Beceriksizlik süreci ve Galatasaray!..

Beceriksizlik süreci ve Galatasaray!..

Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, görev aldığı eski takımı Galatasaray hakkında açıklamada bulunmuş. Soru gelebilir; Bursaspor’un başındaki teknik adamın yaptığı bu açıklama, Sarı-Kırmızılıları ne kadar ilgilendirir?..

Bir başka soru ise; ‘Zirve yarışında olmayan takım için, kalan haftaların önemi nedir?’

Bu türden soruların karşılığına, UEFA kriterleri etkileyici-belirleyici oldu. Mali kıstaslara uymadığı için Avrupa maçlarından bir yıl men cezası alan Galatasaray için önemli olan, cezasını Avrupa’ya gitmeye hak kazandığı sezonda çekecek olması...

Hal böyle iken siz ‘Sezon Galatasaray için bitti!’ diyemezsiniz. UEFA cezayı kesmeden önce, geçtiğimiz hafta bu satırlarda ‘Sezon Galatasaray için bitmeli...’ demiştik ama, bugün bu saatten itibaren o tez geçerli değil. Alınan cezaya baktığımızda, benzer cezaları daha önce Beşiktaş, Gaziantep ve Bursaspor takımları da çekmişti...

Tıpkı şike sürecindeki cezalar gibi, TFF’nin yapması gereken mali denetimi, UEFA gerçekleştiriyor. Neticeleri de ortada. Daha da ilginci, bu cezanın ‘mahiyetinden’ gerekli dersi/dersleri ne yazık ki çıkarmak gibi bir beceriye sahip olmamamız. Sonrasındaki cezalar, sıradan gibi gözüküyor! Öyle ise yapılması gereken, dahası çözüm ne?..

Bu tabloya baktığımızda, Galatasaray için Avrupa’ya gitmek gibi bir zorunluluk doğuyor. Her maç, kulüp için önem taşıyor. Eğer siz bu sezon cezanızı çekmezseniz, seneye kendinize nasıl bir hedef koyabilirsiniz! Onun için Galatasaray’ın ligin kalan maçlarında iyi sonuçlar almak gibi bir zorunluluğu var...

Madem Süper Lig’in kalan maçları ekip için önem taşıyor ve takımda teknik direktör kim olacak sorusunun karşılığı aranıyor! Bu arayış devam ederken, Hamza Hamzaoğlu’nun takım hakkındaki görüşleri dikkat çekici...

Galatasaray’a bir sezonda üç kupa birden kazandıran Hamzaoğlu, Bursaspor teknik direktörü kimliği ile düzenlediği basın toplantısında eski takımı Galatasaray’a övgüler yağdırdı. ‘Galatasaray’da şampiyonluk yaşadım ve Galatasaraylıyım. Bu demek değil ki; Bursasporlu değilim...’

Ve sözlerini devam ettiriyor; "Ne yapacağız? Geçmişi kapatıp yaşanmamış olarak mı göreceğiz? Yarın buradan ayrıldığım zaman Bursaspor’dan konuşmayacak mıyız? Gerçekleri inkâr etmememiz lazım!"

Bunları dillendirmemizdeki neden, geçmişi silmekten ziyade yaşanan ve söylenenlerden ‘ders’ çıkarmak. Özellikle içinde bulunduğumuz süreçte bu dersler daha da önem taşıyor. Kısacası; yiğidin hakkını yiğide teslim etmek gerek...

İsimler farklı olsa da dün Beşiktaş’a, bugün Galatasaray’a ‘feda’ olarak gelenlerin son örneğidir sarı-kırmızılı takım. Mustafa Denizli eski takımının başına geldiğinde ‘özveri’ derken, giderken ‘feda’ diyemediğine göre. Feda, cefa derken olan, borç batağına sürüklenen kulüplere oluyor. Bunu, her ay katlanan borç rakamlarından anlamak çok kolay...

Galatasaray’ın Mart Ayı Olağan Divan Kurulu toplantısında açıklanan rakam; "Alacak 536 milyon, borç 1 milyar 499 milyon. Net borç 331 milyon dolar." Divanın bu sonucu açıkladığı dakikalarda, Başkan Özbek, UEFA cezasını CAS’a taşımak için girişimlerde bulunulacağını da açıklıyordu. Ne değişecekse!..

Her yazı tamamlanırken, sonucunu bir yerlere bağlamak gibi bir gereklilik vardır. Galatasaray için gelinen nokta, “köşeye sıkışma, idari-mali ‘iflasın’ eşiğinde” manası taşıyor. Bu sadece Galatasaray için değil, diğer kulüplerimiz için de geçerlidir. İçinde bulunulan sürecin ‘net’ karşılığı mı, ‘tamamen beceriksizlik’!..

Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, görev aldığı eski takımı Galatasaray hakkında açıklamada bulunmuş. Soru gelebilir; Bursaspor’un başındaki teknik adamın yaptığı bu açıklama, Sarı-Kırmızılıları ne kadar ilgilendirir?..

Bir başka soru ise; ‘Zirve yarışında olmayan takım için, kalan haftaların önemi nedir?’

Bu türden soruların karşılığına, UEFA kriterleri etkileyici-belirleyici oldu. Mali kıstaslara uymadığı için Avrupa maçlarından bir yıl men cezası alan Galatasaray için önemli olan, cezasını Avrupa’ya gitmeye hak kazandığı sezonda çekecek olması...

Hal böyle iken siz ‘Sezon Galatasaray için bitti!’ diyemezsiniz. UEFA cezayı kesmeden önce, geçtiğimiz hafta bu satırlarda ‘Sezon Galatasaray için bitmeli...’ demiştik ama, bugün bu saatten itibaren o tez geçerli değil. Alınan cezaya baktığımızda, benzer cezaları daha önce Beşiktaş, Gaziantep ve Bursaspor takımları da çekmişti...

Tıpkı şike sürecindeki cezalar gibi, TFF’nin yapması gereken mali denetimi, UEFA gerçekleştiriyor. Neticeleri de ortada. Daha da ilginci, bu cezanın ‘mahiyetinden’ gerekli dersi/dersleri ne yazık ki çıkarmak gibi bir beceriye sahip olmamamız. Sonrasındaki cezalar, sıradan gibi gözüküyor! Öyle ise yapılması gereken, dahası çözüm ne?..

Bu tabloya baktığımızda, Galatasaray için Avrupa’ya gitmek gibi bir zorunluluk doğuyor. Her maç, kulüp için önem taşıyor. Eğer siz bu sezon cezanızı çekmezseniz, seneye kendinize nasıl bir hedef koyabilirsiniz! Onun için Galatasaray’ın ligin kalan maçlarında iyi sonuçlar almak gibi bir zorunluluğu var...

Madem Süper Lig’in kalan maçları ekip için önem taşıyor ve takımda teknik direktör kim olacak sorusunun karşılığı aranıyor! Bu arayış devam ederken, Hamza Hamzaoğlu’nun takım hakkındaki görüşleri dikkat çekici...

Galatasaray’a bir sezonda üç kupa birden kazandıran Hamzaoğlu, Bursaspor teknik direktörü kimliği ile düzenlediği basın toplantısında eski takımı Galatasaray’a övgüler yağdırdı. ‘Galatasaray’da şampiyonluk yaşadım ve Galatasaraylıyım. Bu demek değil ki; Bursasporlu değilim...’

Ve sözlerini devam ettiriyor; "Ne yapacağız? Geçmişi kapatıp yaşanmamış olarak mı göreceğiz? Yarın buradan ayrıldığım zaman Bursaspor’dan konuşmayacak mıyız? Gerçekleri inkâr etmememiz lazım!"

Bunları dillendirmemizdeki neden, geçmişi silmekten ziyade yaşanan ve söylenenlerden ‘ders’ çıkarmak. Özellikle içinde bulunduğumuz süreçte bu dersler daha da önem taşıyor. Kısacası; yiğidin hakkını yiğide teslim etmek gerek...

İsimler farklı olsa da dün Beşiktaş’a, bugün Galatasaray’a ‘feda’ olarak gelenlerin son örneğidir sarı-kırmızılı takım. Mustafa Denizli eski takımının başına geldiğinde ‘özveri’ derken, giderken ‘feda’ diyemediğine göre. Feda, cefa derken olan, borç batağına sürüklenen kulüplere oluyor. Bunu, her ay katlanan borç rakamlarından anlamak çok kolay...

Galatasaray’ın Mart Ayı Olağan Divan Kurulu toplantısında açıklanan rakam; "Alacak 536 milyon, borç 1 milyar 499 milyon. Net borç 331 milyon dolar." Divanın bu sonucu açıkladığı dakikalarda, Başkan Özbek, UEFA cezasını CAS’a taşımak için girişimlerde bulunulacağını da açıklıyordu. Ne değişecekse!..

Her yazı tamamlanırken, sonucunu bir yerlere bağlamak gibi bir gereklilik vardır. Galatasaray için gelinen nokta, “köşeye sıkışma, idari-mali ‘iflasın’ eşiğinde” manası taşıyor. Bu sadece Galatasaray için değil, diğer kulüplerimiz için de geçerlidir. İçinde bulunulan sürecin ‘net’ karşılığı mı, ‘tamamen beceriksizlik’!..