Amerika’nın Afganistan’da 'Stinger', Suriye’de 'TOW' (BGM-71) füzesi diplomasisi!
Amerika’nın Afganistan’da 'Stinger', Suriye’de 'TOW' (BGM-71) füzesi diplomasisi!
- 12-06-2019 00:29
- 1643
- 12-06-2019 00:29
- 1643
Doğu Akdeniz’de kuşatılan sadece Türkiye değil. Suriye’de deniz ve hava üsleri ile önemli ölçüde askeri ve mühimmat yığınağı bulunan Rusya da aynı muhasaranın hedefinde.
Suriye rejimi ile ticari anlaşmaları imzalayan ve yatırımlar için önemli tavizler koparan Çin de bu ABD askeri ablukasının farkında ve bundan rahatsız.
ABD ve İsrail desteğini arkasına alan Kıbrıs Rum Kesimi ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının çıkarılması için devam eden sondaj çalışmaları nedeniyle başlayan krize İngiltere; “Rum’la Türk’ün derdi beni mi gerdi” demeyip uzak kalmadı.
İngiltere Hava Kuvvetleri’ne ait 121 adet F-35B tipi savaş uçağı, sonbaharda Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Ağrotur Üssü’ne geliyor. İngiltere’nin halen bu hava üssünde 17 olan F-35B savaş uçağı sayısının 138’e çıkarılması söz konusu.
Suriyeli Muhalifler, Rus, İran ve Suriye Ordusuna göz açtırmıyor!
Suriye sahasında azalan ABD etkisinden söz edilebilir mi? Her ne kadar Trump yönetimi Suriye’den asker çekse de bu açığı Akdeniz donanmasındaki silah gücü ile çoktan kapattı bile.
ABD’nin Suriyeli muhaliflerle yakınlaşması veya eğit donat projesi kapsamındaki ilişkileri uzun süredir devam ediyor.
PKK/PYD/YPG unsularına ABD tarafından gönderilen tırlar dolusu silah ve mühimmatı kapsayan lojistik destek, Suriyeli muhaliflerin envanterine çoktan girdi.
Hatta CIA’nın kadrolu silah tüccarları, serbest piyasadan topladıkları Rus ve Çin silahlarını Suriyeli muhaliflere “İnsani yardım örgütleri”nin kisvesi altında ulaştırdılar.
Türkiye’nin Milli eksenli politikası, Amerika’yı ve Rusya’yı aynı ölçüde rahatsız ediyor!
Rusya’nın, Ankara-Washington görüşmelerinden duyduğu rahatsızlık sonrası Türkiye; göz yumduğu rejim saldırılarına Türkiye’yi, Suriye’de “işgalci” ilan eden Rus ve Suriye yetkililerin açıklamalarının ardından açık kapı bırakmadı.
Hatta Suriye ordusunca Türk askeri noktalarına düzenlenen saldırıların sıklaşması üzerine gidişata müdahale etmek zorunda bırakıldı.
Türkiye; Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) resmi sponsoru.
“ÖSO” da sahada diğer muhalif gruplarla dirsek temasında olduğunu saklamıyor.
Türkiye’nin, muhaliflere NATO envanterine kayıtlı TOW füzeleri ve zırhlı araçları kapsayan silah yardımı gündeme getirilse de muhaliflere lojistik destek sağlayıcı asıl gücün Rusya’yı Suriye’de sıkıştırmayı planlayan PENTAGON olduğu ortada.
Ancak gerek ABD ve gerekse Rusya’nın en büyük stratejik hatası, Türkiye’nin bölgedeki belirleyici ve oyun bozucu gücünü hesaba katmaları oldu.
ABD bunu, PYD/YPG kartına oynamakla yaptı. Rusya ise İdlip’te Türkiye’yi sıkıştırarak yapıyor.
Türkiye’nin ağırlığını koymasıyla sahada dengeler değişti…
“Tavşan kaç tazı tut” oyununda olduğu gibi, Suriye'nin kuzeyinde Hama ve Lazkiye kırsallarında Esed rejimi ile muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmalar ile Lazkiye'deki çatışmalar, Türkmen Dağı'nda ve Kürt Dağı'ndaki Kıbeyne mevkiinde yoğunlaşıyor.
