AK Parti’deki ‘Pelikancılar’ Binali Yıldırım’a seçim kaybettirdi! Yeni Kabine ve Parti yolda!

AK Parti’deki ‘Pelikancılar’ Binali Yıldırım’a seçim kaybettirdi! Yeni Kabine ve Parti yolda!

Seçim sonuçlarının analizi bir yana, kraldan fazla kralcı geçinen bazı seçmenlerin, sanki AK Parti’ye oy kaybettiren, kendilerinin bu itici söylemleri değilmiş gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabanı sağduyuya davet eden açıklamalarından sonra bir anda sütten çıkmış ak kaşığa dönüşmelerini anlayamadım.

Kimisi dini literatürden ödünç aldıkları kavramlarla oy vermeyenleri “kafir”, kimisi “vatan haini” ilan ediyordu. Şimdi ortak türkü; “Hepimiz kardeşiz”!.. Sırıtıyor ya hu!

İstanbul’da kesin seçim sonucu açıklanmadan Binali Yıldırım, neden “Kazandık” açıklaması yaptı? YSK Başkanı neden geç açıklama yaptı?

Binali Yıldırım’ın rakibi İmamoğlu ile arasındaki fark, neredeyse kapanmak üzere iken açılmayan sandıklara rağmen, çıkıp İstanbul’da başkanlığı kazandıklarını açıklaması tam trajikomik bir durumdu.  

Daha da ironik olan, “seçimi kazandık” açıklaması sırasında yüz hatlarının kendi söylediğine inanmadığını belirten bir profil çizmesiydi.

Kusura bakmasın ama yüzünde hiç de “kazandık” havasındaki bir başkan adayının jest ve mimiklerinden eser yoktu.

Önce YSK ve paralelinde Anadolu Ajansı, özellikle İstanbul seçim bölgelerinin veri akışını dondurdu. Topu birbirlerine atıp durdular. 

YSK Başkanı’nın CHP adayının önde olduğunu açıklamasıyla, nihayet Anadolu Ajansı da verilerini güncellemek zorunda kaldı.   

Neden böyle oldu?

25 Mart 2019 günlü yazımda “Muhalif bir belediye başkan adayına suikast, 31 Mart seçimini nasıl etkiler?” başlığı altında;

 “Erdoğan ve Bahçeli soğukkanlılıklarını korumalı! Çünkü Bazı araştırma şirketlerinin yaptıkları son anketlerde, Ankara ve İstanbul sonuçlarının, Erdoğan ve Bahçeli'nin hoşuna gitmeyecek  şekilde kamuoyuna pompalanması, bu iki liderin sinir sistemini tahribat amaçlı olduğu ortada.

 O anketlerde, Ankara’da Mansur Yavaş yüzde 44.3, Mehmet Özhaseki ise yüzde 39.3 oy alır görünüyor. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu için yüzde 44, Binali Yıldırım için yüzde 42 oy çıktığı gösteriliyor.” demiştim.

İstanbul karışabilir, kan gövdeyi götürebilirdi!

İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının Cumhur İttifakı’nın beklentisinin ötesinde iç açıcı olmadığını uzun süredir biliyordum. Benim bildiğimi, liderlerin bilmemesi imkânsız.

Bazı suç örgütü liderlerinin, sözde sivil toplum kuruluşlarının özellikle milliyetçi muhafazakâr kesime yönelik, “bireysel silahlanma çağrısı” dikkat çekiyordu.

Kimi güvenlik uzmanlarına göre, İstanbul adeta silah deposuna dönüşmüştü.

25 yıldır belediyeyi yöneten muhafazakâr demokrat seçmen tabanın bazı provokatörlerin tahrikleriyle, istenmeyen durumlara yol açabileceği ihtimali  söz konusuydu.

Bu nedenle, CHP Büyükşehir belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığına dair verilerin gecikmeli girildiği söylenebilir. 

Önce Binali Yıldırım’a kim hangi güç söylediyse; “kazandık” açıklaması yaptırarak AK Partili fanatik seçmen tabanının tansiyonu düşürüldü. 

Ardından İstanbul’dan Ankara’ya geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kemaliyet ve vakur bir üslupla yaptığı, seçim sonuçlarını kabullendiklerini ifade eden balkon konuşması geldi.

Böylelikle, Türkiye’yi karıştırmak isteyen hain odakların hevesleri kursaklarında kaldı.

