Azerbaycan yakın geçmişi ve "Hazar’ın Sultanı Mihriban Paşa” ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan akraba mı!..
Azerbaycan yakın geçmişi ve "Hazar’ın Sultanı Mihriban Paşa” ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan akraba mı!..
- 23-06-2018 10:01
- 6869
- 23-06-2018 10:01
- 6869
İşte, yakın tarihin Azerbaycan’ı ve Devlet Başkanı İlham Aliyev'in eşi Mihriban Aliyev’in soy geçmişi ile muhtemel Hakan Fidan akrabalığı...
:
Can Azerbaycan’ın yakın tarihi bilinmezlerle dolu.
Öyle ki insanın, "yalan söyleyen tarih utansın" diye bağırası geliyor.
Bu nedenle objektif tarih yazılırsa hainlerin kahraman, kahramanların da hain olduğu bir tablo karşımıza çıkabilir.
Neden böyle söylüyorum?
Sovyetler Birliği’nin 1990’da dağılma sürecine girmesiyle harekete geçen Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını ilan etti.
Ülkedeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimleri 1992’de düzenlendi.
Bu seçim sonucu Ebulfez Elçibey, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin sonuncu ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk lideri olan Ayaz Mutallibov’dan koltuğu devraldı.
Azerbaycan Devlet Başkanı Ebülfeyz Elçibey, Haziran 1992’de, seçimi kazanır kazanmaz Azeri ordusunu Karabağ’ın üzerine sürdü ve bölgenin yarısını ele geçirdi.
Ancak, Ermeni ordusu tarafından da desteklenen Karabağlı Ermeniler bu toprakları yeniden istila etti.
O dönemde, Azerbaycan’da çok tartışılan bu yenilginin ardında Elçibey’in iktidardan düşmesini sağlamaya çalışan çevrelerin bulunduğu iddiası ortaya atıldı.
Özellikle dönemin Savunma Bakanı Rahim Gaziyev suçlandı.
1993’te Moskova tarafından desteklendiği ileri sürülen isyancı Azeri Albay Süret Hüseyinov’un Elçibey’e karşı başlattığı darbe girişimi sırasında kendisine destek veren birliklerin cepheden çekilmesiyle, Ermeniler'in, Karabağ sınırlarını da geçerek birçok yeri neredeyse hiç savaşmadan ele geçirdiği belirtilmişti. (1)
AZERİ BİNBAŞI: "ERMENİLER İSTERSE TÜM AZERBAYCAN’I ELE GEÇİREBİLİR” DEDİ VE...
Bu bilgiyi doğrulayan Ermeni kaynakları mevcut.
Ermenilere göre; 1993 yazında Azerbaycan kaos içindeydi.
Bakû’de iktidar mücadelesi vardı ve taşra yönetimsiz kalmıştı.
Karabağ güçleri (Ermeni çeteleri), Azerbaycan’da hâsıl olan iç siyasi gerginliği kullandı.
Amerikan Boston Globe gazetesi, Azerbaycan ordusu binbaşısı Mamedov’un sözlerine yer verdiği haberinde "Ermeniler isterse tüm Azerbaycanı ele geçirebilir" cümlesini manşete taşımıştı.
Azerbaycan’ın iç siyasi buhranından faydalanmaya çalışmamaları yönünde kendilerine, Moskova tarafından da olmak üzere birçok kez ikaz edilmiş olmalarına rağmen Dağlık Karabağ Ermenileri bu baştan çıkarmaya dayanamayıp, 12 Haziran'da cephenin orta kısmından saldırıya başladı.
4 Haziran’da Gence’de meydana gelen kanlı olaylardan sonra Elçibey’le aralarında hâsıl olan çelişkiler sebebiyle Huseynov, “kendi” güçlerini Karabağ cephesinden geri çekmişti.
Sonrası zaten malum! (2)
Karabağlı bürokrat ve politikacıların Ermenistan yönetiminde etkisi ne ise Günümüz Azerbaycan Cumhuriyetinde Nahcivanlı bürokrat ve siyasilerinin de nüfuz ve ağırlığı o kadardır.
Öncelikle 25 yıldır Nahcivan kliğinin Bakü idaresinde etkin ve belirleyici olmasının nedenleri üzerinde durulmalı.
Türkiye; Nahcivan konusunda sadece jeopolitik, psikolojik bakımdan değil, hukuki bakımdan da taraftır.
1921 tarihli Kars Antlaşması’nın 5. maddesinde Azerbaycan’a bağlı Nahcivan bölgesinin “otonomi”si Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi altındadır.
Azerbaycan’a bağlı olmakla birlikte, bu ülkeyle fiziki bağlantısı bulunmayan Nahcivan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Türk devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek coğrafi alan.
1. Dünya Savaşında, Türk ordusu, Nahçıvan’ın Ermeni istilasından kurtulmasına öncülük etmişti.
Türk dünyasına açılan tek kapı olan Nahçıvan, Mustafa Kemal Atatürk’ün İran’dan satın aldığı toprakla Ermeni istilasından kurtulmuştu.
Atatürk döneminde, hem ileride özerklik statüsü kazanması hem de o zaman Nahçıvan’la aramızda bir sınır kurulması için İran’la toprak mübadelesi yapılmış, Atatürk ‘Türk Kapısı’ olarak nitelendirdiği Nahçıvan’ın 13 km’lik sınırını İran’dan alarak Nahcivan’la Türkiye arasında bağ kurmuştu. (3)
1921 TARİHLİ ANTLAŞMALAR VE NAHCİVAN’IN ÖZEL ANLAM VE ÖNEMİ...
Nahcivan bugün Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı bir Özerk Cumhuriyet statüsündedir.
Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla (16 Mart 1921) Nahçıvan, özerk bir yapıya sahip olması ve başka bir devlete terk edilmemesi şartıyla Azerbaycan’ın himayesine bırakılmıştır.
Aynı husus, Türkiye, Sovyetler Birliği, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanan Kars Antlaşması’yla (13 Ekim 1921) da teyit edilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Kapısı”, Kazım Karabekir Paşa’nın “Şark Kapısı” olarak nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti (NÖC), Türk Cumhuriyetleri arasında Türkiye’yle fiziki bağlantısı bulunan tek toprağa sahip olması nedeniyle özel bir anlam ve önem taşımaktadır.
Moskova Anlaşması öncesinde müzakereler için Rusya’ya giden heyette yer alan Yusuf Kemal Bey, Ankara’dan ayrılmadan bir gün önce Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş ve “Paşam, Ruslar Nahcıvan üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım?" diye sorunca “Nahcıvan Türk Kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız” cevabını almıştı. (4)
Nahçıvan şehir merkezi ile Türkiye’nin Iğdır şehri arasındaki uzaklık 160 km olup Türkiye ve Nahçıvan arasında 28 Mayıs 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle bağlanan 17 km.lik bir sınır mevcut.
Moskova ve Kars Andlaşmaları ile özerkliği kabul edilen Nahçıvan’ın “Özerk Cumhuriyet’inin teşkili 1924’te gerçekleştirildi.
Anayasası hazırlanarak Özerklik Statüsü’nün yapısı ve işleyişi belirlendi.
Nahçıvan, 1991’e kadar Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlıydı ve Sovyetler Birliği sınırları içerisindeydi.
Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını ilan etmesi ile Nahçıvan da aynı yolda yürüdü.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin fiili yöneticisi konumundaki Haydar Aliyev, 20 Temmuz 1990’da Moskova’dan Bakü’ye, 22 Temmuzda ise doğduğu Nahçivan’a geldi.
21 Ağustos 1990’da Nahçivan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (NÖSSC) Yüksek Sovyeti’nin Yönetim Kurulu, Haydar Aliyev’in Nahçivan Özerk Cumhuriyetinin vatandaşlığı konusunda karar aldı.
30 Eylül 1990 seçimlerinde, Nehrem seçim dairesinden Azerbaycan SSCB’nin milletvekilliğinden, Nahçivan Alt Trikotaj Fabrikası çalışanları tarafından ise Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin milletvekilliğine seçilmiştir. (5)
28 Mayıs 1992’de Dilucu/Sederek sınır kapısının açılışı münasebetiyle dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in Nahçıvan’a ziyarette bulunmuştu. (6)
Bu aktardığım bilgiler ışığında bende oluşan kanaat, Nahçıvan Kliği olarak nitelendirilen siyasi ve bürokrat zümrenin Bakü yönetiminde baskın olmasının en önemli nedeni Ankara’nın bu kliğe verdiği maddi ve manevi destektir.
21 Şubat 2017 itibarıyla Azerbaycan Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı yardımcısı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi, aynı zamanda Haydar Aliyev Vakfının başkanı ve UNESCO iyi niyet elçisi "Mihriban Aliyeva kim" hiç düşündünüz mü?
Mihriban Aliyeva, Azerbaycan’ın ünlü Paşayev ailesinden.
Aileye soyadını veren Prof. Dr. Mir Celal Paşayev; 26 Nisan 1908, İran Erdebil doğumlu.
Önce Gence’ye yerleşti sonra Lenin’in de öğrenim gördüğü Tataristan’daki Kazan Devlet Üniversitesi’ne kaydoldu.
Daha sonra Bakü Devlet Üniversitesi’ne geçti.
1933’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde araştırmacı olarak Azerbaycan Edebiyat Tarihi üzerine yoğunlaştı.
Yüksek lisans tezi olarak meşhur Azeri 15. yüzyıl şairi Fuzuli’nin şiirleri hakkında bir kitap yazdıktan sonra, 1947’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde ünlü mizah dergisi Molla Nasreddin ve yazarlarına özel bir vurgu yaparak doktora tezini tamamladı.
Aynı zamanda aynı yıl Bakü Devlet Üniversitesi’nde profesör oldu ve hayatını, yazmaya ve öğretmeye adadı.
Mir Celal yazdığı küçük öykülerde Azerbaycan’da kurulan Sovyet Bürokrasisini tenkit etti.
Öykülerinde günlük yaşama ilişkin bakış açısı bilgilendirici ve bazen komik bir şekilde abartılı olmasına karşın, bir toplumun sağduyuyu reddetmek, kişisel sezgileri ve inisiyatifi bastırmak için ödüllendirildiği psikolojik dönüşümünü belgelemekte, Sovyetler Birliği’nin toplumu inşa ideolojisine yönelik eleştiriler içermektedir.
Azerbaycan Edebiyat tarihinde "Azerbaycan Türkleri’nin Maksim Gorki’si" olarak bilinir.
Mir Celal Paşayev ile Prof. Dr. Penah Halilov’un birlikte hazırladıkları ‘Edebiyatşinaslığın Esasları’ isimli kitap, halen günümüzde değerini muhafaza etmekte ve üniversitelerde ders kitabı olarak talim edilmektedir.
Mir Celal Paşayev’in iki oğlundan biri Arif Paşayev diğeri de Hafız Paşayev.