Lazkiye'nin güney doğusunda yer alan Hmeymin Hava Üssü’nün Ruslar’ın kontrolünde olduğu düşünülürse muhalif grupların ne denli ilerleme kaydettiği daha iyi anlaşılabilir.
Hama’nın kuzeyinde Esed güçlerinin kazandığı bazı noktalar, rejim karşıtı gruplar tarafından yeniden ele geçirildi.
Muhalifler, Lazkiye'nin Ayn-el-Hanzir, Raşa, Sandran, Hamrat, Mukattal, Ayn-el-Aşra, Dahar-ebu-Esad, Royset-Ruşu, Nahşebba ve Kara-Galiya ilçelerinde, ayrıca Halep kentinin Hara ve Binyamin mahallelerinde rejim ve Rus askeri birlikleriyle çatışıyorlar.
Suriye’de görevli Rus askeri yetkililerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait gözlem noktalarına ateş açılmasına sessiz kalması, hatta onaylayan pozisyonda tutum takınması, Moskova-Ankara hattındaki diplomatik süreci ağırlaştırarak durma noktasına getirdi.
Türkiye’deki NATO Üsleri Rus Uçaklarını düşürebilir
Eğer doğruysa ki bu gerçekten Türkiye ve Rusya arasında ikinci bir uçak krizine yol açabilir, son haftalarda Rus Uçakları, Türkiye’nin hava sahasını kullanmadan, Suriye’deki üslere iniyor.
Belki de bunun en önemli nedeni geçtiğimiz günlerde ABD 6. Filosu’na ait ABD uçakları ile Rus uçaklarının, Akdeniz üzerinde uluslararası hava sahasında “İt dalaşı”na girmesi olabilir. Eğer Türkiye, hava sahasını Rus savaş uçaklarına kapattıysa, 6. Filo’dan havalanan ABD uçaklarına da yüzde yüz kapatmıştır.
Çünkü bunun en önemli bir başka nedeni halen Türkiye’nin kullanmakta olduğu hava savunma sisteminin NATO tanımlı olması. IFF (Identification Friend and Foe) Dost Düşman Tanıma Sistemi maalesef NATO uyumlu ve NATO IFF cihazlarını ve kodlarını kullanıyor.
Türk ve Rus askeri yetkililer; Türkiye’de İncirlik üssünü kullanan ABD’nin ve diğer NATO unsurlarının Türk hava sahasını kullanan Rus uçaklarını hedef alabileceğini ihtimalinin Akdeniz’deki ABD tahkimatından sonra yüksek olasılık kapsamında değerlendirdiler.
Bilip bilmeyen de “Ruslar’ın Askeri uçaklarının Ankara ile Moskova arasında tırmanan gerginlikten dolayı Türk hava sahasını kullanmadığını…” gündeme taşıdı. Oysa perde arkası çok daha farklı.
Eğer iddia edildiği gibi öyle olsa Ruslar bir an önce Türk dostlarına S-400’leri teslim etmek için adeta çırpınır mı?
Tuğgeneral Viktor Kupçişin kim biliyor musunuz?
Rusya'nın “Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi” Başkanı Tuğgeneral Viktor Kupçişin -ki ben ona felaket tellalı diyorum- muhalif grupların, Suriye ordusunun savunma hattını delme amacıyla roketli saldırılarını sıklaştırdığından ve ateşkesi ihlal ettiklerinden şikâyetçi.
Hani 12 Aralık 2017’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'nin Lazkiye kentinde bulunan Hmeymim Rus askeri üssüne sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdiğinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın misafir liderle yan yana yürümesi, Rus general tarafından engellenmişti ya, işte o general bu Tuğgeneral Viktor Kupçişin’di.
Rus askeri istihbaratının önde gelen isimlerinden.
Ruslar Suriye’de Türklerle Hareket Etmezse Amerikalılar TOW Füzesi Diplomasisine Başlayacak!