Binali Yıldırım’a İstanbul’da AK Partililer kaybettirmiş…

Özellikle İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının “hezimet” kapsamında çıkmasından sonra bazı AK Partililer, “içlerindeki İrlandalıları” ifşa arayışına yöneldi. 

Bunlardan biri de Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın metin yazarlığını da yapmış olan eski milletvekili ve sabık Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal’dı. 

Aydın Ünal, “Twitter” hesabı üzerinden paylaştığı yerel seçim sonuçlarını değerlendirdiği mesajlarında “suçlu”yu bulmuş görünüyor. 

Ona bakılırsa, "Ortaya çıkan tablonun en birincil müessir ve müsebbibi tartışmasız partiyi zehirleyen ‘Sinsi Pelikan Örgütü’dür."

Aydın Ünal’a göre AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, AK Parti içinden ihanete uğradı.

Diyor ki, Aydın Ünal; “Binali Bey çok çalıştı, iyi kampanya yaptı ama bu sonucu haketmedi; uğradığı ihanet ve sabotajı tarih elbette yazacaktır.” 

Ortaya çıkan tablonun en birincil müessir ve müsebbibi tartışmasız partiyi zehirleyen Sinsi Pelikan Örgütü’dür. Planları tıkır tıkır işliyor. Ama zeytinyağı gibi üste çıkacaklar. Eğer durdurulmazlarsa, partiyi tüketinceye kadar asla durmayacaklar." kanaatinde.

 Biz onun kadar bilemeyiz; demek ki bir bildiği var!

Yeni Kabine değişikliği var mı?

Seçim sonuçlarını alttan alta, yenilgi formatında değerlendiren kalem erbabı, ilk elde gözü, “bazı bakanların dinlenmeye çekilmesine” dikmiş. 

Diyorlar ki; “Erdoğan'ın seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı ilk açıklama, sandıktan çıkan mesajın alındığını gösteriyor. Doğal olarak bu AK Parti'nin siyaset tarzına ve diline yansıyacaktır.

Bu nedenle, partinin yeniden reformcu ve özgürlükçü kimliğine dönmesi gerekir. 

AK Parti, bu sonuçlarla birlikte bazı politikaları gözden geçirebilir ve hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, parti yönetiminde ve hükümette revizyona gidebilir" 

Erdoğan cephesinden yeni bir parti mümkün mü?

Cem Karaca merhumun seslendirdiği ve İlk olarak 1974’te piyasa sürülen, Türkçe rock tarihinin kült şarkılarından biri olan “Namus Belası”nın sözlerini hatırlayalım; “Düştüm mapus damlarına, öğüt veren çok olur / Toplasam o öğütleri, burdan köye yol olur / Ana baba bacı gardaş, dar günümde el olur / Namus belasına gardaş, döktüğümüz kan bizim” 

İşte o hesap; seçim sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a öğüt veren de eksik olmuyor. Onlardan biri de gazeteci Ömer Turan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak "AK Parti'yi kapatmalı, yepyeni bir parti kurmalı"  çağrısında bulunan Turan“Erdoğan AK Parti'yi kapatmalı, yepyeni bir parti kurmalı ve bu yeni partiye kendisi dışında AK partiden hiç kimseyi götürmemelidir. Tek çözüm bu. AK parti miladını tamamladı. Artık AK Parti, Erdoğan’ın sırtında bir yük. Erdoğan bu yükten kurtulmalıdır.”  diyor.

Seçim sonuçları nasıl anlaşılmalı?

- Yerel Seçim 2019 - İttifak, bu kez AKP'ye kaybettirdi, CHP'ye kazandırdı: Ankara ve İstanbul 25 yıl sonra el değiştirdi. Ankara ve İstanbul'da çeyrek asırlık Refah- AK Parti devri bitti.

- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu'da HDP üzerindeki politikaları tuttu, ama büyükşehirlerde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya'da ise ters tepti.

- Süleyman Arslantaş’ın dediği gibi; Adana ve Mersin’de genelde dikkate alınmayan Nusayri seçmen sonucu belirledi.

- Belediyelerin yüzde 56'sı AK Parti tarafından yönetilecek. 

- AK Parti, büyükşehir ve illerde kayıp yaşadı ancak genel oyunu korudu.

- CHP’nin kazanmasında HDP oylarının etkisi büyük.

- CHP, yüzde 30’un üzerine çıktı; Ege ve Akdeniz’de gücünü pekiştirdi.

