde savaş ve barış kavramı iç içedir.
Devletler bir birileri ile askeri güçle savaşmasalar da ekonomik savaşlarını sürdürmektedirler.
Muhabere ve cepheler tamamen ortadan kalkmış, saldırı hatları doğrusal olmayan düzlem üzerinde devam etmekte.
Küresel hegemonik güçler her ne kadar süper orduları barındırsalar da düşmanın maneviyatını ve savaş kazanma direncini yok edeceklerdi.
Şehirler ve altyapı tarumar olmayacak ama hedefteki toplum, asimetrik savaş unsurları ile çökertilecekti.
Toplum içindeki etnik, mezhebi, dini farklılıklar kışkırtılarak huzursuzluk açığa çıkartılır.
Amerikalı Emekli Deniz Piyade Albayı Thomas X. Hammes "Savaşın Evrimi: Dördüncü Nesil" isimli kitabında, sosyal ve politik değişimlerin savaşları farklı alanlara çektiğini yazdı. Böylelikle askeri güçler çok az rol alacak. Asıl saldırıyı sivil güçler gerçekleştirecek.
Küreselleşme ile birlikte sivil görünümlü çok uluslu şirketler/ aileler; teknoloji, bilgi ve finansa sahip çıkarak dünya üzerindeki devlet dışı aktörleri paravan olarak kullanıyor.
Günümüzde terör örgütleri, parayı verenin düdüğünü çalmakta.
4. Nesil Savaşçılar ideoloji, din, mezhep, kabile, kültür, yasadışı ekonomik faaliyetleri kendilerine siper ederek Ulusların çıkarlarını altüst edebilir, boyun eğdirebilir ve manipüle edebilirler.
Prof. Dr. Mete Gündoğan’a göre; “İlk üç nesil savaşlar, belli bir merkezden yönetilen, belli araçların kullanıldığı savaşlardı. 4. nesil savaşlar ise dağınık bir savaştır. Belli bir merkezi yoktur.
İnternetteki oyunlardan tutun da sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerine, gazete köşe yazılarından, internet ağları üzerinden yürütülen psikolojik- dini demeçlere, finansal saldırılara, askeri terör operasyonlarına kadar çeşitlilik gösteriyor.
Bunlar dağınık olarak fakat belli bir mantıkla kullanılan 4. nesil savaş araçlarıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi:
“Ekonomimize yönelik sinsi tuzaklar kuruldu. Gece yarıları başlayan finans oyunları ile ülkemiz çökertilmeye çalışıldı.
Dışardan birileri bu oyunu kurarken içerden birileri de aynı kirli oyunun figüranlığına soyundu.
Altını çizerek söylüyorum: Ne yaptığımızı biliyoruz. Niçin yaptığımızı biliyoruz. Nasıl yapacağımızı biliyoruz. Nereye gittiğimizi biliyoruz. Nereye ulaşacağımızı biliyoruz.”
Türkiye, tarihden gelen gücü ve yeniden toparlanmış hali ile her türlü saldırıya karşı koyacak güçtedir.
Yeter ki halkımız birlik, beraberlik ve dirliğine uzanan karanlık/ kirli emellere ‘dur’ desin.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://original.antiwar.com/lind/2004/01/15/understanding-fourth-generation-war/
https://researchcentre.army.gov.au/about-us/contributor-biographies/thomas-x-hammes
https://www.stratejikortak.com/2017/04/4-nesil-savas.html
https://tr.topwar.ru/22781-menyayuscheesya-lico-voyny-chetvertoe-pokolenie.html
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/4-nesil-savas-erdogana-karsi-veriliyor/1238205
Altını çizerek söylüyorum:
Ne yaptığımızı biliyoruz.
Niçin yaptığımızı biliyoruz.
Nasıl yapacağımızı biliyoruz.
Nereye gittiğimizi biliyoruz.
Nereye ulaşacağımızı biliyoruz.
Anadolu jeopolitik konumu ile akışkan bir coğrafyaya sahip. Bu topraklar doğudan batıya batıdan doğuya birçok milletin, imparatorlukların geçiş güzergahı oldu.