Mihriban Aliyev Arif Paşayev’in kızı.
Mihriban Aliyev’in amcası 2 Mayıs 1941’de Bakü’de doğan Hafiz Pashayev de Azerbaycan Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlenmiş birisi.
Diplomat, fizik-matematik bilimleri doktoru Hafız Paşayev 1993-2006 yıllarında Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ABD’deki (aynı zamanda Meksika ve Kanada’da) Büyükelçisiydi.
Pashayev, 1963’te Azerbaycan Devlet Üniversitesi (şimdi Bakü Devlet Üniversitesi) Fizik Bölümü’nden mezun oldu.
1964-1967 yıllarında Azerbaycan Bilimler Akademisi Fizik Enstitüsü’nde çalıştı.
1971’de Kurchatov adındaki Moskova Atom Enerjisi Enstitüsü’nden mezun oldu.
1971-1992’de Azerbaycan Ulusal Bilim Akademisi Fizik Enstitüsü’nde laboratuvar direktörü idi.
1975-1976 yıllarında, California’daki Irvine’deki çalışmalarına devam etti.
1984’te Fiziksel ve Matematiksel Bilimler Doktora derecesini aldı.
1993-2006 yıllarında Azerbaycan’ı diplomat olarak yurtdışında temsil etmiş Hafiz Paşayev, 14 Ağustos 2006 tarihli kararname ile Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı-Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Akademisi Rektörü olarak atanmıştı. (7)
Mihriban Aliyeva’nın babası 1934 doğumlu Arif Paşayev’dir.
Hayatı boyunca fizik alanında akademik faaliyetler yürütmüş, bilimsel keşifler yapmış birisi.
Sovyet bilim çevrelerinde her zaman kilit konumlarda yönetici olarak çalışmış, belli saygınlığı ve çevresi olan bir akademisyen.
Arif Paşayev’in eşi, Mihriban Aliyeva’nın annesi eğitimci ve emektar bilim insanı Nesir İmanquliyev’in kızı; oryantalist, filolog, eleştirmen, çevirmen, Profesör Aida Imanguliyeva.
Aida Hanım; Azerbaycan Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü direktörü iken vefat etmişti
Mihriban Aliyeva bu aile bağlarından dolayı hem Mir Celal Paşayeva’nın hem de Nesir İmanquliyev’in torunudur.
Mihriban Aliyeva’nın annesinin babası Nesir İmanquliyev; 22 Aralık 1911’de Bakü’de doğdu.
“Komunist”, “Yeni Yol”, “Genç İşçi” gazetelerinde çalıştı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de Kırım cephesinde askeri tercüman olarak bulundu.
‘Vuruşan Kırım’ gazetesinin sorumlu sekreteriydi.
Bir yıl sonra, Nasir İmanoğuliyev, “Komunist” gazetesinin sekreteri oldu.
1947’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde pedagoji eğitimine başladı.
Nasir Imanquliyev, 1958’de “Bakü” gazetesini ve "10 Ocak" gazetesini yayınladı.
1963’te Bakü gazetesi Rus dilinde yayınlanmaya başladı.
Nasir İmangülyev, yıllarca neşrettiği iki gazetenin de yazı işleri müdürüydü.
1960-1970 arasında bu iki gazete, Azerbaycan basının gelişmesinde önemli rol oynadı.
Nasir Imanguliyev uzun yıllar Bakü Devlet Üniversitesi’nde pedagojik aktivite profesörüydü.
Genç gazetecilerin cumhuriyet için hazırlanmasına aktif olarak katıldı ve bu çalışmaya katkıda bulundu.
Profesör Nassir Imanguliyev 1998’de Bakü’de öldü.
Nasir Imanquliyev’in tek evladı ise Mehriban Aliyeva’nın annesi Aida Imanguliyeva. (8)
Aida Imanguliyeva’nın annesi ise Gevher Sultanzade, Şivanşahlar Şamahı’nın asilzadelerindendir.
Mihriban Aliyev; sadece bir first lady değil, Kafkaslar’ın Sofia Loren’i olarak anılıyor.
Aliyeva, güzel kızları Leyla ve Arzu’yla birlikte dünyanın stil ikonları arasında gösteriliyor.
Mihriban Aliyev ve kızları Londra, Moskova ve New York ile Bakü arasında bir sanat- stil ağı kurdu.
Balmain, Alexander McQueen, Herve Leger ve Dolce&Gabbana’nın en iyi müşterileri arasında, Hermes Birkin’den, çağdaş sanat parçalarına paranın satın alabileceği her türlü lüksün koleksiyonerleri konumundalar.
Mihriban Aliyev, 1995’te bugün yönettiği Azerbaycan Kültürü Dostları Derneği’nin kurulmasına önayak oldu.
Haydar Aliyev Vakfı’nın da başında olan Mihriban, aynı zamanda parlamento üyesi, UNESCO ve ISESCO’nun iyi niyet elçisi.
Los Angeles Times’da 2010’da yayımlanan bir makaleye göre “Kocasının yerini alabilecek kadar güçlü bir kadın”.
Bu güç, onun genlerinde var.
Kız kardeşi Nigar Paşayeva ise Moskova Devlet Üniversitesi Azerbaycan Bölümü’nün rektörü.
Mihriban Hanım; Bakü Modern Sanat Müzesi’ni kurdu.
Müze önemli kent mirasları arasında yer alıyor.