- Kayyum atanan belediyelerde HDP kayıp yaşadı.

- İttifak’ın olmadığı illerde, Isparta hariç MHP, AK Parti’yi geçti.

- 31 Mart yerel seçimlerinin gayri resmi sonuçları ortaya çıkarken 2014 yılına göre, AK Parti’nin kazandığı büyükşehir ve il belediye sayısı 9 düşerken CHP’nin belediye sayısı 7 arttı. 

- 2014 seçimlerinde, AK Parti 48 büyükşehir ve il belediyesi kazanırken bu sayı, 2019’da 39’a düştü. Aynı dönemde CHP’nin belediye sayısı ise 14’ten 21’e yükseldi. 

- CHP ise büyükşehir ve il belediyelerinde büyük bir çıkış yakaladı. CHP’nin belediye sayısı 14’ten 21’e yükseldi. Bu da “yüzde 50 artış” anlamına geliyor. 

- MHP, bu alanda belediye sayısını 8’den 11’e yükseltirken HDP’ninki ise 11’den 8’e düştü. 

- 2014 seçimlerine BDP katılırken Mardin’de bağımsız aday olarak kazanan Ahmet Türk de hesaplamada bu partinin toplamına eklendi.

- Seçim, “Dolar”ı fırlatmadı.

- En önemli sonuç; MHP’nin bilge genel başkanı Devlet Bahçeli, kendisini ve partisini geniş ölçüde AK Parti tabanına kabul ettirdi.

- MHP, kim ne derse desin; kilit parti. Erken seçim, “MHP’ye rağmen” yapılamaz.

Dış basında 31 Mart yansıması!

Yerel seçimler, dünya basınının da gündemindeydi.

ABD ve Avrupa gazeteleri, yerel seçime ilişkin haberlerinde seçim sonuçlarının; "Erdoğan ve partisinin yenilgisine işaret ettiği ve seçmenin ekonomik durumdan memnuniyetsizliğini sandığa yansıttığını, AK Parti oylarında büyük bir gerileme yaşandığını, sandıktan çıkan seçim sonuçlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidarı için ‘bir darbe’ olduğu…” şeklinde yorumladı, yazdı-çizdi.

Nereden bilsinler ebed-müddet Türk Devleti’nin, şeytana pabucunu ters giydiren toplum mühendisliği yaptığını?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Seçim sonuçlarının analizi bir yana, kraldan fazla kralcı geçinen bazı seçmenlerin, sanki AK Parti’ye oy kaybettiren, kendilerinin bu itici söylemleri değilmiş gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabanı sağduyuya davet eden açıklamalarından sonra bir anda sütten çıkmış ak kaşığa dönüşmelerini anlayamadım.

Kimisi dini literatürden ödünç aldıkları kavramlarla oy vermeyenleri “kafir”, kimisi “vatan haini” ilan ediyordu. Şimdi ortak türkü; “Hepimiz kardeşiz”!.. Sırıtıyor ya hu!

İstanbul’da kesin seçim sonucu açıklanmadan Binali Yıldırım, neden “Kazandık” açıklaması yaptı? YSK Başkanı neden geç açıklama yaptı?

Binali Yıldırım’ın rakibi İmamoğlu ile arasındaki fark, neredeyse kapanmak üzere iken açılmayan sandıklara rağmen, çıkıp İstanbul’da başkanlığı kazandıklarını açıklaması tam trajikomik bir durumdu.  

Daha da ironik olan, “seçimi kazandık” açıklaması sırasında yüz hatlarının kendi söylediğine inanmadığını belirten bir profil çizmesiydi.

Kusura bakmasın ama yüzünde hiç de “kazandık” havasındaki bir başkan adayının jest ve mimiklerinden eser yoktu.

Önce YSK ve paralelinde Anadolu Ajansı, özellikle İstanbul seçim bölgelerinin veri akışını dondurdu. Topu birbirlerine atıp durdular. 

YSK Başkanı’nın CHP adayının önde olduğunu açıklamasıyla, nihayet Anadolu Ajansı da verilerini güncellemek zorunda kaldı.   

Neden böyle oldu?