Unutulmaz Afgan Cihadı, “Türkiyeli İslamcılar”ın ideolojik temellendirmelerinde önemli yer tutar. Çünkü Türkiye’den Afganistan’a giden ve Ruslar’la savaşırken ölenlerin sayısı hayli fazladır.
Amerikalılar için Vietnam ne ise Ruslar için de Afganistan o oldu.
Savaşta, 620 bin Sovyet askeri Afganistan’a gönderildi. Sovyetler Birliği, Afganistan'da 5'i general olmak üzere 14 bin 751 asker kaybetti.
Savaşta yaralanan, sakat kalan ve hasta olan asker sayısı ise 470 bin kişi civarındaydı. Dünyada en iyi silahlı kuvvetler arasında sayılan Kızıl Ordu, en geri kalmış ülkelerden Afganistan'da büyük hezimete uğradı.
Yine resmi rakamlara göre Ruslar, askeri malzeme olarak 451 helikopter ve uçak, 147 tank ve 443 top, 11 bin kamyon ve petrol tankeri kaybetti.
İşgalin Sovyetler'e maliyeti 50 milyar dolar oldu. İşgal sırasında ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntı Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecini hızlandırmıştı.
Amerikalılar Afganistan Mücahitlerine Stinger Füzelerini vermişti!
ABD’nin “Mücahitlere” hatırı sayılır yardımı işgalin ilerleyen yıllarında oldu. ABD uçaksavar “Stinger” füzeleri vermeye başladığında savaş, Afgan direnişçiler açısından kazanılma noktasındaydı.
Buna rağmen ABD, Afgan direnişini kendisine mal etmeyi bildi.
Stinger füzeleri, Afganistan Mücahitleri ile Sovyetleri Birliği savaşında meşhur oldu. Yerden havaya uçak ve helikopterlere karşı etkili bir füze idi.
Stinger Füzeleri’nin Afganistan Savaşı’nın seyrini değiştirmesi gibi 2014’te Suriyeli muhalifler Amerikan yapımı TOW füzelerini ilk kez Lazkiye’de kullanmasından sonra özellikle savaş taktikleri gerilla savaşından cephe hatlarındaki savaşlara doğru evrildi.
Günümüzde Suriyeli Muhaliflerin elinde bolca bulunan TOW (BGM-71); ABD tarafından geliştirilen yarı otomatik güdümlü SACLOS sınıfı bir tanksavar füzesi.
TOW kısaltması İngilizce Tube Launched Optically Tracked Wire Command Link Guided yani Tüpten Fırlatılan Optik Olarak İzlenilen Kablo Güdümlü Füze anlamında.
1970’de üretilen füze sistemi, dünya çapında özellikle batı ülkeleri arasında en çok kullanılanlar arasında. Halen üretimine devam edilen füze, her türlü pasif zırhı delip geçiyor.
Füze, hedefe ulaştığında yüksek delicilik özelliği sayesinde tankın bir tarafından girip diğer tarafından çıkıyor. İçindeki mürettebatla birlikte tankı ve tankın içindeki mühimmatı da yok edebiliyor.
İran, elde ettiği TOW füzeleri üzerinde çalışmalar yaparak bu füzenin kopyası olan Toophan modelini geliştirdi ve seri üretime geçti.
Uzun lafın kısası Suriye’deki muhaliflerin rejim ordusu ile savaşlarında önemli bir yer tutan anti-tank füzelerinin büyük bir kısmı Çin ve Rus yapımı.
Muhalifler tarafından kullanılan anti-tank füzelerinin menşeleri şöyle;
Çin yapımı HJ-8,
Çin yapımı HJ-73C,
Fransız-Alman yapımı MILAN,
İran yapımı I-RAAD-T,
Rus yapımı 9M14 Malyutka [AT-3 Sagger],
Rus yapımı 9K111 Fagot [AT-4 Spigot],
Rus yapımı 9M113 Konkurs [AT-5 Spandrel],
Rus yapımı 9K115 Metis [AT-7 Saxhorn],
Rus yapımı 9M133 Kornet [AT-14 Spriggan] ve
Amerikan yapımı BGM-71 TOW füzeleri.