Anadolu’da hüküm sürenler çok geniş alanları yönettiler.
Şimdilerde binyıla yakın bu coğrafyada varoluşumuz ile birlikte Ortadoğu, Türkistan, Akdeniz ve Afrika’da “Oyun Kurucu” olmamız bazı çevreleri ürkütüyor.
Bizi çökertmek ve bu topraklardan sürmek isteklerini her platformda dile getiriyorlar.
Çok farklı alanlarda devam eden saldırıların bir kısmını sivil vatandaş olarak görüyor ve yaşıyoruz.
İnsanoğlunun var olduğu dönemden itibaren çatışmalar başlamış, günümüze kadar devam etmiştir.
Savaş/harp; ülkeler, hükümetler, ittifaklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı mücadeledir.
Modern savaşlar; Avrupa’da 30 yıl süren Mezhep Savaşlarını sonlandıran 1648'deki Vestfalya Barışı ile başladı. Vestfalya Antlaşması ile Ulus Devletler kurulmuş; kurulan bu devletler de düzenli ordu sistemine geçtiler.
Modern dönemde savaşları sınıflandıran Amerikalı stratejist askerler yeni bir kavramı gündeme getirdiler.
William S. Lind, Albay Keith Nightengale (USA), Yüzbaşı John F. Schmitt (USMC), Albay Joseph W. Sutton (USA), Yarbay Gary I. Wilson (USMCR) tarafından 1989 yılında Deniz Piyadeleri Gazetesinde yazdıkları "Savaşın Dğişen Yüzü: Dördüncü Nesile Doğru" (İngilizce:The Changing Face of War: Into the Fourth Generation) başlıklı makalelerinde tanımlama yaptılar.
Makalede; 1648’den başlayan günümüze kadar devam eden süreçte savaşlar 4 gruba ayrılarak incelenmiştir.
1. Nesil Savaş: 1648’den 1860 yılına kadar devam etti. Düzenli ve disiplinli ordular cephe hattı boyunca klasik manada düşman orduları ile çarpıştı. Bu savaşlarda ağızdan doldurmalı yivli tüfekler ve sahra topları kullanıldı. Savaş geniş ve düz arazilerde yapıldı. İnsan gücü ve süngülü çatışmalar savaşın seyrini değiştiren faktörler arasındaydı. Bu savaşlarda ilk defa askeri üniformalar kullanıldı. Yine askeri törenler icra edildi.
2. Nesil Savaş: 1789 Fransız Devrimi ve 18. Yüzyıl Sanayi Devrimi ile başlayan süreç askeri sistemi de etkilemişti.
Makinalı tüfeklerin icadı ve uzun menzilli topların kullanımı savaşların seyrini değiştirdi. Fransa uzun menzilli topları kullanmış, Fransızların "Topçu fetheder, piyade işgal eder" sözü doktrin olarak kabul edildi.
Ordu Komutanı bir orkestra şefi gibi ordusunu yönetir konumda idi.
Savaşlar geniş arazilerde yapılsa da göğüs göğüse çarpışmadan ziyade düşman askerini daha çok kayba uğratmak, toptan sindirmek amaçlı uzak mesafelerden düşman hatlarına saldırıldı.
19. yüzyıl Amerikan İç Savaşı, Çanakkale Savaşı ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğindeki 1. Dünya Savaşı’nı örnek olarak verebiliriz.
3. Nesil Savaş: Almanya tarafından geliştirilen bu sistemin temelini taktik ve manevra stratejisi oluşturdu. Savaş kültürü değişince, birlikler toptan emir yerine insiyatif kullandılar.
Düşmanın zayıf noktaları tespit edilerek; hızlı manevra ile arkadan kuşatılarak birlikler imha edildi. Bu dönemde küçük askeri gruplar düşman birliklerine sızarak savaş taktikleri uyguladı. Vietnam Savaşı, 1967 Arap/İsrail 6 Gün Savaşı, Kıbrıs Savaşı, İran/Irak Savaşı, 1991 Körfez Savaşı 3. Nesil Savaşlara örnek olarak verebiliriz.