Mihriban Aliyev ve kızı Leyla, 2012’de düzenlenen Eurovision yarışması ev sahipliği öncesinde Bakü sokaklarına çok ciddi bir imaj yenileme çalışması yaptı.
‘Haydar Aliyev Vakfı’nın da başkanı olan Mihriban Aliyev, kentin en popüler alışveriş merkezi ‘Neftçiler Caddesi’nin köhne binalarını baştan aşağı restore ettirdi, ışıklandırdı.
Escada’dan Armani’ye, birçok moda devinin ülkeye gelmesi için önayak olan Mihriban Aliyev ve kızının çabalarıyla cadde artık ‘küçük Paris’ olarak anılıyor.
Doğal güzelliği nedeniyle dünya çapında bir şöhrete sahip Mihriban Aliyev’in tabii hali görenlerin aklını başından alıyordu.
İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan bir habere göre, Mihriban Aliyev’in: 2008 yılında Dick Chenney’nin eşi Lynn Chenney’yi kahvaltıya çağıran Mihriban Aliyeva’nın genç görünümü, gizli servis üyelerinin bile kafasını karıştırmıştı.
Konsolosluk korumalarıyla fikir alışverişi yapan ekip, kimin anne olduğu konusunda işin içinden çıkamadı ve mantıken annenin ortada oturacağını düşünerek, ona göre hareket etmişti.
Hakkını yememek gerekir, Mihriban Hanım’ın ailesine yaraşır derecede akademik başarıları da var!
Azerbaycan Tıp Üniversitesi’nde ve Moskova Tıp Akademisi’nde eğitim gördü.
Tıp üzerine eğitim hayatını 1988 yılında tamamladıktan sonra da, 1992 yılına kadar Moskova Bilimsel Araştırma Enstitüsü Göz Hastalıkları bölümünde çalıştı.
22 şubat 1983’te İlham Aliyev ile evlendiğinde ise, İlham Bey henüz Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalışan, doktorasını yapmaya çalışan bir gençti!
2004’te Yeni Azerbaycan Partisi’ne üye olan Mehriban Aliyeva, Azerbaycan Millî Meclisi’ne seçildi.
Hatta WikiLeaks tarafından kamuoyuna açıklanan belgelerde kendisinden “eşini gölgede bırakacak kadar güçlü bir kadın” diye bahsediliyordu.
Kültürünü benimseyen biri olarak “anne” figürünü de göstermeye çalışıyor; yeri geliyor hamur açıyor, yeri geliyor namaz kılıyor. (9)
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı, Mihriban Hanımın ailesi Paşayeva sülalesinin tarihi; Karakoyunlulara uzanıyor.
Van Gölü kıyısında kurulan Karakoyunluların merkezi Erciş’ti.
Erzurum ve güneyde Musul’a kadar topraklarını genişleten bu Devletin kurucu boyunun adı Bahani veya Buranlu olarak geçmektedir.
Devlet, en parlak dönemini Kara Yusuf döneminde yaşamıştır.
Karakoyunlular; birçok cami, medrese yaptırmış ve ilim adına alimler yetiştirmiştir.
Timur ile Bayezid arasında yapılan Ankara Savaşı’nda Karakoyunlu Devleti, Osmanlıların yanında savaştı.
MİHRİBAN PAŞA VE HAKAN FİDAN…
Paşayeva ailesinin; Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf döneminde Gencebasargeçer - Gazah - Borçalı civarına yerleşen Karapapak Türklerinden olduğu biliniyor.
Van Erciş’i devlet payitahtı yapan Karakoyunlu devletinin bakiyesi Karapapak aileler günümüzde de bu bölgede yaşamaktadır.
Hatta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın akrabalarından bir kısmı da Erciş’te ikamet eden Karapapak aileler olduğu daha önce basında yer almıştı.
Hazar’ın Sultanı Mihriban Paşa’nın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın soy silsilesi izlendiğinde her ikisinin de akraba olabileceği muhtemeldir.
Tüm bu bilgiler ışığında Arif kızı Mihriban Hanım'ın anne ve babası tarafından Azerbaycan’ın en soylu ve köklü sülalelerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Yine Mihriban Hanımın her iki taraftan da aile büyükleri Türk kültür tarihine önemli katkılar sunmuş ve gökkubbede hoş seda bırakmış seçkin insanlardır.
Mihriban Hanımın baba atası, yüzlerce makale ve esere imza atmış Mir Celal Paşayev’in veciz bir sözünü hatırlatalım; “Benim en büyük eserim ailemdir.”
Azerbaycan’daki gelişmelere bakıldığında; Mir Celal’in bu sözü, tarihe tanıklığının ifadesidir.
.
Bakınız.
1- https://www.milliyet.com.tr/karabag-sorununun–font-color–red–perde-arkasi—–font–siyaset-1135048/
2- https://www.aniarc.am/2015/04/30/karabakh-diary-turkish-part-22-3/
3-https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/05/04/ataturkun-kendi-parasi-ile-toprak-alip-devlete-verdigini-biliyor-muydunuz/
4- İbrahim Ethem Atnur, Osmanlı Yönetiminden Sovyet Yönetimine Kadar Nahçıvan: 1918-1921; Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2001; syf. 439-441
5- https://azerbaijans.com/content_764_tr.html
6- https://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/Mission/MissionChiefHistory
7- modern.az/articles/70502/1/
https://www.mynet.com/haber/foto-analiz/mihriban-aliyev-kimdir-
8- https://mehriban-aliyeva.az/site/biography
9- https://onedio.com/haber/hem-first-lady-hem-cumhurbaskani-yardimcisi-mehriban-aliyeva-ile-ilgili-her-sey-757620
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
.
dikGAZETE.com
İşte, yakın tarihin Azerbaycan’ı ve Devlet Başkanı İlham Aliyev'in eşi Mihriban Aliyev’in soy geçmişi ile muhtemel Hakan Fidan akrabalığı...