Kıssadan Hisse:
“Biri Ermeni, biri Kürt, diğeri Türk üç arkadaş yolda giderken susamış; o sırada gözlerine bir bağ ilişmiş. Salkım salkım üzümler…
- Girelim bahçeye, sahibi varsa parasını verir afiyetle yeriz. Yoksa, bir iki salkım üzümden ne çıkar!.. diye düşünmüşler.
Üzümleri tam yemeğe başlamışlar ki, bağın sahibi gelmiş. Ermeni'nin üzerinde papaz kıyafeti varmış. Onun, farklı bir dinden olduğu anlamış bağ sahibi; diğer ikisine sormuş:
- Siz kimsiniz, nesiniz?
Biri Kürt, diğeri Türk olduğunu söyleyince, üçüyle bir arada başa çıkamayacağı için, basmış papaza dayağı.
- Bunlar benim din kardeşim. Ya sana ne oluyor?
Papaz;
- Parasını ödeyecektim..
dese de, bağcının sopası, sırtına inip duruyormuş.
Kürt ve Türk, tepki vermeden bu dayağı seyretmiş.
Papaz yere yıkılınca, bağcı bu defa Kürt adama dönmüş:
- Sen benim din kardeşimsin ama, gene de kuyumuzu kazarsın. Arkadaşınla aynı ırktanız. Benim kanımdandır. Yesin malımı, helâli hoş olsun.
Bu defa Kürt'ü dövmeye başlamış, Türk'ün sesi çıkmamış.
Onu da hakladıktan sonra, bağcı, Türk'e yönelmiş:
- Tamam anladık, Türk’sün, aynı kandanız, aynı dindeniz fakat sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?..
diye sormuş; bu defa ona vurmaya başlamış.
Türk, bir yumrukla yere yuvarlanınca Kürt'e dönmüş ve:
- Biz…
demiş…
- İlk başta, papazı dövdürmeyecektik.
Ruslar da Suriye’deki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözlem noktalarına saldırılmasına izin vermeyecekti.
Anlayan anladı!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
Doğu Akdeniz’de kuşatılan sadece Türkiye değil. Suriye’de deniz ve hava üsleri ile önemli ölçüde askeri ve mühimmat yığınağı bulunan Rusya da aynı muhasaranın hedefinde.
Suriye rejimi ile ticari anlaşmaları imzalayan ve yatırımlar için önemli tavizler koparan Çin de bu ABD askeri ablukasının farkında ve bundan rahatsız.
ABD ve İsrail desteğini arkasına alan Kıbrıs Rum Kesimi ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının çıkarılması için devam eden sondaj çalışmaları nedeniyle başlayan krize İngiltere; “Rum’la Türk’ün derdi beni mi gerdi” demeyip uzak kalmadı.
İngiltere Hava Kuvvetleri’ne ait 121 adet F-35B tipi savaş uçağı, sonbaharda Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Ağrotur Üssü’ne geliyor. İngiltere’nin halen bu hava üssünde 17 olan F-35B savaş uçağı sayısının 138’e çıkarılması söz konusu.
Suriyeli Muhalifler, Rus, İran ve Suriye Ordusuna göz açtırmıyor!
Suriye sahasında azalan ABD etkisinden söz edilebilir mi? Her ne kadar Trump yönetimi Suriye’den asker çekse de bu açığı Akdeniz donanmasındaki silah gücü ile çoktan kapattı bile.
ABD’nin Suriyeli muhaliflerle yakınlaşması veya eğit donat projesi kapsamındaki ilişkileri uzun süredir devam ediyor.
PKK/PYD/YPG unsularına ABD tarafından gönderilen tırlar dolusu silah ve mühimmatı kapsayan lojistik destek, Suriyeli muhaliflerin envanterine çoktan girdi.