4. Nesil Savaş: 1648’den sonra en radikal değişim bu dönemde yaşandı.
Bu dönemde konveksiyonel ve teknolojik silahlar ile kuşanmış askerler orduların elinde hazır bekletildi. Bu sistemde savaş ve barış kavramı iç içedir.
Devletler bir birileri ile askeri güçle savaşmasalar da ekonomik savaşlarını sürdürmektedirler.
Muhabere ve cepheler tamamen ortadan kalkmış, saldırı hatları doğrusal olmayan düzlem üzerinde devam etmekte.
Küresel hegemonik güçler her ne kadar süper orduları barındırsalar da düşmanın maneviyatını ve savaş kazanma direncini yok edeceklerdi.
Şehirler ve altyapı tarumar olmayacak ama hedefteki toplum, asimetrik savaş unsurları ile çökertilecekti.
Toplum içindeki etnik, mezhebi, dini farklılıklar kışkırtılarak huzursuzluk açığa çıkartılır.
Amerikalı Emekli Deniz Piyade Albayı Thomas X. Hammes "Savaşın Evrimi: Dördüncü Nesil" isimli kitabında, sosyal ve politik değişimlerin savaşları farklı alanlara çektiğini yazdı. Böylelikle askeri güçler çok az rol alacak. Asıl saldırıyı sivil güçler gerçekleştirecek.
Küreselleşme ile birlikte sivil görünümlü çok uluslu şirketler/ aileler; teknoloji, bilgi ve finansa sahip çıkarak dünya üzerindeki devlet dışı aktörleri paravan olarak kullanıyor.
Günümüzde terör örgütleri, parayı verenin düdüğünü çalmakta.
4. Nesil Savaşçılar ideoloji, din, mezhep, kabile, kültür, yasadışı ekonomik faaliyetleri kendilerine siper ederek Ulusların çıkarlarını altüst edebilir, boyun eğdirebilir ve manipüle edebilirler.
Prof. Dr. Mete Gündoğan’a göre; “İlk üç nesil savaşlar, belli bir merkezden yönetilen, belli araçların kullanıldığı savaşlardı. 4. nesil savaşlar ise dağınık bir savaştır. Belli bir merkezi yoktur.
İnternetteki oyunlardan tutun da sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerine, gazete köşe yazılarından, internet ağları üzerinden yürütülen psikolojik- dini demeçlere, finansal saldırılara, askeri terör operasyonlarına kadar çeşitlilik gösteriyor.
Bunlar dağınık olarak fakat belli bir mantıkla kullanılan 4. nesil savaş araçlarıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi:
“Ekonomimize yönelik sinsi tuzaklar kuruldu. Gece yarıları başlayan finans oyunları ile ülkemiz çökertilmeye çalışıldı.
Dışardan birileri bu oyunu kurarken içerden birileri de aynı kirli oyunun figüranlığına soyundu.
Altını çizerek söylüyorum: Ne yaptığımızı biliyoruz. Niçin yaptığımızı biliyoruz. Nasıl yapacağımızı biliyoruz. Nereye gittiğimizi biliyoruz. Nereye ulaşacağımızı biliyoruz.”
Türkiye, tarihden gelen gücü ve yeniden toparlanmış hali ile her türlü saldırıya karşı koyacak güçtedir.
Yeter ki halkımız birlik, beraberlik ve dirliğine uzanan karanlık/ kirli emellere ‘dur’ desin.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://original.antiwar.com/lind/2004/01/15/understanding-fourth-generation-war/
https://researchcentre.army.gov.au/about-us/contributor-biographies/thomas-x-hammes
https://www.stratejikortak.com/2017/04/4-nesil-savas.html
https://tr.topwar.ru/22781-menyayuscheesya-lico-voyny-chetvertoe-pokolenie.html
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/4-nesil-savas-erdogana-karsi-veriliyor/1238205
Altını çizerek söylüyorum:
Ne yaptığımızı biliyoruz.
Niçin yaptığımızı biliyoruz.
Nasıl yapacağımızı biliyoruz.
Nereye gittiğimizi biliyoruz.
Nereye ulaşacağımızı biliyoruz.