:
Can Azerbaycan’ın yakın tarihi bilinmezlerle dolu.
Öyle ki insanın, "yalan söyleyen tarih utansın" diye bağırası geliyor.
Bu nedenle objektif tarih yazılırsa hainlerin kahraman, kahramanların da hain olduğu bir tablo karşımıza çıkabilir.
Neden böyle söylüyorum?
Sovyetler Birliği’nin 1990’da dağılma sürecine girmesiyle harekete geçen Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını ilan etti.
Ülkedeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimleri 1992’de düzenlendi.
Bu seçim sonucu Ebulfez Elçibey, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin sonuncu ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk lideri olan Ayaz Mutallibov’dan koltuğu devraldı.
Azerbaycan Devlet Başkanı Ebülfeyz Elçibey, Haziran 1992’de, seçimi kazanır kazanmaz Azeri ordusunu Karabağ’ın üzerine sürdü ve bölgenin yarısını ele geçirdi.
Ancak, Ermeni ordusu tarafından da desteklenen Karabağlı Ermeniler bu toprakları yeniden istila etti.
O dönemde, Azerbaycan’da çok tartışılan bu yenilginin ardında Elçibey’in iktidardan düşmesini sağlamaya çalışan çevrelerin bulunduğu iddiası ortaya atıldı.
Özellikle dönemin Savunma Bakanı Rahim Gaziyev suçlandı.
1993’te Moskova tarafından desteklendiği ileri sürülen isyancı Azeri Albay Süret Hüseyinov’un Elçibey’e karşı başlattığı darbe girişimi sırasında kendisine destek veren birliklerin cepheden çekilmesiyle, Ermeniler'in, Karabağ sınırlarını da geçerek birçok yeri neredeyse hiç savaşmadan ele geçirdiği belirtilmişti. (1)
AZERİ BİNBAŞI: "ERMENİLER İSTERSE TÜM AZERBAYCAN’I ELE GEÇİREBİLİR” DEDİ VE...
Bu bilgiyi doğrulayan Ermeni kaynakları mevcut.
Ermenilere göre; 1993 yazında Azerbaycan kaos içindeydi.
Bakû’de iktidar mücadelesi vardı ve taşra yönetimsiz kalmıştı.
Karabağ güçleri (Ermeni çeteleri), Azerbaycan’da hâsıl olan iç siyasi gerginliği kullandı.
Amerikan Boston Globe gazetesi, Azerbaycan ordusu binbaşısı Mamedov’un sözlerine yer verdiği haberinde "Ermeniler isterse tüm Azerbaycanı ele geçirebilir" cümlesini manşete taşımıştı.
Azerbaycan’ın iç siyasi buhranından faydalanmaya çalışmamaları yönünde kendilerine, Moskova tarafından da olmak üzere birçok kez ikaz edilmiş olmalarına rağmen Dağlık Karabağ Ermenileri bu baştan çıkarmaya dayanamayıp, 12 Haziran'da cephenin orta kısmından saldırıya başladı.
4 Haziran’da Gence’de meydana gelen kanlı olaylardan sonra Elçibey’le aralarında hâsıl olan çelişkiler sebebiyle Huseynov, “kendi” güçlerini Karabağ cephesinden geri çekmişti.
Sonrası zaten malum! (2)
Karabağlı bürokrat ve politikacıların Ermenistan yönetiminde etkisi ne ise Günümüz Azerbaycan Cumhuriyetinde Nahcivanlı bürokrat ve siyasilerinin de nüfuz ve ağırlığı o kadardır.
Öncelikle 25 yıldır Nahcivan kliğinin Bakü idaresinde etkin ve belirleyici olmasının nedenleri üzerinde durulmalı.
Türkiye; Nahcivan konusunda sadece jeopolitik, psikolojik bakımdan değil, hukuki bakımdan da taraftır.
1921 tarihli Kars Antlaşması’nın 5. maddesinde Azerbaycan’a bağlı Nahcivan bölgesinin “otonomi”si Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi altındadır.
Azerbaycan’a bağlı olmakla birlikte, bu ülkeyle fiziki bağlantısı bulunmayan Nahcivan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Türk devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek coğrafi alan.
1. Dünya Savaşında, Türk ordusu, Nahçıvan’ın Ermeni istilasından kurtulmasına öncülük etmişti.
Türk dünyasına açılan tek kapı olan Nahçıvan, Mustafa Kemal Atatürk’ün İran’dan satın aldığı toprakla Ermeni istilasından kurtulmuştu.
Atatürk döneminde, hem ileride özerklik statüsü kazanması hem de o zaman Nahçıvan’la aramızda bir sınır kurulması için İran’la toprak mübadelesi yapılmış, Atatürk ‘Türk Kapısı’ olarak nitelendirdiği Nahçıvan’ın 13 km’lik sınırını İran’dan alarak Nahcivan’la Türkiye arasında bağ kurmuştu. (3)
1921 TARİHLİ ANTLAŞMALAR VE NAHCİVAN’IN ÖZEL ANLAM VE ÖNEMİ...
Nahcivan bugün Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı bir Özerk Cumhuriyet statüsündedir.
Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla (16 Mart 1921) Nahçıvan, özerk bir yapıya sahip olması ve başka bir devlete terk edilmemesi şartıyla Azerbaycan’ın himayesine bırakılmıştır.
Aynı husus, Türkiye, Sovyetler Birliği, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanan Kars Antlaşması’yla (13 Ekim 1921) da teyit edilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Kapısı”, Kazım Karabekir Paşa’nın “Şark Kapısı” olarak nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti (NÖC), Türk Cumhuriyetleri arasında Türkiye’yle fiziki bağlantısı bulunan tek toprağa sahip olması nedeniyle özel bir anlam ve önem taşımaktadır.
Moskova Anlaşması öncesinde müzakereler için Rusya’ya giden heyette yer alan Yusuf Kemal Bey, Ankara’dan ayrılmadan bir gün önce Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş ve “Paşam, Ruslar Nahcıvan üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım?" diye sorunca “Nahcıvan Türk Kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız” cevabını almıştı. (4)
Nahçıvan şehir merkezi ile Türkiye’nin Iğdır şehri arasındaki uzaklık 160 km olup Türkiye ve Nahçıvan arasında 28 Mayıs 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle bağlanan 17 km.lik bir sınır mevcut.
Moskova ve Kars Andlaşmaları ile özerkliği kabul edilen Nahçıvan’ın “Özerk Cumhuriyet’inin teşkili 1924’te gerçekleştirildi.
Anayasası hazırlanarak Özerklik Statüsü’nün yapısı ve işleyişi belirlendi.
Nahçıvan, 1991’e kadar Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlıydı ve Sovyetler Birliği sınırları içerisindeydi.
Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını ilan etmesi ile Nahçıvan da aynı yolda yürüdü.
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin fiili yöneticisi konumundaki Haydar Aliyev, 20 Temmuz 1990’da Moskova’dan Bakü’ye, 22 Temmuzda ise doğduğu Nahçivan’a geldi.
21 Ağustos 1990’da Nahçivan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (NÖSSC) Yüksek Sovyeti’nin Yönetim Kurulu, Haydar Aliyev’in Nahçivan Özerk Cumhuriyetinin vatandaşlığı konusunda karar aldı.
30 Eylül 1990 seçimlerinde, Nehrem seçim dairesinden Azerbaycan SSCB’nin milletvekilliğinden, Nahçivan Alt Trikotaj Fabrikası çalışanları tarafından ise Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin milletvekilliğine seçilmiştir. (5)
28 Mayıs 1992’de Dilucu/Sederek sınır kapısının açılışı münasebetiyle dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in Nahçıvan’a ziyarette bulunmuştu. (6)
Bu aktardığım bilgiler ışığında bende oluşan kanaat, Nahçıvan Kliği olarak nitelendirilen siyasi ve bürokrat zümrenin Bakü yönetiminde baskın olmasının en önemli nedeni Ankara’nın bu kliğe verdiği maddi ve manevi destektir.
21 Şubat 2017 itibarıyla Azerbaycan Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı yardımcısı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi, aynı zamanda Haydar Aliyev Vakfının başkanı ve UNESCO iyi niyet elçisi "Mihriban Aliyeva kim" hiç düşündünüz mü?
Mihriban Aliyeva, Azerbaycan’ın ünlü Paşayev ailesinden.
Aileye soyadını veren Prof. Dr. Mir Celal Paşayev; 26 Nisan 1908, İran Erdebil doğumlu.
Önce Gence’ye yerleşti sonra Lenin’in de öğrenim gördüğü Tataristan’daki Kazan Devlet Üniversitesi’ne kaydoldu.
Daha sonra Bakü Devlet Üniversitesi’ne geçti.
1933’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde araştırmacı olarak Azerbaycan Edebiyat Tarihi üzerine yoğunlaştı.
Yüksek lisans tezi olarak meşhur Azeri 15. yüzyıl şairi Fuzuli’nin şiirleri hakkında bir kitap yazdıktan sonra, 1947’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde ünlü mizah dergisi Molla Nasreddin ve yazarlarına özel bir vurgu yaparak doktora tezini tamamladı.
Aynı zamanda aynı yıl Bakü Devlet Üniversitesi’nde profesör oldu ve hayatını, yazmaya ve öğretmeye adadı.
Mir Celal yazdığı küçük öykülerde Azerbaycan’da kurulan Sovyet Bürokrasisini tenkit etti.
Öykülerinde günlük yaşama ilişkin bakış açısı bilgilendirici ve bazen komik bir şekilde abartılı olmasına karşın, bir toplumun sağduyuyu reddetmek, kişisel sezgileri ve inisiyatifi bastırmak için ödüllendirildiği psikolojik dönüşümünü belgelemekte, Sovyetler Birliği’nin toplumu inşa ideolojisine yönelik eleştiriler içermektedir.
Azerbaycan Edebiyat tarihinde "Azerbaycan Türkleri’nin Maksim Gorki’si" olarak bilinir.
Mir Celal Paşayev ile Prof. Dr. Penah Halilov’un birlikte hazırladıkları ‘Edebiyatşinaslığın Esasları’ isimli kitap, halen günümüzde değerini muhafaza etmekte ve üniversitelerde ders kitabı olarak talim edilmektedir.
Mir Celal Paşayev’in iki oğlundan biri Arif Paşayev diğeri de Hafız Paşayev.
Mihriban Aliyev Arif Paşayev’in kızı.
Mihriban Aliyev’in amcası 2 Mayıs 1941’de Bakü’de doğan Hafiz Pashayev de Azerbaycan Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlenmiş birisi.
Diplomat, fizik-matematik bilimleri doktoru Hafız Paşayev 1993-2006 yıllarında Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ABD’deki (aynı zamanda Meksika ve Kanada’da) Büyükelçisiydi.
Pashayev, 1963’te Azerbaycan Devlet Üniversitesi (şimdi Bakü Devlet Üniversitesi) Fizik Bölümü’nden mezun oldu.
1964-1967 yıllarında Azerbaycan Bilimler Akademisi Fizik Enstitüsü’nde çalıştı.
1971’de Kurchatov adındaki Moskova Atom Enerjisi Enstitüsü’nden mezun oldu.
1971-1992’de Azerbaycan Ulusal Bilim Akademisi Fizik Enstitüsü’nde laboratuvar direktörü idi.
1975-1976 yıllarında, California’daki Irvine’deki çalışmalarına devam etti.
1984’te Fiziksel ve Matematiksel Bilimler Doktora derecesini aldı.
1993-2006 yıllarında Azerbaycan’ı diplomat olarak yurtdışında temsil etmiş Hafiz Paşayev, 14 Ağustos 2006 tarihli kararname ile Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı-Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Akademisi Rektörü olarak atanmıştı. (7)
Mihriban Aliyeva’nın babası 1934 doğumlu Arif Paşayev’dir.
Hayatı boyunca fizik alanında akademik faaliyetler yürütmüş, bilimsel keşifler yapmış birisi.
Sovyet bilim çevrelerinde her zaman kilit konumlarda yönetici olarak çalışmış, belli saygınlığı ve çevresi olan bir akademisyen.
Arif Paşayev’in eşi, Mihriban Aliyeva’nın annesi eğitimci ve emektar bilim insanı Nesir İmanquliyev’in kızı; oryantalist, filolog, eleştirmen, çevirmen, Profesör Aida Imanguliyeva.
Aida Hanım; Azerbaycan Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü direktörü iken vefat etmişti
Mihriban Aliyeva bu aile bağlarından dolayı hem Mir Celal Paşayeva’nın hem de Nesir İmanquliyev’in torunudur.
Mihriban Aliyeva’nın annesinin babası Nesir İmanquliyev; 22 Aralık 1911’de Bakü’de doğdu.
“Komunist”, “Yeni Yol”, “Genç İşçi” gazetelerinde çalıştı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de Kırım cephesinde askeri tercüman olarak bulundu.
‘Vuruşan Kırım’ gazetesinin sorumlu sekreteriydi.
Bir yıl sonra, Nasir İmanoğuliyev, “Komunist” gazetesinin sekreteri oldu.
1947’de Bakü Devlet Üniversitesi’nde pedagoji eğitimine başladı.
Nasir Imanquliyev, 1958’de “Bakü” gazetesini ve "10 Ocak" gazetesini yayınladı.
1963’te Bakü gazetesi Rus dilinde yayınlanmaya başladı.
Nasir İmangülyev, yıllarca neşrettiği iki gazetenin de yazı işleri müdürüydü.
1960-1970 arasında bu iki gazete, Azerbaycan basının gelişmesinde önemli rol oynadı.
Nasir Imanguliyev uzun yıllar Bakü Devlet Üniversitesi’nde pedagojik aktivite profesörüydü.
Genç gazetecilerin cumhuriyet için hazırlanmasına aktif olarak katıldı ve bu çalışmaya katkıda bulundu.
Profesör Nassir Imanguliyev 1998’de Bakü’de öldü.
Nasir Imanquliyev’in tek evladı ise Mehriban Aliyeva’nın annesi Aida Imanguliyeva. (8)
Aida Imanguliyeva’nın annesi ise Gevher Sultanzade, Şivanşahlar Şamahı’nın asilzadelerindendir.
Mihriban Aliyev; sadece bir first lady değil, Kafkaslar’ın Sofia Loren’i olarak anılıyor.
Aliyeva, güzel kızları Leyla ve Arzu’yla birlikte dünyanın stil ikonları arasında gösteriliyor.
Mihriban Aliyev ve kızları Londra, Moskova ve New York ile Bakü arasında bir sanat- stil ağı kurdu.
Balmain, Alexander McQueen, Herve Leger ve Dolce&Gabbana’nın en iyi müşterileri arasında, Hermes Birkin’den, çağdaş sanat parçalarına paranın satın alabileceği her türlü lüksün koleksiyonerleri konumundalar.
Mihriban Aliyev, 1995’te bugün yönettiği Azerbaycan Kültürü Dostları Derneği’nin kurulmasına önayak oldu.
Haydar Aliyev Vakfı’nın da başında olan Mihriban, aynı zamanda parlamento üyesi, UNESCO ve ISESCO’nun iyi niyet elçisi.
Los Angeles Times’da 2010’da yayımlanan bir makaleye göre “Kocasının yerini alabilecek kadar güçlü bir kadın”.
Bu güç, onun genlerinde var.
Kız kardeşi Nigar Paşayeva ise Moskova Devlet Üniversitesi Azerbaycan Bölümü’nün rektörü.
Mihriban Hanım; Bakü Modern Sanat Müzesi’ni kurdu.
Müze önemli kent mirasları arasında yer alıyor.
Mihriban Aliyev ve kızı Leyla, 2012’de düzenlenen Eurovision yarışması ev sahipliği öncesinde Bakü sokaklarına çok ciddi bir imaj yenileme çalışması yaptı.
‘Haydar Aliyev Vakfı’nın da başkanı olan Mihriban Aliyev, kentin en popüler alışveriş merkezi ‘Neftçiler Caddesi’nin köhne binalarını baştan aşağı restore ettirdi, ışıklandırdı.
Escada’dan Armani’ye, birçok moda devinin ülkeye gelmesi için önayak olan Mihriban Aliyev ve kızının çabalarıyla cadde artık ‘küçük Paris’ olarak anılıyor.
Doğal güzelliği nedeniyle dünya çapında bir şöhrete sahip Mihriban Aliyev’in tabii hali görenlerin aklını başından alıyordu.
İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan bir habere göre, Mihriban Aliyev’in: 2008 yılında Dick Chenney’nin eşi Lynn Chenney’yi kahvaltıya çağıran Mihriban Aliyeva’nın genç görünümü, gizli servis üyelerinin bile kafasını karıştırmıştı.
Konsolosluk korumalarıyla fikir alışverişi yapan ekip, kimin anne olduğu konusunda işin içinden çıkamadı ve mantıken annenin ortada oturacağını düşünerek, ona göre hareket etmişti.
Hakkını yememek gerekir, Mihriban Hanım’ın ailesine yaraşır derecede akademik başarıları da var!
Azerbaycan Tıp Üniversitesi’nde ve Moskova Tıp Akademisi’nde eğitim gördü.
Tıp üzerine eğitim hayatını 1988 yılında tamamladıktan sonra da, 1992 yılına kadar Moskova Bilimsel Araştırma Enstitüsü Göz Hastalıkları bölümünde çalıştı.
22 şubat 1983’te İlham Aliyev ile evlendiğinde ise, İlham Bey henüz Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalışan, doktorasını yapmaya çalışan bir gençti!
2004’te Yeni Azerbaycan Partisi’ne üye olan Mehriban Aliyeva, Azerbaycan Millî Meclisi’ne seçildi.
Hatta WikiLeaks tarafından kamuoyuna açıklanan belgelerde kendisinden “eşini gölgede bırakacak kadar güçlü bir kadın” diye bahsediliyordu.
Kültürünü benimseyen biri olarak “anne” figürünü de göstermeye çalışıyor; yeri geliyor hamur açıyor, yeri geliyor namaz kılıyor. (9)
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı, Mihriban Hanımın ailesi Paşayeva sülalesinin tarihi; Karakoyunlulara uzanıyor.
Van Gölü kıyısında kurulan Karakoyunluların merkezi Erciş’ti.
Erzurum ve güneyde Musul’a kadar topraklarını genişleten bu Devletin kurucu boyunun adı Bahani veya Buranlu olarak geçmektedir.
Devlet, en parlak dönemini Kara Yusuf döneminde yaşamıştır.
Karakoyunlular; birçok cami, medrese yaptırmış ve ilim adına alimler yetiştirmiştir.
Timur ile Bayezid arasında yapılan Ankara Savaşı’nda Karakoyunlu Devleti, Osmanlıların yanında savaştı.
MİHRİBAN PAŞA VE HAKAN FİDAN…
Paşayeva ailesinin; Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf döneminde Gencebasargeçer - Gazah - Borçalı civarına yerleşen Karapapak Türklerinden olduğu biliniyor.
Van Erciş’i devlet payitahtı yapan Karakoyunlu devletinin bakiyesi Karapapak aileler günümüzde de bu bölgede yaşamaktadır.
Hatta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın akrabalarından bir kısmı da Erciş’te ikamet eden Karapapak aileler olduğu daha önce basında yer almıştı.
Hazar’ın Sultanı Mihriban Paşa’nın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın soy silsilesi izlendiğinde her ikisinin de akraba olabileceği muhtemeldir.
Tüm bu bilgiler ışığında Arif kızı Mihriban Hanım'ın anne ve babası tarafından Azerbaycan’ın en soylu ve köklü sülalelerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Yine Mihriban Hanımın her iki taraftan da aile büyükleri Türk kültür tarihine önemli katkılar sunmuş ve gökkubbede hoş seda bırakmış seçkin insanlardır.
Mihriban Hanımın baba atası, yüzlerce makale ve esere imza atmış Mir Celal Paşayev’in veciz bir sözünü hatırlatalım; “Benim en büyük eserim ailemdir.”
Azerbaycan’daki gelişmelere bakıldığında; Mir Celal’in bu sözü, tarihe tanıklığının ifadesidir.
.
Bakınız.
1- https://www.milliyet.com.tr/karabag-sorununun–font-color–red–perde-arkasi—–font–siyaset-1135048/
2- https://www.aniarc.am/2015/04/30/karabakh-diary-turkish-part-22-3/
3-https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/05/04/ataturkun-kendi-parasi-ile-toprak-alip-devlete-verdigini-biliyor-muydunuz/
4- İbrahim Ethem Atnur, Osmanlı Yönetiminden Sovyet Yönetimine Kadar Nahçıvan: 1918-1921; Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2001; syf. 439-441
5- https://azerbaijans.com/content_764_tr.html
6- https://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/Mission/MissionChiefHistory
7- modern.az/articles/70502/1/
https://www.mynet.com/haber/foto-analiz/mihriban-aliyev-kimdir-
8- https://mehriban-aliyeva.az/site/biography
9- https://onedio.com/haber/hem-first-lady-hem-cumhurbaskani-yardimcisi-mehriban-aliyeva-ile-ilgili-her-sey-757620
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
.
dikGAZETE.com