Hatta CIA’nın kadrolu silah tüccarları, serbest piyasadan topladıkları Rus ve Çin silahlarını Suriyeli muhaliflere “İnsani yardım örgütleri”nin kisvesi altında ulaştırdılar.
Türkiye’nin Milli eksenli politikası, Amerika’yı ve Rusya’yı aynı ölçüde rahatsız ediyor!
Rusya’nın, Ankara-Washington görüşmelerinden duyduğu rahatsızlık sonrası Türkiye; göz yumduğu rejim saldırılarına Türkiye’yi, Suriye’de “işgalci” ilan eden Rus ve Suriye yetkililerin açıklamalarının ardından açık kapı bırakmadı.
Hatta Suriye ordusunca Türk askeri noktalarına düzenlenen saldırıların sıklaşması üzerine gidişata müdahale etmek zorunda bırakıldı.
Türkiye; Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) resmi sponsoru.
“ÖSO” da sahada diğer muhalif gruplarla dirsek temasında olduğunu saklamıyor.
Türkiye’nin, muhaliflere NATO envanterine kayıtlı TOW füzeleri ve zırhlı araçları kapsayan silah yardımı gündeme getirilse de muhaliflere lojistik destek sağlayıcı asıl gücün Rusya’yı Suriye’de sıkıştırmayı planlayan PENTAGON olduğu ortada.
Ancak gerek ABD ve gerekse Rusya’nın en büyük stratejik hatası, Türkiye’nin bölgedeki belirleyici ve oyun bozucu gücünü hesaba katmaları oldu.
ABD bunu, PYD/YPG kartına oynamakla yaptı. Rusya ise İdlip’te Türkiye’yi sıkıştırarak yapıyor.
Türkiye’nin ağırlığını koymasıyla sahada dengeler değişti…
“Tavşan kaç tazı tut” oyununda olduğu gibi, Suriye'nin kuzeyinde Hama ve Lazkiye kırsallarında Esed rejimi ile muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmalar ile Lazkiye'deki çatışmalar, Türkmen Dağı'nda ve Kürt Dağı'ndaki Kıbeyne mevkiinde yoğunlaşıyor.
Lazkiye'nin güney doğusunda yer alan Hmeymin Hava Üssü’nün Ruslar’ın kontrolünde olduğu düşünülürse muhalif grupların ne denli ilerleme kaydettiği daha iyi anlaşılabilir.
Hama’nın kuzeyinde Esed güçlerinin kazandığı bazı noktalar, rejim karşıtı gruplar tarafından yeniden ele geçirildi.
Muhalifler, Lazkiye'nin Ayn-el-Hanzir, Raşa, Sandran, Hamrat, Mukattal, Ayn-el-Aşra, Dahar-ebu-Esad, Royset-Ruşu, Nahşebba ve Kara-Galiya ilçelerinde, ayrıca Halep kentinin Hara ve Binyamin mahallelerinde rejim ve Rus askeri birlikleriyle çatışıyorlar.
Suriye’de görevli Rus askeri yetkililerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait gözlem noktalarına ateş açılmasına sessiz kalması, hatta onaylayan pozisyonda tutum takınması, Moskova-Ankara hattındaki diplomatik süreci ağırlaştırarak durma noktasına getirdi.
Türkiye’deki NATO Üsleri Rus Uçaklarını düşürebilir
Eğer doğruysa ki bu gerçekten Türkiye ve Rusya arasında ikinci bir uçak krizine yol açabilir, son haftalarda Rus Uçakları, Türkiye’nin hava sahasını kullanmadan, Suriye’deki üslere iniyor.
Belki de bunun en önemli nedeni geçtiğimiz günlerde ABD 6. Filosu’na ait ABD uçakları ile Rus uçaklarının, Akdeniz üzerinde uluslararası hava sahasında “İt dalaşı”na girmesi olabilir. Eğer Türkiye, hava sahasını Rus savaş uçaklarına kapattıysa, 6. Filo’dan havalanan ABD uçaklarına da yüzde yüz kapatmıştır.
Çünkü bunun en önemli bir başka nedeni halen Türkiye’nin kullanmakta olduğu hava savunma sisteminin NATO tanımlı olması. IFF (Identification Friend and Foe) Dost Düşman Tanıma Sistemi maalesef NATO uyumlu ve NATO IFF cihazlarını ve kodlarını kullanıyor.
Türk ve Rus askeri yetkililer; Türkiye’de İncirlik üssünü kullanan ABD’nin ve diğer NATO unsurlarının Türk hava sahasını kullanan Rus uçaklarını hedef alabileceğini ihtimalinin Akdeniz’deki ABD tahkimatından sonra yüksek olasılık kapsamında değerlendirdiler.
Bilip bilmeyen de “Ruslar’ın Askeri uçaklarının Ankara ile Moskova arasında tırmanan gerginlikten dolayı Türk hava sahasını kullanmadığını…” gündeme taşıdı. Oysa perde arkası çok daha farklı.
Eğer iddia edildiği gibi öyle olsa Ruslar bir an önce Türk dostlarına S-400’leri teslim etmek için adeta çırpınır mı?
Tuğgeneral Viktor Kupçişin kim biliyor musunuz?
Rusya'nın “Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi” Başkanı Tuğgeneral Viktor Kupçişin -ki ben ona felaket tellalı diyorum- muhalif grupların, Suriye ordusunun savunma hattını delme amacıyla roketli saldırılarını sıklaştırdığından ve ateşkesi ihlal ettiklerinden şikâyetçi.
Hani 12 Aralık 2017’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'nin Lazkiye kentinde bulunan Hmeymim Rus askeri üssüne sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdiğinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın misafir liderle yan yana yürümesi, Rus general tarafından engellenmişti ya, işte o general bu Tuğgeneral Viktor Kupçişin’di.
Rus askeri istihbaratının önde gelen isimlerinden.
Ruslar Suriye’de Türklerle Hareket Etmezse Amerikalılar TOW Füzesi Diplomasisine Başlayacak!
Unutulmaz Afgan Cihadı, “Türkiyeli İslamcılar”ın ideolojik temellendirmelerinde önemli yer tutar. Çünkü Türkiye’den Afganistan’a giden ve Ruslar’la savaşırken ölenlerin sayısı hayli fazladır.
Amerikalılar için Vietnam ne ise Ruslar için de Afganistan o oldu.
Savaşta, 620 bin Sovyet askeri Afganistan’a gönderildi. Sovyetler Birliği, Afganistan'da 5'i general olmak üzere 14 bin 751 asker kaybetti.
Savaşta yaralanan, sakat kalan ve hasta olan asker sayısı ise 470 bin kişi civarındaydı. Dünyada en iyi silahlı kuvvetler arasında sayılan Kızıl Ordu, en geri kalmış ülkelerden Afganistan'da büyük hezimete uğradı.
Yine resmi rakamlara göre Ruslar, askeri malzeme olarak 451 helikopter ve uçak, 147 tank ve 443 top, 11 bin kamyon ve petrol tankeri kaybetti.
İşgalin Sovyetler'e maliyeti 50 milyar dolar oldu. İşgal sırasında ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntı Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecini hızlandırmıştı.
Amerikalılar Afganistan Mücahitlerine Stinger Füzelerini vermişti!
ABD’nin “Mücahitlere” hatırı sayılır yardımı işgalin ilerleyen yıllarında oldu. ABD uçaksavar “Stinger” füzeleri vermeye başladığında savaş, Afgan direnişçiler açısından kazanılma noktasındaydı.
Buna rağmen ABD, Afgan direnişini kendisine mal etmeyi bildi.
Stinger füzeleri, Afganistan Mücahitleri ile Sovyetleri Birliği savaşında meşhur oldu. Yerden havaya uçak ve helikopterlere karşı etkili bir füze idi.
Stinger Füzeleri’nin Afganistan Savaşı’nın seyrini değiştirmesi gibi 2014’te Suriyeli muhalifler Amerikan yapımı TOW füzelerini ilk kez Lazkiye’de kullanmasından sonra özellikle savaş taktikleri gerilla savaşından cephe hatlarındaki savaşlara doğru evrildi.
Günümüzde Suriyeli Muhaliflerin elinde bolca bulunan TOW (BGM-71); ABD tarafından geliştirilen yarı otomatik güdümlü SACLOS sınıfı bir tanksavar füzesi.
TOW kısaltması İngilizce Tube Launched Optically Tracked Wire Command Link Guided yani Tüpten Fırlatılan Optik Olarak İzlenilen Kablo Güdümlü Füze anlamında.
1970’de üretilen füze sistemi, dünya çapında özellikle batı ülkeleri arasında en çok kullanılanlar arasında. Halen üretimine devam edilen füze, her türlü pasif zırhı delip geçiyor.
Füze, hedefe ulaştığında yüksek delicilik özelliği sayesinde tankın bir tarafından girip diğer tarafından çıkıyor. İçindeki mürettebatla birlikte tankı ve tankın içindeki mühimmatı da yok edebiliyor.
İran, elde ettiği TOW füzeleri üzerinde çalışmalar yaparak bu füzenin kopyası olan Toophan modelini geliştirdi ve seri üretime geçti.
Uzun lafın kısası Suriye’deki muhaliflerin rejim ordusu ile savaşlarında önemli bir yer tutan anti-tank füzelerinin büyük bir kısmı Çin ve Rus yapımı.
Muhalifler tarafından kullanılan anti-tank füzelerinin menşeleri şöyle;
Çin yapımı HJ-8,
Çin yapımı HJ-73C,
Fransız-Alman yapımı MILAN,
İran yapımı I-RAAD-T,
Rus yapımı 9M14 Malyutka [AT-3 Sagger],
Rus yapımı 9K111 Fagot [AT-4 Spigot],
Rus yapımı 9M113 Konkurs [AT-5 Spandrel],
Rus yapımı 9K115 Metis [AT-7 Saxhorn],
Rus yapımı 9M133 Kornet [AT-14 Spriggan] ve
Amerikan yapımı BGM-71 TOW füzeleri.
Kıssadan Hisse:
“Biri Ermeni, biri Kürt, diğeri Türk üç arkadaş yolda giderken susamış; o sırada gözlerine bir bağ ilişmiş. Salkım salkım üzümler…
- Girelim bahçeye, sahibi varsa parasını verir afiyetle yeriz. Yoksa, bir iki salkım üzümden ne çıkar!.. diye düşünmüşler.
Üzümleri tam yemeğe başlamışlar ki, bağın sahibi gelmiş. Ermeni'nin üzerinde papaz kıyafeti varmış. Onun, farklı bir dinden olduğu anlamış bağ sahibi; diğer ikisine sormuş:
- Siz kimsiniz, nesiniz?
Biri Kürt, diğeri Türk olduğunu söyleyince, üçüyle bir arada başa çıkamayacağı için, basmış papaza dayağı.
- Bunlar benim din kardeşim. Ya sana ne oluyor?
Papaz;
- Parasını ödeyecektim..
dese de, bağcının sopası, sırtına inip duruyormuş.
Kürt ve Türk, tepki vermeden bu dayağı seyretmiş.
Papaz yere yıkılınca, bağcı bu defa Kürt adama dönmüş:
- Sen benim din kardeşimsin ama, gene de kuyumuzu kazarsın. Arkadaşınla aynı ırktanız. Benim kanımdandır. Yesin malımı, helâli hoş olsun.
Bu defa Kürt'ü dövmeye başlamış, Türk'ün sesi çıkmamış.
Onu da hakladıktan sonra, bağcı, Türk'e yönelmiş:
- Tamam anladık, Türk’sün, aynı kandanız, aynı dindeniz fakat sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?..
diye sormuş; bu defa ona vurmaya başlamış.
Türk, bir yumrukla yere yuvarlanınca Kürt'e dönmüş ve:
- Biz…
demiş…
- İlk başta, papazı dövdürmeyecektik.
Ruslar da Suriye’deki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözlem noktalarına saldırılmasına izin vermeyecekti.
Anlayan anladı!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete