Öncelikle, pilotları kaçıran örgüt Hizbullah değildi. 

Lübnan'da Miktad / Sinu / Ö. Kerami gibi büyük şii, sünni aşiret ve aileler vardır.

Miktad aşireti gibi büyük şii aileler silah, uyuşturucu gibi işlerle uğraşır. 

Bunların Hizbullah bölgesinde etkin olmaları, her eylemlerinden sorumlu olduğu anlamına gelmez (Irak'ta bombalar, şii mahallerinde patlar lakin yapanların çoğu sünni değil şiilerden devşirilen elemanlardır. Lojistik vs.).

Hadisenin arka planı; TÜRKİYE ve İran'ın o dönem yakınlaşmasından rahatsızlık duyan müttefiklerimizin Somali'de olduğu gibi mesajlarını butik örgütler üzerinden vermesidir.

Ülkemiz ile Hizbullah arasında o dönemden bugüne bilinen sorunlardan başka (Suriye vs.) yeni bir kriz yok / olmadı.

Hizbullah, herhangi bir ülke, kurum veya örgüte mesaj vermek isterse Nasrallah açıkça konuşmasında isim vererek onu uyarır, arada diplomasi çalışır. 

Baktı ki muhatabı yanaşmıyor, gerekeni yapar ve Lübnan'da herkes o “gereken"in Hizbullah tarafından yapıldığını bilir.

Hizbullah, Avrupa & ABD vs. elçisini, pilotunu kaçırır ama TÜRKİYE ile ilişkiye özen gösterdiği için böyle bir kaçırma işine girmez. 

Hizbullah zaten taşeron kullanmaz ama kaçırma işini kimin yaptığını bilir.

Bu yüzden, olaydan hemen sonra Şii Yüksek Konseyi “bu Türkiye'nin sorunu" diye açıklama yapmıştı.

O dönem yine Suriye'de kaçırılan 9 şiinin pazarlık için öne sürülmesi hadisesi ise şöyleydi: Bazen bir dostunuzdan (!) yapamayacağı bir şeyi "özelikle" istersiniz...

Tekrar ediyorum: Lübnan'da her olaydan Hizbullah'ın haberi vardır, olur... Fakat Beyrut'da birbirinin ayağına basmadıkça herkes her istediğini yapmakta özgürdür ve Lübnan'da en son ayağa basılacak yer Hizbullah'tır.

Bunun en güzel örneklerinden birisi 2012 yılında yaşanmıştı.

ABD, Beyrut'a “Hizbullah'ın ayağına bassın!” diye 9 CIA elemanı göndermişti. 

Eş Şerifiye'de Hizbullah, bu 9 CIA ajanını MC Donalds'da hamburger yerken (espri değil gerçek) almıştı / konuk etmişti.

Velhasılı kelam; bakmayın siz hadiseyi Hizbullah'a yıkmak isteyenlere, Türkiye-Hizbullah ilişkileri derinde iyidir her zaman.*

.

Sözlük Emeklisi, dikGAZETE.com

Öncelikle, pilotları kaçıran örgüt Hizbullah değildi. 

Lübnan'da Miktad / Sinu / Ö. Kerami gibi büyük şii, sünni aşiret ve aileler vardır.

Miktad aşireti gibi büyük şii aileler silah, uyuşturucu gibi işlerle uğraşır. 

Bunların Hizbullah bölgesinde etkin olmaları, her eylemlerinden sorumlu olduğu anlamına gelmez (Irak'ta bombalar, şii mahallerinde patlar lakin yapanların çoğu sünni değil şiilerden devşirilen elemanlardır. Lojistik vs.).

Hadisenin arka planı; TÜRKİYE ve İran'ın o dönem yakınlaşmasından rahatsızlık duyan müttefiklerimizin Somali'de olduğu gibi mesajlarını butik örgütler üzerinden vermesidir.

Ülkemiz ile Hizbullah arasında o dönemden bugüne bilinen sorunlardan başka (Suriye vs.) yeni bir kriz yok / olmadı.

Hizbullah, herhangi bir ülke, kurum veya örgüte mesaj vermek isterse Nasrallah açıkça konuşmasında isim vererek onu uyarır, arada diplomasi çalışır. 

Baktı ki muhatabı yanaşmıyor, gerekeni yapar ve Lübnan'da herkes o “gereken"in Hizbullah tarafından yapıldığını bilir.

Hizbullah, Avrupa & ABD vs. elçisini, pilotunu kaçırır ama TÜRKİYE ile ilişkiye özen gösterdiği için böyle bir kaçırma işine girmez. 

Hizbullah zaten taşeron kullanmaz ama kaçırma işini kimin yaptığını bilir.

Bu yüzden, olaydan hemen sonra Şii Yüksek Konseyi “bu Türkiye'nin sorunu" diye açıklama yapmıştı.

O dönem yine Suriye'de kaçırılan 9 şiinin pazarlık için öne sürülmesi hadisesi ise şöyleydi: Bazen bir dostunuzdan (!) yapamayacağı bir şeyi "özelikle" istersiniz...

Tekrar ediyorum: Lübnan'da her olaydan Hizbullah'ın haberi vardır, olur... Fakat Beyrut'da birbirinin ayağına basmadıkça herkes her istediğini yapmakta özgürdür ve Lübnan'da en son ayağa basılacak yer Hizbullah'tır.

Bunun en güzel örneklerinden birisi 2012 yılında yaşanmıştı.

ABD, Beyrut'a “Hizbullah'ın ayağına bassın!” diye 9 CIA elemanı göndermişti. 

Eş Şerifiye'de Hizbullah, bu 9 CIA ajanını MC Donalds'da hamburger yerken (espri değil gerçek) almıştı / konuk etmişti.

Velhasılı kelam; bakmayın siz hadiseyi Hizbullah'a yıkmak isteyenlere, Türkiye-Hizbullah ilişkileri derinde iyidir her zaman.*

.

Sözlük Emeklisi, dikGAZETE.com