25 Mart 2019 günlü yazımda “Muhalif bir belediye başkan adayına suikast, 31 Mart seçimini nasıl etkiler?” başlığı altında;

 “Erdoğan ve Bahçeli soğukkanlılıklarını korumalı! Çünkü Bazı araştırma şirketlerinin yaptıkları son anketlerde, Ankara ve İstanbul sonuçlarının, Erdoğan ve Bahçeli'nin hoşuna gitmeyecek  şekilde kamuoyuna pompalanması, bu iki liderin sinir sistemini tahribat amaçlı olduğu ortada.

 O anketlerde, Ankara’da Mansur Yavaş yüzde 44.3, Mehmet Özhaseki ise yüzde 39.3 oy alır görünüyor. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu için yüzde 44, Binali Yıldırım için yüzde 42 oy çıktığı gösteriliyor.” demiştim.

İstanbul karışabilir, kan gövdeyi götürebilirdi!

İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının Cumhur İttifakı’nın beklentisinin ötesinde iç açıcı olmadığını uzun süredir biliyordum. Benim bildiğimi, liderlerin bilmemesi imkânsız.

Bazı suç örgütü liderlerinin, sözde sivil toplum kuruluşlarının özellikle milliyetçi muhafazakâr kesime yönelik, “bireysel silahlanma çağrısı” dikkat çekiyordu.

Kimi güvenlik uzmanlarına göre, İstanbul adeta silah deposuna dönüşmüştü.

25 yıldır belediyeyi yöneten muhafazakâr demokrat seçmen tabanın bazı provokatörlerin tahrikleriyle, istenmeyen durumlara yol açabileceği ihtimali  söz konusuydu.

Bu nedenle, CHP Büyükşehir belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığına dair verilerin gecikmeli girildiği söylenebilir. 

Önce Binali Yıldırım’a kim hangi güç söylediyse; “kazandık” açıklaması yaptırarak AK Partili fanatik seçmen tabanının tansiyonu düşürüldü. 

Ardından İstanbul’dan Ankara’ya geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kemaliyet ve vakur bir üslupla yaptığı, seçim sonuçlarını kabullendiklerini ifade eden balkon konuşması geldi.

Böylelikle, Türkiye’yi karıştırmak isteyen hain odakların hevesleri kursaklarında kaldı.

Binali Yıldırım’a İstanbul’da AK Partililer kaybettirmiş…

Özellikle İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının “hezimet” kapsamında çıkmasından sonra bazı AK Partililer, “içlerindeki İrlandalıları” ifşa arayışına yöneldi. 

Bunlardan biri de Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın metin yazarlığını da yapmış olan eski milletvekili ve sabık Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal’dı. 

Aydın Ünal, “Twitter” hesabı üzerinden paylaştığı yerel seçim sonuçlarını değerlendirdiği mesajlarında “suçlu”yu bulmuş görünüyor. 

Ona bakılırsa, "Ortaya çıkan tablonun en birincil müessir ve müsebbibi tartışmasız partiyi zehirleyen ‘Sinsi Pelikan Örgütü’dür."

Aydın Ünal’a göre AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, AK Parti içinden ihanete uğradı.

Diyor ki, Aydın Ünal; “Binali Bey çok çalıştı, iyi kampanya yaptı ama bu sonucu haketmedi; uğradığı ihanet ve sabotajı tarih elbette yazacaktır.” 

Ortaya çıkan tablonun en birincil müessir ve müsebbibi tartışmasız partiyi zehirleyen Sinsi Pelikan Örgütü’dür. Planları tıkır tıkır işliyor. Ama zeytinyağı gibi üste çıkacaklar. Eğer durdurulmazlarsa, partiyi tüketinceye kadar asla durmayacaklar." kanaatinde.

 Biz onun kadar bilemeyiz; demek ki bir bildiği var!

Yeni Kabine değişikliği var mı?

Seçim sonuçlarını alttan alta, yenilgi formatında değerlendiren kalem erbabı, ilk elde gözü, “bazı bakanların dinlenmeye çekilmesine” dikmiş. 

Diyorlar ki; “Erdoğan'ın seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı ilk açıklama, sandıktan çıkan mesajın alındığını gösteriyor. Doğal olarak bu AK Parti'nin siyaset tarzına ve diline yansıyacaktır.

Bu nedenle, partinin yeniden reformcu ve özgürlükçü kimliğine dönmesi gerekir. 

AK Parti, bu sonuçlarla birlikte bazı politikaları gözden geçirebilir ve hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, parti yönetiminde ve hükümette revizyona gidebilir" 

Erdoğan cephesinden yeni bir parti mümkün mü?

Cem Karaca merhumun seslendirdiği ve İlk olarak 1974’te piyasa sürülen, Türkçe rock tarihinin kült şarkılarından biri olan “Namus Belası”nın sözlerini hatırlayalım; “Düştüm mapus damlarına, öğüt veren çok olur / Toplasam o öğütleri, burdan köye yol olur / Ana baba bacı gardaş, dar günümde el olur / Namus belasına gardaş, döktüğümüz kan bizim” 

İşte o hesap; seçim sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a öğüt veren de eksik olmuyor. Onlardan biri de gazeteci Ömer Turan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak "AK Parti'yi kapatmalı, yepyeni bir parti kurmalı"  çağrısında bulunan Turan“Erdoğan AK Parti'yi kapatmalı, yepyeni bir parti kurmalı ve bu yeni partiye kendisi dışında AK partiden hiç kimseyi götürmemelidir. Tek çözüm bu. AK parti miladını tamamladı. Artık AK Parti, Erdoğan’ın sırtında bir yük. Erdoğan bu yükten kurtulmalıdır.”  diyor.

Seçim sonuçları nasıl anlaşılmalı?

- Yerel Seçim 2019 - İttifak, bu kez AKP'ye kaybettirdi, CHP'ye kazandırdı: Ankara ve İstanbul 25 yıl sonra el değiştirdi. Ankara ve İstanbul'da çeyrek asırlık Refah- AK Parti devri bitti.

- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu'da HDP üzerindeki politikaları tuttu, ama büyükşehirlerde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya'da ise ters tepti.

- Süleyman Arslantaş’ın dediği gibi; Adana ve Mersin’de genelde dikkate alınmayan Nusayri seçmen sonucu belirledi.

- Belediyelerin yüzde 56'sı AK Parti tarafından yönetilecek. 

- AK Parti, büyükşehir ve illerde kayıp yaşadı ancak genel oyunu korudu.

- CHP’nin kazanmasında HDP oylarının etkisi büyük.

- CHP, yüzde 30’un üzerine çıktı; Ege ve Akdeniz’de gücünü pekiştirdi.

- Kayyum atanan belediyelerde HDP kayıp yaşadı.

- İttifak’ın olmadığı illerde, Isparta hariç MHP, AK Parti’yi geçti.

- 31 Mart yerel seçimlerinin gayri resmi sonuçları ortaya çıkarken 2014 yılına göre, AK Parti’nin kazandığı büyükşehir ve il belediye sayısı 9 düşerken CHP’nin belediye sayısı 7 arttı. 

- 2014 seçimlerinde, AK Parti 48 büyükşehir ve il belediyesi kazanırken bu sayı, 2019’da 39’a düştü. Aynı dönemde CHP’nin belediye sayısı ise 14’ten 21’e yükseldi. 

- CHP ise büyükşehir ve il belediyelerinde büyük bir çıkış yakaladı. CHP’nin belediye sayısı 14’ten 21’e yükseldi. Bu da “yüzde 50 artış” anlamına geliyor. 

- MHP, bu alanda belediye sayısını 8’den 11’e yükseltirken HDP’ninki ise 11’den 8’e düştü. 

- 2014 seçimlerine BDP katılırken Mardin’de bağımsız aday olarak kazanan Ahmet Türk de hesaplamada bu partinin toplamına eklendi.

- Seçim, “Dolar”ı fırlatmadı.

- En önemli sonuç; MHP’nin bilge genel başkanı Devlet Bahçeli, kendisini ve partisini geniş ölçüde AK Parti tabanına kabul ettirdi.

- MHP, kim ne derse desin; kilit parti. Erken seçim, “MHP’ye rağmen” yapılamaz.

Dış basında 31 Mart yansıması!

Yerel seçimler, dünya basınının da gündemindeydi.

ABD ve Avrupa gazeteleri, yerel seçime ilişkin haberlerinde seçim sonuçlarının; "Erdoğan ve partisinin yenilgisine işaret ettiği ve seçmenin ekonomik durumdan memnuniyetsizliğini sandığa yansıttığını, AK Parti oylarında büyük bir gerileme yaşandığını, sandıktan çıkan seçim sonuçlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidarı için ‘bir darbe’ olduğu…” şeklinde yorumladı, yazdı-çizdi.

Nereden bilsinler ebed-müddet Türk Devleti’nin, şeytana pabucunu ters giydiren toplum mühendisliği yaptığını?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete